kazimir maleviç

• daha o zamanlardan sanatın objesinin bir yerlerde yitirildiğinin farkına varmış olacak ki, kendisinden yıllar sonra ortaya çıkan soyut dışavurumculara ^* sanata bir restart atarak, siyah bir kare^* bırakmıştır yadigar. o karenin içine de sadece onlar tarafından görülebilecek bir not iliştirmiştir sanki üzerinde "bu boş alanı unutmayın; ilerde çok kullanacaksınız" yazan. nereden çıktı sanıyorsunuz mark rothko'nun sınırları belli olmayan bulutları, clyfford still'in kanvasları yırtarcasına kullandığı renkleri...
• (bkz: suprematizm)in babası.
• resimlerinde daire, üçgen ve kareler gibi basit şekiller ile seçilen renkler ve yön kullanımı arasında denge sağlayarak geometrik soyutlamanın sınırlarını araştıran maleviç (1878-1935) ‘üstüncülük’ olarak anlamlandırılan suprematizm sanat akımının kurucusu ve en önemli temsilcisidir. çünkü sanatçıya göre, sanatın değeri konularında değil, üslubundadır.
  suprematizm, 1915
  mona lisa’lı kompozisyon, 1914
  oduncu tablosu, 1912
• mondrian'in sovyetler birligi temsilcisi. post empresyonizmle başladığı resim serüvenini önce kübizm daha sonra fütürizmle devam etitirdi.
  
  ayrıca an englisman in moscow isimli eseri dönemin dada etkilerini de taşır.
  
  son tahlilde bütün bu arayışı malevich'in mondrian gibi geometrik formlara dalması ve kendini resmin o tehlikeli bölgesinde kaybetmeye başlamasıyla son bulur.
  
  fakat kendisini bekleyen daha büyük bir tehlike vardır: stalin.
• 1878-1935 yılları arasında yaşamış ama bir efsane haline gelmiş rus ressam. kiev sanat okulu ve ardından moskova güzel sanatlar akademisi'nde eğitim aldı. çok çeşitli deneysel çalışmalarının ardından 1913'te suprematizm adını verdiği, bütünüyle soyut ve geometrik bir anlatıma yöneldi. uyumsuz ve çoğu zaman çarpık geometrik biçimleri ve renkleri kullanarak katıksız zihinsel kompozisyonlar üretti. 1918'deki ünlü "beyaz üstünde beyaz" dizisinde yarattığı suprematist ilkeleri mutlak sonucuna (bir anlamda hiçliğe) ulaştırdı. moskova ve leningrad'da 1919-21 arası dersler de vermiş olan maleviç, sovyet yönetiminin soyut sanat karşıtı tutum alması üzerine çalışma ortamı bulamamış, yoksulluk ve sefalet içinde ölmüştür.
• birilerinin yalancısıyım^*, şu black square eserlerinin sahibiymiş kendileri. bu black square denen siyah kare tablo hakkında önce bir gazetede okumuştum, bilmem kaç milyon dolar değerinde diye, sonra hermitage da kendi gözlerimle görmüştüm, hatta bütün aileme soytarı olmak pahasına dakikalarca gidip gelip incelemiştim^* ama anlayamamıştım.
• gölgelendirme stili photoshop'un gradient efektini anımsatan ressam.
• net çizgi ve gölge anlayışıyla yarattığı kaos, alımlayıcıya açıkça korku ve bunalım hissi verir. benim için böyledir en azından.
  
  resmindeki kırılmaların yansısını midemde hissedebiliyorum ama bu benim sevdiğim resim değil. yüzü görünmeyen, belirsiz, iri yarı insanlar; gölgelerinden bezmiş geometrik şekiller. bakması bu kadar yoğun olan bir şeyin nasıl yapıldığını düşünemiyorum. belki de sadece boyayı sürüyordu. kendimi uzak gördüğüm ressamların uzak resimlerine bakarken, belki de sanatı bazen bakan, alımlayan yaratıyor diye düşünüyorum. bu resimler de benim sanatım. benim ölüm sanatım gibi. depresyon sanatım gibi bir şey. malevich ne yapıyordu allah bilir.
• zengin bir yaşam felsefesini renklerin gölgesine gizlemeyi başarmış bir insandır. insan tablosunun içine adım atıp, diğer bir dünyaya geçmek ister. (bkz: alice harikalar diyarında)
• 1913'te suprematism akımını başlatmış olan sanatçıdır. eserlerinde, abstrakt şekiller ve saf renkler kullanır. o dönemin ünlü başka bir sanatçısı olan vladimir tatlin ile arkadaşlardı ve fakat, tatlin'den farklı olarak, sanatın hiçbir kısıtlamaya maruz kalmaması gerektiğini savunduğu için konstruktivizm'den ayrılır. sanatın subjektif bir alan olduğunu düşünen malevich konstruktivist objektivizmi reddeder ve sanatçının sorumluluğunun sadece kendine ve sanat eserine yönelik olduğunu savunur. kanvaslarındaki basit şekiller ve renk kullanımı ile saf olanı anlatmaya çalışır. daha o zamanlardan sanatın içini dolduracak olanın gözlemci olduğunun bilincindedir.