• ic savaslari genelde abd kazanir.
  • bir muhalefet liderine saldırı sonrası herkesin içinde biriken öfkeyi istanbul seçimlerini de iptal ettirerek bir iç savaş mı başlatmak istiyorsunuz?

    bu ülke siz seçim kazanın diye şehitler verdi. 3-5 bomba göndeririz ses kayıtları unutulmadı. siz seçim kazanın diye seçim öncesi ülkede bombalar patladı, seçimi kazandıktan sonra bir tane olay yaşanmadı. yazıklar olsun.

    yargılanacaksınız.
  • 17. yy'da ingiltere'de meydana gelen iç savaştan yola çıkan hobbes, leviathan adlı kitabında karamsar bir şekilde şu ifadeleri kullanmıştır:

    insanlar hepsini birden korku altında tutacak ortak bir güç olmadan yaşadıkları zaman, savaş denilen durumda olurlar; ve bu savaş herkesin herkese karşı savaşıdır... böyle bir ortamda çalışmaya yer yoktur çünkü meyvesi belli değildir; ve dolayısıyla toprağın işlenmesine de yer yoktur; denizcilik de olmaz, denizden ithal edilecek malların kullanımı da olmaz; ferah binalar da olmaz; büyük güç gerektiren ulaşım ve taşıma araçları da olmaz; yeryüzü hakkında bilgelik de olmaz; zamanın hesabı da, sanat da, yazı da, toplum da olmaz; ve hepsinden kötüsü, sürekli bir korku ve vahşice öldürülme tehlikesi olur; ve insanın hayatı, yalnız, yoksul, çirkin, hayvani ve kısa olur.
  • sinsi olandır.

    bağıra bağıra şu zaman şöyle gelecek diye anons edilip de başlayanı yoktur tarihte.

    belli kutuplar oluşturularak, kitleler arasındaki nefret ve bu nefreti besleyen çıkar ilişkileri sayesinde temellenir.

    bu kutuplar, dini değerler, ırk ayrımı, ideolojik görüş farklılıkları vb. halk nezdinde kutsal sayılan ilkeler üzerinden oluşturulmuş halde iken bir şekilde de propagandası yapılarak kitlelerin sürtüşmesi kızıştırılır.

    her iç savaş en çok halkına yani oluşturulmuş olan kutuplara zarar verir. ki iç savaş pisliğini tezgahlayıp gerçekleşmesi emelinde olan grupların yegane hedefi de halihazırda bu kitlelerin birbirlerine zarar vererek hakikati görmemelerini sağlamaktır.

    insanın içinde yer bulan şiddet olgusu cehalet ve eğitimsizlik içinde harmanlanmış halde ise eğer bu lanet durum çok daha beter hallerde olabilir.

    böyle bir ortamda, aydın insanlar rolü ciddi anlamda önemlidir. bu insanlar aklıselime davet etme rolünü üstlenmeli, kurulan bu iğrenç tezgahın detaylarına vakıf olmalı ve de bunu halk kitlelerini oluşturanlara anlayabilecekleri entelektüel seviyede aktarmalıdırlar.
    toplumda bu kirli tezgahtan haberdar olan her insanın öncelikle aklında tutması gereken ilk koşul, bu tezgahın tamamen nefret üzere kurulmuş olduğunu bilmek ve toplumdaki bireylere karşı önce varsa kendi içindeki nefreti dizginlemek ve ardından da ötekileştirme yoluna teşvik edici her halden uzak durmaya çaba göstermektir.
    netice itibarıyle aynı ülkede yaşayan ve hatta kapı komşusu olan insanların birbirlerine karşı nefret beslemesi, bu tezgahın en hassas kaidesidir.

    sakin olmak, sakin kalmak, ayrım yapmamak, ötekileştirmemek ve de sabırlı olmak bu iğrenç tezgahın yegane yıkıcısı, biricik düşmanıdır.

    bu hal, imkanı olmayana, imkanı olanın destek çıkması olarak görülmelidir.
    farkındalık sahibi olanın, farkında olmayana el uzatması ve de onun bilerek ulaştırılmadığı farkındalık seviyesine yükseltmesi halidir.
    en ihtiyaç duyulanıdır.

    unutulmamalıdır ki nefret nefreti, şiddet şiddeti doğurur. tezgahın yürümesine ket vurmanın yolu sabır ve hoşgörüdür.

    farkındalık sahibi olanların sabrı ve aklıselime daveti çok mühimdir.
    hem de çok.
  • ilerde çıkacakmış, çıkacaksa çıksınmış geri zekalılar sizi. iç savaşın bir insan topluluğunun başına gelebilecek en korkunç şey olduğunu nasıl anlatmalı size.

    yaşamınız boyunca güvenli dediğiniz hiçbir yerin eviniz yatağınız da dahil olmak üzere bir daha güvenli olmayacağını düşünebiliyor musunuz? sadece kendi canınızın değil sevdiğiniz herkesin canı, namusu ve geleceğinin tehlikede olması, komşularınızdan hangilerinin size veya sevdiklerinize tecavüz ettikten sonra kafanızı keserek, gözlerinizi oyarak ya da derinizi yüzerek öldüreceğinden emin olamamak nasıl bir his tahayyül edebiliyor musunuz?

    veya gelin iyimser olalım devlet, muhalefet ya da ülkeye doluşacak bin çeşit terör ve suç örgütünden canınızı kurtardınız diyelim ve elinize silah alıp birilerine karşı savaşmaya karar verdiniz peki yukarıda yazdığım zalimlikleri siz kendi vatandaşlarınıza yapabilecek misiniz? hadi savaşamam ben dediniz kendinizi ve sevdiklerinizi başka ülkelere attınız mülteci olmanın zorluklarına hazır mısınız?

    bir iç savaş bir ülkeye ne yapar nasıl düşünmezsiniz? bu kadar yakında bu kadar çok örnek varken hem de. iç savaşın sona erdiği ülkeler bu travmayı ne kadar sürede atlatır toparlanmak için yabancı ülkelerin lütuflarının karşılığını kaç nesil öder haberiniz var mı da kaostan doğacak düzeni bekliyorsunuz?

    be ahmaklar uğursuz ağzınızdan şu zehirleri dökmeyin. bu ülkede iç savaş olmayacak başka ülkelerle savaşırsak da bir olup üstesinden geleceğiz.

    tanım editi: kendi çapımda hakkında amatör hikayeler yazarken bile dehşete düştüğüm insan eliyle gerçekleşen felaket.
  • iç savaş terimini herhangi bir silahlı ihtilaf için kullanırken karşılanması gereken bazı kriterler vardır.

    1949 uluslararası cenevre konferansı sonuç bildirisi cilt 2b, sayfa 121'de bu kriterlerden uluslararası özelliklere sahip olmayan silahlı çatışma* başlığı altında bahsedilmektedir. bu isimlendirme iç savaş kavramını da içinde barındırmaktadır.

    uluslararası özelliklere sahip olmayan silahlı çatışma kriterleri şunlardır:

    1. isyancı grup milli sınırlar dahilinde bir bölgenin hakimi/sahibi durumunda olmalıdır.

    2. isyancı grup söz konusu bölgede yaşayan nüfus üzerinde fiili* bir otorite tesis etmiş ve işletiyor olmalıdır.

    3. isyancılar (savaştıkları otorite tarafından) belirli bir düzeyde “düşman” olarak tanınıyor olmalıdırlar.

    4. yasal hükümet, askeri bir örgütlenmeye gitmiş isyancıları bastırmak için ordu birliklerinden yardım talep etmiş olmalıdır.

    uluslararası kabul gören bu kriterler dışında ek olarak amerika birleşik devletleri kısaca iç savaş tanımını şu şekilde yapar: aynı ülkede bulunan iki grup arasında yaşanan savaşa iç savaş denir; bu durumun uluslararası kabul görmesi ve iç savaş olarak adlandırılabilmesi için gereken beş kriter vardır:

    1. isyancı grup bir toprak parçasını kontrol ediyor olmalı,
    2. görev başında bir hükümeti olmalı,
    3. uluslararası anlamda belirli bir düzeyde tanınıyor olmalı,
    4. ayırt edilebilir nitelikte düzenli silahlı kuvvetleri olmalı,
    5. karşıt grup, kurduğu silahlı kuvvetleri ile büyük çapta askeri harekatlar düzenleyebilme imkan ve kabiliyetine sahip olmalıdır.

    nato tanımlamasına gelirsek, "iç savaş budur" şeklinde net bir tanımlama mevcut olmamakla birlikte, genel olarak cenevre kriterleri kabul görmektedir.

    tüm bu bilgilerin ışığında, 1984 yılından beri türkiye'de süren düşük yoğunluklu çatışmanın iç savaş olarak nitelendirilemeyeceği görülür. bununla ilgili ek bilgi için : (bkz: #12337177)
  • kimilerine kuru lakırtı gibi gelen ölümcül şey. iç savaş suriye'de bir çocuğun ben cennete gidecem çünkü cennette ekmek varmış demesidir benim için.
  • bu gece çıkan kararname ile türkiye'de çıkacağına iyiden iyiye emin olduğum durum.
    zaten kısa bir tiyatrosunu 15 temmuz'da gördük. radikal manyaklar kendi askerine sıktı, dinlemeden etmeden. köprüye komutanları tarafından 'tatbikat var' diye çıkartıldığı için binlerce kişi, gencecik ve ülkesini seven gençlerin kafasını koparttı, cesedini yerlerde sürükledi. demekki bir kişinin çıkıp tv'de skype ile 'sokağa çıkın canlarım ciğerlerim' demesiyle bu ülkede iç savaş çıkabiliyor.

    son kararlar da iyiden iyiye randikal manyaklar ile düşünmeden hareket eden muhalif kimseleri iyice biledi. bir çok diktatörün gitmeden önce oluşturmaya çalıştığı kaos ortamına iyice girdik. çok vaktimizin kaldığını sanmıyorum.

    not: böyle yazıp savaş çığırtkanlığı yapıyorsun diye özelden küfür edecek beyinsiz organizmalar hiç yormayın kendinizi engelliyorum direkt. tarih boyunca her diktatörün yaşattığı şeylerin yaşanacağını söylemek çığırtkanlık olmuyor. o zaman iki gün sonrası için fırtına kopacak diyen mgm'yi filan da linçleyin, fırtına çığırtkanlığı yapıyor diye.
  • şu başlığa gelip, ne içtin, yavaş gel falan yazan mallar avrupa da yaşadığını zannediyor sanırım, ulan senin ülkende insanlar canlı canlı yakıldı, defalarca darbe oldu, sen neyin rüyasındasın?
  • güç kaybeden iktidar sahiplerinin rüyasını süsleyen vehamet.
hesabın var mı? giriş yap