• nedir john wick serisini diğer aksiyon filmlerinden ayrı kılan? senaryonun bu kadar klişe olmasına rağmen kendisine özgü fan tayfasını oluşturan sebepler nelerdir? seri neleri doğru yapıyor?

    1) john wick, konusu ve akışı gereği kendisine son derece uyan bir aktör bulmuştur. donuk ve azrail suratlı keanu reeves. matrix serisinden spora ve uzak doğu sanatlarına çok da uzak olmayan reeves, bu seride muazzam bir iş çıkarıyor. çoğu aksiyon serisinde başrol oyuncusu gerekli altyapısı olmadığı için çekimlere ve dolayısıyla biz seyirciye o aksiyonu veremez, geçiremez. örneğin resident evil serisinde o kadar çok cut vardır ki bir süre sonra başınız ağrımaya başlar. ortalama bir dövüş sahnesinde bile 100'e yakın cut görebilirsiniz. sürekli kesilen bu sahneler hemen sizin negatif bir yaklaşım oluşturmanıza sebep olur ki haklısınızdır da fakat wick serisinde keanu ve yönetmen uyumunu, kalitesini serinin her saniyesinde hissedersiniz. aksiyon sahnelerinde renk, ses mükemmelliği bir yana başrol oyuncuları kesinlikle o aksiyonu size yaşatır.

    2) müzikler. john wick serisi iki filmdir (hatta üçünsünün trailerı da dahil) gerek trailer gerekse de filmin içinde şahane bir ost kullanıyor. yer yer dubstep, yer yer deep house, yer yer de tekno ile harmanlanmış ve biraz da karanlık sosla bezenmiş bu ost albümleri kesinlikle ve kesinlikle filme vereceğiniz puanın bir adet daha yükselmesine vesile oluyor.

    3) filmin özlediğimiz ''saf'' aksiyonu bize hissettirmesi. son yıllarda artık gına getiren cgi, yeşil perdeler ya da yukarıda verdiğimiz cut sahnelerle yapılmış gibi olan ama leş gibi duran aksiyon filmlerinden sonra john wick aslında bize istediğimiz minimal şeyi veriyor. dünyanın yok olmasını thanos başka bir yerde yapsın ya da 467 araba hızlı ve öfkeli serisinde ardı ardına patlasın önemli değil. ben görsel efekti az ve içinde daha fazla insan emeğiyle (bilek) yapılmış bu sahneleri istiyorum.

    4) john wick evreninin kurumsal bir kuruluş içinde yaşaması. evet bu gerçekten insanda, seyircide güzel bir merak oluşturuyor. belirli bir alan içerisinde adam öldürememek, bunu yaptığında sonuçlarına katlanmak, assassin creed oyunu gibi üstüne başına bir şey alacağın zaman bunun belirli bir store/money düzeneği ile ilerlemesi bence filmi daha şık bir yere götürüyor ve seyirci de bu durumdan memmun.

    5) filmin kendisini zaten çok ciddiye almaması. john wick serisi size alt metinlerde imgeler eşliğinde bir şeyler sunan, hayatın sırrını vereceğini iddia eden bir film değil. arkadaşlar günde elinizde 4-5 saat salak uygulamalarla milletin ne içtiğine bakıyorsunuz, sevgilinizle tartışıyorsunuz, maddi problemleri düşünüyorsunuz ya da okul ile uğraşıyorsunuz. yahu günde 2 saat rehabilite olmak şu zamanda gerçekten zor iş. hiçbir şey düşünmeden saf bir aksiyon filmi izlemek bence küçümsenecek bir olay değil.

    john wick serisi kendi türünde en iyi işlerden (çoğuna göre en iyisi). ben de zamanında tarkovski, kubrick ya da scorsese izlerim, izledim ama kusura bakmayın sinemanın pop-corn temellerinin çoğunu yerine getiren bir seri olan john-wick serisini reddetmek fularcılık oynamaktan fazlası değil. her anlamda leziz bir seriye dönüşmüş bu filmin tüm ekibine selam olsun.
  • fragmanın sonunda iki tane köpek görülüyor. onlara da bir şey olursa bizi bile siker bu adam. zarar vermeyin artık şunlara.
  • 2. fragmanın "guns... lots of guns." cümlesinden sonrasını izlemedim.
    yok yok beğenmeyip yarıda çıkmadım.
    heyecandan bayılmışım.

    mr. anderson, welcome back. we missed you.
  • gereksiz uzatılmış film serisi değildir.
    keanu reeves ölene kadar seri sürmelidir.
  • john wick'in yeni aldığı ayakkabısına basarlar ve olaylar gelişir....

    edit: bu entryi ciddi zanneden düşük iqlulara selam olsun.
  • klişe, klişe diye eleştiren kişilerin mevzuyu çakmadığı film serisinin son halkası.

    canlarım benim bu serinin ilk filmi zaten trollük olsun diye yazılıyor. senaristler bugüne kadar yapılmış bütün "shoot em up" filmleriyle dalga geçmek maksadıyla yazıyorlar.

    dilimize çevirirsek "polat alemdar sendromu" diyebileceğimiz, ana karakterin psikopata bağlayarak herkesi tek başına vurduğu, 14 mermili tabancayla 80 kişinin öldürüldüğü, bol bol testosteron kokan, at avrat silah üçlüsünü oldukça barındıran, içi boş evde izlemelik filmleri ti'ye almak maksadıyla hazırlanmış bir senaryoydu ilk john wick filmi.

    yönetmeni, "biz de bu türü ti'ye alalım, bir yandan çıtır aksiyon filmi olsun, bir yandan da hafif bir kara mizahı olsun ama aynı zamanda biraz da estetik katalım." fikriyle bu işe başlıyor.

    filmin yönetmeni, keanu reeves'in matrix'te dublörlüğünü yapmış chad stahelski. adamın ilk mesleği "stunt double"

    zaten bütün filmin olayı da bahsettiğimiz "estetik" olayında. silahların mermisinin çatışmanın ortasında bitmesi, dövüş sahnelerinin göze hoş gelmesi, aynı zamanda ana karakterin de bol bol dayak yemesi filmi oldukça eğlenceli kılıyor.

    tüm bunlar bir de güzel müziklerle ve keanu reeves ile birleşince ilk film diğer benzerlerinin arasından sıyrıldı ve popüler kültürde çok güzel bir yer buldu.

    yani kimse size fragmanda "hayatın anlamını bulacaksınız." diye bir vaatte bulunmuyor, üstüne niye burada entel feridun gibi takılıyorsunuz bilmiyorum.
  • john wick'in kalemden sonra kitapla da adam öldürdüğünü göreceğimiz film.
  • fularlılar boşuna eleştirerek kendinizi yormayın oğlum biz bu filmi de zevkle izledik. devamı gelsin onu da izleyeceğim amk. beğenmeyen taken 3 izlesin.
  • got'dan avengers'dan sonra ilaç gibi gelen film.
  • john reyizin, kendisini merakla beklemeyenlerin ağzına heckler&koch ve glock 19’u aynı anda sokup evet geri döndüm diye patlaması olası, devam filmidir.

    niye ortalıkta polis görünmüyor, o kadar adam bir kişiyi nasıl öldüremiyor, beyazlara bulaşan kanı domestos çıkarmıyor mu diye bik bik edenlerin; zamanı durduran, geriye alan, elinde çekiçle 7.8 deprem üreten, beyin dalgalarıyla tüm insanlığı öldürme gücünü sahip marvel kahramanlarını normal kabul etmesi de ayrıca tartışılması gereken bir ruh hastalığıdır.

    not : 2002 yapımı equilibrium filminde, ateşli silahlarla icra edilen silah katası adlı dövüş sporundan esinlenme görmemde beni çok etkiledi bu seride, belirtmeden geçemezdim.
hesabın var mı? giriş yap