• milliyet.com.tr sitesinin hayvani bir sıçışla oyuncunun felç oluğu, karısı tarafından terk edildiği ve ölümü beklediği haberinden yayınladıktan sonra utanmadan aşağıdaki açıklamayı yayınlamıştır ilerleyen saatlerde:
    "fenerbahçe'de 1995-99 yılları arasında forma giyen danimarkalı jes högh'ün dün bir spor gazetesinde yayınlanan haberde "ölüm döşeğinde" olduğunun iddia edilmesi ve bazı internet sitelerinin hiçbir araştırma yapmadan haberi servis etmesi "trajikomik" bir gündem oluşturdu."

    `http://www.milliyet.com.tr/…010/1295042/default.htm`

    ulan bazı internet sitesi dediğiniz zaten sizsiniz, bu ne pişkinlik, hayvan gibi yalan haber yayınlayıp, sanki yayınlayan kendileri değilmiş gibi takılıyorlar.
  • uche'yle birlikte mükemmel bir uyum yakalayan högh, türkiye'de çok tuhaf olaylar yaşadı.

    - "savunma dediğin faul yapar, sarı kart görür" diyen kazma türk defans futbolcularına inat, tek bir sarı kart görmeden sezonu kapattı. "yumuşak högh'e rağmen, fenerbahçe gol yemiyor. bu işte bir iş var" dedi bir dinazor. pek anlam veremedi.

    - euro 96'da türkiye ile danimarka eşleşince, danimarka'ya o zamanlar için kapalı kutu olan türk futbolu hakkında bilgi verdiği için, belli bir kesim tarafından vatan haini ilan edildi. kendisini ifade etmeye çalıştı, üzüldü.

    - bugün hala "uche ve högh yeaa" diyerek özlemini ifade eden bir kitle yaratacak bir performans sergilemesine rağmen, fantezi olsun diye zaman zaman saffet akbaş'ın yedeği oldu. buna uche dahil kimse anlam veremedi.

    - gene fantezi olsun diye, hiçbir sol açık özelliği olmamasına rağmen, zaman zaman sol açık da değerlendirildi. tuncay şanlı olması beklendi ama olmadı tabii. beşiktaş'ın golcüsü ertuğrul sağlam'ı defansta görünce, anlam verir gibi oldu.

    - sonra fenerbahçe kendisini "kullanma tarihi geçmiş" diye değerlendirip, durduk yere kendisini satış listesine koydu, hatta kendisini göndermek için göztepe'yle anlaştı. artık alışmıştı, bu sefer şaşırmadı. o sene şampiyonlar liginde galatasaray'ı 5-0 yenen chelsea'ye transfer oldu.

    sonra da bu diyarlardan gitti ama hala onu unutmadık. unutmadığımızı da adama shaggy muamelesi yapıp, zırt pırt öldürerek, sakat bırakarak gösterdik.

    högh ise artık alışmıştı. haberleri pek ciddiye almayıp, "türkiye'de değişen hiçbir şey yok. 1 ay sonra fenerbahçe - galatasaray maçındayım" açıklamasını yaptı. 1 ay sonra da gelip, fenerbahçe maçını izleyip, sessiz sedasız gitti. "yabancı futbolcuların türkiye'ye uyum sağlaması" demek, böyle bir şey demek, herhalde.
  • beraber top koşturduğu yabancılardan uche kadar medyatik, okocha kadar sansasyonel, boliç kadar iş bitirici [mevki açısından] olmadığı içün çok fazla öne çıkamadı högh. ki zaten defans oyuncudusuydu, saha içinde de aynı dertten muzdarip olarak kaldı hep.

    iyi kesiciydi, kuzeyin soğukkanlılığının genlerinde olduğunu müthiş özgüvenli hareketlerinden çıkarımsamak mümkündü. kariyerine orta sahada başlamıştı aslında ama bir süre sonra ihtiyaçtan dolayı defansa çekildi. ve jübilesine kadar orada kaldı. ki bu onun danimarka milli formasını 57 kez giymesini de sağlayacak bir gelişmeydi.

    fenerbahçe'ye aalborg'dan geldiğinde, o dönem okocha'ya, uche'ye, atkinson'a fazlaca alışan taraftar yadırgadı ilk etapta. sahada sarışın, kuzeyden gelmiş birini görmek garip geldi. sadece taraftar değildi elbette mevzubahis hissiyat içerisindekiler, takımdan birinde de müthiş şaşkınlık vardı: hırçın kimliğiyle tanınan, bir televole'ye olsun, bir spor stüdyosu'na olsun esprili demeçler vermeyen; siyasi duruşunu çekinmeden dile getiren kemalettin'de. böylesine sakin bir adamla yan yana oynamak onda stv dizilerinde ibretlik olay yaşayıp imana gelen insan etkisi yaptı. dinginleşti bir süre, hakemlerle ve rakiplerle daha az konuşur oldu. ne vakit yakinen tanıdı högh'ü tekrar eski kemalettin'e döndü. kısa sürede attı üzerindeki durgunluğu. beklediğimiz de o idi zaten, şaşırmadık bu defa :/

    http://i46.tinypic.com/ony4i.gif

    defanstaki partneri uche manken çitiliyordu, högh maç bitince eve geçiyordu; uche kliplerde artizlik yapıyordu, högh çıkıp "artiz ne arar la sahada?" demiyordu, sineye çekiyordu. hakeza okocha.. olmadık hareketler peşindeydi, süperstar yaftasını takalı epey olmuştu ama rahatsız olmadı högh. boliç.. bir gün olsun çıkıp "o saç ne oğlum öyle lise çocuğu gibi, git efendi gibi kestir!" demedi ona, kırmadı bosnalıyı. uyumlu adamdı högh velhasıl. şeker gibi insandı.

    rüzgar gibi geçti. ama iz bıraktı. tanımak güzeldi.
  • 27 ocak 2007 de canal plus için yorumculuk yapmak için kaldığı otel odasında eşiyle telefonda konuşurken bir anda beyin damarlarında pıhtılaşmadan dolayı vücudunun sağ tarafı felç olmuş ve konuşma kabiliyetini kaybetmiş. geçtiğimiz yılda eşinden ayrılmış. ekstra bladat'ın 7 mayıs 2010 tarihinde yaptığı röportaj görüntüsünde konuşabildiğini ve golf oynayabildiğini görmekse çok güzel.

    zamanında fenerbahçelerin en sevdikleri oyunculardan biriydi. uche-högh ikilisi kafamıza yazılmıştır. ama 3,5 yıl önce başına çok ciddi bir şey gelmiş yeni öğreniyoruz. högh'e karşı çok büyük vefasızlık yapıldığını düşünüyorum.

    geç ama kendisine acil şifalar diliyorum.

    kaynak 1
    kaynak 2
  • ali sen kendisinden zes hök seklinde bahsederdi.. uche ile beraber zamanin en iyi savunmasini olusturmustu.. ikiside cok hizli oyuncular degildi fakat birbirlerinin aciklarini cok iyi kapatirlardi.. bunu ikisininde yetenekli ve tecrubeli olmalarina ve daha once brondby de uche ile beraber oynamis olduklari icin birbirlerine alisik olmalarina baglayabiliriz.. veya baglayamayiz..
  • fenerbahçe sonrası kariyerinde, danimarka'nın isviçre ile yaptığı bir milli maç sırasında "isviçreli türk" kubilay türkyılmaz'la münakaşa eden ve gerilimin artması sonucu türkçe küfürleşen futbolcu.
    hadi kubilay türkyılmaz'da türklük var, (söver de döver de) sana ne oluyor be adam? türklük bulaşıcı mıdır nedir?
  • facebook sayfasında şöyle bir yazı olan eski futbolcudur.

    jes høgh to all the fans of turkey: i'm feeling very good. there is some who say that i'm very ill...that 's not true. i'm feeling good ass ever. jes

    meali: basın götünden atmış gene.
  • (bkz: kademede hogh)
  • bir zamanlar zenci arkadaşı uche ile birlikte fenerbahçe defansının belkemiğini oluşturmuş tam adı jes hogh olan futbolcu. sonra chelsea'ye gitmişti şimdi nerede bilmiyorum. televoleler, bu ve bunun camilla adındaki esmer mavi gözlü sevgilisiyle çok ilgilenirdi.
  • sadece tandemde değil, ön liberodan sağ açığa kadar envai çeşit pozisyonda oynatılmışlığı vardır. tipik jokerdi yani. hatta efsanevi manchester united maçında da orta sahanın sağındaydı yamulmuyorsam. bir ara saffet-uche ikilisi savunmada iyi dikiş tutturunca lazaroni de högh'ü boş bulduğu her yere koymuştu yoksa parreira döneminde tandemden pek çıktığını hatırlamıyorum. sonradan chelsea'de de orta sahada epey bir maç oynamıştı. bunun en önemli nedeni de tekniğinin bir defans oyuncusu için oldukça üst düzeyde olmasıydı. günümüzde her takımın fellik fellik aradığı savunmadan top çıkaran stopere rahatlıkla örnek verilebilecek bir oyuncuydu.
hesabın var mı? giriş yap