• sulak, yesillik alanlari seven bir kus. sesi, sozcuklere benzer. bu yuzden otusune anlamlar, hikayeler yuklenir:

    babaannemin anlattigina gore, ormanda kaybolan kizini ararken kusa donusmus bir anneymis karatavuk. bunun icin "kizim hatice! kizim hatice!" diye otermis.

    babaannem, karatavugun kusluk vakti iyi kalpli insanlarin pencerelerine konup, bazi dualari bastan sona okudugunu, caylarda, cesmelerde abdest aldigini da anlatirdi. bu yuzden karatavuklara zarar verilsin istemezdi. kuslar penceresine gelsinler diye, evinin etrafina hanimeli ve ayva fidanlari dikmisti.

    babaannemi bizimle kalmaya zor ikna etmistik. sehiri pek sevmezdi. nihayet riza gosterip geldiginde, meger cebinde bir avuc tohum da getirmis. vefat ettikten sonra, esyalarini sandiga koyarken, annem giysilerinin arasinda bulmustu.

    o tohumlarin cogu sonradan civil civil fidan oldu. rahmetlinin hatirina. ama fidanlar yanlis yere dikilirse, adina vasfini yitirmis orman mi ne deniyormus, onu da ogrendik. boylece, agaclarin yerini alti kaval ustu seshane binalar aldi, babaannemin karatavuklari da abdestsiz kaldi. galiba bu yuzden duyulmuyor artik civiltilari.
  • karacaahmet mezarlığı'nda da rastlayabileceğimiz ürkek güzel..

    az evvel çıktı biri karşıma mezarlar arasında yürürken.. yerdeki hışırtı dikkatimi çekince, başta "kedidir kedi" diye düşünsem de çalının arkasından çıkan bu serserinin şaşkınlığı görmeye değerdi..

    ama asıl saygımı kazanan kaçmaması oldu.. emniyetli bir mesafeden izledi beni.. bir adım attığımda aynı mesafeyi koruyacak kadar geri kaçıyor, ama hepten gitmiyordu.. etrafta yuvası vardır belki diye düşündüm ama öyle bir gerginlik de yoktu üstünde.. bildiğin beni inceledi eleman.. kim izleyen kim izlenen birbirine karıştı..

    biraz bakıştıktan sonra huzursuz etmemek için çekildim ağır ağır.. ve böylesi bir güzeller güzelinin neresini tavuğa benzetip bu ismi verdiğimizi düşünerek uzaklaştım oradan..
  • bilindiği üzre zeytin çekirdeklerini kırmak oldukça külfetlidir. zeytin toprağa düştüğünde, çekirdeğinin uygun koşulları bulup çimlenmesi nerdeyse imkansız. bu aşamada zeytini çok seven bu kuşumuz çekirdeği mide asidi ile karıştırıp yumuşattıktan sonra dışkılar. böylece tohumun filiz vermesi çok kolay olur. özetle: bu kuşlar sayesınde zeytin ağaçları var
  • (bkz: hayata dair iç burkan detaylar)

    az önce ..
    birisi daha aramızdan ayrıldı hayatının baharında!
    anne karatavuk ciakk ciaak ötmeye başladı. ağaçların oraya koştuk. ağzında yavru kuşla istifini bozmayan bir kedi. tepesinde uzaklara kadar yayılan sesiyle pervane olan kuşun annesi. biz gidince ağzında yavru kuşla hızla uzaklaştı kedi. annesi de suçlu arabasını takip eden polis helikopteri gibi üzerinden takip etti. gittiler, görünmez oldular. oldular da nereye kadar? hem gitsen ne yapacaksın? kedi işte. hangi kedi? daha dün yavruladığında annesi avcumuzun içine alıp sevmedik mi? sevdik di mi, sevdik!
    hayat ne garip la fontaine…
  • (turdus merula)

    avrupa'nın en yaygın ötücülerindendir. erkeğin gövdesi simsiyah, gagası parlak sarı-turuncudur. sığırcıktan daha iridir, beneksiz gövdesi parlak sarı gagası ve yatay durşuyla ayrılır. dişisi ve genci koyu kahverengidir, genci kızıl kahverengidir. uçuta kısa kanatları ve uzun kuyruğu belirir. ötüşü tatlı, melodik ve ıslıksıdır, cümleleri ayrı ayrıdır ve her cümlenin sonunda tiz sesleri duyulur. yaygın sesi: 'çuuk, çuuk'. uyarı sesi bu kalıbın giderek hızlanıp titreşerek bir çığlığa dönüşen tekrarıdır. çok tiz bir 'tsii' sesi vardır. konduğunda kuyruğunu diker, yerde hem zıplayarak hemde koşarak ilerler. ormanlar, çalılıklar, meyve bahçeleri, parklar ve bahçelerde bulunur, batı avrupada şehirlerin içinde yaşar. boy 24-25 cm.
  • benim kendisiyle tanışmam çeşme'de oldu. çeşme'de okuyorken, sabahları uyandığımda sesini duyardım bazen. ama tanımıyordum kendisini, serçe gibi, kanarya gibi bi şey sanıyordum. sonra bi gün çıktım baktım sabah sabah öten bu arkadaş nasıl bi şey diye. ben küçük, kahverengili grili bir şey beklerken, çalılara konmuş kapkara bir kuş ve onun turuncu gagası. sanki olmamış bir tukan. avrupalı tropik. sahip olabileceği en egzotik renk karşıtlığını bulmuş. sonradan baktım adı karatavukmuş. daha sonra da öğrendim ki bunun eti de yeniyormuş. oğlum böyle tatlı öten hayvan yenir mi lan? bunu yiyorsanız gidin blokflüt yiyin, klarnet de yiyin.
  • bu tipini sevdiğim, kömür renkli tombişler bahar aylarında öyle güzel öter ki, sabah vakti kapıdan içeri girmek istemez, saatlerce muhabbetlerini dinlersiniz.
    nisan başından beri her sabah içime huzur dolduruyorlar, karabatak, batak, karabakal, kara ardıç ismiyle de tanımlanırlar.

    https://www.youtube.com/watch?v=eb1lgjg9e4y
  • iki haftadır bahçemi mesken tutmuş, sabahtan akşama kadar ıslık çalar gibi şakıyan, turuncu gagalı, yusyuvarlak, neşeli kuş.
  • türkiye'nin hemen hemen tüm bölgelerinde oldukça yaygın bu ötüşken. göçmen olup olmadığını bilmiyorum ama bahar yaz aylarında beliriyor genelde. kendisini tanımak da gerek ötüşünden, gerek görünüşünden oldukça basit aslında. kömür gibi kapkara gövdede turuncumsu sarı gagalı. fiti fiti yerde seker, serçeden iridir, kumrudan küçüktür. keyfi yerindeyse zıp zıp gezer serçe gibi. enerjik bir kuş.

    eti için avlanabiliyormuş yeni öğrendim. şuncağızın etine bile ekmek doğruyorsa insan siktirsin gitsin bu gezegenden. helak olsun, başına meteor düşsün. kuş yenir mi lan!

    denk geldikçe mutlu eden kuşlardan. bi bunu gördükçe ''ehehe'' diye geçer bütün günüm, bir de ibibiği.

    bol bol üreyesiceler.
  • bildiğin tavuk gibi eşelenen bir kuştur. toprağı eşeleyip solucan çıkartır bunu turuncu gagasına dolar ve yavruçeğine götürür.
    kendilerini ikidir solucan peşinde koştururken gördüğümden diyebilirim ki hızlı kuşlardır. diğer kuşlar daha kur yapma peşinde bunlar solucan.
hesabın var mı? giriş yap