• italyanca quarantina kelimesinden gelmektedir. daha eski ahit 'ten itibaren bazı hastalıklara karşı tedbirler alınması öngörülmüştür. bu tedbirler arasında yedi gün kapalı bir yerde tutmak da bulunmaktadır. tarihin değişik duraklarında gerçekten bazı salgın hastalıklara karşı şehirleri silahlı muhafızlar korumuş, girişler çıkışlar kontrol altına alınmıştır. vebanın avrupa'yı kasıp kavurduğu günlerde bir çok şey denenmiş ama başarılı olunamamıştı. venedik'te 1349 yılında ilk defa gemilerin kırk gün bekletilmesi nedeniyle bu uygulama ismini almıştır. ilk defa 1423'te yine venedik'te karantina istasyonu (lazaretto) kurulmuştur. bu venedik'te benimsenen uygulama sonra diğer yerlere de yayılmıştı...
    ayrıca (bkz: karantina hastalıkları), eski şarkılar için (bkz: levililer 13uncu bap)
  • 14. yuzyildaki veba salgini sirasinda venedikliler dis ulkelerden limanlarina gelen gemileri onlem olarak 40 gun acikta bekletirler, bu uygulamaya da quaranti giorni (latince kirk gun) derlermis. karantina kelimesi de bu terimden turemis.
  • kendi kendime ohal ilan ettiğim için bir süredir karantinadayım.

    karantina protokolümü sizlerle de paylaşmak isterim.

    bu kadar katı uygulanmasını tavsiye etmiyorum çünkü psikolojik olarak artık sağlıklı hissetmiyorum.

    1) herhangi bir amaçla başka bir insanla aynı ortamda bulunulmayacak.

    1a evden çıkılması
    1b misafir kabul edilmesi
    1c misafirliğe gidilmesi
    1d kargo ürün vs getiren kişilerle karşılaşılması yasak

    2) dış dünya ile ilişkisi olan objeler dezenfekte edilmeden kullanıma girmeyecek

    2a getir yemeksepeti migros gibi eve servis veren yerler ürünü kapıya bırakacak
    2b ürün eldivenle tutulduktan sonra dezenfektanla iyice silinip güneş alan bir yerde en az 2 saat bekletilecek
    2c eldiven ele dokunmadan çöpe atılacak
    2d eller tekrar dezenfekte edilecek

    3) eller temiz tutulacak ve asla kafadaki organlarla temas etmeyecek

    3a temizlik için su ve sabun yeterli, dezenfektan ve alkol sadece yüzeyler ve paketli ürünler için
    3b ellerin yüze götürülüp götürülmediği kontrol edilebilsin diye ellerin konumunun farkındalığı üzerine çalışılacak
    3c temas halinde su ve sabunla yüz yıkanacak

    4) asosyallikten delirmemek için arkadaşların bu protokole uyduğundan emin olunacak

    4a en az 10 gündür kimseyle görüşmediklerinden emin olunacak
    4b ancak özel araçları ile size gelmeleri şartıyla misafir kabul edilecekler
    4c kapıda ateş ölçümü yapılacak
    (şaşılacak şey ama 4 gündür bunu kabul edip uygulayan bir arkadaş çevrem var)

    5) yemekler evde yapılacak

    5a dayanıklı hazır gıdalar dışında yiyecekler kesinlikte evde pişirilecek
    5b dayanıklı gıdalar mecburiyet dışında kullanılmayacak
    5c ürünlerin son kullanma tarihi göze alınarak menü hazırlanacak

    6) hastalık halinde evde kalınacak

    6a ilk 7 gün parol alınarak grip tedavisi uygulanacak
    6b nefes almakta zorluk başlarsa 184 hattı aranarak ambulans talep edilecek
    6c özel hastane için maddi kaynak nakit olarak evde tutulacak
  • zamanında tipik olarak kırk gün süren bir uygulamadır.
    bu nedenle adı fransızca kırk anlamına gelen quarante sözcüğünden türemiş bir sözcüktür.
  • italyanca quaranta giorni/kırk gün kökünden, not etmeye değer.

    abilerim ablalarım şu elimde görmüş olduğunuz coronavirüs, tüm dünya ülkelerinde karantina değerinde olup, benim dükkanımla seyyar tezgahımda sadece biraz ürkü ve bol boş verme karşılığında evinizin vitrinine layıktır, başka bir yerde bulamazsınız, alın gidin efenim. güle güle harcanın efenim.

    (bkz: tahaffuzhane)
    (bkz: karantina adası), lazaretto/@neroem9
    (bkz: urla)
    (bkz: ibn-i meymun/@ibisile)
  • rus yazar vladimir maksimov'un kolera salgını nedeniyle karantina altına alınarak durdurulan bir trende seyahat eden insanların yaşadıklarını anlatan romanının ismidir.
    romanı, samizdatta dağıtıldığı için ‘sscb yazarlar birliği’nden çıkarılan ve bir süre psikolojik tedavi gören maksimov, paris'e göç etmesinin ardından vatandaşlıktan çıkarılmıştır.
  • ernest hemingway'in kurtulus savasi sonrasi izmir karantina'da bir gemide gecen bir oykusu vardi, bir yerlerde okumustum. ustadin bir donem tum oykulerinde oldugu gibi sarhosken yazilmis havasi, luzumsuz benzetmeler, karamsar bir bickin delikanli havasi vardi bu hikayede de.
  • bak sevgili arkadaşım;

    1. şirkete gitmiyor, evden çalışıyor bu sayede ofisteki bazı sığırcıklar ile muhatap olmak zorunda kalmıyorsun

    2. trafik denen şey ansızın çekip gitmiş, günde min. 2 saat eklemişsin hayatına

    3. ayrıca sabahları en az 1-1,5 saat daha fazla uyumaya başlamışsın, bu sayede akşamları da daha geç yatabiliyorsun, ne etti? 4 saat mi?

    4. o köşedeki pastanenin bok suratlı sahibinin 0,15 kuruşa mal edip, 1,5 tl den sattığı margarin topu sikimsonik açmalarından yemiyorsun artık

    5. siktiğimin ''açık'' ofisinde sanki konya ovasındaymış gibi konuşan çok sevgili iş arkadaşının yanlış gelen telefon faturasının detaylarını öğrenmek zorunda da değilsin

    6. çük kadar barların içine tıkılıp kalmıyor, kendilerini kainat güzeli sanan iki tane koca g.tlü kızla iletişim kurmak için 3 liralık biraya 25 lira ödemiyorsun. zaten hiç beceremiyordun o işleri dürüst ol

    7. sabah uyanıp camı açtığında içeri kamyon sesi, bok püsür yerine kuş sesleri eşliğinde temiz hava giriyor

    8. gördüğünde elini kolunu nereye sokacağını bilemediğin genel müdürüne mail atarken yanında biran, tuzlu fıstığın, altında şortun var lan pezevenk. ama sen gelmiş bana çok özledim her şeyi, şu karantina bitsin metrobüs'ün direklerini yalayacağım diyorsun.

    çok afedersin ama gel benimkini yala.
  • tarihte ilk defa israilogullarinin uyguladigi izolasyon. hasta iyi olana kadar aile fertleriyle birlikte toplumdan uzak olarak evlerinden cikmazlarmis.
  • despina'nın oturduğu semt
hesabın var mı? giriş yap