• korn hakkında entry girmemişim, ne enteresan... uzun bir entry ile, lise dönemime iniyorum, okumak istemeyen pas geçebilir.

    sanıyorum sene 2003 falan, çok iyi hatırladığım bir sony cd çalarım var, üzerinde walkman yazan zamanlardan bir cihaz, cd’nin içeride döndüğünü görüyordunuz. harçlıklarımı da biriktirip philips kulaklık almıştım, kaliteli bir şeydi.

    okulum tam tünel’deydi o dönemde. liseye yeni başlamıştım. servisle ataköy’den gidip geliyordum. yol trafik yüzünden uzun sürüyordu, haliyle bolca müzik dinleme şansım oluyordu. o zamanlar akıllı telefon falan yok, çevreyi izleyerek müzik dinlemek en makul seçenek...

    genel olarak, rock-metal müzik dinliyordum. o zamanlar yeditepe üniversitesi ruhuma girmemiş, pop kültürüne tam olarak uzak haldeyim. saf bir metalci bile sayılabilirdim.

    14 yaşında okul çıkışı rock barlara gidip, içeride 2 bira içince kendini çok büyümüş zanneden, çok cool olduğuna gönülden inanan, gömleği dışarda, kravatı aşağıda, gömlek içinde siyah metal grubu tişörtü ile protest bir metalci liseli düşünün. heh, ben oydum işte.

    tünel’den taksim’e yürürken, solda çiçek pasajını geçince bir ufak pasaj daha vardı, tam adını hatırlayamadım. bilenler yeşillendirebilir. o pasajın en sonundaki dükkanda, çoğu yerde bulunamayan cd’ler satılıyordu, çoğu orjinal değildi ama, derdimiz orjinal olması da değildi. aynı zamanda iron maiden, dark tranquility, dream theatre tişörtleri falan satılırdı. oradan bolca alışveriş yapar, yeni yeni albümler alır dinlerdim. genelde cuma günü okul çıkışı servise binmez, taksime yürürdüm. arkadaşlarla buraya gelir, alışveriş yapar, o hafta dinlenecek albümleri falan alır, oradan nevizade’de bira içip evlere dağılırdık.

    işte o dönemde, korn dinlemeye ve gerçekten sevmeye başladım. o yıllarda, korn, müziğinin içine elektronik müziği dahil etmemişti pek. untouchables albümü yeniydi. o dönemde neye isyan ettiğimi bilmiyordum. bugün, o zamanlar neyin eksik olduğunu çok iyi görüyorum hayatımda. (bkz: alone ı break) şarkısını özellikle tavsiye ederim o albümden.

    korn’un tüm albümlerini almıştım, devamlı dinliyordum. o dönemde bas gitar çalıyordum. grubumuzla kendimizce korn çalmaya çalışıyorduk (çalamıyorduk) eğleniyorduk.

    tabii ki o dönemde internetten korn ile ilgili bulduğum tüm videoları, konser kayıtlarını indirmiştim.

    derken, bu abiler 2005 senesinde muhteşem bir organizasyon olan rock’n coke ile, türkiye’ye geleceklerini duyurdular. nasıl heyecanlıyım ama, hayatımda festival mi bilirim? çadır falan aldık hemen, biletleri aldık. bu arada o konuda da iki satır yazmam gerekli, 2005 rock’n coke, türkiye’de yapılmış en güzel organizasyonlardan birisi olabilir. şu listeye bakar mısınız?
    görsel
    tek soru, ceza’nın orada ne işi var? hala anlam veremiyorum açıkçası. neyse, süper bir organizasyondu.

    öğlen 12 gibi kurulduk sahne önüne, en önden izleyeceğiz korn’u...

    su aldım ama, 3 şişe su, güneşin altında kime yeter? öldük resmen. akşam olana kadar tükendik, birbirinden iyi müzisyenler çıktı arka arkaya, en son korn çıktı. deliriyordum. hayranı olduğum adamların dibindeydim. blind çaldılar, yanlış hatırlamıyorsam giriş şarkısıydı, belki o kadar coşmamışımdır hayatımda bir daha, öyle güzel bir ortam vardı. derken mucizevi bir olay yaşandı. another brick in the wall coverı esnasında, tam solo kısmında, tam başlangıçta bir yağmur başladı. tam o an, o saniye, ayarlasan yapamazsın. o konserde olanlar hatırlayacaktır. o tesadüf, o an, gerçekten etkileyiciydi.

    konser bitti, çadıra geçtim, hayatımda yaşamadığım kramplar ve bacak ağrıları ile geçti gece. o kadar susuz kalıp, yorulmuştum ki, bitik vaziyetteydim. sonra geçti tabii. değdi mi? almanya konser dvd’si ile birebir aynı performansı sergilemelerine üzüldüm, ama değdi. özellikle yağmur çok iyiydi.

    sonradan elektronik müziğe kaydılar iyice, ben de dinlemeyi bıraktım.

    hala ne zaman arabada veya motosiklet üzerinde korn açsam, o lise dönemime dönerim, güzel anıları hatırlar gülümserim.

    yakın tarihin güzel bir hatırasıdır korn benim için.
  • korn yaş 15 te kaldı ben artık öyle şeyler dinlemem küstahlığında gezinsekte fark ettim ki özlemişim.açıp dinliyorum şuan geçmişi yad eder misali.

    youtubetan thoughtless i adidası falling away from me yi freak on a leash ı shoots and ladders ı somebody someone ı hepsini götüme sokmak istercesine şevkle dinliyorum elimde bi kutu pepsiyle gece gece
  • all day i dream about sex..evet..bu parcayi a.d.i.d.a.s die kısaltip o zamanlarki sponsoru adidastan aldigi parayi fazlasiyla hakeden eşorfman-spor ayakkabi pazarlama grubu..
  • isaretlerin baslik yerine gecmemesi uzerine 'k@#¿%!' adli parcasina entry girilemiyen gurup.
  • muzikal devrimler dunyanin acayip noktalarindan basliyabilir: athens,georgia. aberdeen, washington. bakersfield, califaornia….
    evet bakersfield; death valley nin biraz batisinda ufacik ve kurak bir sehir. bi david lynch filmine set olmaktan oteye gidemiyen bir mekan. fieldy, james “munky” shaffer, david silveria, brian “head” welch, we eski bir savci yardimcisi ve gecmisi sorunlu bir velet olan jonathan davis, bakersfield den cikipta los angeles a geldiklerinde kimseni ruhu bile duymamisti bu olayi. ama korn iste boyle kurulmus. hepsinin ortak noktasi, geldikleri shehir ve o zamanlar populer olan shehirli hip-hop u, ve sert death metal riff leri. ama guruubun huntington beach teki ilk studyolarindan (studyo denebilirse tabii) cikan ses yepyeni bir muzikal akimin oncusu oldu.
    iki yila yakin bir sure turnelerde gectikten sonra, 1994 te korn ilk albumu icin immortal records ile bir sozleshme imzaladi. korn un acilisi, tanrisal, derinden gelen ve insani test edercesine sorulan “are you ready?!"sorusuyla baslar ve shaffer ile welch in belkide shimdiye kadar rock muzikte duyulmamis kadar sert gitar soundlari ile sanki bir firtina etkisi yaratir. bu baslangic, rock muzigi biraz takip edenlere hemen black sabbath in ilk albumlerini hatirlatir. ama vokalist jonathan davis in cadilardan ve hortlaklardan bahsetmeye pek niyeti yoktur. o zaten gercek hayattaki seytanlara ugrasmaktadir. “faget” ve “shoots and ladders” aslinda davis in cocukluk acilarini itirafindan baska birsey degildir. ve albumun sonlarina dogru j.davis in neredeyse agliyacak gibi olmasida ( “daddy”) bu olayi iyice su ustune cikarir.

    “are you ready?!” hazirmisiniz? yaptiklari muziye, o zamanlar, radyolarin ve mtv nin henuz hazir olmadigi kesin. bu nedenle korn kendini gosterebilmek ve muzigini paylasabilmek icin yeniden turneye cikar. bu sefer istikamet ozzfest tir. o siralarda dunyada bu tarz muzik yapan tek gurup korn dur.
    1996 da cikan “life is peachy” albumu, gurubun sert imajin percinlemekle birlikte insanlara, korn dan pekte beklemedikleri bir seyi daha gostermistir: mizah!!!
    war’ un “lowrider” ina yaptiklari cover bu mizah anlayisinin bir ornegidir. bir baska onek ise, bircok kimsenin farkli yaklasimina ragmen, a dan z ye bir terbiyeziklik lugati olan k@#%! dur. bir okul muduru ogrencilerinden birine, korn t-shirt u giydigi icin disiplin cezasi verirken “bu gurup tam bir terbiyesizlik urunu ve seytanin sozcusu” demistir. ogrencinin affedilmesine karsilik gurubun actigi davadan vazgecmesi, korn un yasaminda yenibir sayfanin acilmasina vesile olmur. bu, gurubun fan lari icin verdigi bircok mucadelenin ilk ornegidir.
    1998 deki “follow the leader” albumu billboard listesine 1 numaradan giris yapar. “got the life” ve “freak on a leash” albumun ilk iki single idir. album daha sonralari cok populer olacak olan rap-metal turun referansi olarak kabul edilir. albumde ayrica “children of the korn” da ice-t, ve “all in the familly” de fred durst u duymak mumkundur.
    follow the leader” icin rolling stone dergisi shu tanimi yapar : “their disgust with the state of the nation- and the generation doomed to inherit it- into booming, articulate violence.”

    1998 de 14 yasindaki bir cocugun bagirsak kanserinin son saffasinda, son arzusu olarak gurupla birlikte birkac dakika gecirmek istemesi ve bu birkac dakikanin birkac saatte ordanda birkac gune donusmesi gurubu derinden etkiler. cocugun olumunden sonra korn onun ruhunu “justin”de yasatmaya karar verir.
    follow the leader dan sonraki donem gurubu yeni projelere surukler. ice-tden, limp birzkit ve hatta rammstein a kadar bircok gurubun sahne aldigi “the familly values tour 98” buyuk bir basaridir.
    tarihler 1999 yazini gostediginde ise belkide korn un en iyi canli sahne performanslarindan biri woodstock 99da gerceklesir.

    ilerliyen aylarda kendi plak sirketleri “elementree” nin isleri gayet iyi gitsede, korn pek memnun deildir. artik neredeyse her gurup onlarin ilk olarak kullandiklari down-tuned 7-string guitar lari kullanmakta ve korn kopyasi rap metal guruplari on plana cikmaktadir. gurup ne kadar iyi olursa olsun peachy yada leader tarzi yeni bir albumun kimseyi tatmin etmeyeceyini dusunur. artik kendi yarattiklari tarzdan uzaklasmak pahasinada olsa yeni birseyler yapmalari gerekmektedir.
    belkide muzikal kariyerlerinin en onemli albumunu hazirlamak icin bir sure ortadan kaybolurlar.
    shaffer durumu shu sozlerle aciklamaktadir: “we knew when we wrote this album trhat we were going to have to do something really great... we had to move forward, push the boundraries, and create something very personal”.
    gurup yine pek esine rastlanmaz bir sekilde yeni albumun kapagi icin fan larindan cizimler ister. bir yarismadan sonra birinci gelen resim albumun kapagini olustururken,ikinci gelen cizimler, albumun kitapciginda yer bulur.
    sonunda “issues” piyasaya suruldugunde, gurup cabalarinin semeresini alir. tarihinde ikinci kez bir gurubun iki albumu billboard a birinci siaradan giris yapar. “falling away from me” single i ile “issues” 4 platin plak sahibi olur.
    issues” un inanilmaz basarisi, artik daha fazla ne olabilirki sorusunu bircok insanin kafasina yerleshtirir.
    bircogumuz korn un issues dan sonra bittigi gorusune sahip. bu gorus muzikal acidan dogru olabilr. untouchables belki onceki albumler kadar basarili degil. ancak korn un yenilik arayisi bu albumdede kendini gosteriyor. 24 bit sample kullanarak (normalin iki kati) korn ve producer lari michael beinhorn yine bir ilk i gerceklestirmis oldular.

    zaten “ yeni birsheyler yaratmak icin gosterilen inanilmaz caba” degilmidir korn u korn yapan?
  • herkesin 2 gitarla boyle mi muzik yapilir diye yerden yere vurdugu,belkide en cok haksizliga ve nankorluge ugramis gruptur korn.bir grupta iki gitar bulunmasi demek birisi ritim kasarken diger gitar"ciuuvv ciuuvv viyujjjj koaaaayyggnnhhhbovvvv* " diye solo kasacak demek degildir.zaten oyle olsa gel korncugum seni numetal/hardcore/yarrakcore (artik ne derseniz deyin) kategorisinden hevay/thrash/death/black/grind kategorisine alalim derlerdi. ama adamlarin derdi bu degildir,olmamistirda.

    ustun derecede alt yapi bulundurmayan,basit konular uzerine dayali sozleri ile sarkilarin ici bos gelebilir, zaten adamlarin biz vedder* dan daha iyi soz yazabilir,gitarda satriani*nin eline verebiliriz gibi kaygilari ve soylemleri yoktur . onun icindir ki stratovarius yada dream theater dinleyip gelip kornu elestirip bir sikten anlamadiginizi belli etmeyin derim.
  • birçok kişi tarafından ergenlik şarkıları yaptıkları söylenen grup, fakat fikrimce başarılı müzik yapan gruptur. son albümleri hakkında çok yorum yapamayacak olsam da ilk dinlememin üzerinden çok yıllar geçtikten sonra bile blind, freak on a leash gibi şarkılarını arada sırada öylesine dinlediğimde hala aynı zevki alabiliyorsam, hatta gaza gelebiliyorsam onların müziği bana ulaşabilmiş demektir. müziğin etiketlenmesi, hard rock mıdır metal midir değil midir, diğer baba gruplarla yarışabilir mi tartışmalarına girmek bence müziğin doğasına ve ruhuna aykırıdır. dinlenen müzik çeşitleri birer etiket değildir ve olmamalıdır, müzik evrensel olduğu kadar bireyseldir de, o nedenle bence çok da eleştiriye açık değildir. o nedenle korn bazıları için ergenlikte stres atmak için dinlenilen bir rahatlama aracı olabilir, bazı gençler için metalciyim ben uleyn diyebilmek için araç olabilir, bazıları için ise sadece dinlemekten hoşlanılan bir grup olabilir, ama önemli olan her ne sebeple olursa olsun bu grubu dinleyen insanlara saygı duymak müziğin felsefesinde esastır.
  • piyasadaki en özgün gruplardan birisi.
  • eğer metal müzik dinlemeye başladıysanız şunu kesinlikle duyacaksınız "abi korn ergen grubu yğaaa. nü metal ne ağğbe çocuk musunuz."

    bir grup düşünün ki yaptığı o kadar albüm, elde ettiği o kadar başarı ve çıkardığı mükemmel şarkılarına rağmen, yazılmış mükemmel sözlerine ve rifflerine rağmen ergen grubu diye anılsın. işte korn yıllar boyu bu muameleye maruz kaldı. insan korn dinlediğini saklar mı lan linç yerim diye ? madem nü metal dinlemek poserlık, poserlığın kralı korn'a ergen grubu diye sallamaktır.

    güzel grup lan işte. adamların yaptığı ilk yedi (yedi yedi) albüm de gayet başarılı, hepsinden de mükemmel şarkılar çıkartabilirsiniz. artistliğin lüzumu yok. gitar tonunu beğenmezsin, basslarını beğenmezsin, vokalistini beğenmezsin genel olarak şarkılarını beğenmezsin dersin ki bence kötü grup çünkü şunlardan dolayı falan eyvallah. ama "ergen grubu hacı ya" diye sallamak nedir la ?

    bir nesil egeli, uzun saçlı, dövmeli ogün sanlısoy tipi thrash/death/heavy metalcilerin hakimiyetine maruz kalmış eski entrylerden belli oluyor. korn da güzel, deftones da güzel, judas priest de güzel, black sabbath da güzel, metallica da sepultura da rammstein da megadeth de güzel. hepsi güzel işte olum. ne şov yapıyorsunuz. açın dinleyin memlekette ne kadar metalci kaldı birbirinize düşüyorsunuz ? gerek yok.

    açın bi right now kendinize gelin.
hesabın var mı? giriş yap