• charles manson 1969'da roman polanski'nin evini basip öldürme emrini verdiğinde ve sekiz kisi telef olduğunda, kosinski new york jfk havaalaninda yanlis etiketlenmis bavuluyla ugrasmaktadir. yoksa o da davetlidir ayni aksam, arkadaslaridir hep öldürülenler. o gece kurtulmus, üstüne bir yirmi yil daha yasayip intihar etmistir. (teşekkürler vito genovese)
  • karanlıkta dolaşan yazar...

    unutulmaz anekdotları vardır:
    "ben de boga güreşi izlemiştim; bu bende cesur bir matadorla azgın bir boğa arasındaki bir tür erkeklik gösterisi izlenimi uyandırdı. zaten bir bakıma boğa bacakları arasında sallanan o koca kara organıyla bana hep bir erkeklik simgesi olarak gözükmüştür, matadoru da onu baştan çıkarmaya çalışan bir dişiye benzetirim. süslü püslü, oynak mı oynak bir dişi, onu kovarmış gibi yapıp onun tarafından becerilmeye can atar, sanki bekaret kanına, boğanın boynuzlarının deştiği karnının kanına batmış gibi kıpkızıl örtüsüyle erkeği tahrik eder, kışkırtır, her hamlede yanından sürünerek geçmesine izin verir aşifte. ancak boğa düştüğünde, dişisini kovalamaktan yorulup ayakları yere çakılı, baş eğik durduğunda, matador hor gördüğü aşığını cezalandırmak isteyen, terkedilmiş bir kadın gibi kılıcını kaldırır ve onu insanoğlunun en zayıf noktasına daldırır: erkek kalbine."
  • ölümü kitaplarindan daha ürpertici ve kudretli olan yazar; karisi ile tv izlerken banyoya gidip kafasina naylon torba gecirip baglayarak intihar etmistir.
  • bir sayfada kesilirken kaçan derisinin yarısı yüzülmüş tavşanın hareketlerini en ince ayrıntısına kadar anlatırken bir sayfa sonra ilkbahardan, çiçeklerden, kuşlardan falan bahsediyor.. bu bir insanın ensesinden tutup bir kaç defa yüzünü duvara vurduktan sonra ona bir demet gül vermeye benziyor..
  • vahşete ve kötülüğe serinkanlı bi bakış,acımasız bi gerçeklik ve rahatsız eden bi samimiyet.
    1933 yılında doğan rus asıllı yazar ,romanı "boyalı kuş" takine benzer bi çocukluk geçirmiştir. bel kide bu yüzden manyak.
  • " benim surdurmek zorunda oldugum hicbir aliskanligim yok. en sevdigim yemekler listesi diye bir seyim bile yok. benim icin baslica amac diger insanlara hayatin izin verdigi kadar yakin olmaktir. bundan baska hicbir sey beni pek heyecanlandirmaz " diyen, uretme yeteneginin insanlara yakin olamamaktan kaynaklandigina inanip insanlardan tamamen kopmak icin intihari sectigini dusundugum yazar.
  • "bir atasözü, gece bütün kedilerin kara olduğunu söyler. insanlar için doğru değildir bu. tersine, gündüz hep aynı işleri yapıp birbirine benzeyen insanlar, gece olunca tanınmazlar. gölgelerin sokaklarda kaydığı görülür, karanlıktan çıkıp sinek gibi, bir fenerden öbürüne zıplarlar. arada bir de durup şişeyi dikiverirler. kapıların girintisinde daracık etekli, göğsü açık kadınlar onları bekler. adamlar, sallanarak yaklaşırlar kadınlara, sonra birlikte karanlıklara gömülür, kaybolurlar. parktaki cılız ağaçların arasında kucaklaşan çiftlerin iniltisi gelir. boş evlerin yıkıntılarında karanlıkta sokağa çıkacak kadar çılgın kızların ırzına geçilir. lastikleri ıslık çalarak uzaklaşan bir cankurtaranın canavar düdüğü duyulur arada. bir meyhaneden alevler yükselir, camlar büyük bir şangırtıyla dökülür yere."
    (boyalı kuş'tan)
  • hayatimin bir donemi ruyalarimda gozlerimin metal bir kasikla oyuldugunu gormeme sebep olan yazarsal.
  • tüm kitaplari muhtesem. kor randevu ve seytan agaci resmen beynimi dagitti.
  • kendi hayat hikayesi bir roman olan, siddetin ve insanoglunun zayif ve asagilik yanlarinin birebir siirini yazabilme yetisine sahip harika adam. cocuklugunda nazi isgali altindaki polonyada bi takim feci olaylar sonucu sesini kaybetmis, daha sonra bir kayak kazasinda sesine tekrar kavusmus!! savas sonrasi kominist polonyadan binbir turlu hileyle amerikaya kacmis, harlemde bir zenci pezevenkin ozel soforlugunu yapmis, nasil olduysa amerikanin en zengin hatunlarindan biriyle evlenmis, sonra sayisiz harika roman yazmis, ben artik uretemiyorum dediginde de kafasina bi torba gecirip intahar etmis.
hesabın var mı? giriş yap