• chaotic'in türkçe'ye -bi şekilde- geçmiş hali... karmaşık, dolaşmış, çapraşık, alt-üst olmuş...
  • (bkz: kaos)
    kaos yapısı ihtiva eden, gösteren diyebiliriz bence...
  • kargo cover yarışması'nda marilyn monroe'yu kayda değer yorumlarak, şanslarının pek yüksek olduğunu göstermiş grup.
  • 1998 yılında kurulmuş ve kurulduğundan bu yana her yıl kadrosunda değişiklikler olan ancak sonunda oturmuş bir kadroyla bu sene odtü bahar şenliklerinde yer alan ve davulcusuna hayran kalınılan ve ne tür yaptıını hala anlayamadığım ankaralı grup.
  • odtü bahar şenlikleri 2006da demir demirkandan önce sahneye çıkmıştır. en kötü olmalarının yanında vokalin sürekli kendiini birşey zannetmesi iticiliği dikkat çekmiştir. vokalin sürekli detone olmasımı desem davulun ritim kaçırmasımı yoksa gitarın sesinin duyulmamasımı ... yaptıkları coşturucu coverlarla içmiş insanları çosturmuş müzik dinlemeye gelen adamları kaçırmıştır. *
  • sony ericsson unistar müzik yarışması'nda finale kalma başarısı göstermiş gruplardan biri.
  • nokia supersound yarışmasında ilk 10 için iddialı gruplardan biri. sus be kadın isimli şarkıları sahip olduğu farklı karakter sayesinde diğerlerinin arasından sıyrılması muhtemeldir.

    not: oy vermek isteyenler http://www.nokiasupersound.com/ adresinden verebilir.
  • initial conditionlara cok duyarlı bir bağımlılık olarak da açıklanabilir. (bkz: kelebek etkisi)
  • kim ki- duk'un bes mevsimi ve onların suregenligini yan metin ve gorsellikte irdeledigi bi filmi vardı budizm uzerinden: ''spring summer autumn winter and spring''o duzen icerisinde yine de bir karmasa vardı. zamanın kronolojik uysallıgının ne derece kaos ve duzen uzerinde bir etkisi var bilinmez. milyarlarca yıldır urkutucu ve sessiz belki de cok sesli bir mucadelenin urunu, urunu degil belki de varlıgı ile musemna bir kosmos. o devasa boslugun icinde kaotik bir esya, bir varlık, bir nefes... olabilmenin sancıları. eger evrenin bir dili varsa bu lehceyi ogrenmek; kesinlikle babil kulesi kadar mesakkatli ve bir o kadar da kendiliginden.

    ''belki de kendimizi spirituel olarak gelistirmek icin buradayız''*

    tinsel bir varlık ve onun ekvatorla bolunmus diger yarısı. mikro-kosmotik, bir cok katmandan olusan insan. sahi bi insan kac katmandan olusur? algılarımızın derinligi kadfar mı vardır bu yasam? bu evren? sofistike anlamlar aramak ve dısarda reklam kokan veya sert, surekli degisen bir gerceklik arasında sıkıstırılmak, koseye kurulmus kapana dusmek an meselesi. belki de dogumla birlikte o nihilist polyanna alasımına karısmısızdır. anları yasamak ve bu kaotik ortamdan sıyrılarak sadece varlıgını surdurmek amac olmalı belki de. bu yalnız gezegen evrenin kucuk prensi degil mi insancıkları ile sorunları olan? bir bakıma yasanan hersey yasam kadar olume hazırlamıyor mu herseyi? yer kure bir levazımatcı gibi sakin her dogan gunle birlikte.

    yok. yine de dogal bir nese, o kronolojik duzene katılmayı ve entegre olmayı iteleyen bir guc yok mu? yoksa neden ''bosuna degil egrelti otundan komure, butun yasananlar?''

    akılla mutlak gercekler ve sonlar elde etmek olanaklı mı? ya duygularla yeni baslangıclar yapabilmek?

    sorular,

    hersey sorular ve cevaplar ustune kurulu bir bulmaca. bir ortacag labirentine dusmus gibi dolambaclara takılan zeka, surekli kurcalayıp duruyor onune cıkarsa. bozuyor, yapıyor, sonra tekrar...

    ruh,

    sonsuzluk ve o hicligin karmasık, karamsar dogasında salınıp duruyor bir akkor lambaya hapsedilmis ısık gibi. artık bilinmeyenin bunyesine duslerle ve sezgilerle malum oldugu abdallar ayırt edilemiyor modern insandan. mayonezli gıdalar ve meksika sosları bu cok katmanlı ve asamalı varlıgı habire eviriyor.

    ruh,

    yasam ve olum arası bir kesisim kumesinin her yerini kaplayan bir birlesim.

    parlak bir minyature keskin hatlarla hapsolmus tek goreli siluet, kara kalem darbeleri ve cizgileri ile perspektif bakamıyor dunyaya. hepimizin takılı kaldıgı kulturel odacıkları var. ne yaparsak yapalım su yuzune cıkan. uyumsuz parcalarımızı suskunluk ve dusuncelerle, soru isaretleri, imlalarla degistiriyoruz. bir baska anlama karısabilmek icin.

    herkesin soyleyecek cok seyi ve susacak cok zamanı var.

    kaos,

    periyodik dansıyla mevsimleri karıstırıyor birbirine. hicbir ogreti alıp da o eski halini getirmiyor baskalasanın. mevsimler geciyor ozgun yapısıyla.

    hayat,

    belki de yanlıs, elde edilen butun dogruları da goturen bir sistemle.
  • telafuzunu, en çok celal şengör'e yakıştırdığım kelime.
hesabın var mı? giriş yap