• rezaletler zinciri kafe.

    varan 1 - biz sapik ve abaza turk erkekleriyiz:

    nisan ayinin ilk persembe gunu olsa gerek, kafe pi'nin mc donalds'in sokaginda yani meydana yakin olan subesinde ankara'dan gelen arkadaslarimla beraber bir bira molasi vermek istedik. saat 21 civariydi. gittigimizde disarida 4 veya 5 masa doluydu. daha dogrusu benim gozume en az 5 adet, 4 kisinin rahatlikla sigabilecegi bos masa carpmisti. buna ragmen "yerimiz yok ama isterseniz sizi iceri" alalim dediler. asiri sigara tuketen bir grup olmadigimizdan guzel havayi esgecip iceride muhabbet edebiliriz dedik. iceri gectigimizde bizi barin karsisindaki tamamiyle izole bir masaya aldilar. baska yer yok mu dedigimizde de. "maalesef her yer ya dolu ya da rezerve" cevabini aldik. biz de bu tavri nedense normal karsiladik. disaridaki 5 masa icerideki diger masalar da hep baskalarinindi.

    cunku biz yuksek okul mezunu, her birinin uzun suren iliskisi olan, birbirini ozlemis 4 dost degil; kafelere kiz kesmek icin giden abazan 4 turk erkegiydik. kiz olmayan mekanda ne isimiz var lan deyip de mekani da terk etmedik. akil olana bizim orda gecirecegimiz her bir dakika suratina carpilan bir tokat olmaliydi. bir sure sonra da f tipi masalardan kaldirilip insan muamelesi bekledik. tabi ki de cok sey bekliyorduk...

    varan 2 - biz tassak gecilecek gerizekali yaratiklariz:

    ayni gece lavabodaki bir konusma ile mekanda bilgi yarismasi oldugunu ogrendik. yarismaya biz de katildik. bu bizim ilk kafe pi bilgi yarismasi deneyimimizdi. yanlis ve sacma sapan sorulardan da siyrilip birinci olduk. sarisin bir abla bize shot ickiler getirdi ve hakkimiz olan hediye ceklerinin su an ellerinde bulunmadigini daha sonra ugrayip alabilecegimizi soyledi. aramizdan birinin ismini not alip gitti. facebook grubunda yarismanin sali gunu de oldugunu ogrendim. takip eden sali gunu yine ayni kafe pi'ye bu sefer baska bir arkadas grubumla gittik. sali gunlerini universite ogrencilerine ayirdiklarini soyleyip bizi sepetlemek istediler. ancak biz de 2 odtulu 1 hacettepeli bir de bogazicili master ograncileriydik. bu sefer "okulunuzdan kafe pi davetiyesi getirmeniz gerek" denildi. beynimden vurulmusa dondum. okuldan alinacak kafe pi yarismasina giris davetiyesi mi?!?!?!?!?

    hemen odtu rektorunu referans yollamasi icin yatagindan kaldirdik. konu kafe pi olunca akan sular durur 0nihsadaben dedi. kafe pi calisanlari 2 kurusluk beyinleri ile bizi ti'ye almaya calisiyordu. sucu onlarin isletmecilerine atmak isterdim ama bu bahaneyi onumuze sogukkanlilikla getirip pesinden alayci smiley atmalari maalesef kendilerinin 5 para etmez olduklarini ispatliyordu,

    varan 3 - biz yalanci orospu cocuklariyiz:

    rezaletlerini baslarina carpmadan sakin bir sekilde persembe gunu kazandigimiz hediye ceklerini almak istedigimizi soyledik. bu sefer de beni gosterip "seni tanidim, persembe birinci olmustunuz degil mi? ama cuma gunu gelip o ceki aldin sen." dedi, sakalim sari tarz yaparim oranin allahiyim amua korum bey. almadigimizi soyleyince, pumadan kontrol ettirip persembe gunu veririm dedi artiz.

    cunku biz orospu cocuguyuz. gecimimizi yalancilikla, iki kurusluk hediye cekleriyle kazaniyoruz. ancak isin icine 'hak' girince, miskin tavrimiz maalesef degisiyor. hakkimiz olan hediye cekini vermemek gururumuza atilmis bir tokatti. pesini birakmamak uzere ayrildik.

    varan 4 - biz yalanci orospu cocuklariyiz vol.2:

    persembe gunu yanimiza ne olur ne olmaz onlemi olarak kiz arkadaslarimizi da aldik. yine birinci olduk. bu sefer hediye cekimizi verdiler. resmimizi bile cektiler. ancak onceki hediye cekimizi sordugumuzda 'artiz' hemen kacti, sarisin abla ne oldugundan habersiz aval aval suratimiza bakti. konuyu anlatinca da her sey basa dondu. "siz onu aldiniz ki." "o zaman pumadan kontrol edelim daha sonra ugrayip alin."

    sonuc: her sali persembe oraya gidecek sekilde zamanimizi bosaltamadik. o gunden sonra ugrayamadik ama pesini birakmayacagiz. sonraki mazeretlerini, yeni yaftalarimizi ogrendikce entryi editlerim.

    rica: turk genclerinin ne kadar pasiflestirildiklerini, birbirlerinden koparildiklarini, butun havasi bulamadiklarini herkesten duyar oldum. eski nesiller bize umutlu gozlerle bakamaz oldular. bu basit bir protesto olabilir. ancak bu adamlara hadlerini bildirmek icin lutfen kendilerinin ne mal olduklarini gorelim. taksimdeki milyarlarca alternatif yerleri deneyelim.

    (bkz: bizi bize sikayet edin) hepiniz ayni kafadansiniz. dilimizde tuy bitti.

    edit1: iki konuda aciklama gerek,

    ilki adamlar nerden bilebilirlermis ki bizim iliski sahibi insanlar oldugumuzu?

    -- soyle ki orda bu durumu bilmek ya da bilmemek neyi degistirecektir? benim oradaki amacim seni neden rahatsiz ediyordur? kilik kiyafete gore adam sececekseniz kapiya kasli bir koruma da koyun. eline de verin telsizi. korkudan 30 metre yakinindan gecmeyiz, tobe.

    ikincisi de odtu irrelevantmis, reklammis:

    -- okuyunca hak verdim ama ben sinirden bir sey belirtmeyi unutmusum. ozurlerimle onu ekleyeyim, halen irrelevantsa soz silecegim reklamimi.

    fantastik davetiye cilginliginin sacma oldugunu belirtmek uzere ankaradan geldigimizi soyledik. orada davetiyeyi alabilecegimiz kisinin ismini sorduk. cevap daha da fantastik:

    - "hehehe, biz ankaradan musteri beklemiyoruz ki, siz yarismaya giremezsiniz."
  • ilk ve son gidişimde bir arkadaşımla dışarıda bomboş bir masaya oturup, bir elemanı tarafından burası dolu diye kaldırıldığımız, bu masanın iki arka sırasında başka bomboş bir masaya geçince aynı elemanın burası da dolu diye ikinci defa kaldırmaya geldiği, ismi olmasına rağmen müşteri ilişkilerinden bihaber insan müsveddelerinin müşteriyle muhattap edildiği mekan. masada ne rezervasyonla ilgili bir ibare var ne birşey. ya masaya bir rezervasyon ibaresi koydur, ya da adam gibi birilerini koy da adam gibi konuşsun, müşteriye bir açıklama yapsın, bir alternatif sunsun.

    afedersin ibnenin çocuğu sanki çırağan'da çalışıyor da burası öyle babanın yeri değil istediğin gibi oturup kalkamazsın havalarına giriyor. siktiriboktan taksim'in siktiriboktan bir yerinde millete yer gösteriyorsun lan, ne bu tavırlar, bi titre de kendine gel. sinirlendim bak yine.

    edit: unutmadan mevzubahis olay asmalımescit tarafındaki mekanda tezahür etmiştir.

    edit 2: imla.
  • ben zamanında bir süre bu mekanda çalışmış biri olarak, işletmenin müşteriye karşı sergilediği bir ton kıl tavırla karşılaştım.

    bir iki örnek yazacağım sonra ama öncelikle söylemek gerekir ki, mekanın içeri müşteri alma politikası sadece kafe pi'nin suçu değil, türkiye'deki çarpık düşüncelerin ürünüdür. bu mevzuda zincirleme hatalar:

    1) millet olarak kadın erkek ilişkisinin tabu olduğu bir ortamda yaşamak/yaşatılmak.
    2) genç kızların ya da kadınların gece eğlenmelerinin aileleri tarafından yasaklanması ya da kısıtlanması.
    3) dışarda eğlenen genç kızların ve kadınların da, aileleri olmayan kişiler tarafından, sırf o saatte dışarda oldukları için ayıplanması, cıkcıklanması.
    4) bunlara bağlı olarak gece dışarı çıkan kadınların az olması.
    5) kadınların o saatte dışarda olmasını tasvip etmeyip, aynı zamanda onları taciz eden erkek nüfusunun fazla olması.
    6) bir o kadar da işgüzar bir şekilde, o an mekanda gerginlik yaratarak savunmaya geçecek erkek nüfusun olması.
    7) sonuç olarak mekan içinde karşılıklı flörtleşme kültürünün oturmamış olması.
    8) buna bağlı olarak mekan içinde yapılan bir flörtleşmenin, can tehlikesi yaratacak olay yaratma ihtimalinin yüksek olması.
    9) bar güvenlik politikalarının buna çözüm olarak sadece erkek olduğu için insanları içeri almamayı seçmesi.
    10) güvenlik elemanlarının öküz ve eğlenmeye gelen kişiyi ayırt edip, buna göre hareket etmemesi.

    bunlar varken kafe pi'den böyle bir uygulamaya da şaşırmamak lazım. yine de kafe pi'nin iticileştiği reddedilemez.

    ben çalışırken olan bir iki örnek de şöyle olsun:

    --- spoiler ---

    - 15:00 gibi bir saatte teras(taksim kafe pi) bomboşken, eli yüzü düzgün iki elemanı, terastaki iki kişilik masaya aldım diye işletmeciden fırça yemem.
    "bunların ne işi var burada?"

    - cuma gecesi, kız arkadaşlarıyla masada oturan genç adama sırf müdür tarafından kıl olunduğundan, kıl bir tavırla sürekli ayağını diğer sandalyeye koymaması söylenmesi.

    - cumartesi gecesi, terasının çevresine gelen patlamış mısırcıdan mısar alan masaya müdür tarafından, bir çerez kabı götürmem istenmesi ve bunun da çerez olarak adisyona eklemem söylenmesi. yazmamıştım.

    --- spoiler ---

    böyle şeyleri gördükçe kıl olmuştum. bir de mekanda çalışıp kaşarlaşmış elemanların aynı pi dövmeleri yaptırmaları ve "cancişim" tavırları da öyle böyle değil.

    son olarak önemli bir not yazmak istedim. vicdani açıdan öyle hissettim. taksimdeki mekandan yiyecek sipariş etmemek daha bir hayırlı.
  • garsonları, sanki nasa uzay mühendisi de, sizde ortaokulda hocanızın verdiği fen bilgi ödevini için yardım istiyormuşunuz gibi davranan insan müsvetteleridir. teknosa bir bu iki anasını satıyım.

    ismi itibarı olan yüksek kredi çekebilecek yazarlara sesleniyorum. hem sokak kısmı hem de terası olan ve bol kokteyl çeşidi sunulacak bir mekan açın. bütün buranın müşterisini alırsınız. hatta tanıtımına yardımcı bile olurum.
  • insan gibi muamele görmek isteyenin asla ve asla gitmemesi gereken mekan. kuruşumu vermem kuruşumuuu..
  • aha benden de var bir vukuat: kız arkadaşımla yedik içtik hesabı istedik. kız arkadaş dediysek de 5 yıllık kız arkadaşım yani. para muhabbetinin aramızdan ayrılalı 6 sene oluyor.

    işte efendim o ödeyecekti hesabı. ben de o sırada tuvalete gittim. geri döndüm, daha hesap gelmemiş. sonra garsona hesap kaşgözü yaptım. adam getirdi hesabı, torbacı gibi hesabı gizledikçe gizliyor. elime verdi hesap kutusunu. ben de kız arkadaşıma uzattım. adam bombayı şaşkınlıkla (ama yavşak garson tribinde değil - yani ciddi ciddi) yapıştırdı:

    - bayan mı ödeyecek?

    (anan ödeyecek orospu çocuğu anan.)

    cevap gecikmedi ama yetmedi de:
    - evet ne oldu? nasıl yani?

    keşke az biraz terslenseydim ulan.
  • dünya kadar malın olcağına fındık kadar amın olsun demiş atalarımız bu mekan ile ilgili. gidecek arkadaşlara duyurulur...
  • bu mekan hakkinda simdiye kadar cok fazla kontrollu deneyler yaptim. 2 kiz 2 erkek gidince her masaya aliyor sizi. 3 erkek 1 kiz gidince bazi masalar bos olabiliyor. 4 erkek gidince hicbir masada yer olmadigini soyluyor. 4 erkek 1 kizi da kesinlikle almiyor. 1 kiz 1 erkek gidince masalarin bosluk durumuna gore alabiliyor. cok fazla kiz gidince kesin aliyor. buna gore sansinizi deneyin.
  • aya yorgi koyu gibi şahane bir koyda bulunduğundan, o garsonu 7 düvel önünde sikseler, müşteri sayılarında hiçbir zaman eksilme olmayacaktır.
    siz bırakın burdaki şovanist gençleri, biz bencil milletiz, hadi yarın gidiyoruz desen en başta küfür edenler gelir, bu topraklarda her konuda her zaman böyledir.
  • şimdi eskişehir şubesiyle ilgili iki üç anektod aktarayım sizlere. bahsedilen mekana toplamda 4 kere gittim. birincisi dükkanın piden önceki sahibi taps idi. devir sırasında "pi mekan açıyomuş lan bedava bira var bu gece" dediler gittik tapsin eski biraları vardı bi güzel içtik. ikincisi mekan açıldıktan sonra bok gibi işletildiği için hep boş olduğundan biraaz müşteri çekmek için birayı 2 lira yaptıkları geceydi onda da iyi içtik. bi gece jim beam partisi vardı bedava viski vardı ona gttik o da iyiydi. bi kere de üstte wikileaks tadındaki entrysiyle yardırmış olan modern zaman kölesi ev arkadaşım papelin dubstep partisi vardı ona gittik o kadar. şimdi ben kendimi eskişehirin bir neferi olarak görüyorum ve benim bir mekana gidiş alışkanlığım bu. o yüzden yarrak gibi mekan benim için pi. teşekkürler yakşamlar.

    he bi de pi diyince aklıma bişi daha geliyo yine çok yakın bi arkadaşım pi'nin istanbul şubelerinden birinde çalışıyorken yeni açılan bir şubeye transfer olmuş ve dekorasyonda kullanılması için getirilen pis taşları tuz ruhu ile temizlemekle görevlendirilmiş. artık günün sonunda patlama noktasına gelen arkadaşım biraz söylenmiş ve şefi tarafından "pi ruhu"nu anlamamakla suçlanıp azarlanmış. arkadaşımda sikerim pi ruhunu sabahtan beri ağzım yüzüm tuz ruhu oldu demiş ve çıkmış. her aklıma geldiğinde gülerim. neyse.

    pi ruhu da ne amk hakkaten ya. meyhanesiniz amk temelde.
hesabın var mı? giriş yap