• güzel bir diyalog vardı filmde aklımda kalan.

    --- spoiler ---

    diyaloğu net olarak hatırlamıyorum ama simon, jennifer'a birden neden bu kadar mutsuz olduğunu soruyordu. jennifer da bunu bir örnekle açıklıyordu. şöyle ki; bir daire üzerinde en alt noktayı mutsuzlukla mutluluğun kesiştiği yer olarak tanımlıyordu. mutluluğun arttıkça o noktadan yuları doğru (filmde saatin ters yönünde) çıkıyordun ve tepe noktası en mutlu olduğun yer oluyordu. fakat o noktanın da hemen yanı en çok mutsuz olduğun noktaydı aynı zamanda. demek istediği ne kadar çok mutlu isen, alacağın bir haber seni o kadar mutsuz yapabilir.

    --- spoiler ---

    benim de bu aralar en büyük korkum aynen budur.
  • "i like space.
    there are no problems in space.
    no misunderstandings. no chaos.
    because in space,
    there are no feelings." cümlesiyle başlayan ve izleyen kimseyi pişman etmeyecek film.
  • this is your captain speaking:

    içini hem ısıtacak, hem gülümsetecek, hem de renklendirecek bir kuzey filmiyle karşı karşıyasın.

    iskandinav sineması hiç yanıltmadı beni, bu zamana kadar. o yüzden, seni de yanıltmasın istiyorum. iskandinav sinemasının da iklimi gibi soğuk olduğunu düşünüp uzak duranlar için, mesafeleri kapatmak adına iyi bir başlangıç olabilir bu çünkü. evet evet, sana söylüyorum. öyle mükemmel bir film de değil üstelik, bizim gibi kusurları var. büyük ihtimalle en sevdiğin filmlerden biri de olmayacak, olsun varsın. bir süre sonra adını da unutursun diyorlar, ona da tamam. saçma bulacaksın belki, ee daha güzel... tüm bunlar bir yana, izlediğin süre boyunca tebessüm etme garantisi veriyor (eğer tebessüm etmeyi unutmadıysan hala), işte bunu es geçme derim bak.

    dairesel bir plan dahilinde ilerleyen hayatının içinde, kaos’a sürüklenmemek için hep aynı yörüngede kalmaya çalışan simon bile, sıkı sıkıya tutunduğu yörüngelerinin dışına fırlıyor, bir anda. bu izlenmeli işte. hem öyle kolay ki görmesi, teleskop bile gerekmiyor.

    “doğru yörüngede kalmak önemlidir. çok hızlı gidersen uzaya fırlarsın. çok yavaş gidersen dünyaya düşersin. yörüngeni koruyamazsan kaosa sürüklenirsin. bu yüzden yörüngemi koruyorum.”

    film bitince soundtrack’ini de dinlemek isteyeceğini düşünerek, onu da usulca bırakıyorum buraya .
  • son zamanlarda başıma gelen en tatlı şey ilan ediyorum kendisini. en son ne zaman bu kadar güldüm hatırlamıyorum, ne güzel işlerle uğraşan ne güzel insanlar çıkıyor şu iskandinavya'dan. bayağılıktan ve ucuz entrikadan kaçıp uzaklaşmak istediğinizde sığınabileceğiniz bir liman olarak görebilirsiniz bu filmi.
  • genelde festival filmlerinde kasıntılı bi kabızlık durumu olur da sıkıntıdan geberirsin ya, bu o kategorinin tamamen dışında süper eglenceli bi film.
  • isveç'li yönetmen andreas öhman'ın çektiği üçüncü film. iskandinav sineması sever bi insan olaraktan bu filmi kaçırmak olmazdı. aşkın formülü yok adıyla filmekiminde gösteriliyor. biz saloncak çok beyendik, çok güldük. salondan ayrılırken herkeşin yüzünde güzel bir tebessüm vardı ki festival filmlerinde nadir olan bir şeydir..

    filmin tanıtım yazısı ise şööle:

    --- spoiler ---
    benim adım simon. asperger sendromum var. uzayı, halkaları ve bana iyi bakan abim sam’i severim. duygulardan, başkalarından, değişikliklerden ve hugh grant’in oynadığı romantik komedilerden hoşlanmam.” isveç’in oscar adayı olan aşkın formülü yok, abisi sam kız arkadaşı tarafından terk edilince dünyası alt-üst olan simon adında 18 yaşındaki bir gencin öyküsünü anlatıyor. her şeyin yeniden düzene girmesini isteyen simon, kendine bir görev edinir: sam’e yeni bir sevgili bulacaktır. hastalığı yüzünden ne aşk ne de duygu hakkında hiç bir şey bilmeyen simon tamamen bilimsel yöntemlerle planını gerçekleştirmeye çalışacaktır.

    --- spoiler ---
  • (bkz: sheldon cooper)

    --- spoiler ---

    simon, frida'nın kapısını üç kez tıklattığında her seferinde içimden frida frida frida diye söylendiğimi fark ettim.

    --- spoiler ---
  • uzun zamandır izlemek için beklettiğim filmdi. bir umut bırakarak bitişinden, mavi kırmızının muazzam uyumundan ve sakin tatlılığından fazlasıyla hoşnut oldum. izlemiş ve sevmiş bulundum.

    "uzayı seviyorum uzayda sorun yoktur. yanlış anlaşılmalar yoktur. kaos yoktur. çünkü uzayda hisler yoktur."
    "13 asal sayıdır kendine bölünür, benim gibi."

    --- spoiler ---
    uzay gemisinden dünyaya dokunan simon'un sahici gülümseyişinden duyduğum sevinç; dart tahtasında bulls eye isabetinde sevinçten kuduracak gibi olan herifle aynı.
    --- spoiler ---
  • simple simon (2010)

    damaklarda farklı tatlar bırakan, samimi ve sıcak bir anlatıya sahip, oldukça eğlenceli ve sevimli bir film ı rymden finns inga känslor. film; asperger sendromu olan ve hayatta sadece uzayı, daireleri ve abisi sam'i seven simon adında 18 yaşındaki bir gencin, abisinin kız arkadaşından ayrılmasına sebep olması yüzünden onun hayatını düzene sokmaya çalışmasını anlatıyor. abisine yeni bir kız arkadaşı bulmaya çalışan (simon'ın deyimiyle kahrolası kız) ve bunun için formüller ile planlar yapan simon'ın çabası filmi komik ve eğlenceli yapmaya yetiyor. yer yer leonardo dicaprio'lu johnny depp'li what's eating gilbert grape tadı da veren film, oldukça doğal ve samimi sahnelere sahip. ayrıca her ne kadar filmde hasta kardeşine sahip çıkan ve onun için her şeyi yapabilecek bir abi imajı olsa da, film ilerledikçe abisinin mutluluğu için her şeyi yapabilecek bir kardeş olduğunu görmek, aile ve kardeşlik bağlarının önemine vurgu yapıyor. soğuk iskandinav ikliminden iç ısıtan, samimi ve eğlenceli bir film.

    7.7 / 10
hesabın var mı? giriş yap