• 'tanrı, bu ağaçlarla ilgilendi, kuraklık, hastalık, binlerce fırtına ve sellerden korudu. ama aptallardan koruyamadı...' sözünün sahibi.
  • 1838-1914 yılları arasında amerikada yaşamış iskoç asıllı göçmen. kendisini amerikada bayırların, kırların korunması, bu alanların idareli kullanılması konusunda yaptığı çalışmalarla hatırlanır. halk arasında "father of national park" olarak da bilinir.

    iskonçayının dunbar kasabasında dünyaya gelen muir onbir yaşında ailesiyle birlikte amerikada wisconsin farm a yerleşir. babası oğlunun herkezin okuduğu okulda okumasına izin vermez ve eğitimini evde özel hocalardan alır. bunun sebebi ise baba muir oğlunun dini görüşlerini korumak istemesi gösteriliyor. bu şekilde eğitimine devam eden muir evde, odunlardan, keresteden yonttugu tahlararla alet, edavat, makinemsi bişiler geliştirir. ve bir gün yaptığı işler bir fuarda sergilenir. sergilenen eserlerden etkilenip çocuktaki ışığı gören yetkililer resmi olarak düzenli eğitimi olmayan muir i üniversiteye alırlar (wisconsin üniversitesi), burada iki bucuk sene kadar okuyan john üniversiteden sıkılır ve okulu bırakır, bir fabrikada işe girer.

    fabrikada çalışan john bir kaza sonucu yaralanır ve gözünden problem yaşar. john göz sorununu halletse de kendi kendine bir karar alır, hayatının bundan sonrasını doğal güzelliklere adayacaktır. güneyden başlayıp meksika körfezine kadar sürecek bin
    millik bir yürüyüşe çıkan john, körfezden yosemite, california ya kadar gider.

    1868 yılında california ya varan john artık otuz yaşındadır. burada geçici olarak bir kaç işte çalışır (günlük işler, çobanlık falan ) tabi bu vesileyle dağ bayır dolaşan john buraları avcunun içi gibi bilir ve akabinde civarda rehberlikde yapmaya başlar. bu arada vahşi doğanın korunması için (asıl yosemite ve çevresi için) bir sosyal koruma amaçlı kampanya başlatır. 1880 yılında evlenen john çiftlik hayatına geri döner gibi olur. düzenli yerleşik yaşam biraz biraz john u çevrecilik olaylarından uzaklaşır .

    1889 yılında the century isimli derginin editörü değişimi tekrardan ateşler ve john yosemitenin ulusal park olarak ilan edilmesi ve amerikada ulusal park olayını destekleyici iki makale yazar. bu makaleler yosemite kampanyasını başlatır ve girişimleri olumlu sonuc verir. 1890 yılında yosemite nin ulusal park olduğu yasal olarak kabul edilir. hemen ardından üç park daha aynı kapsama girer. hükümetten de destek alan john çalışmalarına devam eder ve 1892 yılında sierra club adında kırların, bayırların korunmasını temel amaç edinen bir organizasyon kurar. o zamandan ölümüne kadar john muir bu işlere daha da bir bağlanmıştır, bu arada yazıları yayınlanmaya devam etmiştir. bunlardan bir kaçı:
    the mountains of california(1894),
    our national parks(1901),
    my first summer in sierra(1911),
    my boyhood and youth(1913).

    bugün amerika birleşik devletlerinde ulusal park kapsamında üçyüzelli den fazla park, nehir, sahil, korunaklı alan mevcuttur. her yıl ikiyüz elli milyondan fazla insan buraları ziyaret eder, sierra club ın üye sayısı 650 bin kadardır. bunların hepsi bu doğa tutkunu insanın taa o zaman ki gayretlerinin ürünüdür.

    wikide çok tonton bir resmide bulunmaktadır kendisinin.
    (bkz: http://en.wikipedia.org/…i/image:john_muir_cane.jpg)
  • “dolara çevrilebilen hiçbir şey ne kadar korunursa korunsun güvende değildir” diyen doğa tutkunu.
  • hayatımın en güzel anlarını sayesinde yaşıyorum, büyüksün usta!

    "in every walk with nature one receives far more than he seeks." - john muir

    http://pic.twitter.com/iwb2shhc
  • “climb the mountains and get their good tidings. nature's peace will flow into you as sunshine flows into trees. the winds will blow their own freshness into you, and the storms their energy, while cares will drop away from you like the leaves of autumn.”
    - john muir
  • kız kardeşine yazdığı bir mektupta kullandığı "mountains are calling, and i must go" sözü çok meşhurdur, sık sık alıntılanır. gafil avlanınca insanın tüylerini diken diken eder.
  • " hayal etmenin gucu bizi sonsuz yapar."

    john muir
  • gelmiş geçmiş en mühim insanlardan biri. öğretileri ilkokul kitaplarında, her ülkede okutulmalı.
  • “when we try to pick out anything by itself, we find it hitched to everything else in the universe.”

    “neyi kendi başına ayırıp incelemek istesek, onun evrendeki diğer her şeyle bağlantılı olduğunu görürüz.”
  • “i am losing precious days. i am degenerating into a machine for making money. i am learning nothing in this trivial world of men. i must break away and get out into the mountains to learn the news.”

    •••

    “güzelim günler yitip gidiyor. gün geçtikçe para kazanmaktan başka amacı olmayan zavallı bir makineye evriliyorum. insanoğlunun bu değersiz dünyasında hiçbir şey öğrendiğim yok. bir şeyler öğrenebilmek için her şeyi bırakıp dağlara gitmem gerek.”
hesabın var mı? giriş yap