• 1969 doğumlu güney koreli yönetmen.

    memories of murder isimli filmi sebebi ile önünde saygıyla eğilmek icap etmektedir.

    an iti bariyle filmografisi şöyle oluyor:

    *** gwoemul (2006) (the host)
    *** salinui chueok (2003) (memories of murder)
    *** flandersui gae (2000) (barking dogs never bite)
  • uçan tekme mizahının yaratıcısı...
  • bu yaşında gelmiş geçmiş en büyük yönetmenlerden biridir. böyle bir atmosfer işçiliği olamaz.
  • ağlatırken güldüren, aynı zamanda korkutan, hemen arkasındansa neşelendiren ve tüm bunları yaparken de politik olabilmeyi başarmış bir filme* imza atmış kendisi. ayrıca memories of murder gibi bir filmi vardır ki seri katil mecrasında hollywood'daki düzinlerce türdaşlarına on basar. şimdi michel gondry ve leos carax'la beraber tokyo isimli bir üç yönetmenli film projesi var. gözlerden kaçmasın.
  • ilk önce gwoemul'ü izleyip 'oha ne güzel' dedikten sonra, merak edip de salinui chueok'u da izlemiş biri olarak; bu adamın çektiği/çekeceği bütün filmlere ilgi alaka ve sevgi göstermek gerektiğini düşünüyorum. bu kişinin sineması, tam bir klişe yıkıcı görevi üstleniyor. daha filmografisinde üç filmi olmasına rağmen, şimdiden pek çok hayranı olduğuna eminim.
  • (bkz: madeo)
  • insan yazılımındaki neden sonuç ilişkisine yönelik hatalı şemaları gerek politik, gerek bireysel ve insan-merkezci, gerekse toplumsal olarak benzersiz şekilde anlatan, özgün meddahlığıyla kendine hayran bırakan, eleştirel duruşunu arkasına sakladığı mizahı, dramı ve gerilimiyle sinemasının dinamiklerini oturtmuş koreli yönetmen. alternatif filmlerin bile kendi klişelerini yaratmakta olduğu bu sinemasal kalabalıkta hala farklı düşünebilen bir yönetmenlik ve senaryo dehasının var olduğu gerçeğiyle yüreklere su serpen sayılı yönetmenden biri. bireylerin pek çok dış etmen ile ezberlemiş olduğunun ayrımından uzaklaşarak doğruladığı fikirlerdeki, analist bakıştaki boşlukları mükemmel bir tutarlılıkla yakalıyor filmlerinde. bu alt metinleri de varoluşçu-realist bir tabanda şekillenen, tadı damakta kalan bir anlatıyla süslüyor. izleyicinin hikayeyi çok boyutlu görmesini sağlayacak bir açı çeşitliliği sunuyor. işlediği konuyu bilim kurgu alanının sınırlarına taşıdığında da bu gerçekçi, eleştirel, insan düşüncesinin evrimindeki aksaklıklara yönelik olma özelliğini kaybetmiyor; aksine bilim kurgu malzemesini bu özelliklere haiz anlatı kabına doldurarak beklentilere yön veren ve zihni uyuşturan sinema alışkanlıklarından uzak, her anı tam bir farkındalıkla yaşatan ve bu sebeple sarsıcılık özelliği kazanmış bir yapıt ortaya koyuyor.

    joon-ho bong'un filmografisinde dikkat çeken, birden fazla filmde kullandığı, artık neredeyse imza niteliği taşır hale gelmiş bazı karakter eylemleri, karakter özellikleri ve sahne biçimleri vardır:

    1- zihinsel engelli ya da akli fonksiyonlar açısından yetersiz karakter kullanımı:

    madeo: yoon do-joon(oğul karakteri)

    salinui chueok: cinayet sanığı olarak tutuklanan zihinsel engelli çocuk

    gwoemul: park gang-doo(mental olarak problemli ana karakterimiz)

    snowpiwecer: namgoong minsoo (bağımlısı olduğu maddeden ötürü duyarsızlaşmış karakter).

    2-uçan tekmeyle otomobil aynası kırmak:

    madeo: golf sahasının otoparkında jin-tae kırar.

    flandersui gae: hyeon-nam'ın arkadaşı sarhoş şekilde sokakta yürürlerken yapar.

    3-müzik eşliğinde, kuralsızca kendini kaptırarak dans edilen sahne

    flandersui gae: hyeon-nam'ın arkadaşının oyuncak dükkanında bira içtikten sonra dans ettiği sahne.

    madeo: filmin açılış ve final sahneleri.

    4-cinayet kurbanı kadın:

    madeo: hikayeyi oluşturan cinayetin maktulü kız öğrenci.

    salinui chueok: hikayede aranan katilin öldürdüğü kadınlar.

    5-beklenmedik komik tekme:

    gwoemul: park nam-il(alkolik amca), kalabalığın toplandığı spor salonunda yeğeninin ölümünden sorumlu tuttuğu abisini aniden tepikler.

    salinui chueok: agresif dedektifimiz bunu sürekli yapar. gerek sorgu esnasında, gerekse katil zanlısı aranırken. ana karakterimiz dedektif park doo-man ise dedektif seo tae-yoon ile ilk karşılaştığı sahnede onu katil zannederek bir uçan tekme atar.

    6-kareoke yapılan, alkol masası kurulan, konsomatrisli kiralanmış özel oda sahnesi:

    flandersui gae:yun-ju'nun profesör olmak için rüşvet vereceği dekan'ın içki masasına konuk olduğu sahne.

    madeo: anne karakterinin oğlu için tuttuğu avukatın onu çağırması üzerine gittiği içki masası sahnesi.
  • genelde avrupa ve amerikan sinemasını takip eden biri olarak çok büyük fanı olduğum yönetmendir kendisi. 4 filmde , bir üslup yaratmayı başarmıştır ve bunu çok fiyakalı bir şekilde yapmıştır. her filmini büyük bi heyecanla bekliycem.
  • insan yabanci bir dili cok iyi bilmesine ragmen boyle "high stakes" ortamlarda ana dilinde konusmayi daha konforlu bulabilir yanlis bir sey soylememek icin, hatta yaninda profesyonel cevirmen varsa bu daha mantikli. (hic olmazsa "cevirmen yanlis cevirmis" diyebilme imkani olusuyor pr acisindan ileride) buna bilip bilmeden milliyetcilik yapmak istemis olabilir demek biraz uzun atlamak oluyor.
  • hak ettigi oscar'i almis yonetmen. quentin tarantino, sam mendes, martin scorsese, todd philips gibi isimleri geride birakti. vay arkadas...
hesabın var mı? giriş yap