• insan karaciğeri doğanın en vefalı davranan organlarından biridir. hatta en vefalısı diyelim biz şuna. neden mi? 24 saatlik günlük yaşam süresi içinde karaciğerin o inanılmaz, durmak bilmeyen faaliyetleri ve yoğun iş gücü arasında kendisini dinlendirmeye alacağı süre, gece yatıldıktan yaklaşık 2-3 saat sonrasında başlar ve yaklaşık 2 saat sürer. sonra da bir kaç saat sonra uyanacak olan insan evladına, kahvaltı edeceği zamana kadar yüzünü yıkaması, kalkıp kendine gelmesi için yeterli kan şekerini oluşturmak adına kişi uyanmadan yaklaşık 2 saat önce yoğun iş temposuna yeniden başlar.

    kısacası normal bir insanın yemek yemeyip gece 12'de yattığını düşünsek bile, ortalama saat 3 gibi dinlenmeye çekilir ve sabah beşte tekrar iş başı yapar. kişi aç yatmıştır ama yine de tokluk hissi ile uyanır. şimdi bu durumun tersinde, yani gece yiyip yatan kişide karaciğer kendini tam olması gerektiği gibi ayarlamışken ve dinlenmeye çekilmek üzereyken sindirime giren yeni besinler yüzünden tekrar iş başı yapmak zorunda kalır. ve aynı döngü yine geçerli olduğundan sabah kişi kalkmadan 2 saat öncesinde zaten rutin hazırlık faslı devam edecektir. kısacası o geceyi karaciğer hiç dinlenmeden geçirmiştir.

    özellikle bir de alkol alınıp yatıldığı geceleri ve bunun sıklığını düşünelim. hiç istirahat etmeyen bir karaciğer...

    ama dedik ya vefalıdır. hiç sesini çıkarmaz. ama bir gün sesini bir çıkarırsa, bak işte o sesin şiddeti büyük olur. çünkü hiç bir organın yetmezliği karaciğer kadar geri dönüşümsüz değildir. *
  • böyle sessiz sakin kendi halinde bir organ. beyin gibi değil durmuyor , uyuşmuyor. kalp gibi hiç değil kırılmıyor mesela. onlar kadar önemli de bulunmuyor üstelik ama yine de takmıyor bu durumu. sürekli çalışıyor garibim hak ettiği değeri de aldığı yok. kendini yeniliyor , yokluğu ya da iflası direk ölüm buna rağmen burnu havada değil, bildiğin iyi insan gibi lan. arada kaynayıp gidiyor. o yüzden karaciğerinizi sevin , koruyun onu.
  • konya ovasını sulayabilecek kadar rakı içmiş adam hala ayakta ve nefes alıp veriyorsa (ki bu durumda nefes alıp vermesi yeter şart her türlü) iş bu organın yaptığını yapacak entegrenin büyüklüğü hakkında yapılacak her tür benzetme doğrudur, konya ovası iyi bir ölçüdür.

    bazı karaciğerler inatçı çıkıyor. rakı şişesinde yaşayan karaciğer biliyorum, tık dememiş.
  • en büyük besin desteği enginardır. eskilerin deyişi ile her sene 40 tane yenmesi gerekir ki faydası dokunsun. onun dışında burada cool gözükmek amacıyla çok içtiğini belirtmek için karaciğer sorunu yaşadığını marifetmiş gibi yazanlara da özenmeyin. adamı pankreas kanserine kadar götüren süreçlerin başında bu organın zarar görmesi yer alır.
  • vücudumuzun beyefendi organı da denir kendisine. ufak sıkıntıları asla belli etmez, kendi kendine halletmeye çalışır. lakin sıkıntıların üstesinden gelemeyince son dakikaya kadar size haber vermez. size haber verdiğinde ise karşınızda hayati riskler taşıyan bir hastalık olması kuvvetle muhtemeldir. o yüzden ben böyle beyefendiliğin amına koyarım afedersiniz. halbuki mide gibi olsa, baştan haber etse, biz de ona göre tedbirimizi alırız. beyefendiden çok götü kalkık bir züppedir o.

    siz siz olun, mütemadiyen karaciğer enzimlerinizi basit kan tahlilleriyle takip edin. beyefendilik adı altında sinsi sinsi ilerleyen bir hastalığı sizden saklayan karaciğerinizle son anda yüzleşmek zorunda kalmayın. hele ki alkolle aranız iyi ve yaşamınız masabaşı işlerde veya hareketsiz olarak geçiyorsa.
  • cok baba bir organdir..en onemli islevlerinden biri zehirli olan amonyagi ure ye donusturmesidir..bu sayede insan hem fazla su kaybindan kurtulmus olur hem de zehirli bir maddeden..ayrica cok da fedakardir oyle ki karacaigere ihtiyaci olan bir hastaya karacigerinizin bir kismini verirseniz kalan kisim kendini yenileyerek eski haline doner siz de mutlu olursunuz cunku artik yeni bir karacigeriniz var hasta da mutlu olur onun da yeni bir karacigeri vardir..(bkz: ey yumurtaya can veren allahim)
  • vücuttaki her organ önemlidir elbet iyi bakmak gerekir vs. ancak bu organ diğer tüm organlarınızın düzgün çalışmamasına sebep olduğundan ekstra ehemmiyet göstermek gerekir. sağlam vücut sağlam karaciğerde bulunur velhasıl.

    ağzınıza attığınız şeyin ne olduğuna o karar verir. küstahtır yani;
    bu depolansın. bu yakılsın, bunu süzelim arkadaşlar, şeker yüklemesi tespit ettim, heey sen pankreas! insülin salgılarsan sana zahmet vs... hep bunun iç sesleridir.
  • ola ki alkol, sigara veya bilimum ilaçla bu organceğizi harap ve bitâp düşürdün. 15 gün boyunca her sabah, bir şeyler yemeden içmeden, lavanta çayı içersen; normâl şartlarda kendi kendini yenileyebilen, fakat sen işin suyunu çıkardığın için bunu yapmakta zorlanan bu çok bilinmeyenli organının pür-i pak hâle gelmesine destek olmak adına aşırı müthiş bir şey yapmış olursun.

    lavanta çayı'nın tadı biraz acı, evet. ama alışılamayacak gibi değil, olmadı biraz limon ya da şeker ekleştiriver. bunu bana bilge gibi - böyle değişik, nasıl desem- birisi anlatmıştı yıllar evvel. bir de şöyle bir şey eklemişti kullanımına dair; "antidepresan yapımında kullanılan bitkilerle etkileşimi sıkıntı yaratabilir. birlikte tüketilmezse iyi olur"

    lavanta çayı hazırlanması; aktara git, lavanta çayı iste. 200 gr civarı yeter 15 gün için. ucuz, 5 lira filan tutar. sonra bundan iki çay kaşığı al bi fincana koy, üstüne kaynar su ekle, 5-6 dakika beklet, süz ve iç. bu.
  • salt kendi kendini yenileyebilmesi bile mucizevi olduğunu kanıtlayan yetenekli organ. bunun yanında eğer kemik iliğinin yeterince hemoglobin üretmediğini farkederse kan bile üretebiliyormuş ya la. sanırım vücutta beyinden sonra gelen ikinci en yetkili ağabey bu.

    (bkz: ekstramedüller hematopoez)
  • kalpten büyüktür bu. hatta en büyüktür organlar arasında. beyinle kalp birdir, kimsenin dediklerine inanmayın bu konuda. gerçek süzgeç karaciğerdir. kalbimden de, beynimden de çok seviyorum onu.
hesabın var mı? giriş yap