• ulaşılması zor hatun. sixpackten aşşası kurtarmıyo. az kaldı ama. son 6 altı tane
  • çocukluğumun arka bahçesi başka hayatlar olmuştur hep. sokaklarda dizlerini yaralamış bir çocuk olmadım ben. daha çok zihnimde yarattığım şeylerle ilgilenir, bir hayalin üzerinde saatlerce düşünür, kendimi oyalardım. en büyük zevkim hayal kurmakken, başkalarının hayatları benim için önceden kurulmuş hayaller, sürpriz oyuncaklar gibi geliyordu bana. izlediklerimden, dinlediklerimden, gördüklerimden çıkardıklarımla hayal dünyamı süslüyor, kendime yeni oyun parkları yaratıyordum. büyüdükçe de değişmedi bu. otobüste gördüğüm insanların ifadelerine sebepler bulmaya, telefon konuşlarından hayat hikayeleri çıkarıp zihnimde canlandırmaya başladım. biri kendine dair bir şey anlatmaya kalktığında hemen kuruldum en öne dinlemek için. güzel yazılmış romanlardan kendime bir karakter seçip onunla beraber kayboldum sayfaların arasında. hala bile, bir şekilde başkalarının kıyafetleri giyer, onların sesiyle konuşur, onların hayatlarını adımlarım kendi hayatımdan sıkıldığımda.

    onun hayatıysa benim hayal gücümden çok uzakta, tahayyül edebileceğimden daha karmaşıktı. üstelik çok yakın olmadığım, tanımadığım mecralardan bahsediyordu. bu yüzden dinlemesi daha çekici geldi bana. üstelik o da anlatmak istiyordu. o, kimin dinlediğini bilmeden boşluğa anlatıyordu kendini, bense dinlediğimi belirtme gereği duymaksızın takip ediyordum.

    itiraf etmek gerekirse, önce çekindim. farklığından rahatsız olmasam da, öğretilmiş erkekliğin ağırlığı vardı üstümde. daha önce, eski sevgilimin gay arkadaşlarıyla aramıza karşılıklı olarak ördüğümüz duvarı hatırladım. ama kirli'yi okudukça bu duvarın sebebinin de onlar olduğunu anlayacaktım.

    daha sonra, başlangıcını hatırlamasam da bir muhabbet başladı aramızda. ekşi'de, bition'da ve twitter'da süren muhabbetlerin sonucunda kirli'nin ve anlattığı şeylerin yeri değişiyordu gözümde. önce, ne kadar açık fikirli olursam olayım, gay'lere karşı bir ön yargım olduğunu fark ettim. kaçmak ya da yok saymak değildi yaptığım ama çok farklı hayatlar yaşadıklarını zannediyormuşum meğer. onlar, benim gözümde "onlar"mış ister istemez.

    bir entrysinde, çocukken "allahım sabah kalktığımda pipimi görmek istemiyorum, bir kız olarak uyanmak istiyorum." diye dua ettiğini okuduğumda aklıma ilk gelen benim çocukluğumun uyku öncesi duası oldu. ben de çocukken "sabah uyandığımda kekelemeyeyim allahım, lütfen" diye dua ediyordum. o an uzaylı olmadıklarını kavradım. ilgilerimizi yönlendirdiğimiz kavramlar farklı olsa da, aslında aynı şeyleri yaşıyorduk. doğuyor, büyüyor, hayatımızı kendimiz şekillendirmeye çalışıyor, kadere çocuksu bir cesaretle karşı koymak için çaba sarf ediyor, çalışmak zorunda kalıyor, güzel anne ve babaların oğulları/kızları, birilerinin dostları ve arkadaşları oluyorduk. ama biz, yatağa birlikte girdiğimiz kişilerin cinsiyetlerinin farkından önce dikkat etmemiz gereken pek çok benzerliğimizi fark etmiyor, kaçırıyormuşuz meğer. üstelik bunlardan biri, kendini, düşünebilen, aydınlık bir zihnin sahibi olarak gören benmişim. en çok da, bunu fark ettiğim zaman utandım.

    bunları anlatıyorum, çünkü kirli bilsin istiyorum. yapmaya çalıştığı şeyin farkında olduğumu ve işe yaradığını bilmeye ihtiyacı var çünkü. daha da cesaretlenmeli, anlatmaktan yılmamalı. çünkü eğer bir gün insanlar farkılıklarıyla değil de sadece insan kimlikleriyle anılacaksa dünya üzerinde, bu kirli ve onun gibi insanlar sayesinde olacaktır.

    ps: makale gibi oldu amk. ne bu ciddiyet lan?! bundan sonra daha eğlenceli şeyler yazar, araya da annemden öğrendiğim okkalı küfürlerden yerleştirip makara yaparım. söz bak...
  • doğuştan kadın olmasa da hissedip yaşadıklarıyla tam bir kadın olabilmeyi başarmıştır.
    bir insanın cinsiyet tercihinin elinde olmaması bazı şeyleri engellemiyormuş meğerki.
    ancak bir gerçeği itiraf etmesem ölürüm; bu kadar sekse düşkün ve bu kadar açık sözlü bir kadın türkiyede nasıl yaşıyor diye de az düşünmedim değil
  • en cok merak ettigim konu crossdresser mi yoksa transeksuel mi oldugudur.
  • darbe sürecinde sosyal medya üzerinden yaptığı yorumlarla şaşırtmış yazardır. hepimiz karşıyız darbeye eyvallah da insanın kendisini bu kadar kaybedip olayın sıcağıyla doğru düzgün bi bok bilmeden, teyit almadan ortalığı acımasızca taramanın, eli kemerli yobazları motive etmek dışında kimseye bi faydası yok malesef. adalet, hukuk, sağduyu çağrısı yapan herkesi postal yalayan olarak görmesi de bir başka talihsizlik. asıl ironik olansa belki farkında bile olmadan koltuk çıktığı güruhun, sırf cinsel tercihleri yüzünden bile kendisini tenhada sıkıştırıp boynunu kesebilecek kadar fanatik cahillerden oluşuyor olması galiba.

    kendini geliştirebilmiş biri olduğunu düşünürdüm ama nefret ve öfkeden beyni yanmış yüzde elliden bir farkı yokmuş galiba. gerçekten üzücü.
  • bir kadının olamayacağı kadar kadın, bir erkeğin olamayacağı kadar delikanlıdır*
    lan yürü git bildiğin ibne işte yanılgısındaysan, senden benden ahlaklıdır da.
  • karmasına* bakıp bakıp gülesim geliyor.
  • o anlattıkça, bazen heteroseksüel kimliğim ağır geliyor. çoğunluktayız diye bu kadar eziyor oluşumuzu fark etmek acı koyuyor.

    kendisinden küçüğüm. hayat tecrübem onun yanında sıfıra yakın. onu koruyup kollayacak gücüm var mı emin değilim. ama o konuştuğunda, sıkıntılarından bahsettiğinde, yüzümüze vurduğunda bazı şeyleri sarılayım diyorum sıkı sıkı. küçük rakıyla kapısını çalayım, dertleşelim istiyorum. "ben buradayım kirli" diye pankart açayım balkonunun altında takılayım istiyorum. kardeşi olup destek çıkayım, babası olup koruyayım istiyorum... çocuklarıma ister amca ister hala olsun, onlara fark ayırt etmeksizin sevmeyi ve en iyi yaptığı şey olan saygı göstermeyi öğretsin istiyorum.

    oturduğum yerden seviyorum bu kadını.

    fazla iyi... haddinden fazla...
  • taş gibi delikanlı.

    nasıl anlatsam rock hudson gibi mi desem rupert everett gibi mi ?

    tamam buldum neil patrick harris gibi,insanı güldürüyor.
hesabın var mı? giriş yap