• son yıllarda belli kesimlerin başlattığı ve alternatif tarihe meraklı olan kıraathane entellektüelleri tarafından yoğun bir şekilde oluşturulmaya çalışılan abdülhamid fetişi öylesine bir övgü değil.

    tarihsel gerçekler, abdülhamid zamanı kaybedilen topraklar, yanlış politikalar bu kadar bariz iken abdülhamid'in ısrarla kahraman ve büyük bir lider olarak gösterilmeye çalışılmasının sebebi çok bariz.

    abdülhamid'e 2. meşrutiyetin zorla kabul ettirildiği ilk günlerde; meşrutiyet yönetimi, gericiler ve padişah yanlıları tarafından ciddi tepkiyle karşılanmış ve kaldırılmak istenmişti. devamında abdülhamit'in de gizli desteğiyle istanbul'da 31 mart vakası olarak bilinen olaylar başlamıştı. ilk başta meşrutiyet karşıtı olarak başlayan isyan, zamanla aşırı dinci ve gericilerin de desteklediği bir isyan oldu. meşrutiyete karşı başlatılan bu isyanı bastırmak için selanik'ten yola çıkan hareket ordusunun kurmay başkanı da mustafa kemal idi.
    hareket ordusu istanbul'a girip isyancıları, gericileri tutuklamış. 71 kişiyi idam etmiş. abdülhamit'i tahttan indirmiş, padişahın yetkileri kısıtlanmış ve osmanlı'da monarşi 609 yılın ardından geri gelmemek üzere tamamen kaldırılmıştır.

    özellikle yeni nesilde oluşturulmaya çalışılan abdülhamid fetişinin; insanlarda oluşturacağı bir sonraki his, abdülhamid'i tahttan indirenlere (başta mustafa kemal) karşı nefrettir. çoğulcu demokrasiye karşı tepkidir.

    işte bu yüzden her yerde abdülhamid fetişi yıllardır moda yapılmaya çalışıyor...
  • 33 sene gemiyi ayakta tuttuğu (!) düşünülen padişahtır. şimdi bakalım, bu gemi nasıl ayakta tutulmuş, bu geminin güvertesi, sintinesi falan yerinde mi kalmış?

    1876: ıı. abdülhamit tahta çıkar.

    1877-1878: tarihe "93 harbi" diye geçen osmanlı-rus savaşı: savaşı yıldız sarayından büyük ustalıkla (!) yönetir ıı. abdülhamit. ruslar, istanbul'un burnunun dibindeki ayastefanos'a kadar gelirler. tarih kitaplarında her şeyi türkçeleştiririz de, ayastefanos pas geçilir. kim bilir, belki de ayastefanos'un bugünkü yeşilköy olduğunu, rusların yeşilköy'e kadar geldiğini görmezden gelmek işimize gelir. bu ayrı bir konu.

    1878: berlin antlaşması: romanya, sırbistan, karadağ tam bağımsız olur. dobruca bölgesi romanya'ya, niş kenti ve çevresi sırbistan'a bırakılır. bosna-hersek, avusturya-macaristan yönetimine terk edilir. bulgaristan ikiye bölünür. kuzeyinde sofya merkezli yarı bağımsız bulgar prensliği kurulur. güneyinde filibe merkezli doğu rumeli vilayeti. doğu anadolu'da kars, artvin, ardahan, batum dörtlüsünün de bu antlaşmayla ruslara bırakıldığını ve bu dört kentten üçünün kurtuluş savaşı döneminde geri alınabildiğini pek dile getirmez nedense bu gemi seviciler. bu arada ayastefanos antlaşmasının koşullarını yumuşatmak pahasına kıbrıs'ın ingilizlerce işgaline de bu alicenap padişahın razı olduğunu belirtelim de, kıbrıs ne zaman nasıl elden çıkmış bilinsin.

    1881: yunanlar, teselya bölgesini işgal eder.

    1881: fransızlar boş geçer mi? kuzey afrika'da tunus'u işgal ederler. devletlünün gıkı çıkmaz.

    1881: (biraz da geyik) aynı yıl iki rezalete dayanamayan, mustafa kemal atatürk, "bu yıl doğayım bari ben artık" der ve doğar.

    1882: ingilizler de mısır'ı işgal ederler. ama kibarlık olsun diye sağ olsunlar, "yönetimine el koyduk. biz yöneteceğiz sadece. o kadar" derler. 30 yıl sonrasında trablusgarp savaşında türk subayları bu yüzden mısır'dan sahte kimliklerle, canlarını tehlikeye atarak gidebilirler trablusgarp'a.

    1885: bu yılı da boş geçmez gemi kaptanı. yukarıda yazmıştık ya, doğu rumeli'de özerk bir vilayet kuruldu diye. işte bu özerk vilayet, bulgaristan ile birleşir. filibe, kırcaali, burgaz gibi bugün sınırımızın dibindeki yerleri tırıs tırıs bulgarlara bırakır.

    1897: gemi kaptanımız stratejik zekasını konuşturur bu defa. yunanlıları yendiğimiz ve atina kapılarının açıldığı bir savaştan sonra öyle bir antlaşma imzalar ki, girit savaş öncesine göre biraz daha osmanlı egemenliğinden çıkar ve adada türk varlığını simgeleyen bir tek bayrağımız kalır (ulan yazdıkça bana birisini çağrıştırmaya başladı ama neyse).

    1908: 30 yıl önce yönetimini bıraktığımız bosna-hersek'i tamamen ilhak eder avusturya-macaristan. bulgaristan da boş durur mu, tamamen bağımsız olduğunu ilan eder.

    1909: ıı. abdülhamit tahttan indirilir.

    özetle durum yukarıdaki gibidir. bu arada sırf iktidarını uzatmak için yabancılardan 10'dan fazla kez dış borç aldığını, yabancı devletlerin işlerini gördürmek için ege'ye iki gemi gönderip korkutarak istedikleri her şeyi şıp diye yaptırdıklarını, yabancı elçilerin yazışmalarında abdülhamit kaptanla dalga geçtiklerini falan hiç söylemiyorum.

    sonuç olarak, "gemiyi ayakta mı tutmuş, gemiye s*ki mi tutturmuş" farkının farkına varılması gereken padişahtır...

    editt: ayestefanos, "ayastefanos" olarak düzeltildi. thanx to upland prince
  • bir zamanlar ayastefanos rus abidesi diye bir yer varmış.
    bakmayın adının yabancı gibi olduğuna.
    bildiğin bakırköy avcılar arası, istanbul yeşilköy'de bir yer.
    bugün yıldız sarayı'na yürüyerek 6 saat, araba ile 25 dakika.
    ikinci abdülhamit iktidarda iken, rus askeri buraya kadar gelmiş, düşünün.
    ruslar'ı burada durduran da osmanlı değil, diğer ülkelerin verdiği ultimatomlar.
    20 yıl sonra ruslar, ölen rus askerleri için buraya bir anıt yaptırmışlar. yapmamışlar bak, yaptırmışlar. parasını da ikinci abdülhamit'e ödetmişler.
    göze batacak kadar ihtişamlı bir anıttır hatta anıttaki çanın sesinin bütün istanbul'dan duyulabildiği söylenir.

    1914'de ittihatçılar tarafından yıkılır.
    3-4 dinamitle yıkılır zannedilmiş,ama 10 paket dinamitle bile çok küçük bir tahribat yaratınca, ancak denizden top atışı ile yıkışabilmiştir.
    hatta bu yıkım filme çekilir, türk sinema tarihinin ilk filmidir.
    (bkz: ayastefanos'taki rus abidesinin yıkılışı), ya da öteki adı ile "moskof heykelinin tahribi"

    maalesef film kaybolup gitmiştir

    ek bilgi : bir yazar arkadaşımızın verdiği bilgiye göre, ruslar'ın yeşilköy'de durdurulma sürecinin sonucu olarak kıbrıs, tek kurşun atılmadan elden gitmiştir.
    kıbrıs'ın ikinci abdülhamit'e verilen bir ultimatomla, sadece 48 saat içinde nasıl kiraya verildiğini belgelerinden okumak için aşağıdaki linke bakınız.
    https://belleten.gov.tr/tam-metin/1523/tur
  • abdülhamid'in osmanlıyı yöneten ekibi.

    bu ekibi ermenistan kabinesi sanmayın,
    bu ekip; 33 senelık abdulhamid devrinin ekibi.

    sonra da devlet batınca türkçülük başlamış da devlet çökmüşmüş.

    peki, bu ekonomik iflas tablosunda türkler nerede ?

    halife-i müslümin 2. abdülhamit’in nazırlarından (bakanlarından) ve bürokratlarına buyrun bakalım:

    *hariciye nazırları* aleksandros karateodori paşa (1878-1879)
    gabriel pasha ve
    sava paşa (1879-1880)

    *hazine-i hassa nazırları*
    agop ohanes kazazyan (1876-1891),
    mikail portakalyan efendi (1891-1897),
    ohanes sakız efendi (1897-1908)

    *maliye nazırı*
    agop ohanes kazasyan paşa (28-30 ağustos 1885), (aralık 1886 - mart 1887) (1888-1891)

    *nafia nazırları*
    ohanes çamiç efendi (1877-1878),
    aleksandr karateodori paşa (1878)
    sava paşa (1878-1879)

    *orman ve maadin nazırları*
    mavrokordato efendi (1908-1909),
    aristidi paşa ( 1909)

    *ticaret ve ziraat nazırları*
    bedros kuyumcuyan efendi (1880)

    gabriel noradonkyan efendi (1908-1909)

    *ayan üyeleri(1876)* antopolos efendi aristarki bey,
    daviçon karmona efendi,
    musurus paşa,
    serviçen efendi,
    stoyanoviç efendi,
    dr. de kastro bey,
    mavroyeni paşa, karatodri paşa,
    abraham karakahya paşa

    *ayan üyeleri(1908)* azaryan efendi,
    basarya efendi,
    bohor efendi,
    fethi franko bey,
    gabriyel noradonkyan efendi,
    mavrokordato efendi,
    mavroyeni bey,
    oksanti efendi,
    yorgiyadis efendi,
    aram efendi,
    popoviç temko efendi,

    babıali hukuk müşaviri gabriel efendi;
    abdülhamit zamanında sürekli el üstünde tutulan bu gabriel efendi 2. dünya savaşı sonrası düzenlenen paris konferansında ermeniler için toprak talep etmiş, lozan konferansına da ermeniler adına katılmıştır .

    *elçilere göz attığımızda*

    y. fotiades bey ve
    gobdan efendi’nin atina,

    azaryan efendi’nin belgrad,

    e. karatodri efendi’nin brüksel,

    blak bey’in bükreş,

    yanko karaca,
    misak efendi ve
    aritraki efendi’nin lahey,

    k. musurus paşa,
    alfred rüstem paşa ve
    antopulo paşa’nın londra,

    naum paşa’nın paris,
    s. musurus bey ve
    y. fotiades bey’in roma,

    nikola gobdan efendi’nin sofya,

    a. vogorides paşa’nın viyana,

    l. aristarki bey ve a. mavroyeni bey’in washington’da büyükelçi-elçi olarak görev yaptıklarını görüyoruz.

    konsolos ve kâtipliklerde de türk unsurundan ziyade ermeni ve bilhassa rum memurlar kullanılmakta idi.

    *valilik koltuklarının çoğunda da gayrimüslimler oturuyordu.*

    mesela;

    *şarkî rumeli valileri*
    sava paşa,
    aleko vogorides paşa,
    gavril paşa hristoiç,
    alexandre de battenberg,
    ferdinand de saxe-cobourg et gotha.

    *sisam beyleri*
    mişel gregoriyadis bey,
    aleksander mavroyeni bey,
    yanko vitinos bey,
    kostaki karateodori paşa,
    yorgi yorgiadis efendi,
    andrea kopasis efendi.

    *cebelilübnan sancağı mutasarrıfları*
    vasa paşa, naum paşa, yusuf franko paşa.

    maliyesini, hariciyesini, tarımını, madenlerini ve de mülkiyesini gayrimüslimlere bırakmış devletin başında bir islâm halifesi (!) vardır…

    şimdi anladınımız mı atatürk'ün kimin tekerine çomak soktuğunu ?

    kaynak kitap:
    kuneralp, sinan, son dönem osmanlı erkan ve ricali,
    prosopografik rehber, istanbul: isis yayınları, 1999.
  • üst edit: gerçekler bazılarının canını fena yakmış, beni iftira atmakla, "son halife"ye kara çalmakla itham ediyorlar!!! ben belgeleri koydum geçtim. varsa elinizde bunların tersini kanıtlayacak belgeler paylaşın görelim. yoksa eğer, oturun efendi efendi okuyup öğrenin.

    trt'deki malum dizi, akp'nin neo-osmanlıcılık propagandası ve son olarak bu zatın soyundan gelenlerin açıklamaları ile gündem olmuş olan bir devrin osmanlı sultanı. kendisinine ilişkin bir iki bilgiyi de ben aktarmak istiyorum. bu sözde "filistin koruyucusu, yahudi karşıtı, vatan sevdalısı, dahi sultan"ın ülkeyi satışına ilişkin sayısız icraattan sadece bir kaçı:

    1- ikinci abdülhamit'in 1897 savaşı sonrası teselya-yenişehir'le (larissa) birlikte 1898 anlaşmasıyla terkettigi girit-kandiye kalesinde bayrak inerken *

    2- ikinci abdülhamit, beyrut merkezli lübnan ve filistin'de elektrikten suya, tren ve tramvaydan gaza her şeyi yabancıya verdi. 1 2 3 4

    3- ikinci abdülhamit, beyrut merkezli lübnan ve filistin bölgesi başta suriye'nin tamamında yatırımları yabancılara devretti. 1 2

    4- ikinci abdülhamit fermanı ile 1892'de beyrut'ta kurulan fransız f. sermayeli şirkete 1906'da elektrik imtiyazı da verildi. 1 2

    5- ikinci abdülhamit, filistin'i ingilizlere peşkeş çekti. 1

    6- ikinci abdülhamit'ten 1888'de yafa-kudüs demiryolu yapım ve işletme imtiyazını alan yasef navon, ruhsatı 1890'da jean frotiker ve franko blej'le kurdukları şirkete devretti. şirkete 1892'de finansman iştiraki sağlayan ingiliz uyruklu m.pilling, hattı hayfa-kudüs-şam güzergâhına aldı. *

    7- yafa-kudüs hattını çift limanlı akka ve yafa-kudüs-şam güzergâhına alan jr. pilling, limanların ve taberiye gölü'nde gemi işletmeciliğini de kapmış, ingiliz a. clark, h. spencley, h. h. bolton ve w. e. whitworth'u ortak alarak %6 faizli 99 yıllık da 1982 vadeli ipotek senedi ihraç etmişti. *

    8- suriye osmanlı demiryolu anonim şirketi asil ve kurucu yönetim kurulu uyeleri: john robert pilling, andrew clark, howard spencley, henry h. bolton, william ernst whitworth, franko blej, jean frotiker, leon mahu, frederik baru, mosyu perke, kamil kolas, yasef navun.

    9- ikinci abdülhamit, roma çağı herod'un augustos'a ithafen filistin'de kurduğu kaiseria kentini rodschilds vakfı'na sattı. kitabe museum rockefeller'de sergileniyor. ikinci abdülhamit, filistin'deki antik kaiseria kentini musevi rothschild'a devrettikten sonra tel-aviv'in kuruluş toprağı da 1909'da vakfa satıldı. *

    10- osmanlı'nın kapitalizmle imtihanı: kırım savaşı borçlanmasıyla yakayı galata bankerlerine kaptıran abdülaziz, ingilizlere merkez bankası tekel yetkisi verince fransızlar karşı çıktı ve anglo-frank ortaklığında osmanlı bankası kuruldu. ayaklanan galata bankerlerine sus payı yürümedi. 1 2 3 4

    11- sermaye ve teknoloji birikiminden yoksun osmanlı'da hanedan yönetimi bütçe disiplininden kopunca devlet ciddiyetinden uzaklaştı ve nezaretler sıkıştıkça bankerlerden başına buyruk yüksek faizli/kısa vadeli borçlanmalara gitmek zorunda kaldı. *

    12- sultan abdülaziz döneminde borçlanılan galata bankerlerinin yerini ikinci abdülhamit çağında yabancı sermayeli osmanlı bankası'nın alması türkiye tarafında pek bir şey değiştirmedi. yine elin parası ve fişeği ile tophane_i amire kendi başına "işler eyleyu idi". 1 2

    13- londra, paris ve 'constantinapolis' merkezli, ingiliz-fransız ortaklığıyla 1860'da kurulan osmanlı bankası'nın üç dilde hisse senedi. *

    14- '0ttoman bank' resmi kuruluş tarihini ıngiliz kraliçesi victoria tarafından verilen fermanın (royal charter) tarihi 24 mayıs 1856 olarak kabul ediyor. *

    15- ingiltere kraliçesi victoria'nın 1856 tarihli fermanıyla kurulan ve s. abdülaziz tarafından devlet-i aliye'nin parasını basma imtiyazı tanınan ingiliz-fransız ortaklığı osmanlı bankası'nın sermayesini 1862'de 500 binden 1milyon sterlinge çıkarması da yine majestelerinin fermanıyla. *

    16- ikinci abdülhamit döneminde limanları, demiryolları, elektrik, su imtiyazları ve antik kentleri levantlar ve musevilere dağıtılan filistin'de tahta 5. mehmet reşat'ın çıkmasıyla 1910'da kudüs tüccarlarından ismail el-hüseyni, yusuf vefa ve a. ayıntâbi filistin ticaret bankası'nı kurdu. *

    17- osmanlı'nın askerî ve malî çöküşle 1881'de %10 faizle bile borçlanamaması üzerine ekonomi yönetimini duyun-u umumiye ve reji şirketi'ne bırakan ikinci abdülhamid, yeni maliye nazırı avram paşa ile d.karadeniz madenlerini ingilizlere, batıdakileri banker ortaklı fransızlara peşkeş çekti. 1 2 3 4

    18- milli piyango'nun damat eliyle tüpçü'ye verildiği günümüzden 120 yıl önce ikinci abdülhamit'in izmir valisi kâmil paşa,s aray'ın izniyle 1899'da 'hamidiye piyangosu' düzenleme ruhsatını banker mordehay levi ile musevi sarraf benyamin davidas'a vermişti. 1 2 3

    19- ulu hakan, halife sultan, 'el gazi' padişah ikinci abdülhamit han ve maliye nazırı avram paşa 'yerli ve milli' kanun hükmünde kararnamelerle izmir/seferihisar'daki gümüş madeni ruhsatını fransız ıtibar-ı osmani şirketi ve konya'daki demir madeni imtiyazını ingiliz karamanlı ltd'ye verdi. 1 2 3

    20- rodos merkezli '12 ada'nın 1912'de italyan işgaline giden yolda ikinci abdülhamit'in nisiros adası'ndaki sülfür madenlerini işletme imtiyazını 1881'de italyan uyruklu s. ralli ve oğulları şirketine vermesi ilk adımlardandır. vahidettin de aynı şirkete zeytinyağı üretme ruhsatı vermişti. 1 2 3

    21- balıkesir'in balya ilçesinin kocagümüş ve karaaydın köylerindeki gümüş ile mancınık köyü kömürleri için ikinci abdülhamit'in verdiği imtiyazlarını devralan şirketin yönetiminde, t. mavrokordato, e. eugenidis, s. kordiyo, z. iskolidi, e. simopoulo, n. nikolopoulo ve z. antonini bulunmaktaydı. 1 2

    22- ikinci abdülhamit; selânik/kesendre'deki manganez, antimon, bakır ve gümüşlü kurşun madenlerini musevi alatini ve mizrahi aileleri ile izodor şirketi hissedarı banque constantinople ve ortağı italyan j. b. sarpieri'ye verdi. etnik eşkiya 1899'da şirket müdürünü kaçırıp 15bin altın lira fidye aldı ve müdür chelavier için ödenen haraç devlete ödenecek %5 (bugün %4) paydan kesildi. adlî ve inzibatî kapütülasyonun bu örneği, kadınlara yasaklı ve bizde tiyatro oyunu, batıda romanı ile bugün bilgisayar oyunuyla ünlü aynaroz/kesendere/kasendre manastırında sahnelenmişti. 1 2 3

    23- ikinci abdülhamit'in 1891'de verdiği imtiyazla y. yuanidis, rum banker l. zarifi ile birlikte yabancı sermayeli osmanlı bankası ortaklığında, ereğli madenlerini dekovil hattıyla zonguldak'ta yapılacak limana taşımak üzere baron de'nervo, m. berger, c. d'amoux, l. lakolt'la şirket kurdular. 1 2

    24- ikinci abdülhamit; giresun'da; 1879'da karamanlı/abdalsuyu manganez imtiyazını g. paraçoti'ye, 1884'te çakırlı/karabulduk gümüşkurşun-antimuanı banker l. zarifi'ye, 1987de ada'da gümüş-kurşunu k. yakutciyan'a, 1907de seydiköy bakır-çinkoyu e. baduvan'a,
    1908'de piraziz'de bakırı k. vasil'e verdi. 1 2

    25- londra'da 1862'de kurulan 'the ottoman' şirketi yıllarca gelişemedi. ikinci abdülhamit tahta çıkınca, 1890'da adını 'minik asya'ya indirgeyip, giresun/şebinkarahisar'ın doludere ve karadere köyleri arasındaki küçüktepe bölgesindeki bakır ve gümüşlü kurşun madenlerinin imtiyazını aldı. 1 2 3

    26- kocaeli/kandıra karadeniz sahilindeki donanma için yakıt kaynağı karasu kömür madeni fransız şirketine devredilmişti. *

    27- ikinci abdülhamit, 1891'de istanbul ve izmir limanlarını yabancılara devretti. 1 2 cumhuriyet 1926'da izir limanını millileştirerek geri alıp 'alsancak' adını verdi.* ancak akp hükumeti döneminde yine saray fonuna devredildi!

    28- bugün kanadalı şirketin talanına açılan kaz dağları, ikinci abdülhamit döneminde de e. eugenides ve a. harens'in e. edremit m.v. ferhat b. ile kurdukları 'nationale' kereste fabrikasına peşkeş çekilmişti ve bölgedeki ağaçlar biçilmişti!

    29- ikinci abdülhamit istanbul'un iki yakasındaki gibi selanik ve beyrut'ta ve diğer büyük şehirlerde şu şebekelerini yabancılara verdi. *

    30- 'constantinople'un avrupa yakasında şehir suyu şebekesi imtiyazını 1882'de m. ternau, asya yakasını 1889'da isviçre bale'deki şirketine veren ikinci abdülhamit, sigorta tekelini de 1892'de ternau ile banker r. bedouville'in ottoman bank iştiraklerine verdi. şirket 1918'de el değiştirdi. 1 2 3 4

    31- 33 yıllık iktidarında osmanlı toparlakları 3'te1 oranında küçülen ikinci abdülhamit döneminde (1876-1909) bütün demiryolları yabancıların eline geçip bütün fabrika ve limanlarına yabancılar el koymuştu.

    32- ızmır, selanik, beyrut, k.ereğli, sakız adası gibi ıstinye'den karaköy, tophane, haydarpaşa ve haliç'ten büyükada'ya kadar istanbul'un tüm limanları da yabancıların imtiyazına verilmişti. osmanlı donanması ise haliç'te çürümeye bırakıldı!
    1 https://ibb.co/b3wfwtr

    edit: yurt dışında olup da hizliresim.com üzerinden kaynak gösterdiğim fotoğraflara ulaşamayan arkadaşların uyarısı üzerine tüm kaynak fotoğrafları imgbb.com adresine refere edildi.
  • fransız gezgin cholet, ıı. abdülhamit dönemi osmanlı'sını ve özellikle anadolu'yu son derece rasyonel biçimde aşağıdaki gibi tasvir eder:

    " köyler terk edilmiş, evler harabeye dönmüştür. tarlalar ekilmeden bırakılmış, türk köylüleri anadolu'nun kıyı şeridindeki verimli toprakları azınlıklara bırakarak ülke içlerine dağlık/yüksek arazilere kaçmıştır. bu gerileyişin demografik olduğu kadar ekonomik sebepleri de vardır.
    türk köylüsünün askere gitme yükümlülüğü saray ve yağdancı bürokratlarınca alabildiğine kötüye kullanılmakta, ağır vergiler ile ekonomik yapıda bir altüst oluş gözlemlenmektedir.
    asker sadece müslüman/türk köylüsü arasından toplanır, tam bir kıyım makinesi olan ve ölüm/bulaşıcı hastalıklar nedeniyle geri dönme yüzdesi %50'den az olan büyük savaşlar haricinde mutlaka uzak ülkelerde( yemen, hicaz, mısır, balkanlar) bastırılacak isyanlar bulunmaktadır.

    en çarpıcı bölüm ise şöyle devam eder,

    1891 yılının kış aylarında doğu anadolu'da allah'tan karın örtmediği dar bir patika boyunca, sol elinde bir kılıç, sağında bir değnek, çoğunun sırtında bir tencere, elbise demeye bin şahit yırtık/yamalı pılı pırtı içindeki iskelet kıvamında insancıklar bin bir güçlükle dağ yollarını tırmanırken, kendilerinin ters yönüne gönderilen kitlelere rast gelirler... dağ yolunu tırmananlar terhis edilme şansını yakalayanlar, ters yönde gidenler geleceği gaip olanlardır... terhis edilenlerin bedensel acısı mı, yeni gidenlerin ruhsal acısı mı daha fazladır? bunu kimse bilemez...
    tabi ki garip türk köylüsünün/dağ yörüğünün/ağaçerisinin sefaletinin tek nedeni abdülhamit değil, total olarak osmanlı sistemidir. yine de abdülhamit, iktidarını uzatmak uğruna bozuk düzeni daha da bozmuştur diyebiliriz.

    bakmayın şimdi düğünlerde çalındıklarına!!! yemen türküleri, cezayir havaları, sarı yıldız türküleri ortak sevinçleri değil hep ortak acıları anlatır.
    rte de tıpkı öykünüp, sohbetlerinde sık sık referans verip kutsadığı kızıl sultan'ına ne kadar çok benzemektedir...
    selefi geçmişimizi, halefi geleceğimizi...

    (bkz: sen abdülhamit'i savundun)

    kaynak: stefanos yerasimos
    azgelişmişlik sürecinde türkiye

    edit: 2. abdülhamit’in çevresinin hainler tarafından sarıldığı, fatih, kanuni ve yavuz’un sahip olduğu yetenekli devlet adamları ile çalışmadığı iddia edilmiş.
    abdülhamit, neredeyse tüm dünyanın mutabık kaldığı osmanlı tarihinin en yetenekli/donanımlı sadrazamlarından/devlet adamlarından biri olan (bazı tarihçilere göre birincisi) olan mithat paşa’yı görevden alıp taif zindanında boğdurtmuştur. miri arazilerin bir kısmını ve mezopotamya'daki petrol yataklarını kendi şahsına yazdırması uyanıklığına ses etmeyen bürokratları ise el üstünde tutmuştur...
    edit bu kadar…
  • sultan abdulhamit ve sultan vahdettin ingiliz ajanı birer vatan hainidir, bir ingiliz hizmetkarıdır. trt1'de tarihi çarpıtan dizi ve programlara sakın kanmayın.

    1. osmanlı tarihinin en büyük toprak kaybı abdulhamit han döneminde yaşanmıştır. bu abdulhamit adlı alçak ingiliz ajanı, kıbrıs gibi devasa bir adayı ingilizlere 1878 yılında neredeyse bedavaya vermiştir, resmen peşkeş çekmiştir. ayrıca iktidarı döneminde, bosna hersek ve yenipazar'ın avusturya tarafından işgali (1878), tunus'un fransa tarafından işgali (1881), yunanistan'ın teselya'yı ilhakı (1881), mısır'ın birleşik krallık tarafından işgali (1882), somali'nin birleşik krallık tarafından işgali (1884), habeş eyaletinin italya tarafından işgali (1885), şarki rumeli'nin bulgaristan tarafından ilhakı (1885), makedonya'da tedhiş hareketleri ermeni isyanları (1891-1895), yunanistan ile savaş (1897), girit'e özerklik verilmesi (1898), kuveyt'in özerklik kazanması (1899), yemen isyanı (1905), ikinci meşrutiyet (1908), bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesi (1908), avusturya'nın bosna-hersek'i ilhak etmesi (1908), girit'in yunanistan'a katılma kararı (1908) gibi inanılması güç başarısızlıkları mevcuttur. resmen osmanlının 3'te 1'ini kaybetmiş. bütün bunlar bu vatan haini ingiliz ajanının zamanında olmuştur. osmanlı tarihinin en başarısız padişahı sultan abdulhamit'tir.
    2. ayrıca osmanlı zamanındaki ilk genelev abdulhamit zamanında açılmıştır.
    3. osmanlı imparatorluğunda ilk rakı, bira, viski fabrikası abdulhamit döneminde açılmıştır.
    4. abdulhamit denen hain, ingiliz generallerini osmanlı ordusunun önemli konumlarına atamıştır. osmanlı ordusu ingilizlerin kontrolüne geçmiştir.
    5. abdulhamit denen hain, ingiliz derin devletinin osmanlı imparatorluğunu tamamen ele geçirmesine ve osmanlı imparatorluğunun dağıtılmasına resmen önayak olmuştur, göz yummuştur.
    6. hain abdulhamit, osmanlı mehter marşının çalınmasını yasaklatıp, klasik batı müziği çalınmasını istemiştir.
    7. osmanlı arazilerinin yahudi siyonist bankerlere satılmasıyla ilgili kararnameyi çıkartan da hain abdulhamit'tir.
    8. bu alçak ingiliz ajanı, osmanlı imparatorluğu dağılıp işgal devletleri tarafından tamamen ele geçirilince tıpkı vahdettin gibi ingiltere'den sığınma talep etmiştir.

    osmanlı imparatorluğunu abdulhamit ve vahdettin adlı 2 ingiliz hizmetkarı hain padişah yok etmiş ve dağıtmıştır.

    akp iktidarı döneminde ise ülkemize ait ege adaları ve süleyman şah türbesi kaybedilmiştir. iktidarda akp'yi gören yunanın resmen biti kanlanmış, hevesi kabarmıştır. hatay ve kilis suriyeliler tarafından işgal edilmiş halde. ülkeye alınan 10milyon mülteci ile türkiye cumhuriyeti resmen içsavaşa ve işgale hazırlanıyor. önümüzdeki seçimde bu gidişe dur demezsek neler olabileceğini umarım herkes görebiliyordur.

    ek : günümüzde "osmanlıyı geri isteriz, osmanlı diriliyor, ümmet uyanıyor" gibi halkın genelinde hiçbir karşılığı olmayan saçmalıklar peşinde koşan ekmek bağımlısı 50 iq'lu kan emici hırsızlar bu ıslak rüyalarını bir kenara bırakabilirler. siz bu ülkenin sadece %3'lük kesimisiniz. demokrasiyi ve özgürlüğü tatmış bir topluma dayatmacı ve baskıcı bir yönetim modelini yutturamaz, kabul ettiremezsiniz. zaten halka bunu kabul ettiremeyeceğinizi bildiğiniz için 2017 referandumu öncesi başkanlık sistemine geçebilmek için ülkede bir 15 temmuz darbe tiyatrosu tertiplediniz ve sistem değişikliği ile ilgili maddeyi diğer maddelerin arasına resmen gizlediniz. insanlar ne olduğunu bilmeden referandumda evet dediler. halkın cehaletini kullandınız. ancak bugün herkes çevirdiğiniz dolapları anladı ve sizi iktidardan indiriyor, dikta heveslileri sizi. darbe tiyatrosunda 100'lerce insan öldü. bunu anlayan ve darbe tiyatrosunda eşi ve oğlunu kaybeden nihal olçok'a kulak veriniz. kendisi açık açık "biz darbe olacağını biliyorduk, meydana çıkarsak bişey olmaz sanıyorduk. oğlum ve eşim neden öldü" diyor. ayrıca 7 haziran 1 kasım 2015 arası karanlık dönem ve suriyenin toprak bütünlüğüne yapılan saldırı vs derken amerikanın kayığına binip çok eve ateş düşürdünüz, çok cana mal oldunuz. 2 dünyada da yakanıza yapışacak çok insan var. şimdiden söyliyim; insanlık suçuyla, savaş suçuyla yargılanacaksınız. size acıyan namerttir.
  • ilber ortaylı ifadesiyle; dünyanın gördüğü son büyük imparator.
  • kendi kafalarinda yarattigi sanrilarla dolu secular dunyalarinda kimilerince --her nedense??-- mustafa kemal ataturk dusmani zannedilen osmanli padisahi. birinci dunya savasi'na girmemek icin elinden geleni ardina koymamistir; lakin gunumuzde de sempatizanlari fazlasiyla olan ittihat ve terakki'nin hayalperest liderlerine maglup oldugu icun istediklerini yapamamistir. kitap bilmezmis, edebiyat bilmezmis, bilimden bihabermis??? vay anam vay... cehaletin bu kadarini eisenhower'i sampuan markasi zanneden en dangalak amerikali bile yapmaz diyecem diger dangalaklara hakaret olacak. hamid, sir arthur conan doyle'yi orijinalinden okuyabilen bir insandi-- ve doyle'yi sarayda agirlayip madalyayla sereflendirdigi bilinir. meclis'i kapatmasinin nedenleri ise istanbul'un o donemi dusunulurse anlasilabilir-- zira meclisin yuzde seksenlere varan bolumu imparatorluktan ayrilmaya yeminli gayri muslimlerden olusmaktaydi. ne yapacakti? alin balkanlar, on iki ada, trablusgarp, irak, filistin sizin mi olsun diyecekti? hamid, theodore herzlbasta olmak uzere osmanli'dan toprak isteme curetini gosteren sionistlere kafa tutabilecek kadar da kendine guvenen bir insandi. bugun israil'in bir dedigini iki edemeyen siyasetcileri gorunce hamid'in ozguveni cok daha iyi anlasiliyor. cok kisa bir sure icerisinde irak'a, medine'ye kadar yaptirdigi demiryollari, hastahaneler, universitelerin sayisina ve en onemlisi kalitesine bugun biz ulasabiliyor muyuz?? kuskuludur... kac yildir ankara'dan istanbul'a hizli tren hatti doseyecekler-- o da mafyadan izin alirlarsa. bugun tbmm'ye giren gayrimuslim sayisi hamid donemindeki sayinin binde biri midir?? o da kuskuludur... ama soysuzlugu yuceltmek, sapla samani birbirine karistirmak, gunumuzdeki statukonun, derin devletin en bariz temsilcileri haline gelmis asiretleri hamid'in sucu saymak-- iste asil aci olan budur.

    ozellikle 50'lerden sonra turkiye'de ikinci abdulhamit capinda baska bir basbakan gelmis midir? bence kesinlikle hayirdir bunu cevabi. ama gunu dusunerek gecmise kufretmek uzerine bizden daha iyi bir toplum olmadigi icin red kit okumayi marifet sanan basbakanlari, usaklik etmeyi erdem belleyen darbedarlari, okuzden farki olmayan kukla koyunlari basbakan belledik, disislerinde turkce konusulmasini istemeyen basbakanlari bas taci ettik. abdulhamit ve ataturk'u zit kutuplara koyup bilmemneresinden entellik tasladigini zanneden zihniyeti kiniyorum ikisinin de ruhu sad olsun diyorum.

    stargazer'in uyarisiyla edit: dogrudur; birinci dunya savasi ciktiginda sultan resad iktidarday ki. lakin abdulhamid -ki dusus tarihi 1909'dur (savastan 5 yil once)- savasin kacinilmaz olarak cikacagi sezdigi icin icten ice seviniyordu. kafasindaki plan, avrupa'nin birbirine girmesinden yararlanip imparatorlugu yeniden toparlamakti. yaptigi yeniliklerin muradi da budur.
  • istanbul'un i$gal, ihtimaline kar$ın eski$ehir'e nakli için teklif getirildiğinde, " ben burada (istanbul beylerbeyi sarayı) kalmayı ve vatana dua etmekle geçirmeyi tercih ederim.. fatih sultan mehmet istanbul'u ku$atınca bizans imparatoru kaçtı mı ki? bana onun bile kabul etmediği sefil bir i$i teklif ediyorsunuz? bu teklife nasıl oluyorda vicdanınız yatıyor ve diliniz varıyor! gerekirse biz de ölürüz, ölürüz de tarihe kaçak diye geçmeyiz!" demi$ büyük insan..
hesabın var mı? giriş yap