• bir l.a hikayemin bir an gozukup kaybolan melegi, anlatayim hemen.

    2007 subat sonu, los angeles. kucuk ama trendy sayilabilecek bir mekanda (hani su indie tayfasinin hucum ettigi) barin kosesinde votka- cranberry karisimi ickimi yudumluyorum. cebimde az para var, girise ve ickiye verdigim 25 dolar ile yasadigim yerde 3 votka 2 bira alabilecegimin farkindaligiyla, maksimum keyif almaya calisiyorum ickimden. ortam yavas yavas kalabaliklasmaya basliyor. sik giyimli erkekler ve bakimli kizlar geceye hazirlar belli ki, ukala tavirlariyla mekani sahiplenmisler bile. guzel diyorum kendi kendime, geceyi sonuna kadar yasamayi seviyor bu insanlar. gogus dekolteleri ve mini etekleriyle arzi endam eden guzel insanlar. yanlarindaki iki metrelik kutukleri kendilerine hic yakistiramadigim insanlar. sanki votkayi da biraz fazla koymuslar. biraz carpildim mi ne?

    mekan cok buyuk degil zaten.150-200 kisi. birbiriyle baglantili bir kac odadan olusuyor. bir kac defa kafayi cevirdigin zaman hep ayni yuzlere denk gelmeye basliyorsun. kucuk bir sahne de var, onunde de 4-5 tane masa toplasan. genc sarki yazarlarinin kesfedildigi yer diyorlar buraya. cary brothers, gary jules ve josh radin'de burda cikarlarmis eskiden. burdan cikanlar buyuk oynar diyor konustugum adam. mudavimi buranin belli. eger sansliysan zach braff ya da mandy moore'i bile gorebilirsin. ama hala takiliyorlar mi emin degilim diyor. votkanin da etkisiyle yavsak bir gulumseme kapliyor suratimi. "ya gecen mandy'i gordum.." desem mi ki arkadaslara donuste. hasiktir lan hayatta inanmazlar ki. yine de ne yalan soyliyim orda bir an kendimi biraz daha onemli biri gibi hissettim. statu sevdalisi zuppe bir adam olmustum. elimde ickim, uzerimdeki epey havali ceketim ile dogma buyume la'li bir snob gibiydim. daha da guzeli alkolun de etkisiyle kayip melekler ortaya cikmaya baslamisti bir bir.

    ben olanca kibirimle etrafi suzerken, dj bir sarki koyuyor ufak bir anons esliginde. bir an hareketleniyor sanki etraf. ne oldugunu soruyorum. "burda gelip ara ara calan bir kizin sarkisi, guzel degil mi?" diyor yanimdaki. "hi-hi" diyorum. sarkiya pek aldiris etmiyorum. hareketin merkezinde kimin oldugunu cozmeye calisiyorum. kalabaligin arasindan biri ilisiyor gozume. uzerinde bir isik var ama spot degil, kendiliginden parliyor sanki. "dur lan dur kafasini cevirdi bu tarafa, lan goz goze mi geldik ne biraz once. ne guzel gozleri var, mavi mi yesil mi acaba. tam secemedim karanlikta, cekilsenize olm bi aradan. yarma sana diyorum lan. bak kafam da iyi dalarim allaama kitabima". fizigi de hos sayilir yani, hatta fiziginde bir sey daha dikkatimi cekiyor ama ne oldugunu bosverin simdi, su guzel ortami bozmayalim. (evet dostum, evet o tahmin ettigin sey(ler) iste). genel olarak bakarsak tamam guzel duruyor da... bir seyler daha var gibi. "ne ki acaba? gulumsemesi falan olmasin" derken kalabaligin arasindan siyriliyor, oldugum tarafa dogru, suratinda hafif bir tesebbumle ilerliyor. evet, evet gulumsemesi guzel sanki bu kizin...

    pardon, diyorum olanca kibarligimla. gulumsemesini bozmadan bana bakiyor dikkatli bir sekilde. "senin sarkin miydi calan?" diyorum normalde hic beceremedigim bir rahatlikla. "evet" diyor gulumsemesi buyuyerek. bu sefer daha dikkatli bakiyorum gozlerine, "vouvv" diyorum gayet angut bir sekilde. "nooldu?" diyor ben de hic bozmadan "guzel sarkiymis, begendim de.." diyorum, o vouuv'in gercek anlamini sakliyorum ne yazik ki. ayakustu konusuyoruz. benim de amator sekil muzikle ugrastigimi ogreniyor, sevdigimiz gruplari konusuyoruz. yeni bir plak sirketiyle anlastigini soyluyor, cok insana calmak istediginden bahsediyor. ben de vay umarim basarili olursun sigliginda cevaplar veriyorum. grubumun 40-50 bin satma hayallarimden bahsediyorum. gulumsuyor. tabi o zaman bahsettigi firmanin capitol records, calmak istedigi kitlenin milyonlar oldugunu bilmiyorum. yine de bozmamis beni sagolsun. biraz daha hava sudan sonra konusmanin sonu geliyor tabi, daha dogrusu gitmesi gerektigini soyluyor, yoksa birakir miyim hic. daha sana gecen gun basima gelen kazadan bahsedecektim. burda daha uzun sure kalip kalmayacagimi soruyor. "emin degilim" diyorum. "eger kalirsan bana haber ver, sevecegin bir yer biliyorum. oraya gotururum seni" diyor. tamam diyerek gulumsuyorum. adin ne burada? "its katy but call me liz" diyor. lan kiz gidiyor olm, aloo.. ben ise alkolun verdigi limitli gaza ragmen hala cok rahat davranmayi surduruyorum. hollywood iyice yavsaklastirdi lan beni. nasil ulasicam sana dedigimde, bir saniye diyor ve bardan aldigi kalemle, numarasini yaziyor elime. oleyy, bu sefer sicmadin dostum, bu sefer sicmadin. "umarim tekrar gorusuruz liz". yuzunde tatli bir tebessumle "i hope so"diyor ve kosar adimlarla bardan cikiyor. butun bu olanlar 10-15 dakikaya sigmistir muhtemelen. bir muddet daha takiliyoruz mekanda. ertesi gun los angeles'da bir gece daha kalma planindan vazgecip yola cikiyoruz zaten. birkac gun sonra da california'dan ayriliyorum zaten, kitanin bir diger ucundaki, meleklerin pek ragbet etmedigi sikici kentime donuyorum. rutin hayat devreye giriyor. benim o geceden aklimda kalan ise bol yildizli bir los angeles gecesi ve hos bir kizdan aldigim telefon numarasi oluyor sadece.

    katy patliyor sonra. single'lari milyonlar tarafindan dinleniyor. gazetelere, tv'lere cikiyor. ben de radyoda denk geldiklce dinliyorum, uzun bir sure o oldugunu farketmiyorum ama. ta ki bir gun elime aldigim dergide fotosunu gorunceye dek. cok tanidik gelen bir simasi var. google'dan birkac foto daha bakiyorum. gozlerini iyice ortaya cikaran bir fotosuna bakinca emin oluyorum. ayakustu flort ettigim kizin nasil bir pop ikonuna donustugune inanamiyorum (tamam lan tam flort denemez belki ama bozmayin bi fiyakami be) o zamanlar guzel gozlu, ama alalade bir insan olarak gelmisti gozume. alelade dedigim etrafta onu gibi bir suru guzel kiz vardi ama herhalde uzerindeki pariltidan dolayi hic yapmayacagim bir seyi yaptirmisti kiz bana, gidip laf atmistim. cidden keyifli bir muhabetten sonra da gitmisti kiz, bir daha da hic konus(a)madik zaten.

    lan simdi son yazdigimi okudugumda sanki ben rockstar'im, bu kiz tasradan gelmis. evet, onun da niye benle konustuguna dair hicbir fikrim yok. ne super eglenceli, ne super yakisikli bir adamim (idare ederim yine de lan) para olayina hic girmiyim, yani los angeles'da, o saasali hayatta yerler kesin adami. muhtemelen o donemde bile bir suru unlu tanidigi falan vardir, naapsin ki beni. burda iki opsiyon var. ilki insan olmak, medeni olmak. ayaklarin yere basmasi. konusuyoruz yani alti ustu. seni yemek gibi bir planim yok. hepimiz de insaniz degil mi? bu da gotu kalkik turk kizlarina mesaj olsun. (efendi olanlari tenzih ederim)
    ikinci -ve benim inandigim- opsiyon ise; belki o gece, ben de parildamis olabilirim birazcik, kim bilir? (ceketim superdi diyorum, inanmiyorsunuz)

    ben bu olayi kimseye anlatmadim. daha dogrusu anlatmak istemedim. netice de bir insanin unlu olup olmamasi gozumde cok sey degistirmiyor. aslinda degistiriyor tabi ki ister istemez, ama degistirmesin istiyorum. su yasima, uc-bes degeri (onlari da zar zor, ite kaka) koruyarak geldim, bu saatten sonra da kaybetmek istemiyorum. peki niye simdi buraya yaziyorum? valla ben de bilmiyorum. benim icin guzel bir anisi olan, icinde de bonus olarak unlu birini barindiran bir olay. icgudusel olarak birileriyle paylasmak istiyor insan. ese dosta gidip anlatmaktansa, burayi tercih ettim. nasil olsa, burda gercek kimligimi bilen insan sayisi bir elin parmagini gecmiyor. cevremdeki insanlar da, beni katy'le flort (tamam ulan flort degil, diyalog olsun. kiskanc herifler) eden degil de, gidip yoldan gecen herhangi bir kiza cok asip olup soyleyemeyen, ask acisi ceken veya her seyi elini yuzune bulastiran biri olarak gorsunler (ki oyle zaten). siz ise bir hollywood pici olarak gorebilirsiniz. benim icin bir sakincasi yok.

    aramadin mi diye soracaklar icin; hala duruyor numarasi, ama hayir aramadim. birakin, o benim gozumde herkesin ayilip bayildigi bir pop-star olarak degil de, melekler sehrinde bir an gozukup kaybolan liz olarak kalsin.

    godless killing machine'e not: abi son cumlede senden esinlendim biraz, kusura kalma.

    genel not: aradim lan aradim, numarasi degismis aq.
  • müzik kataloğunun telif haklarını 225 milyon dolar karşılığında satan şarkıcı.

    bu sene justin bieber da aynı şeyi yapmıştı. starların telif haklarını satmasının birden fazla sebebi olabiliyor.

    1- bu karar “paramı alıp köşeye çekileyim, hayatımı yaşayayım” anlamı da taşıyabilir, özellikle yaşlı sanatçılar mirasçılarını uğraştırmadan vasiyetini rahatça planlamak isteyebilir.

    2- amerika’da uygulanan vergi sistemi nedeniyle, sanatçılar kataloğunun gelirleri için her yıl ciddi miktarda gelir vergisi öderken katalog satışında tek seferde çok daha düşük miktarda vergi ödeyip kurtuluyor. bu da her yıl vergi olarak ödenecek milyon dolarların sanatçının cebine kalması anlamına geliyor.

    3- günümüzde sanatçıların en büyük gelir kaynağı turne. pandemi döneminde turneye çıkamayan sanatçılar diğer gelirleriyle kendisini ve ekibini döndürmekte zorlandı, ciddi bir gelir kaybına uğradılar. şu anda kapsamlı bir turne programı bulunmayan, birtakım sebeplerden büyük turnelere çıkamayan sanatçılar kataloğunu nakde çevirme yolunu izledi.

    4- diğer bir sebep, sanatçı kendi popülaritesinin zamanla düşüşe geçtiği gerçeğini göz önünde bulundurup dalgalı seyreden müzik kataloğu değerini izleyerek doğru bir anda iyi fiyata satmak isteyebilir. zamanla değeri düşebilir de düşük bir ihtimalle artabilir de, demek ki katalogun değerinin artık düzenli bir düşüşe geçeceği düşünülmüş.

    her halükarda bir sanatçı işinin haklarını bir başkasına devrederek aslında işinden elini eteğini çekmiş, geleceğe dair büyük hedefleri ve beklentileri kalmadığını deklare etmiş oluyor. katy’nin prime dönemine şahit olmuş insanlar için resmî olarak bir dönem kapandı.

    debe edit: çok şaşkınım, teşekkürler :)
  • eserlerine bayıldığım sanatçılardan biri. her ikisine de...
  • bütün ünlü hatunların şişme bebeği yapılsa ben bunu alırdım.
  • koca memeleriyle güpgüzel gucci elbiseye hayat vermiştir.
    http://redcfa.wpengine.netdna-cdn.com/…atyperry.jpg
    hiiiç boşuna bok atmaya çalışmayınız efendim. hele resmin yanında yanında referans olarak verilen tahtadan bozma korkuluğa değinmiyorum bile...
  • meme olarak lady gaga'dan da beyonce'dan da daha büyük bir yıldız.

    katt perry > beyonce > ben(evet erkeğim > rihanna
  • güzel iş

    kariyer hedefimi değiştirmemi sağlamıştır. ben de bu adamın yaptığı işi yapmak istiyorum.
  • dünya müzik tarihinde kırdığı rekor ile aldığı yer michael jackson'un yer aldığı dünya ile aynı dünya ise ben o dünyaya sıçarım.
  • sağlam meme sağlam vücutta bulunur sözünün hakkını sonuna kadar veren kadındır.
hesabın var mı? giriş yap