john wayne
-
-
-
1948 tarihli red river adlı filmdeki performansının ardından daha önce onunla çalışmış, hatta wayne efsanesinin oluşmasında katkısı bulunmuş olan john ford'un bu orospu çocuğunun rol yapabildiğini bilmiyordum övgüsüne mazhar olmuş aktör.
-
kendisine yöneltilen ''sayın wayne nasıl bu kadar karizmatik olabiliyorsunuz ?'' sorusuna sol gömlek cebinde ki kısa camel paketine baş parmağıyla vurup dudaklarıyla yakaladığı sigarayı yakarken ''soruyu tekrar alabilir miyim?'' diye soran karizma ve ego yumağı adamdır.
-
ben john wayne'in bir filmini hatirlarim western olmayan, kendisi profesyonel bir boksördür irlanda civarlarinda , şampiyondur, vurduğunu devirmektedir... bir güzel kiza aşik olur, onun peşinden onun yaşadiği köye gelir, bu işlerden el ayak çekmeye karar verir... fakat kizin abisi boş durmaz, devamlı bunu kavgaya kışkırtır, halbuki bilmemektedir ki john wayne aslinda altin kemer ince bele bir insan... fakat ulu john kavga etmek istemez, unfair bir avantqajı vardır çünkü, kendisi boksördür profesyonel... bu kavga etmediği için de abi bunu korkak addetmekte ve kizkardeşini bir korkağa vermemekte direnmektedir... sonunda kavga çikar, dayak atilir herkes rahatlar...
bluesman'den ögrendiğim kadariylada, filmin adi "the quite man (kadın satılmaz)"miş, ve john wayne, maureen o hara ile başrolu paylaşmış, john ford'un yönettiği bu güzide filmimizde... -
1969 yilindaki true grit filmiyle oscar almistir,bu oscardan once 138 filmde oynamistir,amerikan tarihine oscar kazanmadan en cok filmde oynayan aktor olarak gecer.
(bkz: gereksiz bilgiler) -
denir ki; filmlerinden bir tanesinin çekiminin yapıldığı yer,
nukleer silah denemesi yapılan yere çok yakındır
ki bunun için ekipteki herkes
yıllar sonra kanserden ölür.
john wayne gibi. -
western filmlerinin değişmez oyuncusu. vahşi batının hızlı kovboyu.
-
adını ilk kez duyduğumda beni hayalkırıklığı içinde bırakan aktör.
takvimler 1995 yılını göstermekteydi. ailenin tek evladı olan yalnız bir apartman çocuğuydum, ilkokulun zırvaları beynimi yemekteydi, daha da kötüsü ucuz amerikan aksiyon filmlerini beğenerek izleyebildiğim bir çağdaydım. evde yalnız başıma abuk subuk senaryolar yazar, izlediğim filmlere benzeyen aksiyon oyunları oynardım. başrolü daima kendime verip hayali arkadaşlara da yardımcı rolleri paylaştırırdım. kavga sahnelerinde bir yandan yumruk atıp bir yandan da ağzımla dırş dırş sesleri çıkardığım o efsanevi yıllardı.
kısacası; doksanlarda çocuk olup özel televizyonlardaki gerzek aksiyon filmlerine anlam yüklemiş pek çok insan gibi amerikan kültüründen etkilendiğim zamanlarımdaydım. oyunlarda kendime o izlediğim filmlerdeki gibi amerikan isimleri vermeyi de adet haline getirmiştim. en çok kullandığım isim ise john' du. fakat her insanın bir soyadı olmalıydı ve oyunuma gerçeklik katmam için bir de soyadı edinmem gerekiyordu. uzun uzun düşünüp taşındıktan sonra bruce wayne'in soyadını kendime yakıştırdım. nihayet oyunlarımda kullanabileceğim ismi bulmuştum; john wayne.
bu ismi o kadar benimsedim ki haftalar boyunca her oyunumda kullandım. artık kendi film sektörümün yıldızıydım ve adım john wayne'di. ben bulmuştum onu, bana aitti, benimdi, sadece benim. yıllar önce vitamin olduğum portakalın ağacı bile henüz yeşermemişken bir adamın western filmlerinde bu ismi kullandığını bilemezdim. hiç unutmam, babamdan hayallerimi yıkan şahsiyetin varlığını öğrendiğimde sadece şöyle bir tepki verebilmiştim:
- ama baba o isim çalıntı... -
leş herifin tekiydi. ama milliyetçi, sağcı olduğu için olsa gerek haddinden fazla sevildi, heykelini bile dikmişler. mükemmel westernlerde oynadı, mükemmel yönetmenlerle, oyuncularla çalıştı, herkese nasip olmayan bir filmografisi var. 170 filmde oynamış. durmadan üretmiş, sürekli filmlerde oynamış. true grit'le ilk ve tek oscar'ını kapmış. john ford'un favori oyuncusuydu, kaç filmde çalıştılar hatırlamıyorum. howard hawks'la da sıkça çalıştı. oynadığı filmleri izlemek keyifli. western dışında çok az filmde oynadı yamulmuyorsam. o yüzden sürekli kovboy rolünde görülürse şaşırmamak gerek. zira ona göre western, sanata diğer tüm türlerden daha fazla yakın.
ama neticede leş herifin tekiydi. onu izlerken karakterini hatırlamamaya çalışırım. ama herif dayanamayıp karakterine (karaktersizliğine) uygun rollerde de oynamayı ihmal etmemişti. komünizm düşmanı birisi olduğu için propaganda filmleri de yapmıştı. hatta fbi'ın leş başkanı hoover için "ona söyleyin, ben onun tarafındayım" demiş, stüdyoların ve fbi'ın sanatçıları kara listeye almalarını savunmuştu. evet, bu denli faşist, bu denli iğrenç herifin tekiydi. yıllarca çalıştığı arkadaşlarını kara listelere aldırtacak karaktersizlikteydi. imdb trivia'da gezmek müthiş.
bak kızılderililer için ne demiş: "ı don't feel we did wrong in taking this great country away from them, if that's what you're asking. our so-called stealing of this country from them was just a matter of survival. there were great numbers of people who needed new land, and the ındians were selfishly trying to keep it for themselves." bu zihniyetten başka cevap beklenmezdi zaten. komünizm için söyledikleri de zihnini ele veriyor: "communism is quite obviously still a threat. yes, they are human beings, with a right to their point of view." onlar da insan diyor, hahaha bunu demesen komünistleri uzaylı sanacağız. oyunculuğunu da gayet iyi özetlemiş bu arada: "ı don't act . . . ı react." hatta "ben bütün rollerimde john wayne'i oynarım" demiş ki tüm karakterlerini aynı şekilde oynamasının nedeni de bu, hep kendisini oynuyor zaten. ki bana göre en kötü oyunculuk da bu. 170 filmde 170 kez kendisini oynamış. klasik high noon'da şerif rozetine basıldığı için delirmiş: "high noon was the most un-american thing ı have ever seen in my whole life. the last thing in the picture is ol' coop [gary cooper] putting the united states marshal's badge under his foot and stepping on it. ı'll never regret having run [screenwriter carl foreman] out of this country."
cary grant'le ilgili şunu söylemiş: "my problem is that ı'm not a handsome man like cary grant, who will be handsome at 65. ı may be able to do a few more man-woman things before it's too late, but then what? ı never want to play silly old men chasing young girls, as some of the stars are doing. ı have to be a director - ı've waited all these years to be one. the alamo (1960) will tell what my future is."
dinleme skandalı patlak verince şunları söylemiş: "they're trying to crucify nixon [richard nixon], but when they're writing the history of this period, watergate will be no more than a footnote. believe me, ı have a high respect for the bulldogged way in which our president has been able to continue to administrate this government, in spite of the articulate liberal press - whose only purpose is to sell toilet paper and toyotas - and in spite of the ambitious politicians who would deny him the help and encouragement that a man needs to face the problems of this country. ı endorsed spiro agnew's attitudes, but ı knew nothing of his private affairs. ı was sadly disappointed to discover his feet of clay."
neyse uzatmayayım. mükemmel westernlerde oynamış, mükemmel sinemacılarla çalışmış, enfes filmografisi olan, leş karakterli birisiydi wayne. bu denli milliyetçi olunca heykelinin dikilmesine de şaşırmıyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap