• (bkz: kaballah)*.
  • doğru yazılışı bu şekilde olan, eski yahudi metinlerini (daha da spesifik olmak gerekirse: zohar) esas alan ve şu sıralar ünlüler dünyasını kasıp kavurmakta olan inanç sistemi. haham yehuda berg ve ailesi tarafından yürütülen kabbalah center'lar dünyanın 4 bir yanını sarmış durumda. madonna, demi moore ve mick jagger müritlerden sadece birkaçı. kabbalah'cılar sol bileklerine kırmızı ip takıp kem gözlerden korunuyorlar, şişe şişe kabbalah suyu içip yatmadan zohar okuyorlar. herhalde.
  • varoluşu açıklama orijinli bir öğreti. ancak günümüzde daha çok bir moda akımı olmaktadır, zira selebritiler kliplerinde sol bileklerindeki kırmızı yünü gözümüze gözümüze sokmaktadırlar.
  • (bkz: kabalah)
  • (bkz: cabal)
  • kabballah’a giriş

    kabballah sözcüğü literatür içerisinde karşınıza kabbala, cabala, qaballah, kabalalı gibi değişik biçimlerde çıkabilir. ünsüz harflerle yazılan ve okunurken ünlendirilen bir dil olan ibranice’de “kblh” harfleriyle yazılır. ibrani alfabesindeki sesler latin harflerine çevrilirken, bir harfin bazen birden fazla harfe, yani sese denk düştüğü olur. bundan dolayı kblh sözcüğünün de latin harfleriyle yazıldığında birden çok yazılış biçimi karşımıza çıkmaktadır. biz bu çalışmada sözcüğü geleneğe en uygun seslendiriliş biçimi olan kabballah olarak yazmayı uygun gördük.

    geleneğe bakacak olduğumuzda, kabballah adında bir kitap yoktur. kabballah, torah ın (tevrat, torah, töre, yasa, eş deyişle perıtatek, septaquinta—eski ahitin ilk beş kitabı) herkes tarafından anlaşılan düz anlamından başka, bir de içrek anlamının bulunduğu, bu anlamın semboller ve alegorilerde gizlendiği ve bua gizlerin inisiyasyonla girilen bir eğitim sonunda öğrenileceğinden hareket eden bir gelenektir. kitabın bu saklı anlatımını anlayıp yorumlamak olan kabballah, ibranice kblh harflerinden oluşur; vahiy olarak almak, kabul etmek anlamlarını taşır. aynı zamanda gelenek, sözel gelenek anlamında da kullanılan bu sözcük, tanrısal sözleri iletmek, ulaştırmak olarak da açıklanabilir. başka bir yorumu ise, mistik kişinin tanrı katında kabulünü içeren kabul ya da razı olma’dır.

    geleneğe göre, hz. musa tanrıdan yazılı yasayı, yani torah’ı (töreyi) aldığında, yazılı olmayan ancak nesilden nesile aynı şekilde aktarılacak olan sözlü yasayı da almıştır. torah’ın tanrısal olduğuna ve aynı şekilde içinde sözel bir geleneğin saklı bulunduğuna inanılır. böylelikle gizli anlamı ve tanrısal gücü kendi içinde saklı bulunan torah’ ın, bu herkese açık olmayan anlamını bildiğini iddia eden gizli bir sözel gelenek büyümüştür. kabballah, yahudi alimleri tarafından tüm halka açılamayacak ve yalnızca inisiye olmuş (öğretiye girmiş) olanlara verilerek devam edecek olan sözel mistik öğretiyi imlemek üzere kullanılmıştır. torah’ın tanrısallığına olan inançla, bu metni çalışan birine yaradılışın sırlarının açılacağına duyulan inanç kabballistik geleneğin kökünü oluşturur. zaman içerisinde bu sözel yasa, “kabballah”, sözel gelenek olarak kabul görmüştür. literatüre göre kabballah terimini mistik öğretiye ilk uygulayan kişi, 11. yüzyıl ıspanya’sında en büyük yahudi filozofu olarak kabul edilen ibn gabriol olmuştur; o günden bu yana bu terim tüm yahudi mistik uygulamaları için kullanılmıştır.

    bazı kabballistlere göre abraham’a (ibrahim peygamber), bazılarına göre ise adam’a (adem peygamber) dek uzanır. geleneğe göre, adam, kutsal kitabın (bible) düz okunmasıyla kimilerince anlaşıldığı gibi fiziksel bir cennet bahçesinde yaşayan sıradan bir insan değildir. aksine bizim fiziksel evrenimizin ötesinde bir boyuttaki bir varlıktır. özü, bu dünyaya gelmiş ve gelecek olan ruhların toplamından oluşur. kabballah’ın ilk kitabı adam’a raziel varlığı tarafından verilir. bu metin öyle derin öyle gizlidir ki, günümüz koşullarında bile sözcüklerle söylenemeyecek denli yüksek boyutta tinsel enerji barındırır. geleneğe göre, konuşulması halinde muazzam enerji kuvvetlerini ateşleyecek bir güç açığa çıkmaktadır. adam kitabından sözcükleri rastgele kullanmak, küçük bir çocuğun yüksek voltaj taşıyan kablolarla oynaması gibidir. geleneğe göre, kitap yaradılışın karbon kopyasıdır ve evrenin dna kodlarından söz eder.

    efsaneye göre ise, tanrı kabballah’ı bazı meleklerine öğretmiştir, onlar da yeryüzüne düşüşünden sonra sırasıyla adam’a öğretmişlerdir. daha sonra nuh’a, abraham’a ve musa’ya geçmiştir. musa, yetmişleri (kadınlardan ve erkeklerden oluşan çadırdaki 70 kişi), yetmişler de geleneğe uygun olarak başkalarını öğretiye almışlardır. david (davud) ve solomon’un da (süleyman) bunların arasında olduğu düşünülmektedir. sonunda sözel gelenek sonlanmış ve hikmet yazıya dökülmüştür.
    devamı: http://ismailhakkialtuntas.com/…llah-yahudi-gizemi/
  • yanlış anlamadıysam, kabbalah çalışmalarını ilerlettikçe en üst mertebede tanrı'nın gizli ismini öğreniyor, bu ismi kullanarak da kızıl denizi ortadan ikiye yarmak gibi normalde olanaksız şeyleri kolaylıkla gerçekleştirebiliyorsunuz. adeta tanrısallaşıyorsunuz.

    tabi o noktaya geldiğinizde kabbalistik anlamda saf ve temiz olmadığını bildiğiniz vücudunuzla kendinizi tanrının gizli ismini kullanmaya layık görmediğiniz için, tüm bilginize rağmen, becerilerinizi uygulamaya dökmekten kaçınıyorsunuz.
  • (bkz: kabala)
    (bkz: zohar)
    (bkz: naamah)
  • ka:ba ruh (soul/spirit) anlamına geliyor.
    kısaca allahın ruhu diye çevrilebilir.

    (bkz: atum)
hesabın var mı? giriş yap