• şöyle bişi...
    arkadaşımın çocuğu oldu:
    - kaç kilo?
    + 2.200

    iç sesim: enee... iki litre cola kadar len miniciik.

    hay allam ya...
  • sayesinde 18 adet dişimi kaybettiğim orospu çocuğu bağımlılık. artık pipeti gırtlağıma kadar dayayarak içiyorum.

    (bkz: deepthroat)
  • pençesinden kurtulalı yaklaşık bir hafta olan kötü alışkanlığım. 10'lu yaşlarımdan beri yaklaşık 14 yıldır günde ortalama 3 lt'lik bir tüketim kapasitesine sahiptim. bir yılda içimden geçen kola miktarı bizim köydeki bakkalın deposuna girmiyordu aynı süre içerisinde.

    midem yıllardır ağrır, dişlerim görüntü olarak çok kötü gözükmesede her dişçiye gidişimde diş minemin yok olduğuna dair vaazlar duydum yıllarca. tek sıkıntım bunlar olsa yine bırakmazdım aslında ama son bir yılda gelişen aşırı alkol tüketimiyle birleşince bu bağımlılık aklımın alamayacağı seviyelere erişti zarar verebilme açısından. sık sık bağırsaklarım nakavt olmaya başladı. aynı anda hem ishal hem de kabız olmak gibi çinlinin aklına gelmeyecek işkence yöntemlerinden hallice problemlerle boğuşmaya başladım. içecekten aldığım kafein ve şeker sağolsun hiç bir zaman uyuduğum uyku değildi zaten. bu yüzden sabahları yıllarca çok büyük eziyetler çekerek kalktım. son zamanlarda ise zombi gibiydim. belirttiğim gibi alkolün de etkisiyle aşırı kilo aldım, her tarafımı yağ sardı ve vücudumda çok kötü bir görüntü oluştu. hadi belki bunlara da eyvallahım oluyordu bir şekilde ama vücudumda önce tüm kaslarım eridi. sonra da kemikler de aşırı sızlamalar başladı. aslında bunlara da katlanıyordum ama daha sonraları ağrıları sırtıma kadar vuran bir mide ağrısı hissetmeye başladım. midemin sol alt köşesinde vuku buluyordu bu ağrı. önceleri ''mide ağrısı yeea'' diye geçiştirdim ama bir gece ağrının lokasyonunu merak edip bakındığımda o lokasyonun pankreas olabileceğini öğrendim. daha sonrasında araştırmaya devam ederken ise daha feci bir bilgi öğreniverdim. o da kola tüketiminin pankreas kanseri oluşumunu %80 oranında arttırabileceği. ha bilgi ne kadar doğrudur bilemem ama o sivri ağrıyı hisettikten sonra kafam onca şeye rağmen anca dank edebildi ve kolayı bırakmaya karar verdim.

    bu süreçte en büyük yardımcım ayran ve maden suyu oldu. maden suyunu da çok tüketmek pek sağlıklı değil biliyorum ama o yanma hissini arıyor işte vücut. çok şükür son günlerde su ile yaşamaya başladım. bu kendi kendime yaşadığım rehabilite döneminde ki en garip tecrübe ise 4.gün vuku buldu. yüzüm ne güneş görmüştü ne de vücuduma her zaman yediklerimin dışında bir şey girmişti. birden yüzüm kızardı ve habeş maymunu gibi göz çevrem, burnum ve yanaklarım kıpkırmızı oldu. sanırım her gün deli gibi şeker öğütmeye alışmış bünye su ile ayrana maruz kalınca neye uğradığını şaşırıp böyle bir sinyal verdi. neyse sözün özü şu an sizlerde bir zamanlar benim de yaptığım gibi çılgınca kola tüketiyorsunuz ve kendinizde bir sıkıntı hissetmiyorsunuz ama bir gün o sisteminin gardı düşecek. ve işte biz o an tükeneceğiz.
  • bir derece daha kötüsü "diet kola bağımlılığı" olsa gerek.
    gelsin aspartam, gitsin beyin...
  • yeri geldiğinde cam şişe, 1 litre, 2 litre ve 2,5 litrelik kolalar arasındaki tat farkını anlayacak türden bir bağımlılıktır.
  • bugün anladım.. uzun zamandır şüpheleniyordum aslında. gece kalkıp su yerine kola içiyor, markete giderken alışveriş listesine önce o'nun adını yazıyor, markette elim önce o'na gidiyordu, herkesin ayran içtiği kebapçıda ben o'nu tercih ediyordum. ama konduramamıştım kendime. "yok lan, ne bağımlılığı, istesem almam, içmem ne var yani?" diyordum.

    ama bugün.. sıcaktan baygınlık geçirir bir halde markete girdim. aslında ice tea istiyordu canım. ama onu görünce, ice tea falan hak getire.. hemen aldım arkadaşımın şaşkın bakışları arasında. "lan ne çabuk fikir değiştirdin, ice tea diye ölüyordun?" dedi. cevab veremedim. aldım, kana kana içtim. "allahım bu nasıl güzel bir içecektir!" gibisinden söylendim. o sırada bir duvarda gördüğüm "coca cola ve pepsi amerikan uşağıdır, lütfen müslüman kanı içmeyelim!" yazısına omuz silktim.

    sonra yemeğe gittik. ben yine o'nu istedim. yemekle beraber gelmesini istemedim. rica ettim garsona, "kolamı hemen getirin lütfen." diye. getirdi, yoksun kalmış keş gibi saldırdım resmen. bitti, o an yemek gelmişti. "bir tane daha." dedim. onu da bitirdim yemekten önce. "bir tane daha." diyecekken, arkadaşım "yeter artık, miden delinecek." dedi. "lan bu ne ki, daha başlamadım ben." dedim. ama iradesiz görünmemek için istemedim üçüncüyü.

    arkadaşımdan ayrıldım eve geldim. gelirken markete uğradım, o'na tekrar kavuşmak için. allahım, resmen manyaklar gibiydim rafta onlarla karşılaşınca. taşıyabilseydim 5-10 şişe alacaktım. alamadım. ama taşıyamadığımdan, içmek istemedimden değil.

    her bağımlılık gibi kötü bu da. ama bu gurme bir bağımlılık. hani alkolikler alkol bulamadı mı ispirto veya kolonya içer. bunda öyle değil. ille de coca cola, ille de zero. bulunamadı mı, işte o zaman yanıyorsun. şu sıralar nerdeyse tek istediğim coca cola zero'suz kalmamak. allahım sanırım ben keş oldum!
  • sabahın köründe tostun yanında çay yerine kola içmektir

    böcekten yapılıyormuş diyenlere, olsun etli proteinli ohh mis gibi demektir.

    kola göbeği diye bir şey olacağını öğrenmektir.

    kola gazı muhafaza teknikleri hususunda uzmanlaşmaktır.

    ikram edilen kolanın hangi marka olduğunu tahmin edebilmektir.

    gecenin üçünde benzinliğe yürümektir.

    eve muz ve kola almanın bir nevi lüks olduğu zamanlarda, annenin bakkaldan kola al sözüyle heyecanın tavan yaptığı akabinde istenilenin aslında çamaşır kolası olması nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan bir bünye olmaktır.

    çocukken kola alınamayan zamanlarda kolalı sakızla durumu idare etmektir.

    eve asla 2,5 lt kola almamaktır*

    edit: bu kadar kola muhabbeti üzerine şu an itibari ile çaycıya kola sipariş etmektir.
  • böyle bir şey var gerçekten de...yaşadım oradan biliyorum...özellikle geçen son iki yıl öyle bir seviyeye gelmişti ki bu bağımlılığım ''bana mal bulun, mal bulun'' noktasındaydı...en çok da akşam yemeklerinde ve gece oturmalarında kolasız yapamıyordum...iki litrelik kola şişesi -ki sadece coca cola içebiliyorum- oksijen tüpüm gibi olmuştu yanımda olmasa istiyordum, ihtiyaç duyuyordum...bir kaç yıl önceki 5 aylık erasmus deneyimim sürecinde kolanın belçika'da pahalı olması ve sık sık içememem nedeniyle türkiye'ye döndüğümde günlerce, litrelerce kola içtiğimi biliyorum...hem hiç de öyle yok kola böceğini, bilmem tersten okuyunca şöyle oluyor da, parası bilmem hangi ülkenin askerlerine gidiyor da gibi şeyleri umursamadan ayıla bayıla içtiğimi...çok matah bir şey olduğu için yazmıyorum değil zaten adı üstünde bağımlılık...hem de en tehlikelisinden...her neyse içtim, içtim, içtim ve gün geldi o gün yediğim hurmalar bir gün g.tümden ziyade tüm vücudumu tırmaladı ve bana bira göbeğinin şanını eline verecek bir göbek olarak geri döndüler...millet çatır çatır karnında baklavalar çıkarırken benim bu fit ve diri vücudumda göbek taşımam zoruma gitmeye başladı ve ani bir kararla bıraktım kola içmeyi...geçen yazdan bu yana da çok nadir içiyorum...belki ayda bir kez bir bardak...onun yerine hiç sevmediğim ama şu an delisi olduğum ice tea'ye sardım...ayran falan içiyorum akşam yemeklerinde...hatta çok daha güzel gidiyor...
    sonuç olarak demem o ki kola bağımlılığı diye bir şey var ama bu bir süreç...bu bağımlılıktan kurtulmak için gerekli olan sadece bir sebep ya da gözle görülen bir etki...sonrası çok kolay...
  • 3 yıl öncesine kadar günde minimum 1 - 2,5 lt içiyordum şişenin dibini görmeden kalkmıyordum olduğum yerden. işe giderken bile 1 lt'lik şişeyle gidiyordum pet su şişesi taşır gibi kolayla geziyordum etrafta. lakin ben de çok kötü bi alışkanlık bıraktı bu meret bazen hala masada falan kola olduğu zaman dalıp gidiyorum 1,2... 5 bardak içip kalkıyorum. sonra da hiç içmemiş gibi takılıyordum. lan dedim manyak mıyım ben? niye içiyorum bunu milletin midesi deliniyor, kanıyor, ve bırakma kararı aldım.. şimdi bitti çok şükür. bu bağımlılıktan kurtulmanın tek yolu evden içeri sokmamak, ne olursa olsun marketten almamak. gidilen yerlerde ise başka içeceklere yönelmek. yoksa işin içinden çıkamıyorsun amk.

    asker arkadaşım vardı o da çok bağımlıydı, onunla kafa kafaya verip içerdik. adam akşam yat içtimasından önce kantine gidip 7-8 kutu kola alıp dolabında zulalardı, gece nöbete uyanınca bir kutu çakardı, nöbetten gelince de bir kutu içip yatardı. bazen kantinde olmuyordu bu göt alıp saklıyordu dolabında pezevenk sabah kahvaltıdan önce, sonra. arka dişleri kalmamıştı artık ibnenin ön dişleri ise siyah - sarıydı istanbulspor'un renklerini taşıyordu ağzında. geçenlerde aradım kolaya devam mı? diyorum, devam usta diyor. ben bıraktım dedim artık üzüldü biraz. hayatımda onun kadar bağımlısını görmemiştim ama, tatbikata giderdik herkes karnını doyurma derdinde ekmek, poğaça, kahvaltı tarzı şeyler alıp zulalıyor bu göt lalesi hücum yeleğinde kola taşırdı.
  • 6 aylık sürelerle bırakıp bırakıp 3 aylık içme işine girdiğimden söylüyor gibi olmayayım ama vardır böyle bir bağımlılık.

    benim gibi sigara ve alkol kullanmayan birinin kolaya bağlılığı görüldüğünde, bu durumun ne kadar ciddi bir şey gayet net bir şekilde anlaşılabilir.

    alkol ve sigara bağımlıları gibi eklemek isterim, haftada yarım litreye indirmişliğim var, hem de günde 2.5 litrelerden. o halde alkışlar...
hesabın var mı? giriş yap