• asalak olması, yapıştığı zaman bırakmaması, deri altında bir tek parçası bile kalsa ölümcül olabilmesi gibi iğrençliklerinin yanında bildiğin ensestin en uç noktasını yaşar bu hayvan. ensest zaten uçta bir şey, daha ucunda nasıl olabiliyor? şöyle ki; bunların yumurta kenesi denen versiyonunda erkek diye bir şey yok. bildiğimiz anlamda erkek-dişi olayına girmiyorlar. bunların hamile olan dişileri (nasıl hamile olabildiklerini anlayacaksın, sabret) karınlarında bir erkek ve geri kalanı dişi olmak üzere bir çok kene taşıyorlar. erkek anne karnında dişileri tek tek döllüyor. öyle sadece sıvı salgılama gibi kimyasal bir atraksiyon değil. envai pozisyonda ilişki sonucu kardeşi olan tüm dişileri döllüyor ve rabbimin adaletinden kaçılamayacağı için (mesaj tv dublajı oldu) anne karnında ölüyor. yani erkeğin tek varoluş amacı dişileri anne karnındayken döllemek. doğmuyor bile. döllenen dişiler annelerinin karnından normal doğumla çıkmayıp tam kendi terbiyesizliklerine, vefasızlıklarına ve şerefsizliklerine yakışır biçimde annelerinin karnını yiyerek dışarı çıkıyorlar.

    sonuç hiç doğmamış ama seks yapmış ölü bir erkekle, karnında ölü bir erkek taşıyan parçalanmış bir anne ve düzinlerce doğar doğmaz hamile olan dişi kene kalıyor. ardından bu döngü onların karnında devam ediyor.
  • sevgili kedimin dün topu topu yarim saat balkonda oynadigi sirada muhtemelen saksidaki ciceklere kafasini sokarken kapmis oldugu heyvan ogli heyvan. hemen internet, google, ara, kene, hastalik, ve sonunda özellikle sahibinin yataginda yatan hayvandan insana gecebilecegini okuyan bendeniz kediyi alelacele veterinere götürmüs, sevgili veteriner de aksamin o saatinde gelen saf musterinin kedisinin ensesinden özel bir cimbizla keneyi ve oraya sikisan 70ytl muadili euro'yu cekip cikarmistir. bendeniz de giden eurolara karsi kendimi "en azindan kene cimbizi diye bir cimbiz oldugunu ögrenmis oldum, bundan sonra kene cimbizi kullanacagim" diye avutmusumdur.

    e madem o kadar paraya malodu, bu kene cimbizi nedir nasil bir alettir, yoklugunda normal cimbizi nasil onun yerine kullaniriz vs bilgileri sözlükcülerle paylasayim:

    efenm hayvana musallat olmus keneye baktigimizda, kendisini kafasi tamamen derinin altinda, götü ve bacaklari disarida bir nevi devekusu misali bir pozisyonda görüyoruz. heyvani bu haliyle zart cekip cikarirsak anaaa, göt ve bacaklar elimizde, kafa iceride kaldi?!? iceride kalan kafa bünyede yabanci madde muamelesi göreceginden iltihap yoluyla atilacaktir ve bu pek tercih edilmez. o zaman heyvani usulüyle cekecegiz, de nasil? iste burada kene cimbizi devreye giriyor: meger kene kafayi derinin altina bir nevi vida hareketiyle saga dogru döne döne sokuyormus (solak kene varsa onu bilemem). demek ki keneyi cikartirkene aynen vida söker gibi sola dogru döndere döndere cikarmamiz gerekiyormus. bu cimbizin da tepesinden 0.5 kalem gibi bastirinca tutacaklari disari cikiyor, heyvani kicindan yakaliyorsun, dügmeyi yavas yavas cekerken tutacaklar keneyi hem sola dogru cevirerek hem de yukari cekerek cikartiyor. eger evde kene cimbizi yoksa (ki ne arasin evde kene cimbizi) keneyi bir pens ya da kargaburunla tutup aleti sola dogru döndüre döndüre hareket ettirerek ayni islemi yapabiliyoruz.

    cimbizin görünüsü icin : http://www.punkki.net/artikkelit/punkinpoimija.pdf

    ben kene gördüm.
  • kene ısırması, kırım kongo kanamalı ateşi hastalığı nedeniyle medyada biraz yer bulabilmiş olsa da, halkın çok az bilgi sahibi olduğu, dahası çok yüksek oranda yanlış bilgilendirilmeye uğradığı bir konudur efendim.

    keneler, yalnız türkiye'de değil, orta avrupa'da da (özellikle kuzey ve batı isviçre, güneybatı almanya, doğu fransa üçgeni ile doğu almanya-çek cumhuriyeti arasında kalan bölümlerde), yılda ortalama 5 insanın ölümüne yol açmaktadır (toplamda değil, ayrı ayrı). bunda da, kırım-kongo hastalığı olmasa da, kenelerden bulaşan pek çok sayıda hastalığa karşı önlem alın(a)maması başta gelmektedir. bu hastalıkların bir kısmına karşı erken teşhis haricinde etkili bir tedavi bulunmamaktadır.

    kene ısırığından ve hastalıklardan korunmak için, öncelikle hayvanın davranış modelini bilmemiz gerekir.

    keneler, özellikle uzun (diz boyu) otların arasında bulunan sekiz bacaklı (örümcek tipi) hayvanlardır. memeli hayvanlara atlayarak ısıranlar yalnızca dişi kenelerdir. ortalama bir dişi kene, eflatuni gri - füme bir renkte, mercimek tanesinden küçük ve yassı olur. ısırdığı zaman, geriye doğru tırtıklı hortumunu ete saplayarak kan içmeye başlar. hortum içeride açıldığı ve tırtıklı olduğu için, hayvanı çekip çıkartmak ancak deriyi zedelemek pahasına söz konusu olabilir. aynı zamanda, arka ucundaki bir iğnemsi çıkıntıyı da ete sokarak, yerini sağlamlaştırır. bir kez bir hayvana veya insana yapıştı mı, dolana kadar kanını emer. dolduğunda ise bir nohut büyüklüğüne kadar şişmiş olur ve şişince, kendiliğinden çözülerek düşer. bu aşamadan sonra uzun süre yaşamaz ve bir sürü yumurta yaparak ölür.

    keneler ısırdıkları çeşitli hayvanlar nedeniyle doğal bir hastalık taşıyıcısıdır. fakat, ısıran bir kene, çekip çıkartılmaya çalışıldığında veya bilinçsiz kişiler tarafından cımbız vb. aletlerle rahatsız edildiğinde, o zamana kadar emmiş olduğu kanın bir kısmını kusacak şekilde bir refleks gösterir. bu nedenle, gerçekte hastalıkların büyük bir kısmı (%70'e yakını) bu gibi çabalar sırasında geçmektedir.

    sonuç olarak, kene ısırmasına karşı aşağıdaki önlemlerin alınması yerindedir:
    - uzun otların arasında kısa paçalı giysilerle veya açık belle dolaşılmaması, ve evet, paçaların da çok fazla açıkta bırakılmaması yerinde bir davranıştır.

    - olur da bir kene ısırmışsa, kesinlikle elle müdahale etmeye veya incelemeye kalkışılmamalı, mümkün olan en kısa sürede bir sağlık ocağı veya hastaneye giderek uzman bir kişinin keneyi yerinden sökmesi sağlanmalıdır (her sağlık çalışanına da güvenmeyin bu konuda, bilen birine yaptırın)

    - uzman birine hiçbir şekilde kısa süre içinde ulaşma imkanı yoksa, öncelikle fazla dokunmadan kenenin başının hangi tarafta olduğu tespit edilmelidir. kene iki ucundan birden tutunmuş olacağından yanılma olasılığı yüksektir. burada kenenin çok küçük ve ince bacaklarının hangi tarafta olduğuna bakılır, işte orası kenenin başıdır. bundan sonra, kenenin hortumunu deri altına soktuğu ucu, deriye en yakın yerinden ve yine hayvana dokunmadan/ezmeden, makas veya pens ile tek bir darbe ile kesilmelidir. sonrasında yine bir doktora gidip, hayvanın deri altında kalan parçaları çıkarttırılabilir. fakat dediğim gibi, bu son seçenek, ancak kısa bir süre içinde uzman bir kişinin bulunamaması ve enfeksiyon riskinin artması durumunda seçilmelidir.
  • bugün taraflarından ısırıldığım canlı. 2 ile 12 gün içerisinde entry girmezsem ölmüşüm demektir.

    edit:imla
    2nd edit: 3.gün bugün hala yaşıyorum.
    3rd edit: 10uncu günün şafağını da gördüm.
    last edit: ölmedim
  • bugüne kadar kendisini bir tek deyimlerden tanıdığım, pek önemsemediğim, pire gibi bit gibi böyle oldukça pis, uzağımda olan yerlerde ikamet ettiğini sandığım, dünyamızı paylaştığımız binlerce yaratık gibi bana bir yamuğu olmadığı sürece kafama takmadığım bir mahlukattı kendisi. fekat çalışma yöntemlerini, oburluğunu, büyüme azmini, inatçılığını, bir fiskeyle çattadanak öldürmeyi gözümüzün yemeyeceği gelişmiş dizaynını artan ünüyle birlikte öğrendikçe, canım çimenlere uzaktan bakar, ağaç altlarından koşarak geçer, vücuduma yeni huylanmalar, kafama yeni sorular ekler oldum. kan emiciliğin her türlüsüne karşı olduğumu bu vesileyle kendisine ifade etmek isterim. ben kendisinin yerinde olsaydım, kendime dayanamaz intihar ederdim, dünyayı bir pislikten kurtarmış olurdum. ya da ot falan yerdim. ne güzel yeşil yeşil. ama o zaman da inek diyorlar adama. inek olacağıma kan emer, insana çektiririm, belalısı olurum, dikkat çekerim diyorsunuz belki, empati kurarak anlıyorum tabi ama, bu ölümcül mikrop size hiç yakışmamış bu kadarını söyleyeyim. hayvanlığın alemi yok. (sonu biraz sert oldu. sitem olarak algılayın lütfen. )
  • kene, insanin kendine yapi$ani giymesidir...
  • askerdeyim duştan çıkmış kurulanmaktayken sol memenin üst tarafında böyle siyah çirkin bir toparlak keşfettim. bu ne ola ki dedim ve sorumu kamuya açtım. değişik coğrafyalardan gelmiş mehmetçikler değişik kültürlerin etkisiyle tahminlerde bulundu.

    istanbullu: ııyy pis herif. abv. üfff öğğk. (amk art niyetli betonarme zihniyeti işte)
    ıspartalı: ben bu ya!
    diyarbakırlı: iğneyle dürtün bi kımıldayacak mı?
    batmanlı: kene la bu!
    kastamonulu: ne alaka amk!
    batmanlı: lan keneee buuu
    koğuş: hassktirr!1!!!11!!

    herkes topluca it gibi kaşımaya başladı soyunanlar banyoya koşanlar oldu. nöbetçi subayın odaya gittim çaldım kapıyı. açtı.

    -blackbuker - ekşisözlük - bi maruzatım vardı komtanım
    +söyle black
    -komtanım bu kene mi? (memitomu göstermekteyim)
    +ınınısatym hassktr. (hemen soyunmaya başladı komutan. millet kendini kontrol ediyo full)

    nizamiye, amm, destek grup falan hepsi kendini kontrol ediyor. koca koca adamlar aşırı tepkiler veriyorlar. kendimi bokmuşum gibi hissediyorum *

    nöbetçi astsubay gece uyandırıldığı için mutsuz araçta yanımda oturuyor ve beni yanına yaklaştırmıyor vebalıyım sanki mk. hastane süreci ve 15 gün içinde her 5 güne bir doktor kontrolü isteniyor, doktor göz atıp gülüyor. ben dışarı çıkıp geziyorum ve doktora uğruyorum kendisi de tüm gün yanımdaydı yazıyor gönderiyor. sonra anlamsız bir şekilde 1 hafta kimse yanıma yaklaşmıyor.
  • kendisi bir nevi "ismi anılmayan"a dönüşmüş durumda. geçen yaz arkadaşın koluna yapışmış bir böcek görünce koşa koşa acile gittik. doktorlar gelip bakıyor, "cık, kene değil bu" falan diyor ama emin de olamayıp diğer arkadaşını çağırıyor. tabii, biz panik halde, "e bunun bir testi falan yok mu?" diye sorunca aldığımız cevap bizi dumur etti. sağlık bakanlığı genelgesi sonucunda, test falan yapılmıyormuş. zaten tedavisi yokmuş. dolayısıyla ya ölüyorsun, ya yaşıyorsun. ama bunu istatistiklere geçirmenin bir alemi yok. (doktorların verdiği cevap bu şekilde, gerçi daha sonra eczacıya sorduk o da aynı şeyleri söyledi.)

    kısacası, insanlar ölüyor ama uzun süredir haber olmuyordu. fakat ismini anmazsak belki bir daha gelmez denilen kene kastamonu'da toplu ölüm olunca yine haber olmuş.
  • vazelinle üzerine tamamen kapatınca "sözde" nefessiz kaldığı için kendini bırakıp düşen hayvanmış. bırakın efendim bunları. vazelini gören kene, sizin niyeti bozduğunuzdan şüphelenip göt korkusuna bırakmaktadır deriyi. nefes mefes hikaye. göt korkusu adama / keneye neler yaptırıyor varın görün işte.
  • kırsal alana yolunuz düşerse alabileceğiniz önlemler;

    - koruyucu sprey kullanın.
    - devamlı hızlı bir şekilde yürüyün, pasif kalmayın.
    - çimenli yoldansa toprak yolları tercih edin. varsa en güzeli taşlı yol.
    - ağaç altından geçmeyin.
    - piskopat gibi iki de bir üstünüzü kontrol edin.
    - omzunuza sülün bağlayın.
    - bir tavuğun boynuna tasma bağlayıp yanınızda taşıyın.
    - thermal gözlük takarak etrafınızdaki canlı aktivitesinden devamlı haberdar olun.
    - elinizde meşale ile dolaşın.(hayvanlar ateşten kaçar(umarım))
    - üzerinize balık adam kıyafeti giyin, derinizle kıyafetiniz arasında boşluk kalmasın.

    şimdi tüm bunları uyguladığınızı düşünüp kendinizi hayal edin.
hesabın var mı? giriş yap