• dinlerken tüylerinizin diken diken olabileceği harika şarkı. boş yolda sigara yanında da çok iyi gidiyor, kendinizi bi bok falan sanıyosunuz böyle o sigarayı ağır ağır içerken. sanki bi aksiyon filminin sonunda rehineyi kurtarmışsın kafan rahat bi şekilde gün batımına sürüyosun arabayı. halbuki gittiğin yer davutpaşa, neyin tribine giriyorum ben de anlamadım.
  • evlilik programlarının kritik ve gergin karar anlarında kullanılan bir tema haline gelen şarkı. şu an bu şarkıya daha kötü ne yapılabilir diye düşünüyorum evet.
  • comfortably numb ne kadar sakin, ağırbaşlı, klas, hüzünlü, -entelektüel-se bu şarkı da bir okadar seksi, stoner, haşin, yılansıdır.
    adamın aklını başından alıyor.
  • bir allahin kulu da yazmamis ki, bu sarkiyi gerilim filmine ceviren sey sarkinin cogunda gitarin (ve eslik eden kemanin) 3/4, davulun ise 4/4'luk ritmle caliniyor olmasi. yani gitar ve davul her 12 vurusta bir birlesiyor, bunlar birbirini yakalayana kadar da boyle siz diyin groovy, ben diyeyim kaotik bir ortam olusuyor, dinleyiciye bir haller geliyor, surekli bir sey kovaliyormussunuz hissi vuku buluyor.

    led zeppelin rahmetli severdi boyle seyleri, black dog falan da boyle.
  • kemanci ve bilimum darbukacilarin gazdan delirdigi ve delirttigi canli versiyonunun videosuna da arasira vh1 da rastladigimiz sarki.
    not: dinlerken etrafta arkadaslar var ise "adamlar sentez yapmis aabi", "muzik budur iste", "bunlar kesin turktur" muhabbetlere girildiginden sarkinin yarisi dinlenmez, muhabbet geyige donustukce de 12 kusur dk.lik sarki heba olur. yalniz basina dinlenmelidir.
  • inanılmaz güzellikteki led zeppelin parçası. akustik versiyonu ise oldukça gariptir. gitar baladlarının yerini darbuka, klarnet ve keman soloları almış, doğu müziğiyle rock müzik sentezlenmiş, ortaya ise tadından yenmeyecek bir şey çıkmıştır.
  • led zeppelin'in insanlığa yüzlerce armağanından en güzeli.
  • frenk milletinin intro, bizim ise eskiden mukaddime dediğimiz (şimdilerde giriş diyoruz) kısmıyla ilk 10 saniye içerisinde farklı bir dünyanın kapılarını sonuna kadar aralamayı bırakın, kapıyı direk olarak kıran ve ışık huzmelerini içinize akıtmakta gecikmeyen led zeppelin parçasının adı kashmir olmalı. evet kesinlikle böyle. insanı “her iki zamanın ve her iki boşluğun seyyahı” kılabilecek niteliğini de elbette ki ilk satırlarından alıyor bu parça. nice çok söylenecek şey var aslında. ve nice demişken ustayı anmadan olmaz:

    “sonra kalem yazmaz,
    bir nice sevda...
    bir bilsen” *

    parçanın ilk dizelerinde sevgiliden bir talep var “güneşe izin vermesi” yönünde ki sarı çöl’ün güneşi ardından gökçe göğe serpilen “yıldızlar düşleri dolduracaktır”. bilmem ki ne desem, insanı müntehir kılabilecek bir parçadır. dinlemeyin abiler.

    “can çekişerek ölmeden intihara teşebbüs etmenin bin bir yolu vardır” *

    http://www.jimmypageonline.com/…media/ledzepvhs.jpg
  • aglatiyordu eskiten.
    hala aglatiyor.

    efsanevi , vagecilemeyen yurek parcasi.

    geliyor mu lan ? yoksa

    az sonra mi ?
  • ilk dinlediğimde velettim sanırım. babamın evde gözlerini kapatıp bu şarkıyı dinlediğini hatırlıyorum.
    adamla aramızda 30 yaş var; ben de kazık kadar oldum artık. şimdi beraber gözlerimizi kapatıp dinliyoruz aynı şarkıyı.
    bu yaşta, hala hayatımın her anında müzikle ilişkim varsa, nedeni bu adamlardır.

    'ömrün boyunca yalnız bir şarkı dinleyebileceksin. seç!' deseler, düşünmeden kashmir'in no quarter albümündeki halini seçerim.

    not: bunun yanında şöyle bir hayalim var ve de;
    wimbledon'da konser verse bu adamlar, mısırlı-faslı müzisyenler gelse, kashmir çalmaya başlasalar, sahnenin zemini kumla kaplı olsa, darbukanın girdiği yerde sahne kararsa, kıpkırmızı kıyafetli bir dansöz çıksa, dans etse ve biz ağlasak?

    abartmış olur muyum?
hesabın var mı? giriş yap