• kini galatasaray'a değil, insan ırkınadır.
  • genclerbirligi takımında oynarken bir be$ikta$ macında pascal nouma'nın suratına anlamsız bakıp güldü ve pascal nouma'nın '' if you smile one more time, i will fuck your face '' demesi ile taca cıktı. tedavi falan zor toparladı sonra kendisini.
  • ilginç savunma oyuncusu. evet ismail güldürüyor, ağlatıyor hatta düşündürüyor. malumunuz bir ara türk futbolunun bel bağladığı genç isimlerden biriydi ismail. gençlerbirliği'nde algı eşiğimize girmesini hiç şaşırmamıştık. istanbul'a geldiğinde onu arada gördük sahada, genelde evinde oturmuştu sakatlığa müteakip. tekrar ankara'ya dönmüş ve özlediği yeşil sahalara ayak basmıştı.
    pazar günkü maçtan beri düşündürüyor ismail beni. sahada yaptıklarına takılan neden acaba çok fazla isim yok. hıncal uluç'un az bile söylediğine inanırken, bu sabah hürriyet gazetesini açtım, bir de ne göreyim haftanın karmasına seçilmiş. el insaf diyip yazmak zorunda hissettim kendimi.
    sahada neler yaptı dikkat ettiniz mi, arkadan tekme attı bir zamanların torinolusuna, yetmedi bir sonraki poziyonda gırtlağına sarıldı. belli ki özlemişti hakan abisini lakin ayı gibi gösteriyordu sevgisini, boğarak. hemen bu pozisyondan sonra cihan'ın meşhur elleme sahnesinin geldiğini, poziyonunda nerede olduğundan bağımsız serbest vuruşla cezalandırıldığını hatırlatayım. iddia ediyorum o boğma hareketinden sonra top penaltı noktası üzerinde olsa, top ele gidecekti, el topa değil.
    ismail, bundan sonra da galatasaraylıları ağlatmaya devam etti. tatlı sert futbola ben de sevgi gösteririm de, bunun neresinde tat vardı bilemiyorum. hakan'ı okşamaya devam etti, ardından necati'ye bir boyunduruk attı. yaptığı boyunduruk hıncal bey'e göre "güreşte bile faul" ya neyse. hakem efendi ne yaptı peki? vallahi pek bir şey yapmadı da, ben pozisyonları gördüğünden emin gibiyim. en azından ilkini gördü, aksi takdirde cihan'ın poziyonunda kolektif bir uyum içinde topun dışarıda okşandığı teşhisi konmayacaktı. necati'nin pozisyonundan sonra o değil miydi, arkadaşlar ayıp oluyor el hareketini yapan...
    ismail'in icraatleri ikinci yarıda da devam etti. en sonunda biçerdöver taklidi yaptığı bir anda, hocasına yakalandı ve kartı gördü. ismail güldüren kardeşimiz, böyle oynamaya devam etsin, eminim televizyonların yayınlamadığı bir maçta, onu ağlatırlar bir yerde; futbol benim gördüğüm acımasız bir oyun olmuştur genelde. bazı hareketler hafızalara işlenir ve kolay kolay çıkarılamaz. bu arada ismail düşündüren, acaba o sahada yaptığı hareketleri sokakta yapsa ne olurdu, hiç düşündünüz mü...
  • gençlerbirliği'nde oynadığı dönem nouma'ya bir pozisyonda sert girmiş, nouma da bunu hafızaya atmış ve pozisyon sonrası faul kullanılırken çaktırmadan suratına balgamı geçirmişti. ismail de bunun üzerine o sinirle nouma'nın balgamına balgamla cevap vermişti.

    nouma ise yüzündeki balgamı silmeyerek hakemin yanına gitti ve ismail güldüren'in kırmızı kart görmesini sağladı.

    maçtan sonra konuşan ismail ise, "adama nouma diyorlar ama nouma değil, lama" demiş, kendisinden beklenmeyen bu kelime oyunuyla ilk kez soyadının hakkını vermişti. fenerbahçe'de gol atıp "ismail güldürdü" manşeti attırmadı ama olsun.
  • bir maç öncesi sahada eşofmanla dolanırken takım arkadaşı fatih akyel uzun süreli sakatlığından dolayı kendisine şöyle demişti :

    "ismail hayırdır maça gelmişsin ?"
  • çok garip bir oyuncu...

    lise yıllarında iki haftada bir kez halı saha maçı yapardık. takımlar aynı sınıftan olduğu için oyuncu bulmakta zorlanırdık ve bazı kasap arkadaşları da maça çağırmak zorunda kalırdık. ismail güldüren'den iyi olmasın, bir arkadaşımız vardı bu kasap kontenjanını dolduran. kulakları çınlasın, adı da izzet'di... diyelim ki karşı takım topla bizim kaleye doğru geliyor, bu arkadaş birden heyecanlanır ve topu alabilmek için arkadaşa adeta dalardı. bunu şaka olsun diye, pislik olsun diye ya da başka bir kötü düşünceyle yapmazdı. amacu topu almaktı ve gerçek hayatta da çok sakin ve mülayım birisiydi. fakat rakip oyuncudan topu almak için hamle yaptığında rakip oyuncunun vay haline. hatırlıyorum da, bir seferinde topu almak için, sıra arkadaşının burnunu kırmıştı. başka bir seferinde, yine topu almak için rakibin baş parmağına basmıştı ki o çocuğun ayağı 2 ay iflah olmadı. en garip olanı ise elinin tersiyle attığı tokat... evet bildiğin tokat. hem de elinin tersiyle. topu almak için yine ayağıyla basıyor rakibine bu arkadaş, rakibi bir bilek hareketiyle topu bu arkadaşın arkasına düşürüyor. bu da "top nerde lan" düşüncesiyle sağına soluna bakınırken arkasına dönüyor ve elinin tersiyle, tamamen istemeyerek öyle bir tokat atıyor ki arkadaşına, bütün halı saha tesisi o "şaaaaak!" sesini duymuştu. nedense bu ismail güldüren'in oynadığı bir maçı izlediğimde aklıma izzet geliyor.
  • soyadı kanunu çıkmış herkese soyad veriliyor ismail'in büyük büyük dedesi de orda

    +recep efendi!! recep efendi gel gel sana soyadı vericez..
    -ne soyadı amınakoyum bana devlet karı versin karı ehehe!
    +hihohahoh.. ilahi lan..gel bak sonra lazım olur...
    -kazıma lazım bana deel ehehe..
    +ihahaohah ulan ne adamsın recep efendi.. soyadını güldüren koyalım
    -koymayana minno mu lan?
    +niihahaohah minno recep minno...te allahım sıçırtan mı koysak bak paçamdan aktı..
  • "kasap futbolcular" dalında ödül verseler yaşam boyu onur ödülünü kimseye bırakmayacak foot-butcher.
  • fenerbahce'ye geldigi sene hatri sayilir bir fenerbahce yazarinin ; "fenerbahce bu transferlerle sampiyonlar liginde nasil basarili olucak ? ismail gulduren komiklik yapip mac mi kazandiracak ? " seklinde ayar verdigi futbolcu.
  • bugun kendisiyle ilgili canlı bir diyaloga kulak misafiri olunmuştur. yol kenarında iki lise öğrencisi ismail'i çevirmişler ayak üstü konuşuyorlar:

    çocuklar: ismail abi be, şu delgado'yu sakatlasana..
    i.güldüren: bakıcaz hehe.

    (bkz: çıkmış dokuza inmez sekize)
hesabın var mı? giriş yap