kill la kill
-
ing. öldür la öldür
-
son bölümünde john travolta ile samuel l. jackson da küçük bir rol almıştır. işte o cameo:
http://i.imgur.com/hsad1hl.jpg -
okuduğum ilk 4 saniye behzat ç. repliği sandığım.
-
orijinal ismi "kiru ra kiru" olan anime. simdi bunu izleyen herkesin aklina gelmis olabilecek bir soru, "kill la kill nedir arkadasim ya?" seklindedir. soylenene gore, kiru kelimesinin anlamlari arasinda "giymek", "kesmek", ve "oldurmek" var. derler ki, ozel bir uniforma giyip, yarim makas* ile babasinin intikamini* alma yoluna cikmis bir kizin hikayesine cuk oturur bu isim.
"dressed to kill" olarak da dusunulebilir diyorlar fakat o da 90'lar tarzi uyduruk hollywood aksiyon filmlerinin isimlerini andiriyor. -
(bkz: bir ankara animesi)
-
matoi'nin memeleriyle (gerçi şahane kalçaları da var ablamın, her şeyiyle şahane zaten), satsuki'nin de gözlere şenlik kalçalarıyla ön plana çıktığı anime. ahan da bu da banus, tehe.
-
-
seride yakalanan referanslarin genis listesi icin:
https://dl.dropboxusercontent.com/…/references.html
bu da bugun cikan ost:
http://www.nyaa.se/?page=view&tid=505475
yeni yiliniz kutlu olsun.
new year status:
[ ] not saved
[ x ] saved -
-
--- spoiler ---
insan evrimini kıyafetlere(clothing) bağlayacak kadar ve hatta bunu uzaydan getirecek kadar derin, altı dolu;
bunu anlatırken lise çağındaki insanları, dönüşebilen değişebilen insanları kullanabilecek kadar absürd ve eğlenceli; ve hatta daha giriş sahnesinden nazi almanyasını anlatıp hikayenin geçtiği mekanı, zamanı aklımıza kazıyacak, bilinçaltımıza belli bir yön ve pozitif önyargı tohumu atabilecek kadar akıl dolu ve üzerine düşünülmüş bir seri.
ayrıca çizimleri gerçekten enterasan ki bu abimizin işleri hep böyle, bunu da gözden kaçırmamak lazım. daha ilk bölümden sincity tarzı bir film görüntü yönetmenliğinin karşısında hissettirdi, gerçekten olağan üstü.
bir de büyük shounenlerde ve bazı serilerde ara ara yaptığımız felsefik okumaları da yine bu seri üzerinden yapmak lazım. neden clothing gibi soruları sormak lazım. ya da insana ne kadar bir şeyler katsanız da onun insan olduğu ve özgür bir iradeye sahip olduğu gerçeği sürekli yüzümüze çarpılmış. dış görünüşün ve belki de sosyal hayatta edindiğimiz/tırmandığımız mertebenin, aslında; bizi biz yapmadığı bu sonradan kurulmuş yapay sistemin kölesi olmadan da hayatın özgürce ve insanca devam edebileceği gerçeği vurgulanmış belki de. dediğim gibi, üzerinden okuma yapmaya çok açık.
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap