• 11'er kişilik 2 takım arasında daire biçimli bir sahada oynanır. evvela bir takım bowler (atıcı) öteki takım batter (vurucu) takım olur. atıcı topu vurucuyla müdafaa edilen kaleye gönderir, topu vurucunun arkasında duran nanelere değdirmeye çalışmaktadır. (o naneler stump denilen 3 tane bel hizasına gelen direkten ibarettir, üzerlerine bail denilen 2 tane silindirik tahta parçası konur, bunlar en ufak sallantıda devrilirler, topun değdiği belli olur.) vurucu da boş durmaz tabi, topa gelişine vurarak kalesine gerçekleştirilen saldırıyı bertaraf eder.

    atıcı takım tam tekmil sahadayken vurucu takımdan sadece 2 kişi bulunur, sahanın ortasındaki karşılıklı 2 kaleyi korumaktadırlar. atıcı takımın amacı karşı takımın vurucularını bitirmek, vurucu takımın amacı bu süre zarfında maksimum sayı yapmaktır. bir vurucunun oyundan çıkması 5 halde gerçekleşir:

    1- topu karşılayamaz ve top kaleyi devirirse.
    2- top vurucunun bacağına çarparsa ve hakem "araya girmeseydin top kaleyi devirecekti" derse. (leg before wicket, lbw kuralı)
    3- atıştan sonra vurucunun herhangi bir parçası ya da sopası çizgi gerisinde değilken wicket-keeper'in (atıcı takımdan, hemen kale arkasında duran eleman, diğerlerinden farklı olarak kaskı vardır) topu yakalayıp bail'leri devirmesi. (bu durumdan kaçınmak için vurucular genelde topa vurmadıkça çizgi dışına çıkmazlar)
    4- vurucu topu karşılar da top yere çarpmadan atıcı takım tarafından havada yakalanırsa.
    5- vurucu topu karşılayıp koşusuna başladığında yarı yolda iken atıcı takım topu kaleye ulaştırıp naneleri devirmeyi başarırsa.

    vuruş başarılıysa vurucular birbirlerinin kalesine doğru koşmaya başlarlar, topa vuran vurucunun her kale değiştirişi 1 puan olarak yazılır takımının hanesine. bu esnada atıcı takım da sahaya yayılmış elemanları vasıtasıyla topu yakalayıp elden ele iki kaleden birine ulaştırıp devirmek peşindedir. özetle kale korunmasız iken (vurucu çizgiye ulaşamamışken) top ile devrilirse kaleyi korumakla yükümlü vurucu oyundan çıkar. çıkan vurucunun yerine yeni vurucu girer, takımdaki oyuncular bitene kadar bu böyle devam eder, sonra takımların rolleri değişir. atıcı takım da her 6 atışta bir atıcısını değiştirebilir. bu altılık sete "over" denir.

    koşular dışında puan kazanmanın bir başka yolu topu saha dışına göndermektir, bu durumda kaç tur koşulduğuna bakılmaksızın 4 puan eklenir skora. hatta top vuruştan sonra hiç yere değmeden saha dışına çıkarsa 6 puan birden yazılır (ancak bu vuruş stili risklidir, malum momentum azıcık kısa gelse atıcı takımın topu havada yakalama riski vardır). skor runs-wickets cinsinden belirtilir (132 runs, 2 wickets, 342-4, 568-7 filan şeklinde), wickets takımın o ana kadar kaç vurucu harcadığını gösterir. bir başka deyişle wickets 10'u bulduğunda vurucunun "innings"'i tamamlanmış olur, görevler değişir, atıcı takım vurucu, vurucu takım atıcı olur. bir takım vurucuları henüz bitmemişse de çeşitli sebeplerle innings'ini tamamlamayı seçebilir, buna "declaration" denir. kimi zaman da vurucu takımın innings'i belli bir sayıda over ile sınırlıdır. türkçesi; bir innings, de ki, 300 atış sürer.

    krikette oyun süresi değişkendir, test maçı denilen tür 5 gün sürer, innings'lerde over limiti yoktur, sabah 11'de başlar, öğlen 40 dakika öğle yemeği, akşam üstü 20 dakika çay molası verilir, akşam 7'de biter. gerçi hava muhalefeti, gün ışığı yoksunluğu ya da 100 over'i aşmak gibi nedenlerle oyun o gün için erken bitebilir. değerlendirmeye gelince özetle 5 gün sonunda kim daha çok puan yapmışsa o kazanır ama iş biraz daha karışıktır aslında, o yüzden detaydan hoşlanmayanlar burayı atlayabilir:
    ------------------------------------------
    test maçı başında yazı-tura atılır, kazanan taraf kimin önce vurucu olacağını belirler. vurucuya a takımı, atıcıya b takımı diyelim. önce a takımı, sonra b takımı 1. innings'lerini tamamlarlar. bunun sonunda b takımı a takımının 200 ya da daha fazla gerisindeyse a takımı b'yi direk 2. innings'ine başlamaya zorlayabilir. buna enforcing the follow-on denir.

    eğer follow-on gerçekleştiyse, b'nin 2. innings'î sonunda puanı hala a'ya ulaşamıyorsa a kazanır. yok ulaşıp da geçiyorsa a takımı b'nin yeni skorunu geçmek üzere vuruculuğa geçer yani kendi 2. innings'ine başlar. kalan sürede b'yi geçebilirse a takımı kazanır. geçemeden vurucuları biterse (ki bu nadir bir durumdur, follow-on'a zorlayan takımlar kolay kolay bu duruma düşmezler) kaybeder. ikisi de olmazsa (süre bitmişken a takımı hala oynuyorsa) durum beraberedir.

    eğer follow-on gerçekleşmediyse a takımı tekrar vuruculuğa geçer, yani 2. innings'ine başlar. süre bitene kadar 2. innings'ini bitiremezse durum eşitliktir. b takımının skorunu aşamadan 2. innings'ini bitirdiyse kaybeder. yok geçtiyse, b takımı 2. innings'ine başlar. eğer b takımı süre bitene kadar a'nın toplam skorunu aşarsa b takımı kazanır. eğer a'yı aşamadan 2. innings'ini tamamlarsa a takımı kazanır. ikisi de olmazsa (süre bittiğinde b takımı hala oynuyorsa fakat hala a'yı geçememişse) durum beraberedir.

    her iki takım da iki innings'i tamamlarsa ve puanları eşitse durum mutlak eşitliktir, bütün kriket tarihi boyunca sadece iki maçta vuku bulmuştur sözkonusu durum. her iki maç da tüm zamanların en heyecanlı maçları arasında yer alırlar. test maçlarında skor açısından bir örnek verelim, bir innings genelde 400-500 mertebesinde biter, 600 üzerinde koşu yapmış takımı oldukça başarılı bir oyun geçirmiş kabul edebiliriz.
    ------------------------------------------

    one-day cricket denilen bir başka türde ise oyun 1 gün sürer, innings'ler 300 atışla sınırlıdır (50 over), her takım ancak tek innings oynar, kurallar biraz daha sıkıdır. genelde 5 günlük test maçlarını sıkıcı bulanlar için oldukça heyecanlı ve hareketli bir oyundur, taktiksel inceliklerden çok kişisel becerilerin öne çıktığı bir oyundur zira. genelde uluslararası müsabakalarda tercih edilir bu oyun türü.

    kurallar bilinmeden bok gibi sıkıcı, bilindiği taktirde seyretmesi oldukça zevkli bir oyundur. avusturalya, bangladeş, ingiltere, hindistan, kenya, yeni zelanda, pakistan, güney afrika, sri lanka, west indies (karayipler) ve zimbabwe kriketin en yaygın bilindiği ve oynandığı ülkelerdir, sözkonusu ülkelerin bir ligi de vardır, sürekli birbirlerini ziyaret ederler.
  • iyi oyundur, guzel oyundur, baseballun yandan yemisidir hatta, fakat kriket'in en ilginc unsuru, rating kaygisiz bir spor olmasidir. acarsiniz televizyonu, mesela bir ingiltere-hindistan maci vardir (bir de bu kriket'in hic gercek oyununa denk gelmedim ben hep "test run" mi ne, sanki "abi bu yalan, biz aslinda isiniyoruz esas mac haftaya" tadinda hazirlik maci sifati yuklenmis karsilasmalara maruz kaldim) diyelim ki aksam saat 20:00'da baslamis, oturup izlemeye koyulursun. saatler ilerler, 01:00'i bulur, yine "ulan camasir makinasi mi izleseydim" diye dusunup uzulursun cunku skor daha 4-2 gibi yavan bir skordur, 5 saatte bi adam gibi vuramadiniz su topa diye ekrana kufredilip, kriketin ibne sporu olduguna kanaat getirilir; ne de olsa topa soyle adam gibi vurmaktansa ay aman aman tasaklarima gelmesin edasiyla sopayla one dogru bir hamle yapmak suretiyle harbiden yumurtaliklara gelse siki basi dagitacak sertlikte olan topu savusturmaktan baska bir sey yapmiyordur adamlar.
    neyse efendim, ertesi sabah uyandiginizda olur da spor haberlerine rastlarsaniz ayni macin skoru gozunuze ilistiginde dumurlara suruklenirsiniz, maca ne olduysa, adamlara ne verdilerse olay bir anda kopmus, 128-74 gibi gudik bir sonuc ortaya cikmistir ilk gunun sonunda (kriket bir de boyle, gunler suruyor.) "eööeh mna koim" diye hayiflanip yine heyecanla aksam canli yayini izlemeye koyulursunuz ama yine mac boyunca yasanan tek atraksiyon atici ve takiminin her kritik pozisyonda hakeme adeta "hocam bu pozisyon icin ne diyeceksiniz" dercesine haaavsdeeeeeeeeeeeeaaaaaaaaaaaaaatttttttttttt"* diye anirmalari veya "hocam bariz penalti bu" misali "detsssssaaaaaaaaaaaaaaaaaattttttttt"* seklinde honkurmeleri olur. yine bayip mac 132-79'ken uyumaya karar vermek, ertesi sabah size 265-176 olarak geri donecek bir hatadir.
    bence sirf bu yuzden futbolun besigi ingiltere'dir diyecem ama o zaman kriket'e gonul verip de futbol'da esamesi okunmayan nice ulkenin ahini almaktan korkuyorum. kabahat bendedir belki, kriket onlarin zaman diliminde daha verimli bir spor oluyorsa, ekranlarin basina milyonlari topluyorsa ben ne yapayim.
  • bir hintlinin yaninda meyilli bir konu gectiginde kacirmayip kriketin ne kadar bo$ bir spor oldugunu soylemekten cekinmeyin. 6000 yillik hindu sabrinin da bir siniri oldugunu goreceksiniz.
  • 12 mart 2006 gunu, tarihinin en guzel maci oynanmis spor dali. johannesburg'da oynanan tek gunluk/50 over'lik guney afrika - avustralya macinda sahaya vurucu olarak cikan avustralya, 434 sayi yaparak 50 over'lik bir milli macta 400 barajini gecen ilk takim olmustur (50 over'da ortalama 200-250 sayi normal, 300 epey yuksek kabul ediliyor), ancak guney afrika kendi sirasi geldiginde 49.5 over'da 438 sayi yaparak bu super rekoru aninda kirmis, izleyen herkese (bkz: ohannesburg) dedirtmistir. bunun futbol'daki karsiligi ilk yarisini arjantinin 9-0 maglup kapattigi macta brezilya'yi 10-9 yenmesidir.
  • bunu oynayanda valla hic akil yok. herifler 3 gün mac yapiyor ondan sonra berabere bitti diyo ya...
  • dün gece nefret ettiğim spor dalı.

    olm ben doğma büyüme türküm, futbolu bu kadar öğrenmedim hiç ya.. bi yolda gırtlağımdan yakalayıp boğazımdan aşağı kriket sokmadıkları kaldı. taksimden metroya doluşan galatasaray hırbolarını düşün.. şimdi o metronun bütün ülke olduğunu, galatasaray holiganlarının da o ülkedeki herkes olduğunu düşün. aha o vaziyet buralar şu an. tabi ki yeni zelanda dan bahsediyorum.

    dün akşam (öyle anlıyorum ki) çok başabaş giden bir oyun sonunda kıl payıyla güney afrikayı yenerek, yeni zelanda dünya kupası finaline kaldı. oyun da auckland'da oynanıyordu. dolayısıyla bi delirmeler bi birşeyler..

    lan yarın erken kalkıcam, bi de uykusuzum, evin içinde sürekli çığlıklar, tepinmeler...

    kriket lan! ne kadar heyecanlı olabilir ki.. kriket dediğin arada bi skora göz atarak izlenecek bir spor. en son yeni zelanda sanırım son vuruşuyla aldı da maçı, skerim diyip kalktım yataktan. salona geldim, parti var. yarın sabah 5'te kalkması gereken manita gecenin ebesinde salonun ortasında tepiniyor, alkol gırla.. ev arkadaşları sarhoş, herkes yarın gidilecek işi sallamış vaziyette.

    bak burada dünya kupası diye restoranlar promosyon filan yapıyolar ha. sen hiç duydun mu tr'de futbol dünya kupasında türkiye oynuyo diye indirim yapan rastoran? otobüslerde indirimler filan?

    demek ki rugby dünya kupası filan olsa direk ülkeyi kapatıp parti yapacaklar.

    neyse yani. öyle bi spor kriket. ilk geldiğimde millet tv'de izlerken "hangi spor ki bu?" demiştim de inanamamışlardı bilmediğime. şu an ilgilensem de ilgilenmesem de "guptill çıkacağına mccallum çıksın abi, kontrolsüz sallıyo, 40-50 arası iyidir ama her topa girmeye çalışmasa iyi be abi" diye izliyorum. sorsan futbolcu biliyo musun diye, beşiktaş diye takım var onu biliyorum derim.

    türkiyedeki futbol fanatizmi beni o kadar futbolun içine sokamamıştı, buradaki kriket fanatizmini sen anla.
  • böyle bir spor dalının var olduğunu ingilizce kursunda öğrenmiştim.

    nasıl mı? kursa beyaz pantolon ve beyaz polo t-shirt'le gittiğimde ingiliz hoca kriket oyununu biliyor musun? onlar da böyle bembeyaz giyiyorlar, dedi. bön bön baktık adamın suratına. ama ingiliz oyunuymuş ve tabi ki ingiliz sömürgesi ülkelerde de oynanıyormuş. o yüzden bilmememize sevindik. yaşa mustafa kemal paşa yaşa..
  • bir ülkenin geçmişinde ingiliz sömürgesi olup olmadığının göstergesi spor.

    bir de, spiker heyecanlı, seyirci coşuyor, sahada bir bok yok. niye heyecanlanıyorlar anlamıyorsun.
  • bir ingilize sövün, taşşak geçin, yolda omuz atıp kavga çıkartın, “abi senin hanımı bi fransızla baçata yaparken görmüşler” deyin ama asla ve asla kriketi “ya canım şu beyzbola benzeyen spor işte” diye tanımlamayın. acayip kıl oluyorlar. ortamı derin bir sessizlik sarıyor.

    bir de kendilerinin yalancısıyım, söylediklerine göre kriket sporunun ortaya çıkmasının sebebi bira. abi öyle bi oyun bulalım ki hem oynayalım hem içelim diye pub’ların arka bahçelerinde ufaktan başlamışlar. sonra da almış yürümüş.
  • dünyadaki en manasız sporlardan biri, hatta spor demek bile zor, süveter giyilen spor mu olur lan?! ingiliz etkisinin görüldüğü her ülkede olduğu gibi güney afrika'da da çok popülerdir ama rugby'nin yerini tutması mümkün değil.
hesabın var mı? giriş yap