• blue adli sarkisinda tamamen ciplak sesi ve kucaginda gitariyla en samimi sarkilardan birine imzasini atmis, unlu olduktan sonra herseyi bi kenara birakip dagda bir kulubede elektriksiz ve konforsuz bir yil gecirip tum buldugu psikoloji kitaplarini yutmus, muthis besteci, soz yazari, ressam ve tam anlamiyla sanatci kisi.
  • "they said as a child i appeared a little weird with all my crazy ideas... but i knew what was happening; i knew i was a genious" diye devam eden "twisted" şarkısıyla hayranlık uyandıran kadın...
  • ben bayağı küçükken, annem ve babam evde benim şu an giydiğim tarzda giysilerle dolaşıp birbirlerinin sırtlarına falan atlarlarken ve hala üniversiteden kalma sorumsuzlukla ev içinde sigara içerler iken, hep joni mitchell dinlerlermiş. şimdi bebeklik videolarımı izlediğimde arkadan hep ince ince sesi geliyor. ben hatırlamıyorum, çok küçüktüm, yine de bir şekilde bilinçaltıma işlemiş olsa gerek ki şimdi ne zaman joni mitchell'ın naif sesini duysam evde hissediyorum. joni mitchell; kahve, sigara kokusu, düşüncesiz yaşlar, sorumluluktan uzak zamanlar, 10'da uyumanın normal olması, dizleri karına kadar çekip anlaşılamayan tanrı kavramıyla anlaşmalar yapmaya çalışmak, on üçüncü katın penceresinden uyuyakalana kadar dışarıyı izlemek, daha çok kahve ve daha çok kahve kokusu, kahkahalarışıklarsesler ve kalitesiz videolardan sahneler.

    pek güzeldir joni mitchell.

    şu an kendisine en çok benzetebileceğim modern sanatçı(lar) da au revoir simone olur herhalde, benzer bir hissiyat var anlam veremediğim bir şekilde.
  • jaco pastorius ile birlikte çalışmış bir müzisyen... aynı zamanda ressam, bilmeyenler için...
  • değeri hiç ama hiç bilinmemiş müzik dünyasının en kıymetlisi.
  • çok değerli, hoş, harikuladedir; hatta bi filmde* hanımefendinin biri, kocasının "i can't believe you still listen to joni mitchell. " lafına karşılık, eşine "i love her. and true love lasts a lifetime. joni mitchell taught your cold english wife how to feel.." cevabını vermiştir ve doğrudur da. lakin kimse kusura bakmasın ama bir daha pink floyd söylememesini rica ediyorum kendisinden. the wall live in berlin'de goodbye blue sky performansı, yorumu, her şeyi berbattır. güzelim şarkıya yakışmamıştır hiç o yorum.

    not: biliyorum 16 yıl geçti üzerinden ama, ukte inside..*
  • newport folk festival'de bir şey yapmış, öyle bir şey ki tüm videoları onlarca kez seyrediyorum. çok duygusalım şu an. both sides now sanki bir milyon kez daha güzel söylenmiş. seni dünya gözüyle henüz görememiş olmak beni çok üzüyor joni. seviyorum.
  • 60 lı yılların müzik dünyasına kattığı oldukça yetenekli bir müzisyendir. çok sayıda müzisyene ilham olmuş sayısız albüm ve bir çok müzisyenle yaptığı çalışmalara imza atan bu dahi kadın ayrıca harikulade bir ressamdır. kendi bestelerini en son herbie hancock un river albümünde dinleyebileceğiniz bu şahsın en iyi albümlerinden biri olan ladies of the canyon u dinleyerek harika bir müzik yolculuğuna başlanabilir.
  • rollingstone.com'un gelmiş geçmiş en iyi 100 sanatçı listesine 62. sıradan girmiştir ve jewel şöyle bir yazı kaleme almıştır;

    joni mitchell'ın ikonluğu starlığından daha büyüktür. mesela bob dylan ve keith richards o kadar ünlülerdir ki onlara hem yıldız hem ikon gözüyle bakabiliriz. ama joni'yi hala çoğu insan bilmez. zira yarattığı etki çok gösterişli değildi. ama o daha ziyade star dediğimiz insanlara ilham verdi.

    lisede bir arkadaşımın bana blue albümünden a case of you'yu çaldığını hatırlıyorum. şarkı sözlerini yazdığı üsluptan onun bir ressam olduğunu anlamıştım. o, kokuları ve sesleri betimleyebilme ve çok büyük duyguları çok az kelimelerle ifade edebilme yeteneklerine sahip. melodileri şekilsel. dizeleri yavaş ve fakat sarp platolar. joni'den öğrendiğim şeylerden biri: eğer hikayeni anlatabiliyorsan ve konuyu ilerletebiliyorsan, o zaman vakti gelince nakarata geri dönmek zorunda kalmazsın.

    onun yazdıkları gazeteciliğe daha yakındır: blue'da, başından geçen her şeyi, inişlerini ve çıkışlarını duyabilirsiniz. çok yalnız bir albümdür - "hiç arkadaşım yok" tarzında değil de daha ziyade her şeyden kopmuşsun ve dışarıdan seyretmeyi tercih ediyormuşsun hissiyatında. bu denli dürüst olmak çok büyük bir cesaret gerektirir, özellikle de bir kadın için. üstelik joni bu albümü her şeyin toz pembe gösterildiği bir dönemde yaptı - o dönemde güzel kızlar sadece güzel şeyler üzerine şarkılar söylerdi.

    joni'de bir asabiyet vardı ki o dönemler çoğu kadın böyle duygularını kendine saklardı. joni mitchell asla kadın oluşunu problem haline getirmedi. çok güçlü bir seksüelitesi vardı, ama sırf ciddiye alınmak uğruna bu tarafını gizleme ihtiyacını hissetmedi. ayrıca birçok şarkısı cinsellik üzerine olduğu halde cinselliği gereksiz yere vurgulamadı.

    onunla bir vanity fair fotograf çekiminde tanıştım. stevie wonder bizi birbirimizle tanıştırdı. benim elimi tuttu - sanırım bunu yapmasına ben sebep oldum - ve dedi ki "joni, seni jewel'la tanıştırmak isterim.". joni ile el sıkıştım ve yutkunmaya çalıştım. ona söyleyebilecek hiç bir şey bulamadım. üzerimdeki etkisi işte bu denli büyüktür. umarım bunu o da duyumsuyordur.

    kaynak: http://www.rollingstone.com/…joni-mitchell-20110420
  • a case of you adlı şarkısı tori amos tarafından en az orjinali kadar güzel yorumlanmıştır.
hesabın var mı? giriş yap