• iki bölümden oluşan turgut uyar şiiri:

    1.

    böyle, bu sazlı bahçe neresi?
    nasıl da içiyorum ölürcesine.
    sahnede bir bezgin kadın,
    bir gariplik vermiş sesine.
    o niçin şarkı söylüyor şimdi,
    ben neye ağlıyorum?...

    2.

    elbet hep böyle geçmeyecek ömrüm, biliyorum
    bu çeşit yaşamak, zor.
    kimbilir tanrım, kimbilir
    hangi güzel yerde beni,
    hangi ölesiye sevda bekliyor?..
  • --- spoiler ---
    kim bilir ömrün kaçta kaçı kaldı geriye
    nefes sayılı alıp verdiğin benim de senin de
    hayırlı bir haber veren dostumsa hiç kalmamış
    bir kuruş için hesaplaşmak isteyenler peşimde
    her yanım dikenli tel ve mayınlarla çevrili
    ben özgürlükten vazgeçtim savaşım hiç bitmedi ki
    dikemediğiniz her bayrağın da benim terzisi
    senin elinde değil ki dürten şeytanın ta kendisi
    kim bilir belki varırsın sona bi tramvayla
    belki hayatın armağan ettiği bi travmayla
    ya da son senin ayağına gelsin bekle saraylarda
    sence bir ömür geçer mi dans etmekle halaylarda
    hatalarımla varım hata hatasızlıkta gurur duyucak kadar alçalmadım
    sen anlamazsın asla...
    --- spoiler ---

    sözlerini tüylerim diken diken havada dinlediğim ceza şarkısı. geceye çok yakışmakta, çooook...
  • bazen bitişik yazdığım kelimelerden. herşey misali... örnek:
    - kimbilir şimdi nerdesin... *
    - aklından neler geçtiğini kim bilir? *

    "kimbiliiiirrrr kim biliirrrrrrr kim bilir!" diye söylüyor bunu kibariye bir de. söylenişte de doğru.
  • bir engin geçtan kitabı olup,

    “yaşamın kendimize birtakım kesin çizgilerle ısmarlayamayacağımızı kabul etmişsek, telaşa kapılmayıp satranç oyununu bundan böyle fırtınanın bizi götürdüğü yerde sürdürebiliriz. orada yenilirsek, bu bir yenilgi değil, deneyim olur.”

    ''insanlara kendi acısından daha değerli gelen bir şey yoktur - onu kaybetmekten korkarlar- onu başlarına inen bir kırbaç darbeleri gibi hissederken bir yandan da onunla dost olurlar; çünkü acısının açtığı yaralar onlara güvence sağlar.''

    ''üretilmiş acı sık kullanılan bir iletişim aracıdır. birbirine sorunlarını anlatarak ''dertleşme'' bazı insanlar tarafından yakın dostluk olarak nitelendirilir. ama böyle durumların şirket ortaklığını andıran bir dayanışma türü olmaktan öte bir anlamı olmadığından, ilişki olarak nitelendirilmeleri ilişkiden ne anlaşıldığına göre değişir. zamanla yaratılmış gerçek bir ilişki zemini, doğal olarak dayanışmaları da içerir. ancak dertleşme türünde beraberliklerde insanlar birbirlerine yalnızca siyahlarını paylaşmak için ararlar, birlikte yaşam üretemezler. yaşam üretmek, insanın karşısındaki insana ilişkin hissettiklerini algılayıp yaşayabilmesi, yaşadıklarını karşısındakine hissettirebilmesi ve ona yaşattıklarını, onun yaşadıklarını hissetmeye çalışmasını içerir. yani ilişkiyi yaşarken duygu tepkileri verilebilmesini tanımlar, karşısındaki insana kendisiyle ilgili bir bülten okuyup, bir başka zamanda onun bültenini dinlemeyi değil.''

    ''ilişkilerdeki sorunlar ilişkisizlikten kaynaklanır.''

    ''çılgınlardan kolay vazgeçilmez, üretilmiş sorunlar usandırır, kaçırtır''

    ''insanları kazanmak için gerektiğinde onları gözden çıkarabilmeyi, göze almalıyız.''

    ''insanlar verebilecek şeyleri birbirinden tabii ki esirgememeliler.ama verebileceklerini vererek, vermek zorunda hissettiklerini değil. ilkinde insanın gönlü vardır, ikincisinde ise terk edilme korkusu.''

    sözlerinin yazıldığı eserdir.
  • karamanlı güfrani şiiridir, tasavvufun en güzel anlatımıdır.

    katre idim ummanlara karıştım
    kaç bulandım kaç duruldum kimbilir
    devre edip alemleri dolaştım
    bir sanata kaç sarıldım kimbilir

    bulut olup ağdığımı bilirim
    boran ile yağdığımı bilirim
    alt' anadan doğduğumu bilirim
    kaç ebeden kaç soruldum kimbilir

    kaç kez gani oldum kaç kere fakir
    kaç kez altın oldum kaç kere bakır
    bilmem ki kaç katip ismimi okur
    kaç defterde kaç dürüldüm kimbilir

    bazı nebat oldum toprakta sürdüm
    bilmem kaç atanın sulbünde durdum
    kaç defa cennet-i alaya girdim
    cehenneme kaç sürüldüm kimbilir

    kaç kez alet oldum elde bakıldım
    semadan kaç kere indim çekildim
    balçık olup kerpiç kerpiç döküldüm
    kaç bozuldum kaç kuruldum kimbilir

    dünyayı dolaştım hep kara batak
    görmedim bir karar bilmedim durak
    üstümü kaç örttü bu kara toprak
    kaç serildim kaç dirildim kimbilir

    güfrani'yim tarikatım boş değil
    iyi bil ki kara bağrım taş değil
    felek ile hiç hatırım hoş değil
    kaç barıştım kaç darıldım kimbilir
  • berkant'ın pek rastlanmayan güzel şarkısı. tek sevdiğim şarkısı.

    kim bilir belki bir akşam üstü
    çıkarsın karşıma
    rıhtımda belki de sokakta
    sen bir yabancının kolunda

    kim bilir belki bir akşam üstü
    çıkarsın karşıma
    bakınca ak düşmüş saçıma
    beni sen hatırlamazsın da
    sakın benim için üzülme
    sensizim fakat her anım seninle
    yalvarmak yakarmak boşuna
    sen mutlu ol yeter bana

    kim bilir belki bir akşam üstü
    çıkarsın karşıma
    rıhtımda belki de sokakta
    sen bir yabancının kolunda

    sakın benim için üzülme
    sensizim fakat her anım seninle
    yalvarmak yakarmak boşuna
    sen mutlu ol yeter bana

    kim bilir belki bir akşam üstü
    çıkarsın karşıma
    bakınca ak düşmüş saçıma
    belki sen hatırlamazsın da

    kim bilir kim bilir kim bilir
  • (bkz: kim bilir)
  • ilk yağmur damlası düştü,
    kuru yapraklarına güzün.
    ardında kış kıyamet,
    dert, hüzün.

    alın yazısı hepsi... kısmet...
    ha yazı ha kışı geceyle gündüzün,
    kimbilir, kaç günü kaldı
    ömrümüzün?

    --- ziya osman saba ---
  • tdk'ya göre kim bilirin yanlış yazılmış halidir.
  • kayıtlı bir sözlük okuru...
hesabın var mı? giriş yap