• kralım.
    o her zaman güçlü, tamamen doğru, sonsuza dek değişmeyecek olan, lütufkar, adil olan, günahkarların kurtarıcısı, medeniyetin merkezi, kendi kendine yetebilen, saygı ve övgüye layık olan, eşsiz, benzersiz, örneği olmayan, en yüksek ve en yüce olandır.

    çağların harikası, her ihtiyacı karşılayabilen, her şeye gücü yeten, güçsüzlerin gücü, yüreği anlayan, kurtaran, koruyan, rehberlik eden, hastaları iyileştiren, günahları bağışlayan, tutsakları özgür kılan, zayıfları koruyan, gençleri kutsayan, umutsuzlara umut veren, çaresizlere hizmet eden, alçakgönüllü bir kral!

    benim kralım bilgeliğin anahtarı, aklın kaynağı, kurtuluşun kapısı, barışın-doğruluğun-kutsallığın ve zaferin yolu, yüceliğin sahibi, kahramanların başı, yasaların lideri, valilerin valisi, prenslerin prensi, kralların kralı ve rablerin rabbi’dir!

    sözleri kesin, iyiliği sınırsız, merhameti sonsuzdur. o'nun sevgisi son bulmaz, sözü ve lütfu her şeye yeter. o tarihin en çok bahsettiği, konuştuğu kişi. düşünceleri ve yaptıkları çağlar boyunca konuşulan kişi. tarif edilemez, tanımlanamaz, anlaşılamaz, yenilmez, karşı konulmaz bir kral. o'nsuz hiçbirşey var olmadı, olamaz. o olmadan kimse yaşayamaz. ferisiler ona katlanamadı, pilatus o'nda suç bulamadı, herod o'nu öldüremedi, ölüm o'nu tutsak edemedi ve mezar o'nu içinde tutamadı.

    benim kralım her zaman var olmuş, var olan ve var olacak olandır. o'nun öncesi yok, o'nun halefi yok. o başlangıçta var olan ve sonsuza dek var olacak olandır.

    o benim kralım, isa mesih!
    tanıyor musunuz?

    (bkz: http://www.hristiyan.gen.tr/…rum/isa-mesih-f21.html)
  • kendisinden evvel yazılan kutsal metinlerde kendisiyle ilgili direkt 304, dolaylı binin üzerinde önbildiri olan kişi. isa mesih'e en çok önbildiri yapan ise isa'dan 700 yıl evvel yaşamış işaya peygamberdir. tüm bu referansların tek bir kişide gerçekleşme olasılığı ise bir kaç yüz milyonda birdir."gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak" en beğendiğim sözüdür.
  • josh mcdowell'ın "jesus - a biblical defense of his deity"* isimli kitabından bir bölüm;

    - isa mesih tanrı'dır. -

    "tanrı kimdir?" ve "tanrı kendisini nasıl göstermiştir?" konulu bir panelde farklı inançlara mensup dini uzmanlara bu soru sorulduğunda her uzmandan farklı cevaplar gelecektir. bazılarının cevabı diğerleriyle çelişecektir. gerçeğin göreceli (relatif) olmadığı varsayımından yola çıkarsak cevapların hepsinin doğru olamayacağını görürüz. örneğin, eğer bir kişi "tanrı kişiseldir" derken diğeri "tanrı kişisel değildir" diyorsa, o zaman mutlaka bir kişi yanılıyordur. tanrı'nın kim olduğunu kim söyleyebilir? tanrı'nın kim olduğunu açıklayacak bir kişi varsa o da tanrı'nın kendisi’dir.

    öyleyse panel konuşmacılarından birisi kalkıp; "tanrı'yla ilgili karmaşayı ortadan kaldırmak için, size benim tanrı olduğumu iddia ediyorum! yol, gerçek ve yaşam benim!" deseydi ne olurdu? bu durumun tanımlanması zor değildir. bu kişi, ya yücelik hayaline kapılmış bir deli, ya hayatının yalanını atan bir yalancı, ya da tanrı'nın kendisi’dir.

    isa'nın kendisi için ileri sürdüğü iddia da bu iddianın aynısıdır. isa'nın iyi ahlâklı veya iyi bir öğretmen olduğunu söylemek söz konusu bile değildir. iyi ahlâklı bir kişi isteyerek veya istemeyerek yalan söylemez, özellikle de tanrı olduğunu ileri sürmez.iyi ahlâklı bir kişi kendisini iman ve tapınma aracı yapmaz ve binlerce kişinin kendi adı uğruna, inançları için ölmelerine izin vermez. aklımızdaki bu düşünceleri göz önünde bulundurarak tanrı'yla ilgili gerçeği tespit edebileceğimiz bazı yollara bakalım.
    tanrı kendisini göstermiştir

    bu kitabın yazarları tanrı'nın kendisini çeşitli yollarla göstermiş olduğuna inanmaktadırlar. bu yollar tanrı'nın iki büyük esini olan kutsal kitap ve isa gerçekleri göz önüne alınarak sınanabilir.

    ilk olarak kutsal kitab'ı ele alalım: diğer kutsal kitaplara nazaran "kutsal kitap" tanrı'nın sözü olduğunu açıkça iddia etmektedir. mesih'in tanrısallığıyla ilgilenenlerin birçoğu kutsal kitab'ın tanrı tarafından esinlenmiş olduğunu kabul ederler. o halde biz de bu tartışmamızda kutsal kitab'ın tarihsel olarak güvenilir olduğunu, tanrı'nın sözü olduğunu ve mesih'in tanrı olup olmadığını anlamamızı sağlayacak bir kitap olduğunu varsayacağız.

    bu varsayımımızın neden bu kadar önemli olduğunu açıklarken, tarafsız olacağız. mesih'in tanrısallığını reddeden dini grupların çoğu, kutsal kitap'tan bahsederlerken genellikle kendi "kutsal" yazılarını övüp kutsal kitab'ı aşağılamaktadırlar. bu şekilde davranmakla, tutundukları dal olan isa'nın öğretişlerinin, ana tarihsel kaynağı yeni antlaşma'ya ters düşmüş veya onu reddetmiş olurlar. (bir kişi isa'nın öğretişlerine önem vermiyorsa, mesih inanlısı olduğunu veya mesih inancı'na sempati duyduğunu iddia etmesi boşunadır).

    bazıları, kutsal kitab'ın esininin günümüzde geçerliliğini yitirmiş olduğunu ileri sürmektedirler, fakat bu iddia da kabul edilebilir bir iddia değildir. kutsal kitab'ın değiştirildiği ve aslından taviz verildiği ileri sürülmektedir. yeni antlaşma'nın bütün veya parçalar halinde 24600 adet tarihsel kopyası vardır. (tarihte en iyi korunmuş olan ikinci belge ise 643 kopyası olan, homeros'un yazdığı ilyada ve odessa'dır.) elimizde bulunan yeni antlaşma'nın tüm kaynakları yok edilse de i.s. 325 yılından önce, ilk inanlıların yazılarını bir araya getirerek on bir ayet dışında yeni antlaşma'yı yeniden bir araya getirmemiz mümkündür. mesih inanlısı olmayan tarihçiler de itiraf etmelidirler ki tüm tarihsel belgelere uygulanan bilimsel ve tarihsel standartlara gore, yeni antlaşma'nın doğruluğunun yüzde doksan dokuzu kanıtlanmıştır. yeni antlaşma'nın verdiği mesajın doğruluğunu tartışabilirsiniz fakat tarihselliğini asla!1

    kutsal kitap, öğretiş konularında tek yetkinin kendisinde olduğunu iddia eder (2. timoteus 3:16,17). kutsal kitab'ın içeriğine ters düşen tüm kitaplar, yazılar veya öğretişler mesih inanlılarınca reddedilmelidir. kutsal yazılar bu konuyu çok açık bir biçimde ifade etmektedirler. yahuda şöyle yazmıştır: "bu arada sizi, kutsallara ilk ve son kez emanet edilmiş olan iman uğrunda mücadeleye özendirmek üzere yazma gereğini duydum." (yahuda 3).2 kutsal yazılar, kutsal kitab'a ekleme ve çıkarma yapılmasına izin vermemektedir. pavlus şöyle der; "...biz ya da gökten bir melek bile, size bildirdiğimiz müjdeye ters düşen bir müjde bildirirse, lânet olsun ona!" (galatyalılar 1:8, bkz esinleme 22:19; tesniye 4:2).

    diğer kaynaklar kutsal kitap'ta olduğu gibi tanrısal esinle ilgili iddialarda bulunuyorsa, bu iddialar kutsal kitab'ın ışığı altında tartılmalıdır. tanrı kendisiyle çelişemez. o halde tanrısal esinden bahseden yazarlar veya öğretmenler, kutsal kitab'a ters düşmemelidir. eğer ters düşüyorlarsa tanrı'nın esiniyle konuşmuyorlar demektir.

    burada söz konusu olan, mesih'in tanrısallığına inanılması gerektiği veya anlaşılması gerektiği değil, mesih'in tanrısallığının tanrı sözü'nde öğretilip öğretilmediğidir. ilk karşılaşıldığında bu fikir insanın aklına uygun düşmese de, gerçek olmadığı anlamına gelmez. evren, insan aklına ters düşen fakat gerçek olduğu bilinen birçok şeyle doludur (yer çekimi, ışığın doğası...vb.). kutsal kitap, tanrı'nın insan aklıyla kavranılamayacağını belirtir (eyüp 11:7; 42:2-6; mezmur 145:3; işaya 40:13; 55:8,9; romalılar 11:33). bu nedenle, tam olarak anlasak da anlamasak da tanrı'nın sözüne kulak vermeliyiz. tanrı'nın kendisini açıklamasına izin vermeliyiz.

    tanrı'nın kendisini isa mesih'te göstermesi esiniyle ilgili kutsal yazı şöyle diyor:

    tanrı, eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez ve çeşitli yollardan atalarımıza seslendi. bu son çağda da her şeyin mirasçısı olarak belirlediği ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi oğlu'yla bize seslenmiştir. oğul, tanrı'nın yüceliğinin parıltısı ve o'nun varlığının öz görünümüdür. kudretli sözüyle her şeyi devam ettirir. günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yücelerde ulu tanrı'nın sağında oturdu. (ibraniler 1:1-3)

    isa mesih tanrı'nın "yaşayan" sözüdür. mesih bize baba'yı gösterir. izleyicilerinden biri; "bize baba'yı göster" (yuhanna 14:8) dediğinde isa şöyle karşılık verdi; "bunca zamandır sizinle birlikteyim, beni daha tanımadınız mı? beni görmüş olan, baba’yı görmüştür." (ayet 9). elçi pavlus isa'yı; "görünmez tanrı'nın görüntüsü" (koloseliler 1:15) olarak nitelendirmiştir. o halde, bu kitapta da ele alınacağı gibi, isa'ya bakmak ve o'nu dinlemek, tanrı'ya bakmak ve tanrı'yı dinlemekle aynıdır.
    neticeler nelerdir

    eğer mesih, tanrı'nın insan şeklindeki görünümü ise, o zaman o'nun sözleri dinlenmeli, o'na saygı gösterilmeli ve hatta o'na tapınılmalıdır. bu durum şu anlama gelmektedir; galaksileri, samanyolunu ve tüm yıldızlar kümesini yaratan tanrı, insan olup aramızda yaşadı, yeryüzünde yürüdü ve kendi yaratmış olduğu insanlar tarafından öldürülmeye boyun eğdi. o'nun ölümü iyi bir adamın ölümünden çok daha öte bir ölümdü. o tüm zamanların en yüce kurbanı ve sınırsız sevginin göstergesiydi. bu şartlar altında isa'yı herhangi bir insanmış gibi algılamak, o'na hakaret sayılır. bireyin, yaşamını mesih'in öğretişlerine göre yönlendirmemesi büyük bir kayıptır.

    öte yandan, eğer isa tanrı değil de tanrı'nın yaratmış olduğu varlıklardan biri olsaydı, yaşamı, ölümü ve öğretişlerine saygı duyulabilirdi. fakat o'na tanrı'nın kendisi olarak tapınmak büyük bir hata olurdu. tanrı'nın yerini işgal eden bir puttan başka birşey olmazdı. kutsal kitap, putperestlik konusunda taviz vermemektedir. tanrı kendi görkemini başkasına vermeyeceğini söyler (işaya 42:8; 48:11). kendisinden başka bir ilahın veya ilahların olmayacağını söyler (işaya 45:5, 21,22; yeremya 10:6; 1 korintliler 8:4-6). ve sadece tanrı'ya tapınmamız gerektiğini vurgular (tesniye 6:13,14; matta 4:10). işte, isa ya tanrı'dır ya da tanrı değildir. o'na yanlış bir şekilde inanmak da bir putperestlik şeklidir.

    birey, geçmişte almış olduğu öğretilerden(dogma) dolayı bu tartışmanın karmaşık olduğunu düşünebilir. mesih'in tanrısallığı taraftarı veya karşıtı olan tartışmalar yapılabilir. eğer bir kişiye tanrı'nın bir olduğu ve isa'nın da yaratılan insanlardan biri olduğu öğretilmişse, ilk okuyuşta kutsal kitap'tan bu görüşü destekleyen ayetler bulması zor olmaz. öte yandan, eğer bir kişiye tanrı'nın baba, oğul ve kutsal ruh'un birleşimi olduğu ve oğul'un bu eşitliğini bırakıp isa'nın kişiliğinde insan bedeni almış olduğu öğretilmişse, kutsal kitap'ta bu görüşü destekleyen ayetler bulunabilir. burada önemli olan, hangi durumun en açık olduğunu bulmak değil, en iyi kanıtın hangi duruma ait olduğunu tespit etmek ve kutsal yazılar'ın gerçekte hangi durumdan bahsettiğini ortaya koymaktır.

    iki tarafı da göz önünde tutarak, isa'nın tanrı olmadığı iddiasını kanıtlamak için kullanılan ayetlere bakarak uygun bir cevap verebiliriz.ilerleyen bölümlerde, kutsal yazılar'da tanrı için kullanılan adların ve niteliklerin tümünün isa için de kullanılmış olduğunu göstereceğiz. isa'ya tapınıldığını, ve o'na dua edildiğini kutsal yazılar'dan göstereceğiz ve karşıt tartışmaları cevaplandıracağız. kilise tarihinde, isa'nın tanrısallığına inancın her zaman muhafazakâr doğru görüş olduğunu belgeleyeceğiz.

    açıkçası her iki görüş doğru olamaz. eğer bu durum, ciddiyet konusunu tartışmak olsaydı çok daha kolay olurdu. fakat buradaki konu, bu görüşlerden hangisinin doğru olduğu konusudur (romalılar 10:22).

    terimlerin tanımı
    mesih'in tanrısallığıyla ilgili ayetleri daha iyi anlamak için tanrı'nın, üçlübirlik’in ve isa'nın kişiliğinin ve doğasının uygun tanımları önceden bilinmelidir.

    1.tanrı : kutsal yazılar tanrı'nın kişisel, akıllı, sevgi dolu, adil, sadık, sonsuz, yaratıcı, ve insanla dinamik bir ilişkide bulunduğunu öğretir. tanrı'nın nitelikleri iki grupta özetlenebilir: "genel" nitelikler ve "ahlâki" nitelikler. robert passantino şöyle diyor; "tanrı (genel nitelikleriyle) eşsiz, sonsuz, değişmez, herşeye gücü yeten, herşeyi bilen, her yerde olan, üçlübirliğe sahip bir ruh ve kişidir." passantino tanımlamasına şöyle devam ediyor: "tanrı'nın kutsallığı, doğruluğu, sevgisi, ve gerçeği o'nun ahlaki nitelikleridir." mesih inancı, tanrı'nın evreni yönettiğini, tek egemen güç olduğunu ve tanrı'nın nasıralı isa olarak beden alıp bu dünyada yaşadığını öğretir.

    2 . üçlü birlik : tüm gerçeğin ve varlığın dışında sadece tanrı üçlübirliğe sahiptir. tanrı'nın üçlübirliğe sahip olduğunu söylemekle, o'nun kutsal yazılar’daki kişisel doğasını tanımlamış oluruz. tanrı'nın üçlübirlik kavramıyla kendisini sonsuz olarak üç kişilikte (baba, oğul ve kutsal ruh) göstermiş olduğunu belirtmek istiyoruz.baba, oğul ve kutsal ruh, tek olan tanrı'nın ta kendisidir.

    şunu demek istemiyoruz:
    (1) bir tanrı vardır ve üç ilah vardır.
    (2) bir tanrı vardır ve üç adlı, üç özellikli bir kişi vardır.
    (3) bir tanrı vardır ve üç kişiliğe ayrılmış olan bir kişi vardır.
    (4) bir "aileye" mensup olan üç tanrı vardır.
    (5) tek tanrı şizofreniktir.

    üçlü birliğin kutsal kitap'a dayalı öğretisi şöyle özetlenebilir.
    tek gerçek olan tanrı (işaya 43:10; tesniye 6:4) baba, oğul ve kutsal ruh'tan oluşur. kutsal kitap'ta tanrı'nın her üç özelliği de "tanrı'nın kendisi" olarak açıklanır. baba,tanrı olarak anılır (galatyalılar 1:1; titus 1:4; v.b.). oğul veya söz (logos) şu ayetlerde tanrı olarak adlandırılır; yuhanna 1:1, 14; elçilerin işleri 20:28; yuhanna 20:28; titus 2:13; ibraniler 1:8, v.b... çeşitli ayetlerde kutsal ruh, tanrı'nın kendisi olarak adlandırılır (elçilerin işleri 5:3-4; 1 yuhanna 4:2,3; ibraniler 10:15, 16). üçlübirlikteki birlik kavramı matta 28:19'da bir ad altındadır (grekçe'de tekil şahıs olarak kullanılmıştır).

    bu kitabın amacı üçlübirlik öğretişini savunmak değildir.mesih'in tanrısallığına inanan bir kişinin tanrı'nın baba, oğul ve kutsal ruh olarak var olduğuna inanması sorun değildir. kişi, kutsal kitab'ın üçlübirlik konusunda söyledikleri hakkında bir araştırma yapmak isterse birçok ayet incelenebilir (matta 3:16, 17; markos 1:9-11; luka 1:35; 3:21, 22; yuhanna 3:34-36; 14:26; 16:13-15; elçilerin işleri 2:32, 33; 38, 39; romalılar 15:16, 30; 1 korintliler 12:4-6; 2 korintliler 3:4-6; 13:14; efesliler 1:3-14; 2:18-22; 3:14-17; 4:4-6; 2 selanikliler 2:13, 14; 1 timoteus 3:15, 16; ibraniler 9:14; 10:7; 10-15; 1 petrus 1:2;...v.b.).

    3. isa mesih : "isa mesih" hem bir ad, hem de bir ünvandır. "isa" adı "yeşua" ve "yoşua" kökeninden gelir. anlamı "yehova-kurtarıcı" veya "rab kurtarır" demektir. "mesih" ünvanı da grekçe messiah kelimesinden gelir (veya ibranice maşiak kelimesinden gelir).mesih "meshedilmiş-olan" demektir. mesih ünvanının kullanımında "kral" ve "kâhin" anlamı yer almaktadır. bu ünvan, eski antlaşma önbildirilerinde vaadedilen kral ve başkahinin isa olduğunu gösterir.

    bunun da ötesinde isa'nın insan doğasına ve tanrısal doğaya sahip olduğuna inanırız. aynı şekilde isa'nın tamamen tanrı ve tamamen insan olduğuna inanırız. kutsal kitap'ta isa'nın hem tanrı hem de insan oluşu şöyle açıklanır:
    mesih isa'da olan düşünce sizde de olsun. mesih, tanrı özüne sahip olduğu halde, tanrı'ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. ama yüceliğinden soyunarak kul özünü aldı ve insan benzeyişinde doğdu. insan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendisini alçalttı. bunun için de tanrı o'nu pek çok yükseltti ve o'na her adın üstünde olan adı bağışladı. öyle ki, isa'nın adı anıldığında göktekiler, yerdekiler ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, baba tanrı'nın yüceltilmesi için isa mesih'in rab olduğunu açıkça söylesin. (filipililer 2:5-11)

    tanrı'nın, üçlübirliğin ve isa'nın bu tanımından sonra, mesih'in tanrısallğıyla ilgili kutsal yazılardaki kanıtlara bakmaya başlamadan önce bir soruyu daha cevaplamaya çalışacağız.
    tanrı neden insan oldu ?

    bizler gibi ölümlü olan insanlar sonsuz olan tanrı'yı nasıl anlayabilir? doğru, iyilik, veya güzellik gibi soyut kavramları anlamamız oldukça zordur. güzelliği güzel bir somut nesnede veya iyiliği iyi bir insanda görürüz. peki, tanrı'yı nasıl görüyoruz? tanrı'nın kişilik özelliklerini nasıl anlayabiliriz?

    tanrı, insanların anlayacağı bir şekilde, insan bedeni alarak, kendisini insanlara göstermesiyle anlaşılabilir. beden almış olan bu kişi, tanrı'nın sonsuzluğunu ve her yerde olma halini temsil etmese de, (bunun için zaman ve mekan uygun değildir), tanrı'nın doğasını açıkça ifade edebilirdi.

    yeni antlaşma'nın mesajı da budur. pavlus, "tanrı'nın tüm doluluğu bedence mesih'te bulunuyor" (koloseliler 2:9) der. insanlar sonsuz olan tanrı'yı biraz olsun anlasınlar diye, isa insan olup aramızda yaşamıştır.

    tanrı'nın insan olmayı seçmesinin ikinci bir nedeni de, tanrı ve insan arasındaki uçuruma köprü olma amacıdır. eğer isa sadece yaratılmış bir insan olsaydı, ölümlülükle ölümsüzlük, yaratıcıyla yaratık, kutsalla, murdar olarak tanımlayabileceğimiz tanrı ile insan arasındaki büyük boşluk giderilemezdi. tanrı'yı tanıyabilmemiz için tanrı'nın bize gelmesi şarttı. yaratılanlar arasından hiçbir varlık tanrı'yla insan arasındaki dev uçuruma köprü olamaz.... bu bir çamur parçasının heykeltraşı anlamasına ve ona ulaşma isteğine benzer. tanrı, içindeki sevgiden dolayı ilk adımı atıp aramıza gelmiş ve herkesin gelebileceği bir yol açmak istemiştir.
  • ikinci gelisi yargilamak icin olacak.

    tanim: tanri'nin oglu, kurban kuzusu, yargilarinda adil olan ebedi kral.

    bizim koydugumuz kurallar onu baglamaz, onun koydugu kurallar bizi baglar. bu yuzden ister insan bedeni alir dunyaya gelir ister kurtulusumuz icin kendisini feda eder ve olumu yener goge yukselir. tanri'nin varligina tamamsin istedigini yapmaya muktedir olduguna mi degilsin? sana bana mi soracak insanlarin arasina gelip gelemeyecegini?
  • "canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var..."

    alfa ve omega, baslangic ve son. tanri'nin sozu yani oglu. ogul adini tasimasi etin kemigin ogullugu degil tanri'nin sozu, kelami olmasindandir. oluleri ve dirileri yargilayacak olan o dur.

    musaya yanan calidan konusan tanri nasil "ben benim" yani (yahweh) dediyse o da benim dedigi icin carmiha gerilmistir.

    olumu zayifligindan degil ibrahime gelen kurban kuzusu gibi insanliga gelen asil kuzu olmasindandir.
  • ''günahsız'' yaşamış tek insan,logos...
  • (bkz: imesh)
  • isa'nın teolojik niteliğini öne çıkaran isim tamlaması. isa’nın kurtarıcılık yönünü vurgulamak için kullanılır. bu noktada isa'nın tarihsel ve etnik kimliğini vurgulayan nasıralı isa tamlamasından ayrılır. bu ayrımla inayeti yahudi şeriatinden koparak isa'ya koşulsuz tapınmada bulan pavlus'cu hristiyanlik anlayışını simgeler.
  • öğrencilerinden yuhanna'nın (johannes, john, yoann ve benzeri varyantlarıyla da bilinir) yazdığı, dört müjde'den biri olan ve yazarının adıyla anılan kitabın başında "başlangıçta söz vardı" denilerek ruhen zaman(sızlığ)ın başından beri var olduğu ifade edilen, akabinde "söz beden alıp aramızda yaşadı" ifadesiyle ve arkadan gelen hizmetine dair anlatımla yeryüzünde hangi işleri yaptığı bildirilen, başlangıçsız ve sonsuz tanrı sözünün aşağı-yukartı i.ö. 4 ve i.s. 30 yılları arasında, insan suretinde yeryüzünde (daha ziyade bugün israil/filistin adıyla bilinen bölgede) yaşamış olan halinin adıdır. gerçek adı (ibranice aslı) "yehoşua" veya "yehuşua" olmakla birlikte, hayatını/hizmetini anlatan "müjde"ler grekçe yazıldığından ilk olarak bu adın grekçeleşmiş hali olan "iesus" (yesus, veya isus) adıyla tanınmış, dilimizde de arapça'dan geçme isa adıyla yer etmiştir. "mesih" ise adının bir parçası veya lâkabı olmayıp yaptığı işe işaret eden bir unvandır ve apayrı bir başlığın konusudur. memleketimizde sanıldığı üzere bir "peygamber", yani kendisinden önce gelen ve allah'ın emirlerini/yasaklarını/uyarılarını vs. bildiren musa, davut, ilyas, daniel peygamberler gibi salt insani bir "elçi" değildir ("peygamber" olarak nitelenir, doğru, ama tek özelliği bu değildir), kendisine indirildiği iddia edilen "incil" diye bir kitabı da hiçbir zaman yazmamıştır ("incil"in sözlük anlamı olan "müjde"ler ve bunlardan başka yirmi bir adet mektup, bir tarihçe ve bir de eskataloji kitapçıkları içeren "yeni antlaşma" kendisinin gökten verdiği yetkiyle öğrencileri tarafından kaleme alınmıştır). babasız doğması da öyle "allah'ın takdiri" gibi beylik laflarla açıklanabilecek bir hede değildir; acaba neden diye insanı biraz düşündürmesi gerekir, tıpkı son yazıları doğumundan yaklaşık 400 yıl önce tamamlanan eski antlaşma'da (tevrat) habire geleceği bahsedilen kral, kurtarıcı, "mesih" acaba kimdir ve fonksiyonu nedir diye düşünmenin gerekli olduğu gibi. çarmıha gerilmediği ise artık saçmalık ve gülünçlük sınırlarını çoktan aşmış bir iddiadır, mesele çarmıha gerlip gerilmediği değil, ne amaçla gerildiği, ve öldükten sonra dirilip dirilmediği, akabinde göğe alınıp alınmadığı, dirildi/alındı ise bunların amacının ve işlevinin ne olduğudur. tamamı kendisi hakkında yazılmış olan "yeni ahit" kitabı bu sorulara en doyurucu yanıtları vermektedir, aslında ondan bahsetmiyor gibi görünen ama yine o'nun karakteri, kişiliği her tarafına sinmiş olan, ve dahi yüzlerce (hadi binlerce demeyelim) önbildiride doğduğu (doğacağı) yere ve saate kadar bildirilmiş olan "eski ahit"" de bu yanıtları üstü kapalı da olsa verir. yeter ki sormasını bilelim.
    işbu entari başlıkta adı geçen şahıs hakkında kısa ve öz bilgi vermek amacıyla yazılmış olup, gerektiği halde düzenlemeye tabi tutulacak ya da başka entarilerle desteklenecektir.
hesabın var mı? giriş yap