• türkçe karşılığı kezban değildir. karen maddi durumu yerinde, evlenmiş, çocuklanmış, iyi kötü bir eğitim almış, doğduğu andan itibaren hep şımartılmış ve kendisine iltimas geçilmesine alışmış, 40'larındaki beyaz amerikan kadınlara takılan lakaptır. kimse ile empati kurmaz, bencil ve zalimdir, planına uymayan en ufak bir şey için bile kıyametleri koparıp 'bir yetkiliyle konuşmak' ister. aradığı şey white privilege'dir.

    kezban ise daha çok kent ile şehir kültürü arasında sıkışmış, olgunluğa erişememiş, vasat eğitimli, entelektüel açıdan kıt, özgüvensizliğini ve olmamışlığını 'aşırı özgüven' ile maskelemeye çalışan kadınlara yapılan yakıştırmadır.

    karen toplumda daha üst sınıfı temsil eder, kezban'dan daha zengindir, çoğunlukla daha yaşlıdır ve ayrıcalıkları gerçekten hakkettiğini düşünür. ırksal ve sınıfsal bir ayrımcılık güder. sistemin nasıl çalıştığını çözmüştür, boşluklardan faydalanıp sistemi kendi çıkarı için manipüle etmeye çalışır. düpedüz zorbadır.

    kezban ise daha amatör bir ligte mücadele eder, daha alt tabakadandır ve çoğunlukla zorbalık yapmaz. işlerini trip atarak, naz ve niyazla hallettirmeye çalışır. biraz görgüsüzdür, şımartılmak ister.

    karen'ı bize uyarlamaya çalışırsak: yol kenarına yapıp koyduğunuz kedi evini, sırf göz zevkini bozuyor diye site yönetimine şikayet edip kaldırtmaya uğraşan, yılın yarısını bodrum'daki yazlığında geçiren, oğlu avrupa'da okuyan, botokslu ve chp kadın kolları fönlü, zayıf pre-menapoz teyzedir. bahçedeki anlamsız dekoratif heykeli, çim biçerken iki santim öteye kaydırdı diye, kapıcıyı işinden attırmak ister. bunun için üşenmeden kapı kapı dolaşıp imza toplar. park yeri hakkında sorun yaşadığınızda sizi mahkemeye vermekle tehtid eder. her zaman şikayet edecek bir üst mercii bulur. belediyeye, karakola vs'ye saçma sapan talep ve şikayet için o kadar çok gidip gelmiştir ki güvenlikçisinden memuruna, müdüründen amirine, hepsi onu tanır ve uzaktan geldiğini gören "offf gene o kadın" der.

    kezban ise aynı sitede, kızı 'prensesnaz'ın doğumgününde çağırdığı davul zurna ekibi yüzünden alt kattakilerle başı belaya giren, binlerce kez söylendiği halde çöp poşetini yine kapı önüne bırakan, makaron ve dedikodu sever, kalın balyajlı komşu kadındır. kocasının yeni aldığı yüzüğü takmak için fırsat kollar, ekmek ve yoğurdunu evde mayalar. hayatı instagramlarda geçer.
  • huysuz karılara bu lakabı takıyorlar gördüğüm kadarıyla. böyle kıllık arayan, bişey bulsam da müdüre şikayet etsem modunda olan orta yaş üzeri kadınlar.
  • öncelikle; yuutub pıremiyuma sahip, adını sayamadığım kadar çok izlenme platformuna üye, kredi kartından bunlara kesilen paraya her ay acıyıp yine de devam eden kalender bir insanım. saksı değilim ben burada, beni dinleyeceksiniz...
    dizilerdeki eşcinsellikten, politik doğruculuk adına zenci albino, asyalı viking ya da iskandinav arabı görmekten bıkmamakla birlikte kekremsi tat alan bir insan olarak çok fazla entitled karen, bridezilla vs. videosu izledim ve haklarında çok okudum. amerikalıların kendilerini ve birbirlerini ifşa etme gayretkeşlikleri beni her seferinde şaşırtıyor. neyse, işte buradan hareketle amerika'ya gitme ihtimali olup dev bir şoping mol otoparkında, bir wallmart kasasında, bir yüzme havuzunda karen'a rastlayıp şaşıracaklara daha da kötüsü gazabına uğrayacaklara bir kılavuz sunma gerekliliği doğdu.

    şimdi bu karenler bir kere kesinlikle ama kesinlikle aşırı özgüvenli, üst düzeyde talepkar, mega ölçüde memnuniyetsiz ve genelde tuzu kuru kadınlardan oluşan gizli bir topluluk, gelgelelim illuminati, reptilianlar, opus dei, habsburg hanedanı, altın şafak hermetik cemiyeti gibi oluşumlardan daha tehlikeliler, açıkçası çok gizli amaçları yok, apaçık amaçları can sıkmak. ben izlediğim tüm videolarda hep canı sıkılıp ekşın arayan insan gördüm, mesela sokakta başka bir kadına bakan adamı "bana ne bakıyorsun?" diyerek silkeleyebiliyorlar, en basit örnek.
    kavram karmaşası olmasın: bunlar bizim ülkedeki karşılıkları olduğu sanılan kezban oluşumundan farklılar, ortak noktaları var evet ama bir o kadar da uzaklar. mesela kezbanlar kadar feyk mesaj kaygılı değiller, daha bir ekşın alıyorlar, aktivistler, sanal ortamdan çok gerçek hayatta riskli durumları kolaylıkla yaratıp merkezinde yer alıyorlar. kendilerini hedef aldığını düşündükleri en ufak yanlışta çıngır çıngır ses yükseltiyorlar, yani bizdeki gibi yaldır yaldır koşarak klavyeye my silence is by virtue of my dignity, i have an answer to each and every word, first i look upon a word if it is a word, then i look upon the man who uttered if he is a man diyerek kusmuyorlar. direkt bağırıp veriyorlar yaygarayı, niye bağırdıklarını sorguladıklarını ve seslerini yükselttikleri şeylerle ilgili gerçek bir hakka sahip olup olmadıklarını muhtemelen kendileri de bilmiyorlar amaç dikkat çekmek, bunun köpeği olmuş durumdalar. ilginç şekilde eğitimsizi ayrı eğitimlisi ayrı kafa sikiyor bunların.
    peki yetişkin bir karen'ın ayırt edici fiziksel özellikleri nelerdir?arıza çıkaracak bir karen'ı nasıl tanırız?
    iyi bir karen açık renk bermuda giymeli, içindeki nene donu belli olmalı, şart olmamakla birlikte 45 yaş üstü olmalı, açık renk çerçeveli gözlük takmalı, tercihen orta batı/güney amerika'da yaşamalı, saçları kısa ve açık kumral olup özellikle kilolu değilse bile eser miktarda anne göbeğine sahip olup upuzun, kötü manikürlü protez frenchli tırnaklar da görüntüye eşlik etmelidir.
    gözlemlerime göre afro-afrikalı karenler biraz daha fiziksel şiddete meyilli, kilo yüzünden atamaz sandığınız tekmeyi öyle bir koyuyor, sumsuğu öyle bir çakıyorlar ki yiyen şaşkına dönüyor. son derece sakin olup aynı lafı ya da soruyu bin kez ard arda tekrarlayanları bence en tehlikelileri ama, polis molis gelse de asla iplemiyorlar. haksızlıkları ortaya çıktığında genelde bağıra bağıra ortamı terk ediyorlar, utananına hiç rastlamadım. bunlar retorik soru soruyorlar çünkü cevap aldıklarında dinlemiyorlar, cevabı zaten biliyorlar: onların dedikleri. ilk söyledikleri neyse son söyledikleri de o. tüm mesele kendileri, sosyal adaletsizlik gibi dertleri yok, bu adil değil dedikleri durum aslında bana özel muamele yapmalısınız anlamına geliyor. kurallar eğer onların lehine ise bir anlam ifade ediyor, şimdi bu karen canlı türünün kanunsuzlardan, haydutlardan, şehir eşkıyalarından ne farkı var diyebilirsiniz, hah işte olay bu, karenların daha incelikli, sinsi ve yıpratıcı yöntemleri vardır, kısacası kadın haklarını karen haklarına çevirmişlerdir. ömür tüketicidirler.
    birinin arabasına zarar verirsen ve ispat edilirse polis tutuklayabilir ama senden sonra gelip ora benim yerimdi diye park yerine boylu boyunca yatan karen’a kim ne yapabilir sorarım. arabanla mı çiğneyeceksin? çözüm ne? üzülerek hiç bulaşmamak olduğunu söylemeliyim, evet, karen savuşturma önerim bakan koca’nın covid savma taktiğine benzedi ama yapacak başka şey yok. çünkü mutlaka haksızlığa uğradığınızı hissedecek, böcek gibi küçültülecek, seyir malzemesi haline gelecek, sesinizi çıkardığınızda ise umulmadık sözlerle yara alacak, yerine göre eşlikci karenlar tarafından cıkcıklanacaksınız başınız şişecek, hele erkekseniz daha zor, kendi kendine vurup bana şiddet uyguladı diyen karen videoları var, az izleyin. bir insan kameralar çekerken açık açık bunu yapıp nasıl hala insan içine çıkar ya da hak iddia eder anlamıyorum. eğleneyim diye izliyorum her seferinde utanç ve öfkeyle baş başa kalıyorum. o yüzden karen saldırırsa asla cevap vermeyin, ortam uygunsa sıvışın, çünkü bu kazanacağınız bir savaş değil. klişeleşmiş "can i talk to the manager?" diyen kısa kabarık saçlı karen en masumu aslında, az gezin nette ne dediğimi anlarsınız.
    karenler, dümdüz haliyle çirkefsiniz, hayatın çirkin bir detayısınız. ve dibine dek hak ettiğinizi düşündüğünüz özel muameleyi bu çirkefliğinizle elde edemezsiniz, zaten özel falan da değilsiniz, üzgünüm. sıradanlığı kabul edip bununla barış içinde yaşamanız ve isa incil aşkına azcık susup ne yapıyorum demeniz gerekiyor.
    son olarak bunları okuyup keh keh gevşek gülen erkeklere gelince, sizler de kadınları trafikte taciz ediyor, sırada önüne geçiyor, küfürle aşağılıyor karşılık olarak kadının sesi sert çıkınca, hakkını da alınca karen diyorsanız dünyanın en ucuz numarasını çeken puştlarsınız. kendinizde düzeltilecek onca şey varken ona buna kezban ya da karen diyerek sıyrılamazsınız.
  • karşılığı kezban değildir; karşılığı facebook adlarının başında tc olan teyzelerdir fakat tam karşılığı bu değil. politik olmayanı diyelim.
  • "hop hop hop temas yok temas yok" diyen kadın türüne ecnebilerin verdiği isim. son yıllarda çocuklara bu ismin verilmesindeki dramatik düşüşü gösteren grafik, karen ismindeki imaj kaybını açıklıyor.
  • "hakkını arayan bütün kadınlar" için kullanılmayan sıfat. hakkını ararken kabalaşan, hakaret eden ve hatta şiddete başvuran ve kırıp dökenler; yani, hakkını medeni bir şekilde aramayı bilmeyenler için kullanılır.

    türkiye'den bir örnek için (bkz: funda esenç).

    bazıları da, hakları olmadığı halde, başkalarının tabi olduğu kurallara uymayı reddederler (bkz: külodunu çıkartıp maske olarak takan kadın).
  • türkiye'deki en iyi örnek şudur:
    (bkz: havalimanında görevliyi tahrik eden yolcu)
  • su siralar suregelmekte olan tropik firtinaya verilen isim.
    isim internet aleminde 'can i speak to the manager' modundaki redneck kadinlarla anildigindan firtinanin isimlendirilmesiyle fena dalga gecilmektedir.
  • abd'de son zamanlarda 50li yaslarda, beyaz, ve cogu seyden sikayetci kadinlara verilen stereotip isim. cogu sarisin ve trumpci bu ablalar gencligin dilinde. twitter'da "ok, karen" diye aratabilirsiniz. isin komigi esimin karen adinda bu tarife tamamen uyan bir kuzeni mevcut. kadini bir daha gordugumuzde gulmemek icin kendimi nasil tutacagim bilmiyorum.
  • spongebob squarepants çizgi-disizinde plankton'un * bilgisayar karısının ismi. plankton'u her defasında uyarır ama küçük yeşil yaratık onu asla dinlemediği için sonuç hep hüsran olur, ortalığı toparlamak da karen'a düşer.

    bir ekleme: türkçe dublajı genelde nilgün kasapbaşoğlu tarafından yapılmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap