• kişi dünyada işeyen tek varlık olduğuna inanır. bu yüzdendir ki, umumi tuvaletlerde aktivitenin sesini duyurmamak için çeşitli maymunluklar yapar.
    özellikle kadınlar tuvaletinde bu tür tavırlara sık rastlanır.

    kadınların penisleri olmadığı için çişlerinin hedeflerini tutturmakta erkekler kadar başarılı değillerdir (erkekler sidikleriyle isimlerini yazmak, klozetteki suyun etrafında dolandırarak eğlenmek gibi lükslere sahiptir.). bu yüzden bayanlarda çiş genelde suyun tam ortasına denk gelerek inanılmaz bir gürültü çıkartır. bunun yanında bir de doğal işeme sesi vardır (bayanlarda). bu ikisi birleştiğinde umumi tuvaletlerde yahut misafirlikte 'şorrrrrr' sesini çıkartmamak için çabalamalar başlar. dikkatlice kulak kabarttığımızda "şır" diye ufak bir ses duyarız. bunu "şırıl" sesi takip eder. şır.....şırıl...şırşırıl takriben 15 dakika kadar sürer.

    eğer hala işemenin doğal olduğunu fark edememiş bir kişiyseniz, bu durumda işemeye başlamadan önce pozisyonunuzu alıp, sifonunuzu çekip, sifon gürültüsü bitmeden yangından mal kaçırırcasına "şorul şorul" işeyerek kurtulabilirsiniz.

    bayanlar tuvaleti, enfeksiyonlara daha duyarlıdır. işerken oturmak zorunda olan bayanlardan bir kısmı oturmaya çekinerek 'havadan yapma' pozisyonunu tercih ederler ve deliği tutturamayıp kenarlara sıçratırlar. yer gök çiş olur. ardından tuvalete giren bayanlar ise önce ana avrat düz gidip, sonra onun taktiğini uygulamak zorunda kalırlar. bu taktik, görüldüğü kadar kolay bir şey değildir. hele ki uzun müddet çişinizi tuttuysanız, iki ince bacak üzerinde dakikalarca 's' şeklinde işemek bir kabusa dönüşebilir. bu durumdaki önerimiz; tuvalet kağıdıyla klozeti kaplayıp, o şekilde rahatlamaları ve kendilerinden sonrakileri spastik şekillerde işemek zorunda bırakmamalarıdır.

    erkekler tuvaletinde gürültü sorunu daha az yaşanır. erkekler zaten birbirlerinin yanında osurmak, geyirmek, burun karıştırmak hatta 'kılıç' yapmak (beraber işeyerek çiş çarpıştırmak) gibi iğrençlikleri yüzyıllardır büyük rahatlıkla yaparlar.. pisuvarlarda yan yana işeyen erkeklerdeki ortak özellik, nedense hepsinin tavana bakmasıdır. bunun sebebi, yanındaki kişinin heybetiyle aniden karşılaşıp, kendine olan güven duygusunun eksilme korkusu olabilir.

    pisuvarlar ilginç yaratıklardır. içinde naftalinler bulunur. normal bir erkek için en büyük zevk, sidiğin şiddeti ile bu naftalinleri sağa sola attırıp, çeşitli oyunlar oynamaktır. hele ki sizden önce işeyen biri pisuvara bir izmarit atma büyüklüğünü göstermişse naftalinlerle filan hiç uğraşmazsınız. sigarayı bir düşman gemisi belleyip, bir işeme seansında parçalayıp, kağıdı bir tarafa, tütünü bir tarafa gelecek şekilde, mat ettiğiniz takdirde sizden mutlusu olamaz. "ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla." lafı artık bir ayrıntı olmaktan çıkmış, hatta boku dahi çıkartılmıştır. fakat sallama metotlar üzerine düşünülebilir. bir kısım; eliyle bizzat tutup sallamayı tercih ederken (en kalabalık grup budur), bir kısmı ise orta parmakla, yukarıdan sert fiske darbeleriyle çalışır. hiçbir şeyi tutmayıp sadece kendilerini sallayan bir grup da olsun isterdi gönül. komik olurdu, yazardık...
  • dünyanın en güzel şeyi yaa. işemek olm ötesi var mı? şöyle okkalı bir çişten sonra yatağa girip bacaklarını karnına çekip uyumak gibisi yok arkadaş. hiçbir şeyden bu tadı alamadım.
  • vay arkadas herkes konusuyor yok orgazmdan daha zevkli anlar yok hayattaki ufak mutluluklar vs. hepsi yalan amk isemek gibisi yok. 2 saattir yoldayim minibuste arka koltuga birakicam birazdan.
  • bir atasözüne göre "işemek yarım seks eder ama iki kere işemek bir seks etmez" şeklinde rahatlatıcılığı tanımlanmış eylem.
  • güldürürken düşündürüyor. şöyle ki, "yazın mı daha fazla işiyoruz yoksa kışın mı?" sorusuna bir türlü cevap verememiştim ve bir liste yaptım bu konuda:

    yazın:
    -terliyoruz (-)
    -daha çok sıvı tüketiyoruz (+)
    -vücut ısısını düşürebileceğinden daha fazla işiyor olabiliriz (+)

    kışın:
    -terlemiyoruz (+)
    -fazla sıvı tüketmiyoruz (-)
    -vücut ısısını düşürebileceğinden daha fazla işemiyoruz (-)

    demek ki yazın daha çok işiyoruz. ama yine de bana kışın daha çok işiyoruz gibi de geliyor bazen. bir sürü şeyi ihmal ettim bence. neyse artık çıkayım tuvaletten.
  • kagıt oyunlarında koz olmayan bir $ekilden el dönerken, (genelde kozcunun) kalmayan $ekil yerine koz atması ve eli kozla kapatmasına verilen ad. aynı anda iki i$eyen olması koz yükseltme sava$larına sebebiyet verir; i$emek lafı ise daha oyunun ba$ında gömerek* üstünlük saglayan (genelde) kozcunun bir $ekilin daha ilk ellerine müdahale etmesine, diger bir deyi$le su koyuvermesine* kar$ılık gelmektedir.
  • en çok bir şeyler içmeyi abarttığın zaman sıklaşılır.

    sen içersin o birikir, içersin dolar, sonra bırakıverirsin.

    çeşitli işeme şekilleri vardır. bunları harbi boş zamanımın olduğu yıllarda ki bir çalışmayla örneklemek isterim.
  • ürolagni fantezisi tavan yapmış bir takım ablaların kabataş'ta, ne bileyim orada burada durakta, trafik ışıklarında filan aramızda gezebileceğini hatırlatan eylemdir.
  • uykuda ne olduğunu anlamadan bırakıverileni makbul olan eşsiz keyif.

    uyku ile uyanıklık arasında mesane zorlar da zorlar. bu arada beyin rüya emri verir. rüyanızda işeyecek yer aramaktasınızdır. sonunda dayanamayıp ya bir duvar dibine ya da ağaca işemeye başlayınca o bildik sıcaklık kendinize getirir sizi. işte tam o işemeye başladığımız an var ya, hiçbir şeye değişilmez. sakın tutma, koyver gitsin. nasılsa gitti yatak yorgan. sıcaklığı geçene kadar bekle. amonyak yakmaya, ıslaklık yapış yapış rahatsızlık vermeye başlayınca nasıl olsa kalkacaksın. ha, bir de bak, nasıl da göllemişsindir yatağı. sabahleyin annenin, kalk eşşek sıpası yine göllemişsin, azarıyla uyanırsın. işin kötü yanı ise yatagın bahçe duvarı ya da balkon demirlerine serilmesidir ki işte orada her şey biter. adın sidikliye çıkar mahallede.
  • son zamanlarda canım sıkıldıkça, aklıma geldikçe, çişim gelsin veya gelmesin, gider işerim. bu yüzden 5 dakika pisuvarın başında, "hadi oğlum gel artık" diye bizim dalgayı telkin etmekle geçiriyorum. sıçmaktan daha keyifli bir faaliyet sonuçta. çok susayıp soğuk su içersin, boğazından suyun geçtiğini hissedersin ya, işte öyle birşey bu. sanki ince bağırsaklarım dans ediyor.

    bir de zaman geçirdiğim bir mekana, ilk işeyişimin verdiği bir heyecan vardır ki, yerde para bulmuş gibi sevindirir beni. yeni ev, okul veya işyerine gidişimde ne zaman işeyeceğim buraya diye düşünürüm. buranın kanalizasyon borularından benim çişim geçicek diye mutlu olurum. daha insanlarla tanışmadan aklıma bunlar gelir.
    bunlardan ötürü en korktuğum hastalık prostat kanseridir. çünkü en çok yaptığım şey olan işemek ve seksten alıkonulabilirim.
hesabın var mı? giriş yap