• the pastures of heaven” (cennet çayırı) adlı öyküsünden bir alıntı:

    “besleme ve üreme gibi yalın ihtiyaçların dışında insanoğlunun en çok istediği şey ardında kendinden bir iz bırakmaktır; gerçekten yaşamış olduğunun bir belirtisi belki de. bu kanıtı insanoğlu ağaç gövdelerinin, taşların, başka insan yaşamlarının üstünde bırakır. bu köklü istek herkeste vardır. hela duvarlarına ayıp şeyler yazan oğlan çocuğundan tutun da kendi kişiliğini koca bir ırkın kafasının içine kazıyan buddha'ya kadar... yaşamak öylesine yalancı ki! bana kalırsa var olduğumuza hiçbirimiz pek inanamıyoruz; bu yüzden de her gittiğimiz yerde var olduğumuzu kanıtlamaya çalışıp duruyoruz...”
  • yusuf eradam 'dan öğrendiğime göre john steinbeck uzun öyküsü inci'nin elyazmasını kaybeder. üşenmez, öyküyü yeniden yazar, sonra da taşınırken ilk yazdığı halini bulur. eski ve yeni metinleri karsılastırdığında aralarında sadece yedi sözcük fark olduğunu görür. yani neredeyse aynısını yazmış öyküsünün. büyük adammış doğrusu..
  • "diktatör; aslında yönettiklerinden korkandır. halkının manevi duygularını sömürürler, en temel hak ve özgürlüklerle ilgili kısıtlama getirmeye çalışırlar, eleştiriye ve protestoya hiç tahammülleri yoktur. sonları hep hazin olmuştur; ya intihar etmişler, ya kaçmışlar ama sığınacak yer bulamamışlar ya da yargılanmış ve cezalandırılmışlardır."

    - john steinbeck -
  • "günahların hepsini bilseydim keşke, hepsini işlerdim."

    john steinbeck
  • oğlu tom'un yatılı okuldayken bir kıza aşık olduğunu mektupla yazması üzerine, oğluna yazdığı mektup şu şekildedir:

    sevgili thom,

    mektubunu bu sabah aldık. ben şimdi kendi görüşlerimi yazacağım sonra annen de kendininkileri.

    öncelikle- eğer aşıksan- bu güzel bir şey, hatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. kimsenin bunu küçümsemesine ya da hafife almasına izin verme.

    aşkın da çeşitleri vardır. kimisi bencil, doyumsuz, eogist bir aşıktır, aşkı yalnızca kendini yüceltmek için kullanır. bu çeşit, çirkin ve sakat bir aşk çeşididir. diğerinde ise, içindeki tüm güzellik dışına taşar- şefkat, nezaket, saygı… o kişinin kendine has ve değerli olduğunu kabul edersin. ilk aşk çeşidi seni hasta eder ve kendini küçük ve değersiz hissetmene sebep olur. ancak ikincisi içindeki gücü ortaya çıkarır ve seni cesur kılar, şu ana dek sahip olduğunu bile düşünmediğin bir bilgelik sunar sana.

    bunun çocuksu bir aşk olmadığını söylüyorsun. eğer bu kadar derin hisler besliyorsan, elbette çocukluk aşkı değildir bu.

    ancak tabii bana ne hissettiğini danışacağını sanmıyorum. sen herkesten daha iyi bilirsin. ben sana ancak şu konuda yardımcı olabilirim: ne yapman gerektiği.

    aşk için çok memnun ve minnettar olmalısın. eğer birini seviyorsan- hayır demende de hiçbir sakınca yok tabii ki- şunu hatırlamalısın ki bazı insanlar çok utangaç olabilirler. kızlar, erkeklerin ne hissetiğini kolayca anlayabilirler, ancak bunu duymak da isterler.

    bazen de hislerine karşılık alamayabilirsin- ancak bu, o hisleri daha az değerli ve güzel yapmaz.

    son olarak, neler hissettiğini biliyorum çünkü zamanında aynılarını ben de yaşadım ve senin de bu duyguyu tatmandan ötürü çok mutluyum.

    susan’la tanışmaktan memnuniyet duyarız. dilediği zaman bizi ziyarete gelebilir.

    kaybetmekten korkma. eğer doğruysa, gerçekleşir. önemli olan şey acele etmemektir. güzel olan hiçbir şey elden gitmez.

    sevgilerimle,

    baban

    kaynak: 14-02-2014, http://www.sabitfikir.com/
  • ''burada devrim olmaz, çünkü yoksullar sıradaki zenginin kendileri olduğunu düşünüyorlar”
  • aşık olan oğluna yazdığı mektuptaki muazzam çıkarımla kitleleri cesaretlendirmiş müthiş insanoğlu.

    've sakın kaybetmekten korkma. eğer doğruysa devam edecektir. acele etme yeter. iyi şeyler asla elden kaçmaz.'
  • fareler ve insanlar kitabi ile kapitalist sistemi elestiren, sendikaciligin gelismesine katkida bulunan; gazap uzumleri kitabi ile de amerika'daki gocmen sorununu masaya yatiran insanlik dostu yazar.
    bu sebepten pulitzer'e layik gorulmustur. nobel ise 30 sene gecikmeli gelmistir.

    kotu olan, steinbeck'in kitaplari ortaokulda cerez niyetine okutuluyor. o yastaki cocuk ne bilsin sinif kavgasini, umurunda mi amerikan'in sosyal mucadelesi...
  • ''dünyanın her yerinde herkesin yenileceği bir yer vardır. kimilerini yenilgi yıkar, kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.''

    john steinbeck
  • stanford üniversitesi'nde okuyabilmek için ırgatlık,duvarcılık,laborantlık,gazetecilik gibi işlerde çalışmıştır.ama sonradan üniversiteyi bırakmıştır.
hesabın var mı? giriş yap