• bir tiyatro oyununun güzel olması için çok büyük bir sahne ve prodüksiyona ihtiyacı olmadığının en güzel örneklerinden birisi...oda tiyatrosunun dar koltuklarında otururken, o ufak sahneye yakınlığınız ve oyuncuların dekorun estetiğini doruk noktasına çıkaran oyunlarıyla sizi kendi içerisine alıp, ışıkla bütünleştirip diyaloglarla esir aldığı bir oyun. çok güzel bir hikaye, çok güzel bir sahneleme.
  • şehir yaşamından kaçıp kıra yerleşen bir ailenin öyküsü ama kaçıp gitmekle herşey hallolmuyor tabi ki.

    celal kadri kınoğlu'nun nefis diksiyonu ve tonlaması ile başından sonuna dek insanı oyunun içine çektiği, ülkü duru'nun başarı ile canlandırdığı eş karakteri ve yolda bulup zor durumda olduğu için eve getirildiği iddia edilen almila uluer.

    oyunu izlerken insan biri bana doğum günü şarkımı böyle söylesin istiyor*, biri bana böyle kağıtlar kessin*, biri de böyle güzel masal anlatsın* ama bu insanlar hayatımdan uzak dursunlar; o kadar başarılı bir oyun yani...
  • kır: güven ve tekinsizlik arasında salınan ruhları daha da karıştıracak oyun. soğuk renkleri, tedirgin insanlarıyla kır havası arayanları üşütecek, harika takım oyunu.
  • bir saç türü
  • martin crimp tarafından yazılan ve ilk gösterimi 21 ekim 2003 tarihinde oda tiyatrosu'nda yapılacak olan, istanbul devlet tiyatrosu'nun 2003-2004 sezonundaki yeni oyunlarından biri.

    http://www.istdt.gov.tr/…sp?lngtype=0&lngplayid=210

    -- ekşi sözlük haber ajansı kültür ve sanat haberleri köşesi --
  • beyazla az miktarda siyahin karismasindan olusan renk
  • 2005-2006 sezonunda akm oda tiyatrosunda izleyebileceğiniz oyun.

    dünya tiyatrosunun yeni dâhi çocuğu martin crimp’in son eseri, ülkemizde ilk kez sahne ışıklarına çıkıyor. dil cambazı crimp, insanlar arasındaki ‘bağımlı ilişkileri’ bir örümcek ağına benzetiyor. aşk, cinsellik ve para, crimp’in insanlarına ölümcül darbeler indiriyor. doğaya kavuşmak, dinginlik, aşk ve mutluluğu bulmak için kır’a taşınan insanlar, istediklerine erişebilecekler mi? sorusunu sorguluyor. berlin, zürih, milano, lizbon ve paris’te büyük ilgi gören ve üç sezondan beri sahnelenen kır, tiyatro severlere yepyeni bir dil ve alışılmadık bir metin sunuyor.

    2004 "tiyatro dergisi" ödüllerinde yılın işık tasarımcısı ödülünü enver başarile almıştır.

    türkçesi: roza hakmen
    reji: işıl kasapoğlu
    dekor: hakan dündar
    kostüm: serpil tezcan
    işık: enver başar
    müzik: joel simon

    oyuncular: ülkü duru, celal kadri kınoğlu, almıla uluer,

    http://www.istdt.gov.tr/…sp?lngtype=0&lngplayid=210
  • 1 saat 15 dakikalık, tek perdeden oluşan, ışıklarını beğendiğim, diyalog yönünden göreceli zayıf kalan (bence), dün akşam (7 kasım 2007) cevahir sahnesinde izlediğim etkileyici oyun.
    zaten ışık konusunda 2004 yılında "tiyatro dergisi ödülleri yılın işık tasarımcısı" ödülünü almış, elbette ilk dikkat çeken celal kadri kınoğlu'nun diksiyonu ve performansı, tatlı hayat'ın irfan beyi burada da iyi bir iş çıkarmış. almila uluer, çocuklara masal anlattığını örneklediği sahnede birkaç küçük hata yaptı o kadar, onun dışında iyi bir oyunculuk sergiledi.
    geçtiğimiz sezonda yine cevahirde izlediğim oyunlara (kaktüs çiçeği ve ful yaprakları) kıyasla vasat kalsa da benim için, yine de beğenerek izlediğim bir oyun oldu...
  • 'ne yumurtası?'
    'bildiğin kuş yumurtası'
    ya da diyalogu tam hatırlayamamakla beraber
    'ben tip değil miyim'
    'yok canım sen de tipsin'
    gibisinden oyun komik çevirilere mağruz kalmış olsa da oyunun sizi büyülemesine engel olamıyorsunuz.
  • oyunda ülkü duru'ya hayran olmamak elde değil. izleyeli uzun zaman oldu ama hala unutamadığım nadir oyunlardan biridir.
hesabın var mı? giriş yap