• ideal devlet adaletin üstünde yükselir. adalet de insanlar için tapınılan, hep aranılan ancak başkalarının ellerinden geldiği için her zaman eksiktir. toplumun bireyleri adaleti arındırılmış duygularla ve empatiyle gerçekleştiremezler. her zaman subjektif bir şeyler araya girer. islamiyette adalet kısasa kısas yöntemiyle ve hz ömer gibi adalet timsali insanların varlığıyla sembolizm üzerinden yürütülürdü. ancak bu kısasa kısas yöntemi de yapana eşit muamele olarak görünse de, özünde sadece bir cezalandırmadır. adalet, korkunç olaylar olduktan sonra herkes için, suçu işleyenin yaptığını anlayabilmesini sağlayabilecek, mağdurların mağduriyetini olabildiğince ortadan kaldırabilecek, durumu düzeltebilecek en üst düzey uygulamalardır. ancak adalet her zaman cezalandırma olarak algılanmıştır. ölüm cezası da bunlardan biridir. ideal devlet, öldürmez. kendi bireylerini öldürmekten men edebilecek bir varlık ortaya koyar. ideal devlet katil değildir. katillere karşı bile katillik etmez.

    adaletin insan eliyle sağlanamayacağı artık tarih bilinci olan hemen herkesin rahatça görebileceği bir durumdur. çok eski dönemlerde kahinler ve ermişler aracılığıyla adalet sağlanırdı. ancak günümüzde bir televizyon dizisi kahramanına da ermiş denebiliyor. devlet, tamamen tarafsız olamaz o nedenle de ideal olamaz. bu artık tam bir ütopyadır.
  • platon ideal devletinde diyor ki;

    “iyi eğitilmiş zeki ve sportif genç erkeklerle aynı özelliklere sahip genç kızlar evlenerek neslin devamı sağlanmalıdır!”

    şimdi dünyada olansa iyi eğitimli zeki insanlar çocuk yapmazken dünyaya hiçbir katma değeri olmayanlar sürüyle çoğalıyor!
  • farabi'nin "en mükemmel devletlerin yurttaşlarının görüşlerinin ilkeleri (el medinet ül fazıla)" adlı çok ünlü eserinin çevirisi.
    (bkz: farabi)
  • bazıları gökyüzünü ideal devlete benzetirler.. bunun nedeni ise gökyüzünün "herkese e$it uzaklıkta" olmasıdır..
  • platon’dan etkilenen fârâbî, "medinet’ül fâzıla" (erdemli şehir) adlı esrinde böyle ütopik bir devlet tasarlamıştır. ona göre, insanlar yardımlaşarak bir arada yaşamalıdır. sağlıklı bir organizmada bütün organlar nasıl uyumlu bir şekilde çalışıyorsa, toplum da böyle olmalıdır.

    kötü insanlar toplumdan çıkarılmalıdır. erdemli şehirde gerçeklikler, doğruluklar, iyilik ve güzellikler birleşirler. bunu sağlayan bu şehrin yöneticisidir. yönetici, peygamber ile filozofun erdemlerini kendinde toplayan kişidir ve bu özeliklerini topluma yayarak devleti yönetir. bireylerin de yöneticinin bilgilerine katılmasıyla mutlu bir şehir doğar.
  • yanılmaz, sorgulanamaz, şaşırmaz, hesap vermez, her şeyci, tümevarımcı olmayan devlettir.
    değişen, evrilen, gelişen, yenilenen, yenileyen, hatalarından ders çıkaran, hatalarını tekrarlamamaya çalışan, bu ülkede yaşamayı seviyorum dedirten, vatandaşları arasında "ayrı gayrı" yapmayan, berikini ötekine üstün tutmayan, fırsat eşitliği sağlamayı hedefleyen devlettir**
  • mutlaka okunması gereken bir (bkz: farabi) başyapıtı,

    --- spoiler ---

    yaklaşık bir milenyum önceden değerli bilgilerini kağıda döken büyük düşünür farabi, bir devletin ayakta sapasağlam kalmasını ve varlığını devam ettirmesinin temel kurallarını söz konusu eserde doğadan da esinlemeler yaparak göstermiş, bir devlet içinde paylaşılan ne kadar çok ortak payda var ise devlet kurumunun o denli güçlü olacağını belirtmiştir. günümüzde en ince noktamıza kadar kutuplaştığımızı veya kutuplaştırıldığımızı, ortak paydalarımız kalmayışını düşündüğümüzde eseri okumanın önemi bir kez daha anlaşılmaktadır.

    --- spoiler ---
  • platonun olması - olmaması gerekenler ile yapması - yapmaması gerekenleri ayrıntılı şekilde açıklayarak, 1 ve 2 isimlerini takıp günümüze kadar ulaştıdığı devlet tipidir.
    iyidir kötüdür yorum farkına saygı duyarım.
    ama platon daha bi özet şeklinde hani anlatamaz mıydın bunu be kardeşim. devleti inciğine boncuğuna kadar düşünmüşsün de neden siyasi düşünceler tarihi diye bir ders ilerde üniversitelerde okutulur, benim bu devletlerimi derslerde işlerler diye düşünemedin. hiç mi acımadın lan bize.
    sen bilir misin 45 dakikalık bir sınavda ideal devlet 1 i anlatınız sorusuna cevap vermek için neler çektiğimizi he. ulan 4 sene geçti mezun olalı üniversiteden, hala yazı yazmaktan nasır tutan bölge taze, her baktığımda anıyorum seni saygıyla ve sülaleni sevgiyle.
    olmadı platon olmadı.
    ben sana ideal devletleri tanımlayamazsın demedim adam olmazsın dedim.
    bence platon da adam madam değil - ahmet çakar...]]
  • farabi'nin el-medine el-fazıle adlı kitabının çevirisidir. öncelikle kendi yorumumu, sonrasında kitaptan çok şaşırtıcı bir pasaj yazacağım, benimkini siktir edebilirsiniz ancak aşağıda tırnak içini okumanızı kuvvetle tavsiye ederim.

    öncelikle yine ağır bir platon etkilenmesi mevcut. temel olarak önce madde, sonra insan ve en sonunda devlet yönetiminin ve toplum şekillenmesinin birbirine benzer süreçle ve şekilde olduğunu anlatıyor ki platon okuyanlara tanıdık gelecek bir görüş. tanrı ile ilgili ispat çalışmaları ve görüşlerinde ise eğer özgünse hem spinoza hem de descartes'ı etkilediğini net bir şekilde söyleyebilirim.

    spinoza'dan farklı olarak tanrı'nın tözünün her şeyi oluşturduğundan ziyade, yansımasının fazla ve az olduğu şeylerden bahsediyor, yine bir hata yaparak düşünceyi maddeden ayırıyor ve tanrı'nın bu şekilde maddeden bağımsız olduğunu iddia ediyor ancak günümüzde biliyoruz ki düşünce gayet maddesel şekilde ortaya çıkan bir olay.

    "tanrı yarattığı şeylerden sorumlu olamaz." paradoksuna kendince açıklama getirmiş, bu paradokstan haberi var mıydı bilmiyorum ama tanrı'nın iyi ya da mutlu olma gibi kendi yarattığı şeylerden etkilenmesinin mantıksızlığına bir çözüm üretmiş.

    kitabın en çok şaşırdığım noktalarından biri kadın ve erkeğin zeka isteyen işlerde eşit olduğunu söylemesi, şaşırmamın sebebi eski devirde bunu söyleyen düşünür sayısı gerçekten çok az.

    yine eski dönemlerdeki gibi kalbin düşünsel süreçte birincil organ olduğu, beynin 2. sırada gelen düzenleme yapan organ olduğu gibi ya da çocuğun kandan (muhtemelen adet kanından) oluştuğuyla ilgili görüşler var ki normal karşılıyorum.

    gel gelelim önemli kısma, umarım bir çeşit hırsızlığa girmiyordur.

    "gelelim dindarlığa, alemi yaratan bir tanrı olduğunu, bütün işleri idare ve kontrol eden ilahi varlıkları yüceltmek, onlara dua etmek, onları tespih ve takdis etmek, insanların bu tür şeyler yaptığı, bu dünyada hayatta peşinden koşulan nimetleri terk ettiği ve bu yolda sebat ettiği takdirde ölümden sonra elde edeceği bütün nimetlerle mükafatlandırılacağına, bu şeyleri yapmadığı, bu dünyanın nimetlerini tercih ettiği takdirde ölümden sonra cezalandırılacağına, başına gelecek büyük bedbahtlıklarla karşılaşacağına inanmak, bütün bunlar, insanlar tarafından insanlara karşı kullanılan hile, aldatma ve sahtekarlıklardan başka bir şey değildir. çünkü bunlar, bu nimetlerden korkmadan, açıkça dövüşerek zorla elde etmekten aciz olan insanlar tarafından uydurulmuş hikaye ve aldatmalar, fizik güçleri ve silahlarıyla açıkça kimsenin yardımını istemeden mücadele etme gücüne sahip olmayan kimseler tarafından kullanılan tuzaklardır. onların bu fikirleri ve tuzakları, diğerlerini korkutmak, onlara boyun eğdirmek içindir. bundan da asıl amaçları, diğerlerinin bu nimetlerin tümünü ve bir kısmını bırakmaları; böylece açıkça savaşarak ve zorla elde etmek için yeterli güce sahip olmayan kendilerinin de onların bıraktığı bu nimetleri ele geçirmektir. gerçekten bu şeyleri arzu eden kişinin, aslında yanlış olarak onların peşinden koşmadığı zannedilir, onun hakkında iyi şeyler düşünülür, ona karşı tedbir alınmaz, ondan korkulmaz, kimse onu itham etmez. tersine onun maksadı gizli kalır ve hayat tarzı ilahi bir hayat tarzı olarak nitelendirilir. onun dış görünüşü, büyün bu nimetleri kendisi için istemeyen bir insanın görünüşüdür. bu, onun itibar ve saygı görmesinin ve diğer bütün nimetlerden yararlandırılmasının nedeni olur ve bütün insanlar ona itaat ederler, onu severler, herhangi bir şeyde onun nefsine mağlup olmasını affederler, yaptığı kötü şeyleri iyi görürler. böylece o itibar, iktidar, servet, zevk ve istediği her şeyi yapma özgürlüğü ile ilgili olarak herkesten üstün olur. onun bütün bu görünüşleri aslında bu nimetleri ele geçirmek içindir. naslı ki vahşi hayvanlar bazen sertlik ve şiddetle, bazen de aldatma ve tuzakla avlanırlarsa, bu tür şeyleri ele geçirme de bazen şiddet, bazen ise hile ve kurnazlıkla olur. yani bu insan, görünüşte maksadı gerçek maksadından tamamen farklı bir şeymiş izlenimi verir..."
  • elbette hiç olmayan devlettir.
hesabın var mı? giriş yap