• en kötü çeşidi karnın aç olduğu halde ağzından içeri yiyecek sokamamaktır. gerçekten insana acı veren bir durumdur bu. iştahsızlık çekmemiş biri iştahla sevdiği bir yemeği yemenin ne büyük bir mutluluk ne büyük bir keyif olduğunu anlayamaz.
  • açlık hissetmeme halinden farklı olarakdünyadaki tüm yemeklerin birbirine benzediği ve çok sıkıcı olduklarını hissetme halidir.
    daha da kötüsü biryerlerde bir yemek var, canım onu istiyor ama nasıl bir yemek bilmiyorum gibi garip hezeyenlarla seyreder.
    uykusuzluğun çift yumurta ikizidir.
  • aç olup yiyememek büyük işkencedir.açsın,yemekler karşında ama bir ısırık aldığında önce ağzında 1 saat çiğniyorsun,sonra bir sıvı yardımıyla boğazına doğru itekliyorsun o lokmayı,orda bi düğümleniyor o.işte o sırada 2 şansın var; ya duygularına yenilip kusacaksın, ya da mantığının sesini dinleyip son bir hamleyle lokmayı boğazından midene iteceksin.hala açtır kişi ama bu süreci bir daha yaşamak istemez.açlığa baş dönmesi,halsizlik,ruh sıkıntısı,duygularda hassasiyet,ağlama ve kendine acıma hissi de eşlik eder.yani şişmanların hayal ettiği gibi değil aslında olay;zayıf ama mutsuz olmaktansa şişman ve mutlu olmak daha bi tercih edilesidir.
  • ağır mutsuzluk-depresyon belirtisi de olabilir.
  • kimilerinde aşık olunca da meydana çıkabilen rahatsızlık..
  • bir tutam ot ile kasari erimis nefis bir lazanya karsisinda ayni heyecani hissetme durumudur. yemeklere karsı istahsizlik genellikle hayata karsı bir istahsizlik ve heyecansizliga donusuyor ki bu kilo kaybindan daha urkutucu.
  • hayatın çoğunda size eşlik etmesi oldukça can sıkabilen bi merettir. sıcakta, soğukta, heyecanda, sıkıntıda her durumda iştah kaçar. yemek yemek görev haline gelir, artık sofraya oturmak istemez olursunuz. iştahla ve zevkle yemek yiyenlere hep imrenerek bakar, şu öğünlerin hapını çıkarsalarda yutup kurtulsam diye bile düşünürsünüz. fazla iştahlı olup kendini frenlemeye çalışmak kadar kötüdür.
  • baş ağrısıyla birlikte acıkmış olduğunu farketme halidir. markete gidildiğinde "canım ne istiyor" değil, "eğer isteseydi ne istiyor olurdu" sorusu sorularak alış veriş yapılmasına neden olan durumdur. oldukça can sıkıcıdır. çünkü kişi zaten yememe halinden, canının hiçbirşey istememesinden sıkılmıştır. bir de etrafındakiler sürekli ona "kahvaltı yaptın mı?", "ne yedin ki?" gibi tetikleyici sualler yöneltirler. gün boyunca hiçbirşey yemeyip halen de yeme ihtiyacı hissetmemeyle birlikte bir doktora görünülmesi artık şart olur.
  • genellikle kişinin halet-i ruhiyesiyle* doğru orantılıdır.kendini kötü hisseden,canı hiç bir şey yapmak istemeyen,keyifsiz,kırgın bir bünyenin iştahla nutella kaşıklamasını beklemek gülünçtür.sabahları bir bardak süt ve akşamları bir kase sebze çorbası içerek hayatını devam ettirir.aslında bu bilinçaltında kendi kendine verdiği bir cezadır.zaten zayıf biriyse 1-2 hafta içinde ortalarda iskeletten hallice bir biçimde dolaşmaya başlar.
  • yemek yemeyi seven, yemegi bir zevk meselesi haline getirmis bunye de gorulmesi cok ilginc bir durum. ac oldugunu hissetmemek, ac olsan bile yemek yediginde 1-2 lokmada doymaktır. sanki mideniz kapılarını kapatmıstır ve agzınızdan birsey sokmak istemezsiniz. uzun aradan sonra, yorgun bir aksam ictiginiz birayı bile bitiremezsiniz. insanın hayattan elini cekme, yokmus gibi davranma isteginin bir asaması gibidir: bedeni kendi icine cekmek, dıs dunyayla olan baglantısını koparmak.
hesabın var mı? giriş yap