89 entry daha
  • tam 10 gün önce şu saatlerde yılların nba takipçilerince bile adı bilinmeyen -ya da anca adı bilinen- bir oyuncuyken bugünlerde new york knicks'i playoffta nerelere taşıyacağı, derhâl allstar seçilmesi gerektiği, gelecek yaz kaç 10 milyonlarca liralık kontrat imzalayacağı, carmelo anthony'nin kendisine uyum gösterip gösteremeyeceği (gösteremezse carmelo kaybeder sübliminal mesajları ile) falan tartışılan oyuncu. bugün marka değerinin kobe bryant'a yetiştiğini de okudum ya ooeeeehhhh artık diyorum sayın seyirciler..

    hele bir soluklanalım lütfen.

    fenomeni oluşturan unsurları herkes yazdı ben de tekrar edeyim:
    - şu son 10 günü ve 5 maçı modern zamanların gördüğümüz en tanıma uygun sinderella hikâyesidir. eyvallah, sempatik çocuk aynı zamanda, bi de takımdan kesilirim diye ev falan tutmamış, takım arkadaşının kanepesinde uyumuş falan filan..
    - lin'in kolej kariyerinin (ivy league, harvard, basketbol bursu bile almamış olması, bu cv'ye sahip bir oyuncunun en son taş devrinde* nba'de oynamış olması) profesyonel basketbol açısından yetersizliği bugün ortaya koydukları ile beraber değerlendirilince tavan beklentilerin bile üzerine çıktığı görülebilir (bkz: fevkaladenin fevki)
    - etnik kökeninin kolay kolay basketbolla ilişkilendirilmemesi hikâyeye başka bir boyut katıyor. (bkz: çekik gözlü nba oyuncuları)
    - full-time mesaiye başladığından beridir ortaya koyduğu istatistikler çok çarpıcı, ilk beş çıktığı ilk bilmem kaç maçta yakalanmış en yüksek değerler falan pek güzel..
    - benzer şekilde daha aktif nba deneyiminin çok başlarında ulaştığı 38 sayılık rekoru (hoş lakers'ın fantastik pg savunmasını da unutmayalım) şu anda ligde oynayan ortalama 500'er maça çıkmış oyuncuların belki %80’inin göremediği, göremeyeceği türden bir değer. son derece objektif olarak takdir ediyorum.
    - kendisi devreye girdiğinden beridir knicks 5 maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda. ve bu knicks camiasının sezon içinde sıfıra inen beklentilerine göre müthiş bir başarı, üstelik carmelo ve amaré'nin bir süredir oynamadığını da ekleyelim.
    ... unuttuğum varsa kusura bakılmasın.

    peki asıl soru işareti: bu hep böyle mi devam edecek?

    ilk izlenimlere dayanarak jeremy lin'in şu şekilde bir oyuncu olduğunu/olacağını düşünüyorum:
    nba'in ilk beş çıkan ortalama oyun kurucularından biri olur. nba standartlarında yetenek ortalama, şut iyi, savunma vasat, fizik zayıf, atletizm yetersiz, zekâ yüksek. salary cap değeri mid-level seviyesinin üzerinde olmamalı, yazıktır.
    yalnız şu da var; marka değerinin asya pazarı etkisiyle oyuncu değerinden görece olarak daha yüksek olması beklenebilir. sırf bu yüzden sponsorlardan iyi kazanır, hatta maaşına da yansır biraz..

    bu sezon özelinde ise 3 farklı sebepten bir iki hafta sonra fırtınanın durulması beklenmelidir:
    bir, uzun süreler aldığı/alacağı yoğun maç temposuna alışık olmayan vücudunun fiziksel reaksiyonu, a.k.a. çaylak duvarı;
    iki, rakip savunmaların kendisine artık daha fazla dikkat edecek olmaları;
    üç, sakatlıktan dönecek carmelo, amaré hatta baron davis gibi oyuncuların kendisinden rol çalacak olmaları. her maç 25 şut kullan(a)mayacak evet..

    sonuç olarak özünde iyiye benzeyen ama içinde bulunduğumuz süreç itibariyle overrated'ın kelime anlamı olan oyuncudur. kariyerinin şu aşaması ile flip murray'nin seneler evvel seattle ile yaptığı çıkışı hatırlatıyor, sportif başarı açısından gelecekte en kötü o çizgide olur. ama bence bir iki gömlek daha yukarıdan seyreder. hoş lin'in yukarıda da bahsettiğim new york ve asya pazarları faktörleriyle sunumu da hep gerçek başarısının birkaç gömlek üzerinden yapılacaktır, o da ayrı konu.

    velhâsıl lige yeniden hoş geldin sarı mamba, mülayim ama sempatik halk kahramanlarına ihtiyacımız var..
265 entry daha
hesabın var mı? giriş yap