• attığı maç kazandıran üçlüğün nba.com'da son dakika haberi olarak duyurulması abartmakmış bokunu çıkarmakmış. olm ruh hastası mısınız yoksa gerizekalı mı? nba.com lan bu, neyi duyuracak son dakika olarak, aziz yıldırım'ın son açıklamalarını mı, esra ve ceyda ersoy kardeşlerin twitter'ı sarsan fotolarını mı? abartmaymış, sanki cnn yayını kesti amına koyim. bi siktirin gidin ya.
  • sanirim kendisiyle ilgili hala anlasilamayan bazi noktalar var. kimse bu adam icin steve nash chris paul olacak diye beklentisi yok. he ilerde ne olur bilinmez o ayri konu. adam draft edilmemis sirf kadrolar tamamlansin diye alinan adam olmus kolejde basketboldan burs alamamis sonra d- league'de takiliyor kimse yuz vermemis. golden state lockout biter bitmez daha idmana cikmadan adami serbest birakmis. houston rockets kadro 15'e tamamlansin diye adami almis sonra pivot alinca direk onu yine kadrodan cikarmis. new york zaten caresizlikten hem kadro dolsun diye eklemis adam 1 hafta once parlamasaydi mike james icin yine serbest birakilacakti. d'antoni kovulmaya ceyrek kala elde guard kalmayinca "napicaz oynasin bari sampiyon mu olacaz anasini satayim" mantalitesiyle mecbur kaliyo oynatmaya. adamin garanti kontrati bile yok. " takiminda bos yer olan var mi beyler" diye dolaniyor. ve yine kendi cevremden sagdan, soldan gorduklerimi de soylersek nasil hani turkiye'de okumus aileler, bilincli aileler cocuklarini okusun bir yere gelsin diye yirtiyorsa amerika'daki asyalilar da oyle. cocuklarini dogru durust spor etkinligine gonderen yok. nerde ineklik nerde ders varsa o yone zorluyorlar. jeremy lin ise birakin ben basketbol oynamak istiyorum diye tutturmus. ailesi de iyi madem diyerek ilk basta karsi olsalar da sonradan destek olmuslar.

    bununla ilgili kendisi de uzak dogu kokenli olan kevin ding'in cok guzel yazisi var ingilizceniz varsa okuyun pisman olmazsiniz.

    http://www.ocregister.com/…n-339740-jeremy-lin.html

    ve iste bu adam bi anda parliyor oyle parliyor ki atlanta'li, miami'li oyuncular kendi maclari biter bitmez kosup bu adami izliyorlar. ve az once muhabirlerden ogrendigimiz kadariyla lakers'li oyuncular da kendisini izlemisler heyecanla. bu adamin amaci da hall of fame olmak degil zaten bir takimda duzenli oynamak, kendini gelistirdikce gelistirmek adam hala geek ozelligini tasiyor daha mac bitmeden devre arasi roportajlarinda "simdi filme bakip nerde hata yaptigimi bulcam duzeltcem onlari ikinci yari" gibi cocukca, tam bir nerdy imajiyla gulduruyor. herkes bu hikayenin keyfini surerken ki elbet sonu gelecek "ama abartiyorlar ya, yok yeaa, hep ameriga'nin oyunlari bunlar" demek kusura bakmayin ama olaydan bi bok anlamadiginizi gosterir. uzgunum.
  • başıma bir şey gelmeyecekse ben bu nerd arkadaşımızı seviyorum. o kıçı başı dövmeli, küçük beyinli, gangsta pozlarındaki nba yıldızlarının karşısında efendi efendi takılıyor. sevdim ben bu keratayı. çok top kaybediyormuş. olsun lan yenisini alırız.

    (bkz: beslenir ki bu)
  • bu adamın çıkışıyla beraber "daha izleyemedim ama en kısa sürede izleyip yorumumu yapacağım" adamcıkları göze çarpmaya başladı, birkaç tanesine rastladım. hepsine birden sesleneyim:

    ne olur bir an önce izleyin, sizin üstün basketbol bilginize ve yorum kabiliyetinize sözlük ne kadar muhtaç bilemezsiniz. kıvranıyoruz burada, bize doğru yolu gösterecek kanaat önderlerini çölde vaha arayan bedevi gibi arıyoruz.

    jeremy lin de dallas maçından sonra "çok şükür takım olarak iyi bir hava yakaladık, ben de iyi oynuyorum sanıyorum ama emin değilim. ekşi sözlük'te daha beni izlemediği için kapsamlı yorum yapamayan basketbol uzmanları varmış. onlar yorumlarını yapmadan ligdeki geleceğim belli olmaz. o açıdan biraz tedirginim ama önümüzdeki maçlara bakıyorum. daha da iyi oynayarak sözlük ahalisine layık olduğumu ispatlayacağım." diyerek sözlüğe selam çakmış.

    ...

    şaka lan şaka, "sen izlesen ne izlemesen ne, düdük? kendini ne sanıyon?" demiş jeremy.
  • agir sacmalamis basketbolcu. dibe vurdum demeye getirmis ve aglamis.

    muzik endustrisinde one hit wonder diye bisi vardir. bi sarkiyla hit olursun bi daha da sesin solugun cikmaz. lin kardesim de linsanity ile hit oldu, sakatliklar, vs bi daha da o seviyeye gelemedi, dogru. dogru da o linsanity sana 65 milyon dolar (ki bu sadece kontrat geliri, isin ozellikle asya marketindeki reklam gelirlerine girmiyorum) getirdi mi? getirdi. oncesinde harvard universitesinden 3.1 gpa ile aldigin ekonomi (bak harvard ekonomi diyorum) diploman var mi? var. sadece cop dakikalarda oynayarak malone, barkley, ewing gibi oyunculara nasip olmayan nba sampiyonlugu kazandin mi? kazandin.

    eh yani yerin dibine vurmak 30 yasinda bankada 65 milyon$, harvard diplomasi, ve nba sampiyonlugu ise diyecek baska sozum yok.
  • değere binince zamanında kendisini sallamayan herkes, hakkında atıp tutmaya başlamıştır. hazırlık kampından sonra rockets'tan kesen gm daryl morey "valla böyle oyuncu olduğunu bilseydim bırakmazdım ne bileyim" şeklinde geri vitese takarken, raptors gm'i bryan colangelo da anthony carter karşılığında takas etmek üzere olduklarını söylemiş, "çalışmalarda aslında çok beğendiydik"e getirmiş. belki de en alakasız şekilde boksör floyd mayweather da muhabbette katılmış, twitter üzerinden lin hakkındaki tüm yaygaranın etnik kökeniyle ilgili olduğunu söylemiş, aynı işi yapan zenciler onun değerinin yarısını görmüyor demiş. %78'ini zencilerin oluşturduğu bir ligde, en büyük yıldızların siyah olduğu ve gayet de haklarının verildiği bir ligde hangi ırkçılıktan bahsettiğini anlamadım ama tabii ağzı olan konuşuyor.

    bugünlerde herkesin en çok çenesini yoran oyuncudur özetle.
  • tam 10 gün önce şu saatlerde yılların nba takipçilerince bile adı bilinmeyen -ya da anca adı bilinen- bir oyuncuyken bugünlerde new york knicks'i playoffta nerelere taşıyacağı, derhâl allstar seçilmesi gerektiği, gelecek yaz kaç 10 milyonlarca liralık kontrat imzalayacağı, carmelo anthony'nin kendisine uyum gösterip gösteremeyeceği (gösteremezse carmelo kaybeder sübliminal mesajları ile) falan tartışılan oyuncu. bugün marka değerinin kobe bryant'a yetiştiğini de okudum ya ooeeeehhhh artık diyorum sayın seyirciler..

    hele bir soluklanalım lütfen.

    fenomeni oluşturan unsurları herkes yazdı ben de tekrar edeyim:
    - şu son 10 günü ve 5 maçı modern zamanların gördüğümüz en tanıma uygun sinderella hikâyesidir. eyvallah, sempatik çocuk aynı zamanda, bi de takımdan kesilirim diye ev falan tutmamış, takım arkadaşının kanepesinde uyumuş falan filan..
    - lin'in kolej kariyerinin (ivy league, harvard, basketbol bursu bile almamış olması, bu cv'ye sahip bir oyuncunun en son taş devrinde* nba'de oynamış olması) profesyonel basketbol açısından yetersizliği bugün ortaya koydukları ile beraber değerlendirilince tavan beklentilerin bile üzerine çıktığı görülebilir (bkz: fevkaladenin fevki)
    - etnik kökeninin kolay kolay basketbolla ilişkilendirilmemesi hikâyeye başka bir boyut katıyor. (bkz: çekik gözlü nba oyuncuları)
    - full-time mesaiye başladığından beridir ortaya koyduğu istatistikler çok çarpıcı, ilk beş çıktığı ilk bilmem kaç maçta yakalanmış en yüksek değerler falan pek güzel..
    - benzer şekilde daha aktif nba deneyiminin çok başlarında ulaştığı 38 sayılık rekoru (hoş lakers'ın fantastik pg savunmasını da unutmayalım) şu anda ligde oynayan ortalama 500'er maça çıkmış oyuncuların belki %80’inin göremediği, göremeyeceği türden bir değer. son derece objektif olarak takdir ediyorum.
    - kendisi devreye girdiğinden beridir knicks 5 maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda. ve bu knicks camiasının sezon içinde sıfıra inen beklentilerine göre müthiş bir başarı, üstelik carmelo ve amaré'nin bir süredir oynamadığını da ekleyelim.
    ... unuttuğum varsa kusura bakılmasın.

    peki asıl soru işareti: bu hep böyle mi devam edecek?

    ilk izlenimlere dayanarak jeremy lin'in şu şekilde bir oyuncu olduğunu/olacağını düşünüyorum:
    nba'in ilk beş çıkan ortalama oyun kurucularından biri olur. nba standartlarında yetenek ortalama, şut iyi, savunma vasat, fizik zayıf, atletizm yetersiz, zekâ yüksek. salary cap değeri mid-level seviyesinin üzerinde olmamalı, yazıktır.
    yalnız şu da var; marka değerinin asya pazarı etkisiyle oyuncu değerinden görece olarak daha yüksek olması beklenebilir. sırf bu yüzden sponsorlardan iyi kazanır, hatta maaşına da yansır biraz..

    bu sezon özelinde ise 3 farklı sebepten bir iki hafta sonra fırtınanın durulması beklenmelidir:
    bir, uzun süreler aldığı/alacağı yoğun maç temposuna alışık olmayan vücudunun fiziksel reaksiyonu, a.k.a. çaylak duvarı;
    iki, rakip savunmaların kendisine artık daha fazla dikkat edecek olmaları;
    üç, sakatlıktan dönecek carmelo, amaré hatta baron davis gibi oyuncuların kendisinden rol çalacak olmaları. her maç 25 şut kullan(a)mayacak evet..

    sonuç olarak özünde iyiye benzeyen ama içinde bulunduğumuz süreç itibariyle overrated'ın kelime anlamı olan oyuncudur. kariyerinin şu aşaması ile flip murray'nin seneler evvel seattle ile yaptığı çıkışı hatırlatıyor, sportif başarı açısından gelecekte en kötü o çizgide olur. ama bence bir iki gömlek daha yukarıdan seyreder. hoş lin'in yukarıda da bahsettiğim new york ve asya pazarları faktörleriyle sunumu da hep gerçek başarısının birkaç gömlek üzerinden yapılacaktır, o da ayrı konu.

    velhâsıl lige yeniden hoş geldin sarı mamba, mülayim ama sempatik halk kahramanlarına ihtiyacımız var..
  • arkadas bildiginiz masal izliyoruz ya su an. yok sisirilmis, yok abartilmis. bir kere de gecin ya bunlari. bir kere de su amk gezegeninde imkansiz isler donsun. bir kere de sapka yerine fil densin.
  • adam asian level beyler.
    basketbolda başarılı olmaz ise dünya bankasında çalışmayı düşünüyomuş, alternatife bak amına koyim...
  • popüler olanı sevmeme triplerinden midir nedir bilmiyorum, baya baya tartışılıyor adam. manyak mısınız olum?

    adamın ilk beş çıktığı maçların ilk beşlerine bakmadınız herhalde. fields, bill walker, jared jeffries (ughh), ty chandler'la beraber parkeye çıktı çocuk. kenardan gelenler de steve novak ve iman shumpert. yani lin yerine toney douglas olsa 50 sayıyı belki atabilecek bir takım. 6 maçtır kazanıyorlar, inanılmaz istatistikler veriyor. e daha napsın?

    tamam çok top kaybı yapıyor. zaten yapmasaydı paul olacak lan herif. neyse biraz sakinleşip ne yaptığına bakalım. d'antoni'nin bu sene bir türlü beceremediği hücumu yapıyor bir kere. pick-n-roll oynamayı biliyor. pick gelmeyen bir hücum bile yok neredeyse. bu süper haber. her hücumda post-up yapmak zorunda kalmayacak amar'e demek. amare'nin dönüşü lin için kötü haber değil yani aslında. çoğu akşam asist hanesinde çift haneleri göreceğiz sanırım. melo biraz farklı tabi. adam spot-up shooter değil sonuçta. ama melo da biraz rahatlayacak, çünkü oynatan bir pg eksikliğinden dolayı melo'dan point-forward gibi oynamasını bekliyordu d'antoni. melo'nun o taraklarda hiç bezi yoktur tabi bildiğiniz üzere. yani sonuç olarak melo kendi şutunu bulmaya biraz daha odaklanacak. zaten melo da yaptığı açıklamalarda lin'in takımda olmasından epey mutlu olduğunu söylüyordu. top kullanacak şüphesiz ama oyunu kurma işini lin'e bırakmak zorunda gibi. melo'yla birlikte kötü oynarlarsa çatlak sesler çıkar zaten. ama melo'nun dönüşünü bu kadar kötü lanse etmemek lazım. sonuçta bill walker yerine melo oynayacak. kötüye gitme gibi bir durum pek mümkün değil yani. neyse, amar'e ve chandler pick-n-roll üzerinden daha çok sayı bulacak, fields-novak-shumpert gibi ceza kesiciler köşelerde bekliyor olacak. hücum nihayet kanser kıvamından kurtuldu yani. adam oynatıyor önce. bu önemli.

    top kaybına bir çözüm bulmak gerek. orası doğru. gerçi böyle oynatıp maç başı 6 top kaybı yapacak bir pg vereceğiz sana desek, d'antoni zıplardı yine de. ama basit top kayıpları yapıp transition yemelerini durdurması lazım. bunun dışında zaten yüzdeli şut atıyor, normalde attığından daha iyi üçlük atıyor. faul yüzdesini biraz yukarı çekmesi iyi olur. oyun zekası yerinde. rakamlar muhakkak düşecek ama 18-8 ayarında bir oyun kurucu işte, knicks'i bir seviye atlatır bu.

    tabi asya kökenli olması, cinderella, linsanity-linternational-lincredible vs vs lakaplar, koltuk olayı, new york medyası gibi sebeplerle daha fazla ön plana çıktı. bence bir sıkıntı yok. olmayan bir şeyi abartmıyorlar sonuçta. şimdi onun yerinde doğuş balbay olsaydı bu başlığa her gün 1000 tane entry girilirdi, tamamı övünç-gurur içerikli. fazla konuşulduğu bir gerçek ama amerikanların bu hikayelere bayıldığını söylemeye gerek yok.

    anlamadığım noktalar silsilesi: 1-çok atıyor doğru ama çok top kullanıyor: abi 5 şut atarak 30 sayı atmak mümkünse söyleyin de bilelim. kobe atınca reyiz, lin atınca balon. çok mantıklı. gören de yüzde 25'le şut atıyor zannedecek. napsın daha adam lan, iyi yüzdeyle atıyor işte, atacak adam da yok, jared jeffries mi kullansın topu? hey allam ya. 2-jeremy lin abartılmış balon bir basketbolcudur: sen hiç new york knicks maçı izlememişsin. 3-lin ne yeaa, sen bir rose izle de gözün gönlün açılsın: arkadaşım ben rose'un her gece ne yaptığını biliyorum zaten. kimse rose'la kıyaslamıyor lin'i. daha dur lan sakin. 4-bunların hepsi kurgu, calderon atsın diye savunma yapmadı, bize komplo kurdular: profesyonel yardım öneriyorum. 5-fantasy'de lin'i kaçırmışım abi, çok pişmanım: üzüldüm. ben kaptım, memnunum.

    şimdilik bu kadar diyorum. son tavsiye, keyfini çıkarın.
hesabın var mı? giriş yap