• rengarenk kıyafetler süsler hep vitrinlerini. benetton mağazalarını anımsatır bana. sonbahar kıyafetleri özellikle tercih edilebilir.
  • kendisine bugün çoluğun çocuğun rızkını verdiğim markadır. o nasıl kumaşlar öyle. yani yıkandıkça kötüleşir mi bilmiyorum ama eğer gerçekten fiyatı kadar, şöyle en azından bi beş yıl giyilebilecek kalitedeyse kıyafetleri, anamın ak sütü gibi helal olsun. inanılmaz zevkli, kalıpların harika olduğu bi koleksiyon yapmışlar. türk markası olduğunu bilmiyordum buradan öğrendim. durmak yok yola devam o zaman. *
  • çoğu diğer giyim markası gibi önce izmir'de popüler olmuş, sonra diğer kentlerin gençleri tarafından fark edilmiş olan kot markası. izmir markasıdır, ikinci bir loft olma yolundadır. adını da amerikalı beyzbolcu jimmy key'den almış.
  • son zamanlardaki keşfim. bu sonbahar kış neredeyse tüm alışverişimi buradan yaptım ve tüm parçalardan da hayli memnun kaldım.

    müşteri deneyimi açısından da bence bir alkisi hak ediyorlar; öyle ki fermuarı bozulunca montun iç cebini parçalayıp açtıktan sonra mağazaya götürdüğümde * sorgusuz sualsiz değiştirdiler yenisiyle. başka marka olsa kullanıcı hatası der geçerdi büyük ihtimalle.

    kimlerle çalışıyorlarsa veya danışmanlık alıyorlarsa çok doğru yoldalar, tebrik ederim.
  • istanbul'da iett otobüsleri ile seyahat edenler bilir, şoför koltuğunun hemen arkasında bir reklam panosu vardır, küçükçe, 65x100 ebatında. o panonun yayın hakkını elinde bulunduran firma, panoda reklam yoksa oraya bir hikaye ya da anekdot yerleştirir, ondan sonra da işte burada bu fıkrayı günde bilmem kaç kişi okuyor, siz de reklam verin sizi de okusunlar diye teşvik ederler.

    işte ben o otobüsün içinde öyle düşünüyordum bir süre önce, hep o panoya bakıp acaba otobüsün içinde insanların ilgisini çekebilecek bir reklam ne olabilir diye. çünkü dikkat edenler bilir, otobüs ya da metro içindeki reklamlar hedef kitleye istenildiği gibi ulaşmıyor. hedef kitle illa ki taşıtın dışında kalan alandaki eylemleri daha çekici buluyor.

    bu jimmy key firması verdikleri reklam ile beni etkilediler. neden derseniz, elbetteki oradaki reklam sözde bir ilanı olarak geçiyor. ama öyle bir vermişler ki bu ilanı kesinlikle ciddi görünüyorlar girişimlerinde. ilanda elbette dikkat çeken maaşın aylık 10000 tl olması ve sizden herhangi bir deneyim istememeleri. türkiye'nin her yerinden ilkokuldan doktoraya kadar herhangi bir eğitim seviyesi ile bu işe başvurabilirsiniz.

    şaka filandır diyordum, meğerse gerçekmiş. yenibiriş sitesinde reklamını bile vermişler. isterseniz, bakıp şaşırabilirsiniz link patlayana kadar.

    `http://www.yenibiris.com/…17356.ilan?adlocid=784957`
  • elbiselerimin cogunu buradan aliyorum. zevkime hitap ediyor. oldukca da memnunum.
  • takılardaki kalitesizliği ve çözümsüzsüzlükleriyle beni madur etmiştir. 22.07.2023 tarihinde capacity mağazasından iki adet bileklik aldım toplam 170 tl’ye. almaz olaydım. kasadaki görevli ürünlerimi paket yaparken gerek olmadığını hemen takacağımı söyledim. hanımefendi takmam için yardımcı olurken bir tanesi kırıldı. aynısıyla değiştirebileceğim söylendi ve raftan yenisini aldım. ertesi gün gayet mutlu bir şekilde bilekliklerimi tekrar takmak istediğimde bu kez ikisi birden kırıldı. bu arada hiç zorlama hiç bir şey yok. gayet özenli davranmıştım. tabii ki hemen mağazaya gidip paramın iadesini istedim çünkü ürünler açıkça kusurlulardı. görevli hemen takılarda iade değişim yapamıyoruz yalnız dedi. bunun isteğe bağlı olmadığını ürünlerin kusurlu olduğunu söyledim. daya yetkili olduğunu düşündüğüm başka bir görevliyi çağırdı. gelen kişi de aynı cevabı verdi: hijyen nedeniyle takılarda değişim olmaması. tekrar ürünlerin kusurlu olduğunu, haklarımı bildiğimi, hijyen ürünü olsa dahi ayıplı bir mal olduğundan dolayı ücret iadesi almam gerektiğini söyledim. ayrıca mağazada takılarda değişim yapılmaz gibi bir ibare bulunmuyordu. elimizde aynı ürün varsa değiştirebiliriz yoksa bir şey yapamayız maalesef dediler. ben de buna hakları olmadığını, ürünlerin ayıplı olduğunu, yerine alacağım takıların da kırılabileceğini, çünkü kalitesiz olduklarını ayrıca ellerinde aynısı yoksa bir şey yapamıyoruz ne demek, tüketici hakları nerede diye sordum. müşteri hizmetleri numarasını istedim. kendileri de ismimi aldı müşteri hizmetlerine ileteceklerini söyledi tabi ben o kadar dil döktükten sonra. müşteri hizmetleri ise ayrı bir dünya. asla açılmıyor. dakikalarca bekliyorum; ya kapanıyor ya da please leave a message diyen robot çıkıyor. insanları keriz yerine koymak değil de nedir bu. düpedüz hırsızlık yaptıkları.

    özetle: kapısından geçmeyin. anında kırılan aşırı dandik takıları satıp sonrasında da hiç ama hiç bir şey yapmıyorlar. yani ayıplı mal satıp paranıza çöküyorlar.
  • worldcard puan kampanyasi ile varligindan haberdar oldugum ancak hicbir ürünü bana cekici gelmeyen, berbat tasarimlari olan marka.

    tek tük de olsa güzel kiyafetler bulmak mümkün fakat bunlar da asiri gereksiz pahali...

    bu tuhaf markanin sekilsiz, bicimsiz kiyafetlerine para bayilmaktansa gider pasa pasa zara (marka)’dan mango’dan alirim daha iyi.

    bir de carpici ve özgün bir marka ismi yok. mesela les benjamins gibi bir isme sahip degil. jimmy ne demek? key ne demek? güya amerikali beyzbolcu jimmy key’den esinlenmisler. iyi de bu bir spor markasi degil ki, beyzbolcu ne alaka? ya da ne bileyim beyzbolun temsil ettigi üst sinifa yönelik bir marka olsaydi hadi neyse derdik. bu da yok. zara - yargici karmasi bir sey yapmaya calismislar ama olmamis.
  • son sezon için çıkardığı katalogu oldukça ilginç bir dergimsi halinde tüketicilere sunmuş olan markadır. kapağında rockstar yazan ve müzik dinleyen güzel bir kızceğizin fotoğrafının bulunduğu bu katalog alıştıklarımızdan oldukça farklı. aslında jimmy key in moda ve yaşam kültürü dergisi olarak tanıtıyor kendini ve ekliyor "sadece ürünlerimizi janjanlı fotoğraflarla size sunmaktan öte birşeyler yapmamızın zamanı geldiğini hissettik..."
    genel yayın yönetmeni ise göze sencer.
    çok ilginç bir çalışma, şort kot bluz görücem diye elinize alıyorsunuz (onlarıda görüyorsunuz) ancak bir sürü yazı ile karşılaşıyorsunuz üstelik okunası yazılar, özellikle son birkaç on yılın değişim zinciri üzerine. ekşi sözlüğümüzden de bahsedilmekte dergide, ilgili yazı şöyle bitiyor "ekşi sözlük türkiye için en yenilikçi buluşlardan biri olarak kalacak herzaman"
    ekin sanaç ın 80 ler ve ortalığı terk etmiş bulunan glamrock hakkındaki yazısı ve kolajları dikkate değer görünüyor.

    son yıllarda alışveriş kültürü için keşfedilmiş en iyi şey diyebilirim, tabi indirim ve taksit kavramlarından sonra.

    hayırlı olsun, görürseniz ortalıklarda itina ile atlayınız..
  • "freedom of choise" slogani altinda oldukca ucuz kiyafet satan izmir markasi. bursa altiparmak'ta kar$ima cikmi$tir ve bir kez daha bana "ulan madem tuksun neden turkce bir ismin yok" dedirtmi$tir, slogani dahi ingilizce.. ogrendigim kadariyla da ithalat olayi falan da yoktur.
hesabın var mı? giriş yap