• hikayesi olan bir saian şarkısı. evet, iç burkucu.

    --- spoiler ---

    mersin’de olağan bir yaz içre olağan sıcaklar yaşıyorduk. aylardır süregelen işsizliğin yaşattığı sıkıntı ve gerilim üzerime tünemişti, kalkacak gibi de görünmüyordu. bunların üzerine sevdiğim kadının -ona isim gülmesinin güzeli‘ni verdim- annesi kanser tedavisi görüyor, sızımız katmerleniyordu. gülmesinin güzeli biliyordu ya da hayır!; hastaneye her defasında (bana baka) ölümü karşılamaya gidiyordu. içinde kocaman bir dehliz vardı ve umut burada kaybolurdu.

    ben o kadınla hiç tanışamadım. hastane odalarına beni almazlardı, sakıncası vardı. zaten kimse o durumda birisiyle tanışmak istemez, haklı. en fazla hastane kapısından aydan’ı 5-10 dakika görüp, oradan geri dönmüşlüğüm vardı. ne zaman aydan’ın yanına o kötü zamanlarında gidiyor olsam kendi kendime içimden ismet özel’in ”(…) sana durulanmış kelimeler getireceğim… çünkü seni dik tutacak bilirim…” dizelerini yineleyip durdum. onun yanında o kelimeleri hiç bulamadım. hoş, zaten böyle zamanlarda iyi konuşmasını bilmem. ben zaten iyi konuşmasını bilmem, ama sıkı düşünürüm (bir gün hastane kapısında eline şiir tutuşturmuştum!). kısacası hayat pek iç açıcı değildi. ‘nasılsın?’ demek ağır geliyor, çoğu gece uyku tutmuyor, uyuyabilmek için dişlerimi sıkarak ıslık çalıyordum. ya da rüyamda. gerçeğe eklenmeliler.

    dehliz büyük. okumaktan başka uğraş edinemedim (o sıralar turgenyev‘in bazarov‘una -varolan değerlerin mutlak reddi kesin cezbedicidir hey!- kafayı taktımdı). bir taraftan da bu boşluğu lehime çevirmek, ve küçük de olsa bir albüm kaydetmek istiyordum (acıdan ve öfkeden beslenmek gibisi yoktur!). çok uzun süre, kayıt yapacak stüdyo bulamadım. bu kangren‘i yazmama engel olmadı. sanırım bir hafta içinde yazıp tamamladım. ayşegül (babası ölü amcamdır, kasım 13’te bulduk ölümü) bahsi geçen zamanın tanığı ve içindeydi. şarkıma dahil olmasını istedim, oldu.

    2012 ağustos’unun, (sanırım) son gününde kaybettik. artık şarkı çok defa çalındı, çok sigara yandı, çok kişi dinledi. bugün 18 ocak 2013. dün gece yine, omzuma ve göğsüme, gözyaşlarını döktü döktü döktü.

    saian.
    --- spoiler ---
  • saian sakulta salkım' ın, ilk dinlenişte aşık eden, tahammülfersa bir piyasada yapılabilecek en mükemmel şarkısı. arkada çalan fon, ya da kesilen sample saian' ın protest ses tonu ile birleşince yalnız insanlara her türlü acıda, elemde yalnız olmadığını kanıtlar.

    farklı, atraktif ve özgün...
  • artık türkiyede bu şarkıdan bi tane daha yapılmasına saianın bile gücünün yetmeyeceği eserdir. varın siz düşünün.
  • (bkz: gangren)
  • eski yunancada "çürüme, buruşma" anlamında olan gangraina kökenli sözcük. latincede ise gangraena olan bu sözcük fransızcaya gangrene (doku çürümesi) olarak geçmiş ve oradan da dilimizde gangren sonrasında "kangren" adını almıştır. dilimizde "çürükçe" karşılığı önerilmiş fakat kabul görmemiştir.
  • canım kardeşim müziği yeterince can yakmazmış gibi bir de böyle sözler yazmış saian efendi, yaşadığı sıkıntılı bir dönemi anlatan...

    fatality çekmenin alternatif bir yöntemi olmuş dinleyicilere. bravo dostum güney.

    https://www.youtube.com/watch?v=sl8r9zsiyw8
  • henüz sözlere girmeden önce müziğin yükselmesi ile birlikte tüyleri diken diken eden muhteşem bir şarkıdır.

    hikayesini bilmeden önce de, bu şarkının hikayesinin olması gerektiğini biliyordum. bu beat ve sözler başka türlü çıkamaz.

    “tamam yaşamak pek iç açıcı değil şu zaman burkuldun
    ama kabûl et sen de fark ettin yağmurun nasıl büyüdüğünü yutkundun
    isterdim bir yağmurdan arta kalan koku şu şarkıya sığsın
    şimdi sana sigaramdan yüz bularak soruyorum, nasılsın?”
  • saianın tam manasıyla bir beatmaker olduğunun kanıtlarından
  • hayatımın tekeri patlamış yokuş aşağı frensiz gittiği için ilk kez bugün rastladığıma şaşırmadığım saian şarkısı.
    her şeyin bir sebebi ve zamanı var
  • saian'ın, beati ile vuran şarkısıdır.

    https://www.youtube.com/watch?v=sl8r9zsiyw8
hesabın var mı? giriş yap