• doğu avrupa ve balkan mitolojisinde 25 aralık ile 6 ocak arası, geceleri sokaklarda dolaştığına inanılan uğursuz yaratık.
    bilmece sorar ve soruyu bilemeyen insanı elinde taşıdığı tırmık şeklinde bir aletle öldürür.

    türk mitolojisinde de aynıdır fakat ufak bir fark vardır. karakoncolos denilen musibet türklerin yaşadığı yerlerde bilmece yerine soru sorar ve verilen her cevabın "kara" ön ekiyle başlamasını ister.

    fakat verilen cevap mantıklı olmalıdır. aksi takdirde soru sorulan öldürülür.
    soruların sayısı haftanın hangi günü sorulduğu ile ilgilidir.

    osmanlı zamanında hafta cumartesi başladığından eğer "karakoncolos" a cumartesi günü yakalanirsaniz sadece tek bir soruyla kurtulabilirsiniz.

    olaki haftanın 7. günü olan cuma'ya denk gelirseniz cevap vermeniz gereken soru sayısı yediye çıkar.

    ornek olarak,
    -nereden gelirsin?
    -karakoy'den gelirim

    -akşam yemekte ne yedin?
    -karalahana dolması yedim.
    gibi.

    gereksiz bir bilgi olarak burada dursun.
  • "cadılar bayramının benzeri anadolu'da da (trabzon civarı) kalandar eğlenceleri olarak kutlanırmış. kalandar, yörenin kadim takviminde ocak ayı anlamına geliyormuş ve yılbaşı eğlencesi için karakoncolos kılığına giren çocuklar ve gençler bir sopanın ucuna astıkları torbayla kapı kapı gezer, yiyecek içecek toplarlarmış. karakoncolos 24 aralık - 6 ocak tarihleri arasında yer altından çıkıp insanlara zarar vermeye çalışan iblislermiş. yüzleri kapkara olan bu iblislerin ayı gibi postları varmış ve bellerinde çanlar taşırlarmış. tabii onlarla birlikte arçuriler, kapreler, dağ adamları ve benzerleri de eksik olmazmış."
  • zemherinin ilk on gününde sokaklarda dolaşıp insanlara "nerden geliyosun, adın ne" gibi sorular sorduğuna inanılan yaratık. elinde kocaman bi tarak taşır.

    sorduğu sorulara verilen cevapların içinde kara sözcüğü geçmelidir (misal: karaköye gidiyorum) yoksa elindeki tarağıyla insanın kafasına vurur ve öldürür.

    bu yaratık evlerin çevresinde dolanır, açık kalmış küplere tükürür ve çişini yapar. insanların yakınlarının seslerini taklit edip onları dışarı çağırır. çağırılan kişi uyanırsa evine dönebilir yoksa donarak ölür..
  • babamın anlattığına göre trabzon yöresinde yılbaşında 10 15 genç yüzlerini kömürle boyarlarmış. kapı kapı gezip evlerden şeker vb. isterlermiş. ellerine kocaman odun alırlarmış. kapı açılırken aralık şeklinde açılmalıymış, içerideki kişinin kendilerini görmemesi esasmış, eğer görürse odunla kafasına vuruyorlarmış. şöyle de bir şarkıları varmış: "kalandarus kalandarus (burada herhalde kara koncolos demeye çalışıyorlar), gece geldim kapınıza, selam verdim yapınıza, selamımı almasanız sıçarım kapınıza."
    içeriden ses seda çıkmazsa gerçekten kapının eşiğine sıçıyorlarmış. allaamm yareppim yaa.
  • i. cocuklari korkutmak icin soylenen hayali varlik, umaci.

    ii. bazi yorelerde, karabasanin cisime burunmus hali olarak kabul edilen korku obegi.
  • (bkz: başkonsolos)
  • soğuku ve kışı temsil eden, genelde bu dönemde belli bir süre ortaya çıkan, uğursuzluk getirip, kötülük yapan varlıklar. kovuluşlarına yönelik folklorik oyunlar mevcuttur.
  • roger zelazny'nin bu ölümsüz adlı kitabının baş kahramanının takma adı. mutasyona uğramış çirkin bir adamdır ve bu nedenle de bu yaratığın ismini taşımaktadır.
  • kömürlüklü öcü. dilini çıkardığın zamanlarda gelir, dil fetişisti olduğundan şüphelenilmektedir.
  • evliya çelebinin "harikulade hadiseler" olarak adlandırdığı paranormal hikayelerin bazılarında karşımıza çıkan bir kavramdır. geçtiği bir çerkez köyünde rastladığı bir cadı savaşında köylülerin evliyaya söylediği “vallahi yılda bir defa böyle karakoncolos gecesi olur, çerkez oburları (cadıları) ile abaza oburları göklere uçup ceng-i azim eder, vuruşurlar” dolayısıyla onların da zamanında kullandığı bir kelimedir
hesabın var mı? giriş yap