• insanı yirmi yedi yaş krizine sokan şarkıdır bu.

    aile ve çevre doğduğun andan itibaren başarıya kilitlemiştir seni, anaokulundan itibaren etkinliklerde kendini göstermen gerekir, "iyi bir eğitim" şarttır, sürekli yarışırsın, gözüne at gözlüklerini takıp koş derler sana...anadolu liseleri sınavına koş, fen liselerine koş, öss'ye koş...

    lise yıllarında şartlanmanın doruğuna çıkarsın. artık hayatın anlamı iyi bir üniversite kazanmak olmuştur. oturur hergün 500 tane soru çözersin, hedefler çok çok kolay olmuştur artık, sınava girersin ve kazanırsın(!). sana uygun olup olmadığına, o bölümü okumak isteyip istemediğine emin olamadan, başka seçenekleri araştıramadan gönlünden geçen bölümü değil "şampiyonların tercih ettiği bölümü" seçmek zorunda kalırsın, çünkü seni tanıyan herkes başka bir ihtimalin varlığını düşünemez, düşünmek istemez, gözünün içine bakarlar.

    dört senelik üniversite hayatın, sonra belki yüksek lisansın bittiğinde çalışmaya başlarsın. beyaz yakalı yığınlar seni de içine alır ve akıntıya kapılıp gidersin, ilk maaş, ilk halı saha maçı falan derken bir süre güzel bile gelir. ama sonra bir gün durup dururken aklına bir yol daha olabilme ihtimali gelir. seçip yürüdüğün yol o ana kadar senin biricik yolunken acaba dersin "ikinci bir yol daha var mıydı?" o an etrafındaki bütün o kalabalık bir anda yok olur gider sanki, zaman durur, birden bire boşalan yolların ortasında kalakalırsın.

    ikinci bir yol olması ihtimali aklına girdiği andan itibaren herşey değişir, soluklaşır, yoğunluğunu kaybeder, hayatından zevk alamaz hale gelirsin. çalışırken bilgisayarının başında dalar gidersin, hep aynı cümleler geçer aklından:"nereye nereye nereye gideyim, nereye gidebilirim burdan başka, gidebilir miyim?"

    şimdi artık önünde gerçekten iki yol vardır:mevcut durumunu kabullenirsin yada başka türlü bir hayatın olması için uğraşırsın;uğraşırken içinden bir ses "ya hepsinin sonu aynıysa" diye sinsi sinsi seni takip etse bile...

    (bkz: yirmi yedi yas krizi)
  • türk rock müzik grubu mavi sakal'ın 1998 tarihli kan kokusu albümünde yer alan unutulmaz senfonik rock parçası. bu albümden bir yıl önce ilk kez maxi-single (mavi sakal 97/iki yol) olarak yayınlanmış ve yayınlanır-yayınlanmaz fırtınalar koparmış efsanevi bir çalışmadır. bu albüm ve çalışmada, grup, dünyaca ünlü sanatçılara sayısız platin ve altın plak kazandırmış üç grammy ödülü sahibi bir prodüktör olan pip williams ile çalışmıştır. albümde ikinci prodüktör de mikko karmila olmuştur. albümün yapımını tümer & tümer üstlenerek, dünya standartlarında bir yapım ortaya çıkartmayı amaçlamıştır. kayıtlar finlandiya'daki finnvox stüdyoları ile londra'da batman, goldeneye, evita, the saint ve les miserables gibi dünyaca ünlü film müziklerinin kayıt edildiği cts stüdyolarında gerçekleştirilmiştir. gruba, hammond orgda finli sanatçı pate kivinen ve kontrbasda bir başka finli juho martikainen eşlik etmiştir. aynı zamanda albümün üç parçasına moody blues grubunun piyanisti bias boshell katkıda bulunmuştur. grubun eski solisti tibet ağırtan da albümde geri vokallerde yer alarak gruba destek vermiştir. mavi sakal 97/iki yol ve kan kokusu'nda, başta iki yol parçası olmak üzere, senfonik parçalarda londra senfoni, londra filarmoni ve st. martin in the fields orkestralarından seçilen 40 özel müzisyenden oluşan london session orchestra gruba eşlik etmiştir. senfonik parçaların orkestrasyonu pip williams tarafından yapılırken, orkestra organizasyonu ise konunun uzmanı isobel griffiths tarafından yapılmıştır. büyük orkestranın şefliğini gavyn wright yaparken, james shearman yönetmiştir. senfoni kayıtları jamess collins tarafından gerçekleştirilerek, miksler ingiltere'de chapel studios'da yapılmıştır. şarkının söz ve müziği kaan altan'a aittir. şarkıda gitar ve vokalde genç osman yavaş, gitarda kaan altan, bas gitarda andy wand ve davulda murat tümer vardır. şarkının çok ses getiren klibini ise amerikalı genç yönetmen charles richards çekmiştir. o dönemin pek tanınmamış mankenlerinden olan arzu yanardağ'ın rol aldığı klip, özellikle bir deprem anını andıran sallantılı sahnelerdeki özgün çekim teknikleri ve pastel renkleriyle dikkat çekmiş ve büyük beğeni toplamıştır. ayrıca klipte, yanardağ'ın kızıl saçları ve süt beyaz teni de dikkat çekmektedir. bu şarkı ve klibin kalitesi türkiye'de standartları o kadar yukarı çekmiştir ki, aradan geçen 20 yılda bu kalitenin yanına bile yaklaşılamamıştır. sonuçta, türkiye'de müzik sektörünün ve genel anlamıyla kültür endüstrisinin son yıllarda ne derece gerilediğini ispatlar şekilde, bu ülkeye halen çok fazla gelen istisnai bir çalışmadır. şarkının birkaç cover versiyonu da vardır ama bunlar, orijinal eserin yanında çok sönük kalmaktadır. şarkının sözleri şöyledir;

    neden soruyorsun
    nereye gideyim
    iki yol var demiştim
    hangisini seçeyim
    korkma bebeğim hepsinin sonu aynı
    çok yukarılarda biri mi bunları yaptı

    neden soruyorsun
    nereye gidiyorum
    iki yol var demiştim
    birinden gidiyorum
    gözyaşları bebeğim hepsinin sonu aynı
    birinin eksiği birinin fazlası

    birdenbire boşalan yolların ortasındayım
    hedefler hep çok çok kolay olmuştu
    birdenbire boşalan yolların ortasındayım
    hedefler hep çok çok kolay olmuştu

    nereye nereye nereye gideyim
    nereye nereye nereye gideyim

    birdenbire boşalan yolların ortasındayım
    hedefler hep çok çok kolay olmuştu
    birdenbire boşalan yolların ortasındayım
    hedefler hep çok çok kolay olmuştu

    nereye nereye nereye gideyim
    nereye nereye nereye gideyim

    birdenbire boşalan yolların ortasındayım
    hedefler hep çok çok kolay olmuştu
    birdenbire boşalan yolların ortasındayım
    hedefler hep çok çok kolay olmuştu

    korkma bebeğim hepsinin sonu aynı
    çok yukarılarda biri mi beni aldı
    korkma bebeğim hepsinin sonu aynı
    çok yukarılarda biri mi beni aldı

    mavi sakal (klip) - https://www.youtube.com/watch?v=7jiyltelkt8

    mavi sakal (canlı) - https://www.youtube.com/watch?v=h3hl69bjwwq

    karapaks - https://www.youtube.com/watch?v=ufmhpvkmaea

    emre aydın - https://www.youtube.com/watch?v=aaqrryev4tm

    birol giray (beegee) & ferman - https://www.youtube.com/watch?v=9avew8mc0j8

    alper kaya - https://www.youtube.com/watch?v=4wp3hzil0io
  • türkiye'de yapılan en güzel şarkılardan biridir iki yol. acıtsa da kanatsa da dinlemekten bıkılmayan bir mavi sakal mucizesi.. hayatımın vazgeçilmez şarkısı..

    --- spoiler ---
    korkma bebeğim
    hepsinin sonu aynı
    --- spoiler ---
  • sene iki bin bir, aylardan eylül. adana yine çok sıcak.

    liseye yeni başlamışım. o kadar ergenim ki, şiyir sandığım şeyler yazıyorum. misal okulun başladığının ertesi günü ikiz kuleler'e saldırı olmuş, ben de "ikiz kuleler gibi çökerken ruhum / sen hayallerimin teröristi oldun" diye yazmışım. birinci yeni, ikinci yeni filan bilmiyoruz tabii. zaten genel olarak hiçbir şey bildiğimiz yok.

    neyse efendim, bir gün akşam eve gitmek için servise bindiğimizde radyoda bir şarkı çalıyordu. üst dönemlerden bir tanesi kafasıyla radyoyu işaret edip "dinler misin?" diye sordu. tanımıyorum ki, nasıl dinleyeyim demedim tabii, sadece burun kıvırdım. sonra biri iki yol dedi. ne kadar uzaksam olaydan şarkının adını mı söyledi grubun adını mı anlayamadım. ama radyonun adını öğrenmiştim.

    gel zaman git zaman o radyoyu o kadar çok dinlemeye başladım ki, hayattaki sayılı zevklerimden oldu. "mavi doksan sekiz doksan sekiz ef em" cıngılı beynimin içinde dönmeye başlamıştı. tabii radyoda duyup öğrendiğim şarkıları kasetlere çektirmeye başlamıştım, ilk seçtiklerimden biri de bu şarkı olmuştu.

    lise bitti, üniversite bitti, yıllar hızlı trenler gibi akıp geçti. kasetler gitti, cd'ler geldi, onlar da gitti mp3'ler geldi, derken onlar da gitti streaming geldi. bu şarkı da arada unuttuğım diğerleri gibi bir köşede tozlanmaya başladı. bir süredir türkçe müzik dinlemeyi de bıraktım zaten, öksürtüyor.

    derken sene oldu iki bin on dört. aylardan yine eylül. ankara'da tatlı bir yağmur serinliği var.

    hafiften üşüyoruz, gençlerin sıkış tepiş oturduğu bir mekanda nefeslerle ısınmaya çalışıyoruz. fantastik bir çalma listesi var arka planda, önce yavuz çetin giriyor sadece senin olmak istedim diyor. aklıma "abi bir garip aşk bestesindeki soloları yavuz çetin atıyormuş" diyerek salya akıttığımız günler geliyor.

    derken bu şarkı çıkıyor. bu şarkıyı ilk duyduğumda henüz ilkokula başlamamış biri var masada, "kim bunlar?" diyor. yaşlandık mı lan acaba demiyorum, zaman geçiyor kabulleniyorum. biraz yaşlandık tabii, saçlar falan da seyrekleşmiştir belki.

    şişenin dibinde kalan birayı kafaya dikiyorum, başım da dönüyordur belki. evin yolunu bulabilecek miyim acaba. eve giden kaç yol vardır ki? bir eve kaç farklı yoldan gidilebilir ki? eve gittikten sonra hangi yol olduğu ne fark eder ki?

    ne diyorduk? neymiş iki yol varmış, sanki ülkeye kavşak arıyoruz. git işte birinden, gittikten sonra ne fark eder ki.
  • orta sınıf y kuşağı için, geçmişe baktığında başka bir ülkede yaşamış olduğu sanrısı yaratan bir şarkı. baya iyi simülasyon.
  • ölüm soğukluğunda, ürkütücü, güzel bi şarkı
  • şeytanın avukatı'nda, keanu reeves'in hastaneden dışarı çıktığı sahnede, arka plana en çok yakışacak parça.
    birdenbire boşalan yolların ortasındayım...
  • askerde çarşı iznine çıkılır. internet cafelerde bile iyi müzik bulmak oldukça zordur. o an maillerinize bakasınız gelir. birden çok altlara sıkışmış bir mail görürsünüz. sevgili arkadaşlarınızdan birinden gelmiştir. * kulaklığı takarsınız. çünkü o anı kimseyle paylaşmak istemezsiniz. yavaştan başlayan gitar ve piyano sesinin verdiği hazzı iliklerinizde hissedersiniz. belki 2 ay önce dinlemiştiniz bu şarkıyı. askere teslim olmadan hemen önce.. ama üzerinden seneler geçmiş gibi. uzun ve yorgun 70 günün sonunda bu iliklerinize işleyen haz yavaş yavaş size umut vermeye başlar. şarkı hızlandıkça sizde hızlanırsınız, şarkı yavaşladıkça sizde yavaşlarsınız. bitmesin istersiniz. bütün gün dinlersiniz. hayatınız bu şarkıyla tekrar gözünüzün önünden geçer. ama lanet olası saat gelmek üzeredir. 1 saat içinde geri dönmeniz gerekmektedir. yola çıkarsınız ve beyninize şu sözler kazınmış olur:

    birdenbire boşalan yolların
    ortasındayım
    hedefler hep
    çok çok kolay olmuştu
    nereye nereye nereye
    gideyim

    nereye gideceksiniz? alaya mı yoksa kimsenin sizi bulamayacağı bir yere mi? istemeye istemeye de olsa alaya gidersiniz ve bütün bir akşam boyunca bu şarkının sözlerini mırıldanırsınız. içeride bu şarkıyı bilmeyen insanlar size garip garip bakarlar. ne söylüyor bu diye. işte o zaman karşınıza çıkan iki yoldan yanlış olanı seçtiğinizi farkedersiniz.
  • tekinsiz bir şarkı.
  • sevilmek mi? - öyleyse bırakma yüreğini
    şimdiki yolundan ayrılmaya
    olduğun her şeyken şimdi,
    olmadığın şey olma.

    edgar allan poe
hesabın var mı? giriş yap