• “eğer değişmeyi hayal bile edemiyorsan ya da istemiyorsan, o hayat, hayat değildir.”
    wim wenders / im lauf der zeit (1976)
  • almancadaki deyim icin
    (bkz: im laufe der zeit)
  • gençlik için münasip değil. yol uzun, hıza aykırı, kontrol sende. hiçbir şeyin olmadığı, o hiçbir şeyin yine de the go-getter, starter for 10, dandelion, igby goes down gibi benzerlerinin yanında danton'un çaydanlığı gibi, inci gibi durduğu bir film. (gençlik deyince; film olarak lucas, kitap olarak la conspiration, alkol hep bira.)
  • sinemada hoparlör tamir ederken çocukları oyalamak için yaptıkları komiklikler ile hafızama kazınan tatlış yol filmi.
  • çok ihmal etmişsiniz bu dünya durdukça döne döne izlenesi filmi çoook..

    içe dışa, cümle alem yolculukların hüznün ibriğinden geçmiş damlaları...

    bittiğinde size kendinizi daha insan hissettiren fimlerden.
  • “film yapımı..bazen sadece bir hayat tarzı olarak kalmalı; yürüyüş yapmak, gazete okumak, notlar almak, araba sürmek, ya da burada bu filmi günden güne çekmek gibi, kendiliğinden gelişen ve öyle sürüp giden yaşam gibi” wim wenders

    filmde şöyle bir sahne vardır. robert istasyonda bir çocuk görür, çocuk bir deftere bir şeyler yazmaktadır. ne yazıyorsun diye sorar robert, çocuk gördüğümü diye cevap verir. hepsi bu kadar mı? der robert, evet hepsi bu kadar...

    o çocuk kanınca bizzat yönetmenin kendisidir.

    ww / end

    müzikleriyle, sinematografisiyle, diyaloglarıyla ve sessizliği ile her anı muhteşem bir başyapıt.

    üçlemenin ilk iki filmi de şahaneydi. ikinci film özellikle daha soyut yapısıyla beni çarpmıştı, ilk film çocuk aklının şahane bir yansımasıydı fakat üçüncü film hepsinden aşkın sinema tarihinin sayılı filmlerinden biri.
  • ana kıvrımlar söylenmiş; nostalji, "yuva". köşelerinden dolanıldığında şunu da gösterir bize bu muazzam film: dünün "heimat" anlatılarında gördüğümüz o kırsala endemik cemaat ruhunun nasıl da tuzla buz olduğunu! wenders, insandan arınık (terk edilmiş) ölü kasabaları sanki az önce bahsini ettiğim alt-türün bir yapısökümü gibi işaretler. filmin en dikkat çekici mesajlarından biridir.
  • ömrümde izlediğim en güzel yol filmi diyebilirim.
    özetle: karavanıyla kasaba kasaba dolaşıp sinema makinelerini tamir eden makina ustası bruno ile, karısını terketmiş ve intiharın eşiğine gelmiş pediatrist robertin yollarının kesişmesiyle başlar film. yakındaki herhangi bir kasabada inmek üzere brunonun karavanına binen robertle bruno arasında mesafeli, soğuk ama dostça bir ilişki kurulur ve robert de brunonun peşinde amaçsızca kasabaları dolaşmaya başlar.kimi kasabada eski filmleri özlemle anan bir sessiz film müzisyeniyle karşılaşırlar,kimi kasabada bir lunaparkla.ikilinin zaman zaman ayrılıp birleşen yolları, ve neredeyse amaçsızca yolculukları onları kendi çocukluklarına doğru götürmeye başlar.
  • yolu akıl oynatıcı yapan, yolda karşılaştıklarınla yollarının ayrılacağını bilmek. play'e basıyorsun ve basıp gidiyorsun. film bitince sigara yakınız. yakında yine kaçarız.
  • baştan sona almanya kokan yol filmi.

    abd'de piyasaya sürülen adının türkçe çevirisi "yolun kralları", genel olarak özgün adının tam karşılığı ise "zamanın akışında"dır.

    ( im lauf der zeit - 1976 / wim wenders )
hesabın var mı? giriş yap