• azerbaycan televiziyası tarafından "ala, fena, gudubet" olarak çevrilerek beni koparmış film.
  • 2012, oscar ödülleri için favorilerin konuşulduğu şu ara aklıma bu büyük başyapıt geldi;
    aldığı tek ödül, 1968'de clint eastwood'un performansıyla, laural awards'tan aldığı 2.lik.
    sergio leone'nin hiç umrunda olduğunu zannetmiyorum. belki de bu kadar lobinin, propagandanın, entrikanın döndüğü bir ortamın ödülünü almamış olmaktan ötürü bilinmez, kıvanç da duymuştur.

    --- spoiler ---

    - filmin fragmanında iyi kötü çirkin isminde bir karışıklık var. çirkin rolü lee van cleef'te, kötü rolü ise eli wallach'te gözüküyor, sonradan fragmanını izleyince ben de şaşırmıştım ama bunun sebebi filmin italyancadan ingilizceye iyi kötü çirkin diye değil; iyi, çirkin, kötü diye çevrilmiş olmasıymış.
    - sergio leone ve eli wallach çekimde, fransızca konuşarak anlaşabilmiş.
    - blondie, tuco ve angel eyes'ın peşinde olduğu para mart 2010 itibariyle $10,975,715.94 değerinde bir mebla. zira film 1862'de geçiyor ve bir ons altının ederi 20.672 amerikan doları.
    - sergio leone, çirkin rolü için bir diğer dev isim gian maria volonte [el indio]'yu düşünmüş en başta.
    - ecstasy of gold sahnesindeki köpek, eli wallach'tan habersiz salınmış, tepkisi zaten görülebiliyor.
    - clint eastwood blondie'yi oynadığı tüm rollerde giydiği poncho'sunu ne temizlemiş ne de yıkamış.
    - tuco'nun silahçıya girdiği sahne tamamen doğaçlama, eli wallach, silahlarla haşır neşir birisi olduğu için o sahnede senaryoya bağlı kalınmamış.
    - blondie'nin kullandığı silah colt 1851 ve tüfek, tuco'nun kullandığı blondie'nin bir benzeri [colt 1851 navy cartridge conversion revolver], the angel eyes'ınki ise şuymuş. - ki bu silahların bazılarının iç savaş'tan sonra [1862] kullanılmış olması zaten hata olarak ortaya çıkmış sonradan.
    - eli wallach, filmin çekimlerinde, altınların çantadan, kürekle vurulunca kolayca açılması için kullanılan bir şişe asidi kafaya dikerek içmiş ve zehirlenmiş farkında olmadan.
    - filmin ilk 10 dakika 30 saniye'si diyalogsuz.
    - köprüyü havaya uçurma sahnesinde büyük olay olmuş: sergio leone köprünün havaya uçurulma işinin başlaması için "tamam" emrini veriyor walkie talkie'yle ekibe ama diğer ekipten biri de telsiz kanalına girip tamam devam diyince, yüzbaşı, tamam sinyalini alıyor ve köprüyü havaya uçuruyor; ama yanlış sinyal, orada ne kamera var ne de başka bir şey. buna sebep olan ekip amiri, hemen arabaya atlayıp kaçıyor, leone'nin moral yerlerde, adamı kovuyor. daha sonra yüzbaşı gelip askerler köprüyü tekrar tamir etsin, tekrar uçurururuz diyor leone'ye, ama bir şartla, kovduğu adamı geri aldırttırıyor.
    - clint eastwood ve eli wallach arasında boy farkı uçurumu yüzünden ikisini aynı karede çekmekte zorlanılmış.
    - filmde ironik durum bir daha, eli wallach, papaz kardeşi*'ne [ki for a few dollars more filminde bir haydutu oynadı] şöyle diyor: "where we came from, if one did not want to die of poverty, one became a priest or a bandit!"
    - mezarlıkta, tuco'nun yanlış mezardan çıkardığı iskelet, aslında vasiyetine, öldükten sonra bir filmde rol almak istiyorum diyen bir ispanyol aktris ait, leone bunu kullanmış...
    - ve bu mezarlık ispanya, burgos'ta.

    --- spoiler ---

    www.imdb.com/title/tt0060196/trivia
  • filmdeki karakterler özetle şöyledir:

    blondie : -_-

    tuco : o.o

    angel eyes : >_<
  • netflix'te sad hill unearthed (sad hill mezarlığı) belgeselini izleyince yazmak istedim. belgeselde, filmin mezarlık sahnesinin çekildiği, ispanya'daki sad hill'in hikâyesi anlatılıyor. 5 bin kişinin gömülmesi için yapılmış ama hiç kullanılmamış bu mezarlık, leone'nin filminin çekiminden sonra kaderine terk edilmiş ve zamanla toprak altında kalarak izi kaybolmuş. filmin birçok hayranı, filmin o vurucu final sahnelerinin çekildiği mekanın peşine düşerek, buluyorlar ve bin bir zorlukla mezarlıkta kazılara başlayarak, mekânı yeniden gün yüzüne çıkartıyorlar.

    neyse, belgeseli ilgisine tavsiye ederek, film hakkındaki kısa ve net düşüncemi yazayım.

    dünya sinemasının gelmiş geçmiş tartışmasız en iyi filmidir. film müzikleri de alanının zirvesidir.
  • filmdeki üç karakterden, iyi(clint eastwood) kendini toplumdan soyutlamış, yalnızlığı seven, hiçbir ahlaki ya da siyasi bir inancı olmayan, ama kendine göre bir adalet duygusuyla haraket eden bir insan, kötü(lee van cleef), toplumsal yaşantıya adapte olmus, is hayatında(adam öldürme) dahi kibar, nazik, görgü ve ahlak kuralarına uyum gösteren, zamana göre hareket etmesini, güçlü tarafın yanında olmasını bilen ve para için herseyi yapabilecek bir karakter, çirkin(eli wallach) ise köylülügü ve fakirligi yüzünden toplumdan dislanmis ve hor görülmüş, kaba saba, bencil, haydutlugu benimsemis, kisisel zevk ve ihtirasları pesinde kosan, toplum ve ahlak degerlerini hiçe sayan ve bunlarla dalga geçen bir insan olarak karsimiza çıkar.

    şahsi kanımca, filmin asil yıldızı ve baskahramanı bir kaybeden olsa da çirkindir, onlar kadar karizmatik olmasa da, iyi ile kötüye göre filmde daha fazla gözükür, karakteri daha ayrıntılı biçimde anlatılır ve tüm antipatikligi ve sevimsizligine ragmen bize kendini sevdirir.
  • kovboyculuk oynarken her duello sirasinda
    "niriniri niiii... niii niii niii "
    die efekt yapmamiza neden olan film.
  • dünya sinema tarihinin; en muhteşem, en harika, en enfes finallerinden birine sahip olan, bilinen ve bilinmeyen tüm övgüleri hak eden, vahşi batının acımasızlığını, iyiliğini, kötülüğünü ve çirkinliğini iliklerimize kadar hissettiğimiz, filmdeki müzikleriyle bizi adeta içine çeken, yıllara meydan okuyan bir başyapıt... tüm zamanların en iyi western filmi... bir sergio leone imzası...

    bu satırları yazmadan önce filmi izlediğim ilk günü hatırlamaya çalıştım. nasıl bir efsane ile karşılaşacağımdan habersiz ilk 10 dakika içinde pes etmiştim. bir filmin ilk 10 dakikasında hiç mi diyalog olmaz, hiç mi heyecan olmaz... hiç mi enerji olmaz... olmuyormuş. peki ya son 10 dakikası? finalindeki tüm detayları, tüm heyecanı, tüm muhteşemliği ezberleyecek kadar çok izlemek... hayranlığın son safhası.

    iyinin her zaman iyi olmadığını, kötünün çok daha kötü, çirkinin ise bazen sempatik olabileceğini ve daha birçok detayı barındıran bir film var ise o da; iyi, kötü ve çirkin filmidir.

    burada kan var, gözyaşı var, dehşet var. efendilik arayan eternal sunshine of the spotless mind izlesin.

    --- spoiler ---

    var mısın bir triello atmaya?

    you see, in this world there's two kinds of people, my friend: those with loaded guns and those who dig. you dig.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    sergio leone, bir iki gereksiz gibi görünen ayrıntı ile filme müthiş bir derinlik kazandırır. tuco'nun rahip olan kardeşiyle karşılaşması ve aralarında aileleri hakkında geçen konuşmalar, hemen akabinde tuco'nun kardeşiyle kavga ettiğini gören blondie'yi, kardeşinin nasıl da kendisini sevdiğine, kalması için yalvardığına filan inandırmak için bir sürü palavrayı art arda dizmesi, savaş sahneleri, sarhoş yüzbaşı, bandoda keman çalarken alayan çocuğun savaşta blondie'nin kollarında ölmesi... bir de film "karşıtlıklarla atmosfer nasıl yaratılır?" sorusunun cevabı gibidir: bando hüzünlü bir şarkı çalarken içeride mahkumlara işkence yapılır, hatta işkencenin dozu arttıkça bandoya "daha hüzünlü çalın" emri verilir. en heyecanlı sahne, dakikalar boyunca sessizliğin ve hareketsizliğin olduğu, yaprağın dahi kımıldamadığı düello sahnesidir. bir de, filmin baş rol oyuncusu ve yıldızı eli wallach'ın hem filmde, hem de filmden sonra hakkı yenmiştir. aslen filmdeki en gerçek adam odur: yeri gelir iyiden daha iyi olur, yeri gelir kötüden daha kötü. zaten gerçek hayatta da iyi ve kötü yoktur, ama çirkin, ne yazık ki, vardır. film de zaten, gerçek hayatta bunların birbirinden ayırt edilemeyecek insanlar olduğunu anlattığı için başarılıdır. o yüzden filmde kimin kim olduğu, filmin hem başında, hem de sonunda, iki kere görüntülerinin üzerine yazılır, hani şaşırmayalım diye..
    --- spoiler ---
  • filmin kayıp sahnelerinden angel-eyes'in altınların peşine nasıl düştüğünü anlattığı bölüm. asker kampından ayrıldıkları sahneden sonrasına denk gelir. sahnenin gelişimi:

    blondie ve angel eyes yan yana at biniyor. birbirlerine yaklaşırlar, yavaşlarlar ve sonra bir nehir kıyısında dururlar. atlarından inerler ve atlar su içerken blondie bir puro yakar ve;

    "senin bu işle (altınlarla) ne alakan var?"

    angel eyes bir taşın üzerine oturur ve

    "ilginç bir hikaye..." der. torbadan biraz et, ekmek ve bir şişe çıkarır ve devam eder:

    "tesadüfen denk geldim" eline bir bıçak alıp ekmek ve eti porsiyonlara ayırmaya başlar, ardından açıklamasını genişletir:

    "savaşın ilk aylarında, 200.000 altına eşlik eden bir konfederasyon müfrezesi pusuya düşürüldü... sadece ikisi hayatta kaldı, yaralıydılar, stevens ve baker adında iki adam"

    angel eyes, blondie'ye ekmeğin bir kısmını verir ve devam eder,

    "takviye kuvvetleri geldiğinde 200.000 dolar ortadan kaybolmuştu. açıkçası, saldırganlar onu almıştı... en azından, soruşturmanın sonucu buydu."

    angel eyes bir içki alır ve ardından blondie'ye şişeyi verir. devam eder:

    "tamam, bir gün biri beni buldu ve bir adama suikast düzenlemem için bana 500 dolar teklif etti..."

    angel eyes uğursuzca gülüyor ve devam ediyor:

    "olağanüstü bir şey yok... sözleşmeyi verenin kaptan baker olması ve hedefin stevens olması dışında... soruşturmayı birçok insan gibi ben de biliyordum... hızlı bir şekilde hareket etmem gerekiyordu. 200.000 dolarlık arayış...stevens bana pusudan sağ kurtulan üçüncü bir kişi olduğunu açıkladı... ve madeni para kasasıyla ortadan kaybolan kişi oydu..."

    angel eyes piposunu yakıyor ve hikayesine devam ediyor:

    "şimdiye kadar, çok iyi... stevens'ı vuruyorum çünkü baker bana para vermişti... [gülüyor]. stevens aynısını yapmam için bana para verdiği için baker'ı öldürüyorum. .. geriye sadece ben ve bu arada adını değiştiren jackson kaldı."

    blondie araya giriyor,

    "gerisi basit. biz carson'ı [jackson'ın yeni kimliğini] senden önce bulduk."

    angel eyes,

    "kesinlikle, oyunun dışındaydım... ama benim için hala bir şans daha vardı... birinin carson'u canlı bulması ve carson'ın konuşması..." diye yanıt verir.

    angel eyes bir içki daha alır ve kalanları toplamaya başlar. blondie

    "neden gönüllü oldun?"

    angel eyes,

    "ben betterville kampına transfer edildim. hayatta öyle zamanlar olur ki, durumdan kaçmanın artık bir faydası olmaz. hayatın senin yanından akıp gittiği yere oturman gerekir... ağı atarsın ve küçük balığı yakalamayı umarsın... benim şansım milyonda birdi (gülüyor). gördüğünüz gibi şansım yaver gitti."

    angel-eyes ayağa kalkar, ardından aynısını yapan blondie gelir. atlarına giderler. blondie kendi çantasını ata bağlar, atın gerginliği ve altıncı hissi ona bir tehdidin varlığını anlatıyor gibidir.

    etrafına bakar ve gözlemler... küçük bir tepenin üzerinde, çok uzakta, hareketsiz duran beş binici görür. blondie, tehdidi fark etmemiş gibi görünen angel eyes'a döner. daha sonra atına biner ama yola çıkmadan önce dönüp bakar...beş atlı artık orada değildir.

    kaynak: peter j. hanley'in "behind-the-scenes of sergio leone's the good, the bad and the ugly" kitabı. görsel

    filmde iki düşman karakter arasında uzun süreli bir ittifak görmek ilginç olurdu. yönetmen tercihini çirkin ile iyi arasında yapmış.

    * ilgili sahnenin fotoğrafları

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    müzayedede satılan filmin lobi kartı. ilgili sahneye dair fotoğrafların kamera arkası fotoları olduğu iddiasını çürütür

    görsel
  • yeryüzünün en çirkin erkeği tuco benedicto pacifico juan maria ramirez'in işlediği suçlar aşağıdaki gibidir; (allah'ına kurban)

    adam öldürmek
    vatandaşları soymak
    hükümet bankasını soymak
    postane soymak
    dini eşyaları çalmak
    hapishaneyi kundaklamak
    yalancı şahitlik yapmak
    çok eşlilik
    karısını ve çocuğunu terk etmek
    adam kaçırmak
    pezevenklik yapmak
    şantaj yapmak
    çalıntı mal alıp satmak
    kalpazanlık
    eyalet kanunlarına karşı gelmek
    işaretli kart kullanmak
    hileli zar kullanmak
    sulh hakimine saldırmak
    beyaz bir bakire kıza tecavüz etmek
    siyah ırktan reşit olmayan bir kıza tecavüz etmek
    yolcuları soymak için bir treni raydan çıkartmak
    mülteci kaçırmak
    şerifin ofisini yakmak
    bir trende klavuz olarak çalışırken ücretini aldıktan hemen sonra treni sioux indians'taki avlanma sahasına bırakıp gitmek
hesabın var mı? giriş yap