• "kontrbas çalmanın müzikle bir ilgisi yok, düpedüz kuvvet işi. bu nedenle çocuklar çalamazlar. ben 17 yaşımda başladım, şimdi 35'imdeyim. ben kendi isteğimle kontrbasçı olmadım. nasıl anlatayım... bakire bir kızın hamile kalması gibi, rastlantı sonucu. flüt, keman, trombon... dixieland'a bile takılmıştım, ama şimdi caza karşıyım. bu bir yana, gönüllü olarak kontrbas çalmaya başlamış bir tek meslektaş tanımıyorum yani. nedenini çok iyi biliyorum. bir kere çok hantal; kullanışlı bir çalgı değil. çalgı olmaktan çok bir... bir engel. taşıyamazsınız sürüklersiniz. düşerse parçalanır, arabaya ancak ön koltuğu sökerseniz sığar. o zaman da doldurmuş olur arabayı. evde çarpmamak için dikkat etmek zorunda kalırsınız. öyle salak salak durur ortada. piyano da evin içinde yer tutar ama, piyano bir mobilyadır. kapatır olduğu yerde bırakırsınız. bunu asla... hep ortalıkta kalır, şey gibi... bir dayım vardı, hastalıklıydı, sürekli olarak kimsenin onunla ilgilenmediğinden yakınırdı. kontrbası dayıma benzetiyorum.
    eve misafir mi çağırdım, baş köşede kendileri, hep ondan sözedilecek... bir kadınla başbaşa kalmayı istediniz, karşınıza dikilir, bakar. iyice yakınlaşmışsınızdır, gözünü ayırmaz, seyreder. sanki alay ediyordur, cinsellikle dalga geçiyor izlenimine kapılırsınız. bu durum kız arkadaşınıza da geçer. sonra... siz de iyi bilirsiniz ya sevişmeyle gülünçlük birbirinden kıl payıyla ayrılırlar, ama hiç mi hiç bir araya gelmeyen şeylerdir. sonuç, fiyasko... rezillik... olmaz böyle şey canım. afedersiniz (...) müzik işinde bazı şeyler tamamen adaletsiz... solist alkışlara boğulur: bugünün seyircisi, daha fazla alkışlamazsa cezalandırılmış gibi hissediyor kendini. şefe de alkışlar sunulur. şef, konsermaysterin en az iki kere elini sıkar. bazen bütün orkestra ayağa kalkar. kontrbasçı olarak doğru dürüst ayağa bile kalkamayız, çünkü zaten ayakta sayılırız. sözlerimi bağışlayın ama, biz kontrbasçılar boktan muamele görüyoruz."
    patrik süskind, kontrbas
    (roll, kasım 2001)
  • kontrabas in yanlis yazilmis halidir.(madem buna baslik açildi buna yazayim bari).bu enstrumanlari çalan insanlara gelen sorular ve yorumlar kadar sikici bisey yoktur.ör:'nasi bisey bi tarif etsene', 'daha küçügünü bulamadin mi onun', 'kendi isteginle mi sectin', 'nasi tasiyosun', o nasi çaliniyo(elleri flüt çlar sekilde tutarak) böyle mi? ekikihihk' tarzinda..
    özellikle hiç görmemis insanlarla geçen traji komik dialoglarada girmek zorunda kalir bu enstrumani çalan insanlar.
    örnek:
    yaz tatilinden dönen cocodancer durdurdugu taksiye kontrabasini güzelce yerlestirir ve baltalimanina dogru yol koyulur.(saat sabah 7.00 civari).evine gelince büyük bir nese içinde siyah kilifli kontrabasini taksiden indirmeye çalisir.o sirada yoldan geçen yasli ve bastonlu amca acir halde yüzüne bakip su cümleyi söyle
    - basiniz sagolsun
    - ?!!!*
  • kendisiyle olan deneyimlerimi az buçuk aktarayım, özellikle türkiye'de bu enstrüman hakkındaki deneyimler değerli olabiliyor, nihayetinde çalanı da bulmak zor, öğreteni de.

    kendisiyle olan deneyimim tamamen pizzicato düzeyindedir, yani yay-arşe kullanımı konusunda uzman değilim. dolayısıyla muhtemelen deneyimlerim çello veya keman türevi enstrümanlardan geçiş yapanlarda neredeyse hiçbir halta yaramayacakken bas gitardan geçiş yapanlara bişeyler ifade edebilir.

    öncelikle enstrümanın hantal olduğunu aklınızdan çıkarmayın. hayır, kesinlikle ağır değildir, sadece hantaldır. taşıması güçtür, bir yerlere sığdırması zordur, ama bu hantallık ona bu sesi verir. elektro-kontrbaslardan aynı etkiyi alamamanızın sebebi hantal olmayışlarıdır, zaten onlar da hantal olmadıkları için tercih edilirler. evet çelişkili bir durum ama böyle, güzelliği hantallığındadır.

    evde çaldığınızda gürültü yapabilir, ancak gündüz o kadar da ölümcül değildir, alt komşuya ses gider ama adamı çıldırtacak düzeyde olmaz, dolayısıyla apartmanda çalınabilecek cinsten bir enstrümandır bu konuda çekinceniz olmasın.

    muhtemelen biliyorsunuzdur, pesten tize e-a-d-g şeklinde standart akort edilir, buna "bas gitar ile aynı" demeyin, bas gitarlar bunu kontrbaslardan öğrenmiştir aslında. bu bakımdan bir zorluk yaşamayacaksınız ama high registerlarda, yani bas gitarın klavyesinin yaklaşık 5. perdesiden sonraki pozisyonlarda yukarıdan aşağıya yaptığınız yürüme alışkanlıklarınızı o kadar seri yapamayacaksınız. bu bakımdan açık tel kullanmaya kendinizi biraz daha alıştırmanız gerekebilir. bas gitarlarda açık tel kullanımı pek önerilmez, bunun sebebi kontrolsüz çınlama (sol el ile bunu daha rahat kontrol edersiniz) ve orta-ucuz gitarlarda sustain süresince detone oluşudur. ancak kontrbasta hem pozisyon gereği hem de enerji bakımından açık tel kullanımı önemlidir, dahası, en "doğru" (accurate) sesleri açık tellerde alırsınız, zira perdesiz bir enstrüman, yani komalar her an havada uçuşabilir. uzun vadede sustaininizin detone olması pek mümkün değildir çünkü kontrbaslar bas gitarlar kadar sustainli değildir.

    perde dedik, yeni başlayanların kritik birkaç perdeyi izola bantla işaretlemesi önerilir. ama bunu alışkanlık haline getirmeyin, her enstrümanla olduğu gibi bunu da ayna karşısında çalın, böylece perdelere de (daha doğrusu bantlara) daha az bakacaksınız, zamanla biraz olsun komalı ses çıkardığınızda duymaya başlayacaksınız ve bu da kulağınızı ciddi anlamda geliştirecektir. bu, bas gitar çaldığınızda akort dışına çıkmanızı veya gereksiz bend yapmanızı da engelleyecektir, piyasa basçılarının çoğu buna dikkat etmese de orkestranın bütün sesini etkileyen faktörlerdir.

    yukarıdaki paragrafı daha pratik kılabilmek adına "clip-on" bir tane chromatic tuner alın.

    sağ el tekniğinizi tamamen değiştirmeniz gerekiyor. yani tutup bas gitar çalar gibi "sakın" çalmayın, işaret ve orta parmağın tellere dokunma açısı çok önemlidir, bunu ancak izleyerek ve çok deneyerek öğrenebilirsiniz. sakın bas gitarda olduğu gibi bilekten enerjinizi vermeyin, koltan, ve hatta sırttan enerji sarfetmeniz gerekmektedir. sol parmaklarınızı kullanırken de sırtınızdan enerji veriyor oluşunuz zamanla çok daha az yorulmanızı sağlar. bunlar tıpkı "diyaframdan ses vermek" gibi tarif edilmesi zor şeylerdir, sürekli pratik yapıp tekniğinizi değiştire değiştire alışmanız gerek. bunu yaptığınız takdirde sol elinizin en çok yorulan parmağı da (baş parmak!) zamanla kendine gelecektir, hem güçlenecek hem de artık ona daha az yük bindiriyor olacaksınız.

    herhangi bir enstrümana başladığınızda ona yabancılık çekmeniz çok normal. hani fiziksel yabancılıktan söz ediyorum. 5 yıldır gitar çalan birine ve hiç gitar çalmamış birine birer gitar verin, "kucağınıza alıp oturun" deyin, hatta onu bırak "şuraya koyar mısın" diye uzatın, ikisinin tutuşu arasında dağlar kadar fark göreceksiniz ve bu gayet normal. bunun sebebi, gitar çalmayanın enstrümana yabancılık çekmesidir, eli ağırlık merkezine, yüzeyinin yapısına, hassasiyetine, kucağa oturma biçimine, kendi kolunun nasıl durması gerektiğine alışık değildir, hatta hiçbir fikri yoktur. kontrbasta bu durum biraz daha büyük boyutlu oluyor. enstrümanı dik tutmak için bile başta enerji sarfedersiniz, ellerinizle esntrümanı tutmak istersiniz. ancak unutmayın, ellerinizi bıraktığınızda hala vücudunuza yaslı bir biçimde ayakta durabiliyorsa, kontrbası doğru tutuyorsunuz demektir. sol ayağınızdan ve gövdenizden destek alın.

    yüksek bar taburesinde de nasıl tutacağınızı öğrenin, bazen oturmak iyidir.

    hayatınızda bir kere de olsa (vücut ölçüleriniz el veriyorsa) kontrbası kucağınıza bas gitar gibi alıp çalmaya çalışın. sol elinizin aslında her notaya gayet rahat yetiştiğini farkedeceksiniz. bu, aralıkların normalde daha geniş olsa da aslında yetişememe sebebinizin genişlik değil, tutuş olduğunu gösterecektir. ve sakın hızlı çalmak gayesiyle sol elinizi sakatlamayın!

    kontrbası mikrofonlamak ölümdür, zulümdür, işkencedir. bunun bin tane yolu var, ancak her sahnenin, her ses sisteminin, her monitörün de bin tane parametresi olduğunda işler çok değişken olabilir. özetle şöyle söyleyeyim, boool bol feedback alacaksınız, mikrofon veya piezo kullandığınız takdirde bundan kaçınmanız imkansız. kullandığınız mikrofona, amfi ve/veya monitörünüze olan uzaklığınıza göre feedback almaya başladığınız ses düzeyi (ve frekans) değişecektir, limitlerinizi zorlamanız gerekmektedir. kontrbastan en düzgün ses alabileceğiniz üç elektronik yöntem vardır. condenser mikrofon kullanmak, piezo kullanmak, manyetik kullanmak. en popüler yöntem piezo kullanmak veya piezo ile manyetiği birarada kullanıp bunları "harmanlamak"tır. bunlar içinden sadece manyetik kullandığınızda feedback almazsınız (sıfır feedback!) ve inanın bu çok değerli birşeydir. ancak manyetiklerle ahşap tonunu biraz daha zayıf alabilirsiniz. bunun için iyi manyetik seçmek önemlidir, ayrıca insanların manyetiklerle piezoları harmanlama sebebi de budur. harmanlamak için pre-amp kullanabilirsiniz. genellikle preamp'ı da gidip amfiye bağlıyorlar sonra istedikler frekansları açıp kısıyotlar, gerektiğinde piezonun sesini biraz kısıp manyetiklere yükleniyorlar vs. bu çok uzun ve deneysel ve masraflı bir süreçtir. bol bol forum okuyun. ve unutmayın, manyetik kullanacaksanız, çelik tel kullanmanız gerekmektedir, yoksa gerekli elektromanyetik indüksiyon sağlanamaz.

    tel demişken, kontrbas telleri bas gitar telleri kadar ucuz değildir ve kolay bulunmaz. neyse ki, enstrüman perdesiz olduğudan ömürleri bas gitar tellerine göre daha uzundur, bas gitar tellerinin ömrünü yiyen en önemli faktör perdelerin telleri "yemesi"dir. kontrbas telinin bir tanesi neredeyse bir paket bas gitar teliyle aynı fiyata satılmaktadır bu yüzden iyi seçim yapmak önemli. kişise tercihim, d'addario heliocore medium tension pizzicato 3/4 teldir. şuradan görebilirsiniz : http://www.amazon.com/…5190_21431760_c1_cs_sce_dp_1 türkiye'de bunun pizzicato'sunu bulamadım dolayısıyla yurtdışından aldım (tabii ki daha ucuza) ancak türkiye'de arco olanlarını bulmak mümkün, eğer yaylı kullanımı daha sık uyguluyorsanız deneyebilirsiniz.

    tellerimizi 3/4 seçiyoruz dedik, evet kontrbaslarda 3/4, 4/4 gibi formatlar vardır. ancak unutmayın, bunlar doğrudan büyüklüğü anlamına gelmez, yaygın kanının aksine, dünya'daki kontrbasların çok çok çok büyük bir çoğunluğu 3/4'tür. detaylı için bu sayfaya bakabilirsiniz : http://www.gollihurmusic.com/…_bass_sizing_faq.html hatta gollihurmusic.com güzel bir kontrbas sayfasıdır, gezin öğrenin.

    ve en önemlisi, kontrbas ne bas gitarın, ne çellonun, ne de kemanın büyüğüdür. kontrbas tamamen farklı bir enstrümandır. böyle yanaşmadığınız sürece alete hakaret edersiniz.

    not: bu entry 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi süresince katalanca olarak sunulmuştur. (bkz: bütün entry'lerini katalancaya çevirmek) bundan çok daha kaliteli yüzbinlerce entry bu süreçte yok olmuştur. bir zamanlar devletin milletini ebleh yerine koyması yasaktı, bazı yasaklar özlenebiliyormuş.
  • kendime not diye yazarken baskalarinin basina (bass'ina?) gelebilecekleri onceden bildirme kaygisi da guduyorum, dun aksam sahnede minik bir kriz yasadim, nadir olabilecek bir sey de i$te, oluyor...

    dun kontrbasla iki sahne yapmam gerekti, daha dogrusu ilk sahnem kontrbas ile olacakti (zira bir gypsy jazz grubu), oradan kostur kostur diger grupla olan programa yetisirken de (blues grubu) kontrbas'in tadini cikarip sonra bas gitar'a gecmek gibi anormal olmayan emellerim vardi.

    bu enstrumani calmaya basladigimdan beri (bass'ladigimdan? kill me...) teknigimi cok cok gelistiremesem de, enstrumandan istedigim sesi cikarma ve istedigim tonu elde etme konusunda bir hayli tecrubelendim diye dusunuyorum. bu yuzden mesela bu basliktaki diger entry'de* ifade ettigim ekipmandan bir hayli uzaklastim. artik pickup kullanmak yerine piezo kullaniyorum, bu piezoyu kopruye yerlestiriyorum, koprunun bass tarafini (e teli tarafi) tercih ettigim icin orayi biraz torpuluyorum, piezoyu k&k preamp'tan geciriyorum, hem sicacik bir ton elde ediyorum hem de sahnede olasi feedback durumlarinda volume/frekans mudahalesi imkani sagliyor. tel yukseligi icin ayarlanabilir bir koprum var, dolayisiyla low action saglayabiliyorum (her ne kadar bas gitarda high action sevsem de, kendimi kontrbas ile sakatlamak istemiyorum). celik tel yerine artik ron carter bass teli kullaniyorum (ve bir hayli memnunum!).

    ozetle setup'ta epey degisiklik yaptim, kontrbas'in kendisi dahil. ozan musluoğlu'ndan aldigim enteresan, gorece portatif bir kontrbasim var ve ton/tasinabilirlik oranindan bir hayli memnunum. ancak bu bas'in ozelligi, virt zirt setup'iyla oynamam gerekiyor, dolayisiyla bridge de bu durumdan nasibini aliyor.

    bu kadar edebiyat yaptim da niye? cunku gypsy jazz grubuyla caldiktan sonra koca cocugu arabaya yukleyip diger sahneye yestistigimde, akordumu setup'imi kontrol edip yillardir yillardir (yillardir demis miydim?) aradigim tonu tam en sonunda tutturmusken... ikinci parcayi caliyoruz, all blues *, ucuyoruz resmen... su parcayi ne dinlemekten ne de calmaktan hic bikmadim. en mutlu animda, bulutlarin ustundeyken kopru kendini birakti. yani kopru kendini birakti derken, oyle miles davis'in ucusu gibi birakmiyor tabii. pof! diye bir gok gurultusu duyuyorsunuz, 4 tane kontrbas telinin gerginligiyle tutunan ahsap bir parca karsi duvara firliyor, ayarlanabilir kopru oldugu icin uzerindeki metal aksamlar da saga sola sicriyor, o sirada bosta kalan dort tel gum diye govdeye vuruyor. tabii kopru uzerinde trasladigimiz noktada duran piezo da butun gurultuyu amplify ediyor, taa ki kopru yeterince uzaklasip preamp'in kablosu tarafindan cekilene kadar, sonra kopru ile piezonun ayrilma aninda da bir gumburtu daha duyuyorsunuz... (aha tam simdi kill me)

    davulcu saskin, gitarist hayretle bana bakiyor. seyirci yaylanirken bir anda irkiliyor. butun bunlar sadece saniyenin 1/10'unda oluyor ve herkes kontrbas parcalandi saniyor ama ben nooldugunu aninda anliyorum. her sey saglam, sadece... sadece mis gibi setup ve mis gibi ton gitti, bu gece olmayacak. insanlara 'sakin olun, her sey yolunda, alet saglam, sizler de iyiyseniz problem yok' diyorum. bas gitarla programa devam ediyorum, cok sevdigim flatwound tellerim ve lollar pickup bile yavan geliyor tabii - meraklisina (bkz: #32420656).

    velhasil, ikinci sahne oncesinde la telini akort ederken hafif bir anormallik hissetmistim, ancak belli ki yeterince tecrubeli degilim bu konuda, ve belli ki iki gig arasinda arabayla tasirken kopru'nun yerinden mini minnacik oynamasiyla oldu bu, yoksa birak 2 parcayi, soundcheck'e bile dayanamazdi.

    benden size (benim gibi az tecrubeli kontrbas'cilara) tavsiye: koprunun pozisyonundan emin olun. bunun saglikli kontrol mekanizmasini (belli ki) henuz ben de gelistirememisim ancak dun gece aci bi ders oldu, her an patlayabilir alet, muzik bir yana seyirciye zarar verebilirsiniz, aman diyeyim.
  • bu güzel enstruman benim dünya üzerinde idol olarak benimsediğim olgudur.yaşlanınca kontrbas olmak istiyorum evet.
  • kontrabas,modern müzikte kullanılan en büyük ve ses aralığı bakımından da en düşük frekanslı sese sahip olan enstrümandır.
  • patrick süskindin kontrbas adlı kitabında eğrisini doğrusunu en iyi şekilde anlattığı yaylı çalgı. tam tamına 15 yıldır emek harcadığım enstrümanım. konservatuvara girerken "sen kontrbası seç. piyanist olup, kemancı olup ne yapacaksın. iş bulamazsın. geleceğin parlak olur kontrbası seçersen" deyip kandırmışlardı. o gün bugündür gönül verdim, aşk yaşıyorum kendisiyle. lakin senfoniymiş, operaymış yalan oldu. kadro falan vermiyorlar. ola ki şu satırları konservatuvarda enstrüman seçecek bir kardeşim okuyorsa diyeceğim odur ki yol yakınken dön bu yoldan!
  • 4 teli olan enstrüman. hatta yeri gelmişken tellerinin de notalarını verelim sırasıyla;
    en pesten en tize mi, la, re, sol...
    ayrıca şunu da bilmek gerekir ki kontrabas notası fa anahtarı ile yazılır ve kontrabas yazıldığının bir oktav altında tınlar.
  • cazseverler arasında bas gitar mı yoksa kontrbas mı daha iyi gibi saçma tartışmalara yol açmış dev enstrüman. ben hep kontrbası antika arabalara, bas gitarı da son model, lüks arabalara benzetmişimdir. antika arabalardan aldığınız tadı lüks arabalardan alamazsınız. aynı şekilde lüks arabalardaki kullanım rahatlığını, hızı vb. şeyleri de antika araçlarda bulamazsınız. ikisini karşılaştırmak bu bakımdan bana her zaman anlamsız gelmiştir...
  • en güzel sesli enstrüman

    (bkz: rock n roll) un (bkz: roll) unun gizlendiği yer
hesabın var mı? giriş yap