• yine bir gay ve beğenmekten kendimi alamıyorum umutsuz aşk bu değildir de nedir, o nasıl bir sestir? sahneye birden şarkı söyleyerek girince kontrolü yitiriyorum resmen. ne güzel unutmuştum yine bir kaç bölüm döndü glee'ye. rolling in the deep söylemek ama nasıl söylemek? broadway'de izlemek nasip olsun inşallah.
  • bir erkeğin gay olmasından üzüntü duyacağımı zannetmezdim. beni derin bir üzüntü içinde bırakan ipek sesli insandır kendisi. o nasıl bir sestir arkadaş, glee'den hiç ayrılmasın, her bölümde şarkı söylesin hiç susmasın dedirtiyor.
  • mindhunter'da görüp ilk dakikadan vurulduğum kişi. az önce de kara haberi aldım, gaymiş. iki resimlerde yükselecektik taşacaktık anında hevesimiz kursağımızda kaldı. ilgi alanında değiliz, rüyalarda bile buluşamayacağız anlaşılan diye bir düştük falan. işte dram budur.

    ağzımızın suyunu sildikten sonra oyunculuğu için konuşursak, ben kendisini ilk defa izledim. mindhunter dizisinde psikolojiye olan ilgisini ve yeteneğini, katillerle olan görüşmelerdeki işi itibariyle duyduğu ve saklayamadığı hayranlığını, mesleğine duyduğu heyecanı, o işindeki mükemmelliyetçiliğini, doğru bildiğini yapmadaki cesaretini her an her dakika konuşmadan da, bazen bir bakışıyla bazen sadece bir şaşırma haliyle inanılmaz müthiş yansıtmış. adeta bir neferi oluyorsunuz o dakikadan itibaren. sizin zihninizi de ekran başında daha görmeden ele geçiriyor. ne yapsa doğrudur, haklıdır, kesin bildi, en iyisi, ajan ford the best falan diye yükseliyorsunuz.

    zeki insanlar zaten bende apayrı bir afrodizyak etkisi yaratıyor. o yüzden mesela karakter dışında kendisinin görsellerine baktığımda etkilenme oranım aynı olmadı. ama ne zaman o takım içinde kendinden emin yürüyor. okey beybi, sen kalacak mısın bu gece gibi bir noktaya gidiyor. bir de her zaman şeye çok hayran olmuşumdur, hayatta bir şeylere ölümüne şevk duyabilen, istikrar tutturabilen, odağını kaybetmeden o şey için çabalayan ve kaçınılmaz başarıyı bu yolla elde eden insanlar. maalesef ben bu konuda çok kötüyüm. işte insan bir dizi izlerken bile tamamlanmak istiyor. o yüzden nerede olmak istediğim kişilikler var gider yapışırım.*

    hayran olduğum ve bir ömür cebimde her yere taşıyacağım karakterler listesinde yerini aldı. artık o da bir parçam hayırlı olsun.
  • glee'nin ikinci sezondaki son 3 bölümünde geri dönecektir. prom'a katılması bile söz konusu olabilirmiş.

    büdüt: ne biçim de söyledi rolling in the deep'i. jesse st. james'de ruh yok diyorduk ama şarkının ruhunu çok iyi yansıttı enstrüman olmadan. hello ve bohemian rhapsody'den sonra yine muhteşem bir performans oldu.
  • bu da mı gay be!
  • mindhunter dizisinin ilk sezonunda debbie ile olan ilişkisini izlerken adamın kızlarla tecrübesi olamamış erkek rolünü çok iyi oynadığını düşünmüştüm ve şimdi gay olduğunu öğrendim, demek ki rol keserken o kadar da zorlanmamış
  • gleedeki run joey run performansıyla beni kendisine hayran bırakmıs muzikal oyuncusu. yahu insan boyle harika bir sese sahip olup bir de boyle guzel bakabilir, boyle guzel sasırma-gulumseme arası bir mimikle cumle alemi kendisine hayran bırakabilir mi? ne olurdu sanki gay olmasaydın? hayır ne olabilirse? hayranınım seni kıvırcık kafalı beyaz suratlı muhtesem guluslu adam. su yasıma geldim hala nelerle ugrasıyorum ama aaa!

    http://www.youtube.com/watch?v=y3x7lhku6tu
  • gay olduğunu öğrenip sende mi be zuzu dediğim insan, neil patrick harris, sen daha kimler kimler... böhüüü...
  • "bu kadar güzel gülme allah'ın belası,bu arada mimiklerini yiyebilir miyim?" deme fırsatım olsa kendisine; nasıl ingilizceye çeviririm bilemem.
  • glee'deki hello coverıyla kalpleri paramparça etti...
hesabın var mı? giriş yap