• bu konuda hastayim. evet, islik konusunda. en net su ani anlatir sanirim: lise sonda matematik dersine baslamadan tatli tatli fis fis ve durup durup baslayan bir islik sesi geliyor bir yerlerden. ogretmenimiz yusuf bey once "yavrum islik calmayin" diyor ama calan durmuyor, adam derece artarak sinirlenip sonunda "bu nasil bir saygisizliktir"a vardirdiginda ve ben "oha artik hakikaten gerizekali calan" derken, canim cigerim sira arkadasim utku bana "pro..!?!" diyor ve ben o anda isligi calanin ben olduguma ayiyorum. da, iste boylesi bir sara krizi modunda ve farkinda bile olmadan, cogu zaman da kita atlayarak caliyorum isligi. misal, ara beni lutfen'i caliyorum diyelim. sizsiniz turk pop muzigi kilikli, dudak benim, dis benim, size ne? mesela "belki-hi-hi haberin yokk, her seyi duy-dumm"u caliyor, sonra "belki yuzun yok, perisan oldun"u atliyorum. bu atlamayi bilincaltimin yandan yemisligini dusunerek belirli bir tasarim icinde yaptigimdan da suphelenmiyor degilim, belki sozlerini begenmedigim satirlari salliyorum otomatik, ne malum? neyse, sonucta boyle on and off, fii... fi-fi-fiii.... fi-finnnnn... fi-fi-fittttt.. gibi bir doku cikiyor ortaya. ay yerim ayol ben beni, nasil sevimliyim, i-hi-hi.

    neyse, buraya ugramamin sebebine gelirsek merak ettigim su: detone insanlar islik calarken de mi detone? hic merak edilecek bir soru degilmis, kesin oyleler, allahin nota duyamazlari. bu sorunu da cozmus olduk ya, icim cok rahat, hep mi bilim, hep mi bilissellik yahu? yok efendim mary calkins kacinci apa baskani, yok efendim william james mary'yle iliskide miydi, yeter be. ooh, cok sukur.
  • dönünce çalınanı makbuldur.
    (bkz: donersen ıslık cal)
  • en iyisi rüzgarın çıkardığıdır.
  • ıslık, la gomera halkının dilidir.

    1999 yılında kanarya adaları hükümeti, ıslıkla anlaşan halkın ebedi lisanının okullarda öğretilmesine karar verdi.

    eski zamanlarda la gomera'daki çobanlar yankıları arttıran vadiler sayesinde birbirine uzak dağlar arasındaki ıslıklarla haberleşiyorlardı. bu şekilde mesajları aktarıyor, olan biteni anlatıyor, gidenlerle gelenleri, tehlikelerle sevinçleri ve gündelik şeyleri haber veriyorlardı.

    asırlar geçti ve kuşları kıskandıran insan ıslıkları bu adada rüzgarın ve denizin sesleri kadar güçlü olmayı hala sürdürüyor.

    kaynak: (bkz: los hijos de los dias) (bkz: eduardo galeano)
  • at çağırma melodisi**
  • gecenin bu saatinde bakkala mı gidilir? açık olup olmadığı bile belli değil. açık değilse hapı yuttuk. vay efendim pijamayı çıkarıp şortu giyene kadar vakit kaybetmesen bakkal kapanmamış olurdu. sanki ben pijamayı çıkardım diye kapadı dükkanı bakkal. sevmiyorum işte pijamayla dolaşmayı. gece olsun. karanlıkta izlendiğimi düşünüyorum. komşu duvarlara yazılmış yaprakların arasından bir 'şey' beni izliyor belki. çıplakken daha çıplak hissetmiyorum kendimi, pijamayla dışarıdayken hissettiğimden.

    köpek havlıyor. sesi yaklaşıyor. ben mi sese yaklaşıyorum, ses mi bana yaklaşıyor? ne önemi var: tehlike! ıslık tutturmalı, öttürmeli. köpek nota bilmez, salla bir şeyler. oynak olsun, ağır olsun: yeter ki köpek duysun. yalnız değilim ben tamam mı? hele çaresiz ve savunmasız, hiç değilim. konuşuyormuş gibi sesler de çıkaramam. köşeyi dönerken biriyle karşılaşırsam kendi kendime konuştuğumu duyduğumda deli sanar. ama ıslık çalarken yakalanmak daha hafif bir utanç kaynağı.

    hay allah ya, bu saatte bakkal kapatılır mı? rakının yanına illa turşu isteyen birilerinin varlığından haberi yok mu bu bakkalların? turşusuz eve gelen çocuğa turşu gibi bir suratla olmadık sözler sarf edip onu işe yaramaz gösteren -ki bu saatte taa oradan buraya gelmek bile çocukluğu aşan bir cesaret- babalardan haberi yok mu? yok demek ki.

    cebimdeki bozuklukları tef yapayım. ıslığım ney olsun. köpek mi? ürüsün dursun. yeterki ben korkmayayım. yeter ki ıslık şu ıssız sokağın ıssı olsun...
  • hayat kurtaran, çok sayıda ve geniş kapsamlı faydaları olan bir eylemdir. kalkışa geçmiş, kaçırılmak üzere olan toplu taşıma araçlarını durdurmak, seslenilemeyecek kadar uzak ama bir ıslık kadar kısa mesafede olup da telefonla ulaşılamayacak kişilerin dikkatini çekmek, müzik bulunamayan ortamda gönlünce kendi müziğini yapmak, takdir göstermek için şaklamaktan yorulmuş elleri alkış eziyetinden kurtarıp etkili şekilde tezahurat etmek, belli başlı faydalarındandır. diğer faydaları için (bkz: evrensel ıslık kullanım klavuzu)
  • bir nesil, yok hangi bir nesil, kaç nesil gece ıslık çalmanın eve şeytanlar dolduracağı, uğursuzluk getireceği yalanıyla bu yıllara geldi. sağolsun hala anneannemin yanında çalamam geceleri.
  • köy hayatında çok işlevsel bir eylemdir.
    çocukluğumda köyümde hayvanlar su içerken çalınırdı. özellikle büyükbaş hayvanlar su içerken. melodisi bile aklımdadır. nedenini tam olarak bilmemekle beraber sanırım onları su içmeye teşvik etmek içindi.
  • yuz felci teshisi icin basvurulan testlerden birisidir. yuz felci geciren kisi dudaklarini buzup islik calamaz. gozlerini yumdugunda biri acik ya da kisik kalir.
hesabın var mı? giriş yap