• demir kırat belgeselinde anlattığına göre, dp ve chp arasında rekabetin iyice kızıştığı 50'li yıllarda, partilerin önde gelen isimleri birbirleri hakkında asılsız iddialar ortaya atarak diğerlerini karalamaya çalışıyorlarmış. dp'liler kasım gülek'in kolej mezuniyetinde çektirdiği cüppeli kepli fotoğrafını göstererek işte kasım gülek'in papaz olduğunun kanıtı fotoğraflar demişler. daha sonraları işi abartıp bir de sünnetsiz olduğu iddiaları ortaya atılınca kasım gülek bu iddiayı ortaya atan kişi için "karısı da amma gevezeymiş" yanıtını vermiş. böyle iddiaya böyle yanıt. işte o zamandan beri muhalefetlerle iktidarların arasındaki atışmalar bu seviyelerde devam etmiş. masalımız da burda bitmiş.
  • kasım gülek, bir gün hacca gitmeye karar verir. bu, o gün için sansasyonel bir haber olma niteliğinin yanında, chp genel sekreteri gibi birisinden, o gün itibariyle beklenilmeyen bir davranıştır. dolayısıyla o zamanlar, dili bir hayli uzun, muhakemesi de o ölçüde dar bazı gazeteciler etrafını alır ve kasım gülek bey’e:
    - siz hakikaten hacca gidecek misiniz?
    - evet.
    - sahi gidecek misiniz?
    - gideceğim tabi.
    - tavaf da edecek misiniz?
    - evet tavaf da edeceğim.
    ve dağılırlar. hac dönüşü yine etrafını sararlar. bu sefer;
    - sayın gülek, hacca gittiniz mi?
    - evet, gittim.
    - kâbe’yi de tavaf ettiniz mi?
    - ettim tabi.
    - arafat’a..?
    - çıktım.
    - pekalâ, şeytanı da taşladınız mı?
    ve cevap:
    - evet hem taşladım, hem de birçok taş getirdim, buradaki şeytanları da taşlamak için.
  • 1950’li 60’lı yılların en popüler politikacılarından olan kasım gülek, varlıklı biri olmasına ragmen elinin sıkılıgı ile tanınır.. chp genel sekreteri iken, bazı dostları chp genel merkezine kendisini ziyarete gelmi$ler ama bulamamı$lar.. nerede oldugunu sorduklarında parti merkezindeki bir görevli, "kasım bey biraz hava almaya çıktı" diye cevap vermi$.. gülek’i arayanlardan biri bunun üzerine $öyle demi$:
    — bo$una beklemeyelim, hava bedavadır diye uzun müddet alır durur..
  • "sekiz yabancı dil biliyormuş
    kasım gülek efendi;
    bir de türkçe öğrense
    dokuz ederdi."
    **
  • kimsenin yazmamasi ilginc ama kuvvetle muhtemeldir ki hayati boyunca cia ile baglantili calismis bir politikacidir. fethullah gulen'in amerika baglantilarini kuran adam oldugu iddia edilmektedir. moon tarikati - gulen tarikati baglantisinin kurulmasinda etkili oldugu soylenir. biraz okuyunuz, talat aydemir darbesine abd'nin razi olmadiginin belirtildigi toplantida da bulunmustur, morton abramowitz sofralarinda da. 12 eylul icin "bizim cocuklar basardi" diyen cia ajani paul henze ile de yakin arkadasligiyla bilinir.

    http://dunya.milliyet.com.tr/…1/1398393/default.htm

    konuyla ilgili fethullah gulen soyle buyurmus: "“kasım gülek beyin baldızı amerika’daydı. yani pentagon’la irtibatları vardı. eğer kendisine değişik platformlardan, beyaz saray’dan sormuşlarsa ‘bunlar nedir?’ diye, o da ‘endişe edilecek bir şey yoktur’ demiştir, referans vermiştir.”

    cenaze namazini bizzat gulen kildirmistir. bu derin baglantilari kendisinden sonra kizinin da devam ettirmekte oldugunu tahmin ediyorum. en son bilderberg toplantisina katilmisti tayyibe gulek.
  • aynı zamanda, moon tarikatı'nın türkiye bağlantılarını yürüten kasım gülek, 1980'li yıllarda fethullah gülen'le dostluğu ilerletmiş ve onu, zamanın ankara büyükelçisi morton abramowitz ile tanıştırmıştır(!)` : sivil örümceğin ağında`
  • emin çölaşan'a verdiği bir söyleşide (sanıyorum biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz adlı söyleşi derleme kitabındaydı), üşümenin psikolojik bir hadise olduğunu, en soğukta bile bir ceketle gezdiğini söyleyen kişi. enteresan huyları arasında kitapların tozunu almamak olduğunu belirtmiştir, toz almanın kitaba saygısızlık olduğunu düşünmekte imiş.

    söyleşideki en gereksiz ayrıntıları da niye hatırladığım konusunda en ufak bir fikrim bulunmamaktadır.
  • --- kasım gülek, köpeğine paris'ten yemek getirtiyormuş ---

    12 aralık 1969

    beni çınar oteline götürdüler. bir süre aşağıda girişte oturdum sivillerden biriyle, öteki memurlar da dışarda bilmiyorum neyle meşguller. biz ikimiz oturuyoruz. yanımızda da adana beyleri, parababaları oturuyor, ahbaplık ediyorlar kendi aralarında. fakat o kadar yüksek sesle konuşuyorlar ki dinlememek mümkün değil. benim de türkiye'ye girer girmez işittiğim ilk sohbet olduğu için ister istemez ilgiyle dinledim. aralarında dedikodu yapıyorlardı.

    "işittiniz mi kasım gülek bey evlendi."
    "evet, evlenmiş. karısı da kendisinden çok gençmiş."
    "o bir şey değil birader. asıl mesele nedir biliyor musun? kasım gülek köpeğine paris'ten yemek getirtiyormuş."

    döndüm yanımdaki polise.
    "senin evinde etin yemeğin filan var mı?" diye sordum.
    "beyefendi," dedi, "yok tabii.”

    bak işitiyor musun, ne diyorlar. paris'ten köpeğe yemek getiriyorlarmış.
    "evet, onlar getirtirler," dedi.
    "ha işte," dedim, "sen onlar için çalışıyorsun."
    "eh, ne yapalım bey. işte ekmek parası.."
    --- zekeriya sertel, yurdundan edilen insan, s. 3, röportaj: gündüz vassaf, 24 eylül 1976 ---
    https://core.ac.uk/download/pdf/45608816.pdf
  • 1956 ağustos'unda karadeniz bölgesinde bir geziye çıkmış, o zamanlar chp genel sekreteri kendisi. rize'de esnafın elini tek tek sıkmış ve olan olmuş. gösteri yürüyüşü yaptığı için altı ay hapse mahkum edilmiş gülek. olay, demokrat partinin 55 sonrası tek parti diktasına dönen iktidarının bir tezahürü.
  • 12 ağustos 1955'te zonguldak işçilerine hitaben yaptığı konuşmanın hemen ardından iki gün sonra sinop'tayken tutuklanarak istanbul'a getirilen ve paşakapısı cezaevine konulan chp genel sekreteri. evet. aktif bir siyasetçiyi bir kaç gün içinde hapse attırabilen bir iktidar. adı demokrat parti!
hesabın var mı? giriş yap