• hayatımın ilk duruşmasına zamanın sirkeci adliyesi'nde girdim. hakime hanım kısa sarı saçlıydı. benim ilk duruşmam, davanın son duruşmasıydı. davayı kazandım ve hakime hanım bana ödenecek yasal vekalet ücretine üst sınırdan (tarifenin üç katı) hükmetti. daha sonra bunun yerleşik uygulama olmadığını, kendisinin benim ilk duruşmam olduğunu anlayıp, destek olmak açısından yaptığını öğrendim.

    yıllar sonra praetorium nedeniyle justinianus'la tanıştık. bir gün ev ziyaretine gidip eşi nurhan hanım'la karşılaştığımda tanıdık geldi, bir kaç sorudan sonra ilk duruşmamın hakimi olduğunu farkettim, o zamanki tavrını, desteğini saygıyla andığımı söyledim. güzel bir tesadüftü.

    başınız sağolsun üstat justinianus, huzur içinde uyuyun nurhan hanım, allah rahmet eylesin.
  • justinianus'un zihnimde yaşayan imgesi lost ekibindeki john locke'u andırmaktadır. evde, bilgisayarı başında üzerindeki terden ıslanmış toprak rengi tişört ile içtihat kitapları karıştırıp tahtadan araç gereçler oyuyor; biri kendisine birşey sorarsa gözlerini yavaşça ona çevirip gülümseyerek kısa, net ve bilgece cevaplar veriyor olabilir.

    not: ben henüz sezon 2- bölüm 1'in ortalarındayım ağabey. sonradan bu locke kalkar dünyanın en lağım insanına dönüşür, bambudan çenttiği nesneler ile fitne fücur çıkarır, kalplere vesvese verirse ondan mesul olamam. sezon 2, bölüm 1! daha hatch'e yeni düştüler...
  • *büyüdügüm zaman olmak istediğim insan.

    hayır sadece çok başarılı bir hukukçu olduğu için degil. (meslekdaşız demeye dilim varmıyor. bunun için kırk fırın ekmek yemem gerektiğinin farkındayım çünkü)

    ben justinianus'un yaşına geldiğimde onun kadar hayat dolu olmak istiyorum.
    ben justinianus'un yaşına geldiğimde bu kadar çok anı biriktirmiş olmak istiyorum.
    justinianus'un yaşına geldiğimde tıpkı onun yaptıgı gibi iki tane mükemmel çocuk yetiştirmiş olmak istiyorum.
    justinianus'un yaşına geldiğimde teknoloji ile hala barışık olmak istiyorum.
    onun yaşına geldiğimde gençlerle bu kadar iç içe olmak istiyorum.

    cok calısmam lazım coook
  • 2011 yılında henüz iühf 3. sınıf öğrencisiyken birden bire sözlükte yazılarını çok beğendiğimi fark ettiğim ve badilerim arasında entrylerini gördüğümde beni en çok heyecanlandıran yazar olan justinianus'u sözlükten araştırmış ve o zamanlar nick başlığı altına kendisiyle tanışmayı çok istediğimi belirten bir entry yazmıştım.

    ben bu entry'i yazdıktan belki bir iki gün sonra kendisinden bir mesaj geldi. ilk fırsatta tanışalım, sohbet edelim, diye. ve bir süre sonra yine sözlükten kendisini tanıyan birkaç yazarın daha katılımıyla düzenleyecekleri bir buluşmaya beni de davet etmişti.

    yanlış hatırlamıyorsam istiklal'deki mis sokakta buluşmuş saatlerce sohbet etmiş ve bana rakısından ikram etmişti. sen öğrencisin, diyerek hesap ödetmemişti. ben de okul bittiğinden beri öğrenci kardeşlerime hiçbir zaman hesap ödetmez oldum onun cümleleri ile. sahiden hayatta tanımaktan en çok mutlu olduğum birkaç kişiden biri olmuştu.

    geçenlerde yine sözlükte eşinin ve kendisinin aynı hastalıktan muzdarip olduğunu öğrenmiştim. uzun zaman sonra kendisine mesaj attığımda beni hatırlamış, en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını ve beraber tekrar sohbet edip rakı içmeyi dilediğimi söylemiş, iyi dileklerle karşılıklı mesajlaşmıştık.

    şimdi ise eşini kaybettiğini öğrendim. bir an ailemden birini kaybetmişim gibi kederlendim. allah rahmet eylesin. yakınlarının başı sağ olsun. çok üzgünüm. keşke şimdi elimizden bir şey gelse, ağzımızdan bir çift laf çıksa da teselli edebilecek olsa.

    allah akın amca'ya uzun ömürler versin. en kısa sürede sağlığına kavuşmasını diliyorum.
  • sunca yildir ne kadar kastirirsam kastirayim, praetor istatistiklerinde birinci olmama firsat tanimamis ustadimdir. sadece bir sureliginde bir istatistikte birinci gorundum ama sanirim yazilim hatasiydi.
  • hangi başlığa yazsa, o konuda bildiği ve aktarabileceği, aktarması gereken çok ciddi şeyler olduğunu gösteren, kültür ve bilgi küpü yazar. öyle ki, onun yazdığını okumadan girdiği entry'nin altına entry girmeye kalkan olursa*` : dombilidir taocudur ` çok büyük hata yapmış, kendisini küçük düşürmüş olur. hem yorumlarının akılcılığı ve hayati noktalara temas etmesi, hem de kullandığı inanılmaz akıcı ve aynı zamanda nazik uslup, hepimize örnek olmakta, benim kimi zaman mahcubiyetten yüzümü kızartmaktadır.
  • arkadaşlar justinianus bana mesaj yoluyla ulaşarak eşi ve kendisinin sağlığı hakkında bilgi verdi. kendisinden izin alarak gönderdiği mesajı sizlerle de paylaşıyorum;

    "merhaba,

    ilginize çok teşekkür ederim. eşimin kanser tedavisi başarılı geçti.ancak verilen ilaçlar bünyeyi zayıflattığı için 23 gün önce zatürre geçirdi ve üç hafta yoğun bakımda kaldı.şimdi durumu iyi.sanırım yakında taburcu olur.

    bana gelince ; benim tümör iyi huylu ve aorta çok yakın.bu nedenle küçültme için 3 seans kemoterapi aldım. % 40 oranında küçüldü. ameliyat olmam gerek.ancak aort damarından biraz daha uzaklaşması gerekiyormuş. bu sebeple radyoterapi ve 6 seans kemoterapi tavsiye edildi.bu tedavilere 1-2 gün içinde başlıyacağım.daha sonra ameliyat olacağım. biraz halsiz olmakla birlikte durumum iyi..."

    bir an önce sağlıklarına kavuşmaları dileğiyle.
  • şahsen tanışmadan da ağırlığını hissettirip hürmet ettiren, saygı duygusunu doğal olarak yanında getiren, son derece kaliteli ve birikimli şahsiyettir efendim kendileri. mesleki bilgisini paylaşmasının anlam ve önemi tartışılmaz fakat tecrübelerini anlattığı entryleri daha da değerlidir.

    tez zamanda, sözlükte detaya girmeden yazdığı anılarını kitap haline getirmeli, daha detaylı yazarak daha çok insanın bilgilenmesini sağlamalıdır. çünkü andre gidein dediği gibi anı yazmak ölümün elinden bir şey kurtarmaktır. hiçbirimizin hayatta her şeyi kendimiz tecrübe edecek vaktimiz ve imkanımız yoktur, demek ki tecrübe etmişlerden öğrenmek lazımdır.
  • ben sozlugu uzaktan uzaga ama hevesle izledigim siralarda henuz cocuk sayilirim. eksi sozluk'un nam saldigi gunler meshur ve muteber kullanicilari vardi. bugune kalabilen nadir sozluk jargonu kalintisi da o yazarlardan hatiradir. cogu birakti gitti, daha fazlasi yazdiklarini sildi atti; birikim gitti, anilar kaldi.

    henuz okur oldugum o yillarda ben boyle bazi kullanicilara hayranlik beslerdim. bunlar bir elin parmaklarini gecmez. ama yalnizca bir tanesine oyle uzaktan uzaga saygi duydugumu, kendimce giyabinda hurmet ettigimi soylemem lazim. cok yazmazdi ama bunun icin daha fazla yazmasina da gerek olmazdi. justinianus ta kendisidir.

    bassagligi, sabir ve saglik diler, ellerinden operim.
    en derin saygilarimla.
  • bir üstad, bir zaman arşivcisi. paylaştıklarını keyifle okuyoruz. buyrun benim pena kanalına davet edilmesi gereken bir şahsiyettir.
hesabın var mı? giriş yap