• bir konsept albümüdür aslen.. yavas yavas koridorda hizlanip gidersiniz, dolanirsiniz bir ileri bi geri sagi solu olmayan bir müzik şeysi..

    iki duvar arasinda ile baslar albüm.. adini koymadan bahseder koridordan, sonra anlamayan nerede oldugunu kestirememis nispeten saf bünyeler için merhaba koridor der.. ve sonra gitar sololari, doksanlarin belki de en iyi sarkisi don kisot gelir.. bu noktada "hani koridordaydik lan? demeye kalmaz bir kapi acilir (resmen sesi gelir gicirt diye) gül kokulu ceviz sandigi girer ilhan irem'in "hayallerimin sedef kapisini acinda" sozleri az once acilan kapinin, ne oldugunu nereye acildigini goruruz..

    koridordan cikmisizdir gari, ceyiz sandiginin oldugu metaforik bir odadayizdir ve jeremy bentham bile kiskanir bu durumumuzu. (jimi the kewl gibi yazmaya basladim.. ) ardindan ceyiz sandigi dedik, en nihayetinde bir sevgilimiz olmasi gerek diyerek ninni sevgilim girer sahneye.. sevgiliye odayi tarif ederek baslar, sonrasinda "arsinla sokaklari bir kapiyi tiklat, kapiyi ben acacagim" der ki inanilmaz korkunc bir dark tower ortami tarif eder.. düşünsenize her hangi bir kapiyi aciyorsun ve ilhan irem cikiyor.. inanilmaz.. zaten bu kara kule vari ortami "sislerin içinde dolasiyoruz" olarak daha da anlatir "roland irem"..

    ardinda hadise daha korkunclasir..

    şimdiye kadarki durumu anlatiim.. koridordaydik, mutluyduk.. sonra yel degirmenleri gorduk, korktuk bi odaya girdik ki o oda sedef kapili hayallerin oldugu bir kapiydi.. ceyiz sandiginin sevgilisi geldi sonra. uyuttuk o sevgiliyi..

    sonrasinda rüyaya giriyoruz.. evet rüyaya gece perisi calmaya basliyor albümde.. ve sevgili bir sekilde rüyasini anlatmaya basliyor.. feci samimi bir sekilde rüya anlatiliyor ki ben ayni samimiyeti carrie adli filmde gormus, korkmustum.. bu bolumde de inanilmaz derecede korkarim haliyle..

    şimdi rüyayi anlatti.. bakti ilhan irem sikko bi rüya bu.. tak görüsmeyelim diyor kiza.. bu da güzel bi sarki olsa da konseptin içine siciyor bence, queen vari "hoyna ninni, hayda lilla"lar.. her neyse.. o kadar su queensryche'in konsept albümünde dahi olur..

    sonra özlüyor heralde sari sarmasik sari gülüm ile bu özlemini dile getiriyor.. "bir rüya icin gorusmeyelim dedim ama bok yedim sanirim" minvalindeki bu sarki bir ates yaktin ile devam ediyor.. belli kiz gorusmeyelim hoyratligina dayanamamis donmemis geri, simdi de ilhan irem deliriyor artik.. belli cok özlemis..

    sonra gizli mesaj geliyor.. feci korkunc bi sarki cünkü sarkiyi ilhan irem tersten soylemis.. beatles dan arak bir tavir oldugunun farkindayizs ama yine de cok korkunc.. ve 11. sarki o benim gozu pek yalnizligim oluyor ki bu sarki feridun düzagac'a gaz vermediyse serefsizim.. na buraya yaziyorum, bu sarkidan aldigi gazla sarkici olmustur feridun düzagac

    12. sarkida yine koridor'a geri donuyoruz.. kapilar kapilar kapilar ile.. mutsuzluk coktu heyecan gitti, yasanmisliklar korkular dolu gari.. ve son albüm krizatli kristalin... yerliler ile karsilasiyor bu sarkida ilhan irem.. bitiyor koca ve enfes bi albüm..
  • garo mafyan'ın 3. sınıf sentetik seslerle elinden geldiğince batırmasına rağmen türk müzik tarihinde eşi benzeri yapılmamış bir albümdür.
    başka biri düzenleseydi, mesela aykut gürel, çok daha başka bir yeri olacaktı bu albümün.

    ya da ilhan irem keşke onno tunç'la çalışsaydı aranjör olarak. sonuç herhalde inanılması güç olurdu.
  • ilhan irem'in cennet ilahileri albümüyle girmiş olduğu yeni müzikal kurgudan bir önceki anlatısı. evet ilhan irem'in koridor adında bir albümü vardır fakat bu anlatı tek bir albümden ibaret değildir.
    (bkz: merhaba koridor)
    işi büyüleyici hale getiren bir başka şey ise, albümün 93 yılında çıkmış olmasına rağmen, bu koridor müzikal kurgusu içine gireceğini bize daha 80'li yıllardaki şarkılarında sezdirmesi ve sözgelimi koridora doğru adında bir şarkı yapmasıdır.
    ilhan irem, koridor döneminde mevcut hayranlarını kendisine daha da bağlamasının yanısıra onu dinlemeyenlerin de dikkatini çekmiştir.
    koridor'un sonunda ışık vardır.
  • şebnem ferah’ın parmak izi albümünden 3 numaralı efsane güzellik; o zaman gelsin sözler

    uzun uzun uzun uzun
    bir koridor düşün
    adım adım adım adım
    gittiğin bir vurgun

    kendimden ve senden
    başıma gelen en
    en güzel şeylerden
    aklımdan fikrimden

    zaten hiç yokmuşsun

    yavaş yavaş yavaş yavaş
    gittiğini bir düşün
    ağır ağır ağır ağır
    eksilirken yükün

    omzundan göğsünden
    geride kalan en
    en güzel günlerden
    sevgimden ömrümden

    zaten hiç yokmuşsun..
  • baska bir entry konusu demistim koridora, iste simdi o hikayeyi anlatma vakti geldi.

    oncelikle, sevgili dostum gerrain'in farkettirdigi bir sey var ki, o da herkesin bir koridoru oldugu. yani asafca konusmak gerekirse herkesin bir koridoru vardir onermesine imza atabiliriz. onerme evet.

    neysem, gelelim koridor olayina. tarih fi. takribi 15 sene once tutulmus gunluklerden birine dusulen bir not uzerine gelismiti her sey. yine, bu dusulen notun sonrasindaki senelerden birinde(bes sene kadar olsa gerek), kafamizin, kanimizdaki alkol orani yuzunden bir degil bes milyon oldugu bir dogum gunu gecesinde(benim dogum gunum) ben ve sevgili kuzenim dedik ki, "lan, acaba eski dogum gunlerimde neler yapmisiz?". bu guzide sorunun arkasindan da doktuk kara, yesil, mor, mavi, sari, kahve, camur renkli bir nevi amel defterlerimizi, acip okuduk(tarihi merak eden varsa 29 ocak). neyse, bunlardan birindeki bilgi, dogum gunumun yildonumlerinden birinde cem yilmaz'i seyretmeye gittigimiz seklinde, yaklasik 14 kisilik bir grup. dusulen notta nedense oturma sirasi da yer aliyor. hayir, ayrintilara her daim duskun bir insanim ama kim oturma sirasini da aklina tutmaya ustun caba harcayip kayda gecirir anlamis degilim. bir ajan durumum da yok. hani, girdigin yerdeki her seyi aklinda tutacaksin, bunun icin on saniyen var gibi bir rutinim de yok. ama kafa supurge olunca, gerekli gereksiz pusurle doluyor da doluyor. sonra da kontrollu unutma seanslariyla disariya atiliyor.

    neyse, konu cok dagildi. iste, not ettigim oturma sirasinda ise bir terslik var. insanlarin ismini abuk sekillere sokan veyahutta lakaplar takan biri oldugumdan, kisilerin isimleri yerine kendi kafama gore takilmis bu isimleri kullanmaktan da hic cekinmem. bu sefer de gunlugumuzun satirlarinda boyle bir yola gitmisim. yarisi cesitli acaip lakaplar olmak uzere 14-15 kisinin ismi yazilmis koltuk sirasina gore. anlamadim ise, bu isimlerden biri olan "koridor". kafa zaten bes milyon, kuzenle basladik dusunmeye, koridor kim lan? diye. gecenin bir saati, bizim kafa tek soru: koridor kim? ickinin etkisiyle sizmamiz lazim ama bu soru aklimiza oyle takildi ki, degil uyumak, gozumuzu kirpmamiza olanak yok. ikimizin kafasinda da kabusa donustu bu soru. listedeki insanlarin pek aziyla gorustugumuzden(itiraf edeyim kimseyi hatirlamiyorum bile neredeyse), soracak biri de yok. olsa da zaten bizim lakaplarimizdan haberdar olmasi beklenemez. neyse, biz o manyaklikla sabahi ettik. ertesi gun kafamiz ayilmis olmasina karsin, beynimizin kivrimlariyla senkronize kivrim kivrim kivrilan koridor sorunu hala cozebilmis degiliz. defterleri karistiriyor, geri kalan zamanimizda da kukumav kusu gibi dusunuyor. iki kafa bir araya gelip, bir soruyu cevaplayabilmis degiliz. simdi ayrintilari da hatirlamiyorum. isimiz gucumuz yokmus heralde ki bu kadar mesai tuketmisiz bu yolda(aklima geldi, somestr tatilindeyiz). neyse efem, birkac gun bu rezil soruyla bogustuktan sonra tanri halimize uzulmus olacak ki, cevabi vahiy yoluyla kaamos kulunuza gonderdi. o an, hayatin sirrina vakif oldugumu hissettim. gonul gozum acildi. birden kainati tum safligiyla gorup, gokteki yildizlara haykirdim" en el hak!

    yok lan, boyle olmadi sevgili sozluk. mesih filan degilim. bu gidisle de olacagim yok. zaten bu aydinlanma esnasinda da hissettigim boyle buyutulecek bir sey degil, kazmaliktan kaynaklanan bir utanc sadece. koridor kim sorusunun yaniti, hic o kadar buyuk bir anlamlara sahip olmadigi gibi, bizim de dunyanin sahibi olmamiza yol acmadi. zaten olsak da napicaz.

    biliyorum, siz de meraklandiniz sorunun yanitini. ama valla bakin degmez aciklamaya. yani kisacasi utaniyorum sorunun yanitinin soruda sakli oldugunu soylemeye. koridor, tam da oldugu seymis cunku. yani dupeduz bir koridor, hani, bilimum buyuk salonlarda, oturma gruplarinin arasindan gecen merdivenli patika. bu sebeple yasadigimiz yikimi, hayal kirikligini ve travmayi anlatmaya kelimeler yetmez. ustelik bir de bu soruya harcadigimiz mesai var. hakkatten manyak oldugumuzu dusunmekte haklisiniz. ben de baska bir sey dusunemiyorum. fakat, isin daha acaip kismi baska bir tarafta sakli. hangi akil, mantik, kisi, karakter, kalem, zihin, oturma sirasi yazarken "koridor"u da buna dahil etmeye kalkar? evlere numara verirken, bahceleri de gormezden gelmemeye benziyor bizim acaip eylemimiz. incelik mi desem, sersemlik mi desem, cok mu harika bireyler oldugumuza inansam, bilemiyorum. fakat bildigim su ki, bu sorunun cevabiyla hakikatten felsefem degisti. hayatim baska bir yone dogru akmaya basladi. her seyin zannedildigi gibi karmasik, komplike, ayrintilarla bezeli olmagini kesfedisim ve her soruya cozulmesi imkansiz soru gozuyle bakmamaya baslayisim valla billa o ana denk gelmistir.

    ben her seyi ciddiye alayim, gerzek bir soru benim bu ciddiyetimle alay etsin. olacak is degil!

    not: bu olayin, kisisel gelisim tarihime diger bir etkisi de gunluk olayini o gun bitirmis olmamdir sevgili sozluk. baktim tutulan gunlukler, manasiz yorgunluklar, acaip acaip istiraplar vermeye baslamiz, bu eyleme o noktada dur dedim. artik yillara gore bir suru bos defter biriktiriyorum. kafam rahat, basim dik, alnim acik.
  • olmazsa olmazım olan ilhan irem albumü. bütün şarkılar çok güzeldir. o benim... sığınak albumüm....
    (bkz: iki duvar arasında), (bkz: o benim gözüpek yalnızlığım), (bkz: donkişot) (bkz: sarıl sarmaşık sarı gülüm) ve tabee (bkz: krizalit kristalin)
  • ilk kez samsun gençlik festivali'nde canlı canlı dinleme şansı bulduğum şebnem ferah şarkısı. bu şarkının varlığından konserde dinleyene kadar ne yazık ki haberim yoktu. hem çok beğendim hem de inanılmaz etkilendim. belki ilk kez konserde dinlediğim için beni böylesine etkiledi. yaklaşık 2 dakikalık videosunu çekmiştim. spotify'dan her gün dinlediğim yetmezmiş gibi arada bir galeriyi açıp çektiğim kayıtı da izliyorum. keşke tamamını çekseymişim.
  • ilhan irem'in yeniden kliplendirdiği albümü. yönetmenliğini kendisi yapmış ve ilhaniremvevo kanalı ile youtube ye koyuyor yavaş yavaş.

    1- iki duvar arasında
    2- merhaba koridor
    3- don kişot
    4- gül kokulu çeyiz sandığı *
    5- ninni sevgilim
    6- gece perisi *
    7- görüşmeyelim, henüz klip yok eklenecektir.
    8- sarıl sarmaşık sarı gülüm, henüz klip yok.
    9- bir ateş yaktın
    10- gizli mesaj, henüz klip yok.
    11- o benim gözü pek yalnızlığım
    12- kapılar kapılar kapılar
    13- krizalit kristalin

    hansu irem'in bulaştığı şarkılar çok belli ve mesaj kaygısında. hiç hoşuma gitmedi, gece gece tüylerim ürperdi, ne gerek?
    bezginin gizli mektupları'nın aşığı olarak bu albüm çok farklı. üç beş sene evvel hiç dinleyemiyordum ama artık aştım. nihayetinde çocukluğumda ilhan irem'i sevmeme sebep olan şarkı; don kişot bu albümde!
  • grup koridor dediğimiz bir grup vardı. o başlık da burası olmuş ama olmamış bence. gençliğimizi çürüttüler, ah ulan ah.
  • her haliyle kaliteli yazıların bulunduğu dergidir. ankara merkezlidir. okuyunuz okutturunuz.
hesabın var mı? giriş yap