• kullanıla kullanıla anadolu'da önce "kayim"e, ardından da "kayın"a dönüşen sözcük. kayınpeder, kayınbirader, kayınvalide hep bu kökten gelir. kaime "yerine geçen" demek olduğundan annenin, babanın, erkek kardeşin yerine geçen anlamında "kayınbirader" vs. kullanılır...
  • kaime, 1840 yılında büyük gürültülerle sarsılan ve çatırdayan imparatorluğun vergiler dışında gelirler bulamazlarsa çıkışı olmayan bir döngüye girildiğinin anlaşılması üzerine basılmışlardır..banknot olarak düşünülse de kaimeye faizli hazine belgesi demek daha uygun olur..ilk çıktığında yıllık %12 gibi astronomik bir faiz oranı verir, ertesinde bu yarı yarıya indirilir..normalde kağıt karşılığı altın ya da gümüş karşılığında güvenceye bağlanmıştır fakat türk ün eline yüzüne bulaştırma huyu gecikmez ve bu güvenceye uyulmaz, çarşafa dolanmakta geç kalmazlar..örneğin, sultan abdülaziz in hazine nazırına dolmabahçe sarayı nın maliyet giderini sorduğunda aldığı yanıt üçbin beş yüz kuruştur, ve fakat aslında harcanan para üç milyon beşyüzbin liradır..nazır efendi dangalağı hesaplamayı şöyle yapmıştır: üç milyon beşyüz bin liralık paranın basım maliyetini..karşılıksız para basmanın sonucunda sultan abdülaziz in son döneminde iflas gerçekleşir ve ilk dış borç tedavüldeki kaimeleri kaldırmak için kullanılır..
  • bazı yörelerde gayme diye geçer.
  • 1840 senesinde, 160 bin osmanlı altını karşılığında "kâime-i mutebere" adıyla bastırılan ilk kağıt paradır.
  • paranın satın alma gücü, değerinin karşılığı olan döviz veya altının ülke hazinesinde bulunmasından doğar. karşılıksız para basmak bu yüzden enflasyona yol açar. ülkemizde, hazinedeki para veya altını ikame ettiği için ilk banknotlara kaime denmiştir. bu kelime giderek onlarca farklı söyleniş biçimiyle hem gündelik dilde, hem edebiyatta hem de argoda çok zengin çağrışımları olan bir kavrama dönüşmüştür.

    bosna hersek'teki kullanımına gelince, aslında bir tesadüftür ama osmanlı kollektif hafızasına ortak olan bir ülke olarak bu tesadüfü anında hissedip kaime şeklinde söylerler para birimlerini. ülkenin para birimi savaş yıllarından sonra dinar olmaktan çıkıp konvertıbıl mark yani km olmuştur. boşnakça'sı tam olarak "konvertibilna marka"dır. boşnaklar nefis şiveleriyle bu paraya aradaki "i"yi belirsiz söyleyerek "kaime" derler.

    madem konuyu açtık tamamlayalım, kaime eski alman markıyla(dm) euro arasındaki pariteye eşitlenmiş ve sabitlenmiştir. 1 euro= 1.95583 km'dir.
  • romanlarını okuyanlarımız bilir kemal tahir, orhan kemal, yaşar kemal gibi yazarlarımızın bazı romanlarında köylüler lira yerine "kayme" der.
    "kaç kayme?" ya da "şu kadar kayme saydım..."
    ilk gençlik çağımızda bu yazarları okurken zaman zaman aklıma takılırdı, köylüler neden paraya kayme diyor sorusu.
    bu sözün kökeni, burada resmi görülen ve sultan abdülmecid zamanında çıkarılan kâğıt paradır. tam adı, "kaime-i nakdiye-i mutebere".
    1881 yılında osmanlı maliyesi iflas edince, bu paralar yürürlükten kaldırılmış, halkın elindeki paralar toplanarak yakılmıştı. bilindiği gibi, osmanlının gelir kaynaklarına, alacaklı devletlerden oluşan uluslararası bir haciz örgütü el koymuştu. "düyun-u umumiye teşkilatı." bu örgüt yalnızca devletin gelir kaynaklarına el koymakla yetinmedi, uyguladığı para politikasıyla imparatorluğun iflasını ve parçalanmasını hızlandırdı. bu işleri yaparken, muhasebesinde türk eleman çalıştırmıyor, azınlık yurttaşları seçiyordu. türkler muhasebe öğrensin istenmiyordu. cumhuriyet'ten sonra istanbul erkek lisesi yapılan bina da, düyun-u umumiye'nin merkez binasıydı.
  • gemicilikte, dikme.

    (bkz: baş kaime)
    (bkz: kıç kaime)
  • tanzimat dönemi basilan ilk kagit paranin adi kaime-i nakdiye: banknot
  • en cok gayserililer kullanir. tahminim su siralar 1 milyona esit.
    - su kazak ne kadar?
    - 20 kaime
  • aklıma sürekli kötü muhtar (bakkal) ali şen'i para sayarken getiren yeşilçam para birimi.
hesabın var mı? giriş yap