• birçok ilki gerçekleştiren bir filmdir:

    türk sinemasının gelişkin bir anlatıma sahip ilk büyük filmi.
    ömer lütfi akad'ın ilk büyük filmi.
    hollywood stilinde çekilmiş ilk kara film.
    türk sinemasının ilk polisiye filmi.
    ayhan ışık'ı yıldızlaştıran film.
    kameranın istanbul'un doğal setlerinde devindiği ilk türk filmi.

    edit: güncelleme
  • kanun namına yönetmeni lütfi ömer akad'ın dördüncü, başrol oyuncusu ayhan ısık’ın üçüncü filmidir. başrollerde nazım usta roluye ayhan ışık, ayten roluyle gülistan güzey**, nezahat roluyle neşe yulaç, halil roluyle muzaffer tema ve perihan roluyle pola morelli bulunmaktadır.

    film 1.türk film festivalinde*en başarılı film”, yönetmeni lütfi ömer akad “en başarılı yönetmen” senarist osman fahir sedenen başarılı senaryo” ödüllerini almış, ayhan ışık ise turan seyfioğlu, orhon m. arıburnu ve atıf kaptan ile beraber “en iyi erkek oyuncu” ödülünü paylaşmıştır.

    nasıl ki citizen kane 1940 amerika sineması için bir devrimse türk sinemasında da citizen kane’in misyonunu bu filme yukleyebiliriz. türk sinemasında hareketli kameranın ilk defa bu kadar çok kullanıldığı ve silahlı çatışma, kavga, takip sahnelerinin bu filmde bolca kullanılmasıyla o donem filmlerinden öne çıkar. film çekildiği mekanlar aksaray, beyazıt meydanı, kapalıçarşı, karaköy, taksimdir. boylece ellili yıllardaki istanbul’da filmin bir oyuncusu sayılabilir. bununla beraber senaryo’nun o donem için gayet düzgün olması ve gündelik olayların bu derece iyi yansıtılması filmi döneminden oteye goturen diğer bir unsurdur.

    --- spoiler ---
    film ayhan ışık’ın aşağıdaki sözleriyle başlar

    "ismim nazım. otuziki yaşındayım. bu şehirde doğup büyüdüm. otomobil tamircisiyim. bu film benim hikayemdir. başlangıçta herkesin başından geçebilecek bir hikayeye benziyordu. şimdi ise kim bilir nasıl bir son beni bekliyor. şu anda boşluğa düşen bir taş gibiyim. karanlıklarla dolu olan bir boşluk. her şey ne kadar güzel başlamıştı. işim sevdiğim bir karım vardı. havasında yaşamaya alıştığım bir şehirde sonu gelmeyecek bir saadet içindeydim. insan nasılda farkında olmadan kaptırıyor kendini. bunda kimsenin şuçu yok. eğer biz köleysek kabahat yıldızlarda değil kendimizde. saadetimi kendim yıktım. olsa olsa buna yardım edenler oldu. insanlarla alış verişimi bitirdim. buraya niçin kapandığımı bile bilmiyorum. beni vahşi bir hayvan gibi kıstırdılar."

    nazım usta tamirhanesinde polisler tarafından kuşatılmıştır. polisler kanun namına teslim olmasını isterler. nazım hayıflanadursun biz geçmişe nazımın saadet dolu günlerine geri döneriz.

    nazım ayten’e isimli genç ve güzel bir kıza aşıktır. ayten’i babasından ister. babası tereddüt etmeden kızı verir. lakin ayten’in üvey kardeşi nezahat’in de nazımda gözü vardır. aile dostları ilaç karaborsacısı halil’de ayten’e göz koyar. halil ile nezahat plan yapar. halil evinde parti düzenlemekte nazım’ı ortama sokmaktadır. bu arada bu partilerde perihan isimli şuh kadın nazıma musallat olur. ve sonunda onu ayartır. ayten nazımın kendisini aldattığını fark eder. buna karşın yuvasını kurtarmak için çabalar. nazım halil’in kurduğu planı anlar ve perihan’ı öldürür. sonra kaçmaya başlar. polis onu tamirhanesinde kıstırır. ve başlangıçta bıraktğımız noktaya geri döneriz. nazım sonunda ayten’in ısrarlarına dayanamayarak teslim olur.
    --- spoiler ---
  • bütün filmlerde oyun bitti bebek. üşümeyesin diye etrafın sıkıca sarıldı. bak sayısız kötü adam, teslim ol çağrısına kulak astı ve silahını usulca yere bıraktı. hadi yapma, en kötü, ellerin ellerime kelepçelenir; düşmeyesin diye kollarına girilir. korkma, hakların herkesçe bilinir. ve sana susmak hep kolay gelir.
  • başrollerini ayhan ışık ve gülistan güzey'in oynadığı 1952 yapımı türk filmidir. yönetmen lütfi ö. akad'ın anılarını yazarken bu filmde ayhan ışık'ın oyunculuğunu çekimlerin ilk 3 gününde beğenmediğini ve endişelendiğini yazar. hatta ayhan ışık'ın sözleşmesini feshedip yerine başka bir başrol oyuncusu ile anlaşmayı düşünmüş osman f. seden fakat ayhan ışık ilk 3 günden sonra bambaşka bir oyunculuk sergilediğinden bahsedilir. filmin çekimi bittiğinde ayhan ışık'ın ilk 3 gününde oynadığı ve oyunculuğunun yetersiz bulunduğu sahneleri kayıtlarda problem olduğu bahanesiyle tekrar çekilmiştir.

    filmin 20 yıl sonra devam filmi niteliğinde yirmi yıl sonra adında bir devam filmi gelmiştir. mahmut usta rolünde izlediğimiz nubar terziyan kekeler bu filmde fakat devam filmi niteliğindeki yirmi yıl sonra filminde kekelemez. filmde settar körmükçü'nün müthiş oyunculuğu göze çarpar. polislerin üniformaları, arabalar ve plakaları, motorsikletler, telefonların modelleri filmi izlerken ne kadar eski olduğu gerçeğinin adeta altını çizer.
  • bu film aynı zamanda o dönemin eğlence ve sosyete dünyasını açık bir tasvirle gösterir. ayrıca türk sinemasında ilk defa hareketli kamera kullanılmış ve nefis bir takip sahnesi çekilmiştir. dış mekan olarak kullanılan istanbul giderek filmin bir oyuncusu haline gelmiştir. senaryosu osman seden'e aittir. zaten kendisi de bir söyleşide yaptıklarının iyi birşey olacağını baştan sezdiklerini söylemiştir. film seden'in sezgilerini haklı çıkarmıştır.
  • sinemacılar döneminin başlangıcı kabul edilen film.
  • kanun namına ayrıca, muhsin ertuğrul sinemasının 1922-39 arasında hüküm sürdüğü tiyatrocular döneminden sonraki geçiş dönemini sona erdiren ve sinemacılar dönemini müjdeleyen filmdir. adından da anlaşılacağı üzere sinema dili denebilecek bir dilin kullanılmış olması ve sinemayı diğer türlerden ayıran özelliklerinin öne çıkarılması, bu dönemi ülkede film yapımının gerçekten başladığı dönem haline getiriyor ki bu aslında çok geç bir tarih.

    lütfi akad'ın hatıraları ve şerif onaran'ın vakti zamanında yaptığı söyleşiden anladığımız kadarıyla osman seden ve lütfi akad, sanat sepet derdiyle değil, yapılagelenden farklı, o sıralarda (vergi meselesinden önce) türkiye'deki salonları dolduran yabancı (amerikan) filmlerin verdiği lezzeti verecek bir film yapma derdiyle yola çıkmışlar. başarmışlar da. herkesin izlemesi gereken bir klasik çıkarmışlar.
  • osman f. seden sinemasının bazı hususiyetlerinin net bir şekilde hissedildiği film.
    ne flashback, ne de böyle hızlı bir hikaye ömer lütfi akad'da pek aşina olunmayan şeylerdir.
  • 1. istanbul'un 1952'de bile epeyce motorlu taşıt barındırdığını ve kendince bir trafik sorununa sahip olduğunu gösteren film.

    2. "saadetimi perla kremine borçluyum," yazılı afişin göründüğü kareden dolayı, sinemacılar dönemi'nin ürün yerleştirme usulüyle reklam alan ilk filmi. yani, sanırım.

    3. saadettin erbil'i komiser rolünde gördüğümüz film.
  • aktüel kamera'nın başarıyla kullanıldığı ilk türk filmlerinden biridir.
hesabın var mı? giriş yap